Alternatif Bank Genel Müdürü Gür: Reformlar TL varlıkların tercih edilmesine imkan sunabilir
23 Aralık 2020 Çarşamba 13:32
İSTANBUL (AA) – Alternatif Bank Genel Müdürü Kaan Gür, “Bankacılık Söyleşileri” kapsamında AA muhabirine, Alternatif Bank ve sektörün yeni tip koronavirüs (Kovid-19) dönemindeki çalışmaları hakkında bilgi verirken, geleceğe ilişkin öngörülerini paylaştı.
Bankacılık sektörünün güçlü kurumsal ve regüle yapısı, yüksek sermaye yeterliliği ile belirsizlik dönemlerini yönetme kabiliyetine sahip olduğunu vurgulayan Gür, sektörün, tıpkı geçmiş krizlerde olduğu gibi salgın döneminde de öne çıkan bu özellikleriyle ekonomik faaliyetlerin devamlılığını sağlamak için üzerine düşeni yapmanın gayreti içinde olduğunu ifade etti.
Gür, kamu bankaları öncülüğünde başlayan, sonrasında da tüm bankacılık sektörünün katılımıyla güçlü kredi desteklerinin sağlandığını kaydetti.
Salgının etkilerini sınırlamak amacıyla gündeme gelen ekonomik önlemler ve düzenleyici kurumların öne çıkardığı aktif rasyosu gibi yeni oransal düzenlemelerin etkilerini yakından takip ettiklerini aktaran Gür, bu dönemde bankacılık sektörünün hem menkul alımları hem de güçlü kredi verme eğilimiyle ön plana çıktığını söyledi.
Gür, kasım sonu itibarıyla Türk bankacılık sektörünün yüzde 35 oranında oldukça güçlü bir kredi büyümesi elde ettiğini ve bunun tamamının TL kredilerle sağlandığını bildirdi.
Kredi büyümesinin payda etkisi ve ertelemelere ilişkin düzenlemeler sonucunda takipteki kredi rasyosunun düşüş göstermiş olsa da önümüzdeki dönemde dikkatle yönetilmesi gereken bir konu olmaya devam edeceğinin altını çizen Gür, “Aynı dönemde bankacılık sektörünün net karı ise yüzde 21 arttı. Bu süreç bize güçlü varlık ve öz kaynak büyümeleri ile aslında karlılık oranlarının yıllık bazda yatay seyrettiğini gösteriyor. Ekonomik perspektifte bunlar yaşanırken, 2020 yılı iş sürekliliği açısından da önemli bir test oldu diyebilirim. Dijital kanalların kullanımı önemli bir hızda artarken, bankacılık gibi uzaktan çalışmanın pek gündemde olmadığı bir sektörde bu çalışma disiplininin kazanılması ve yaygınlaştırılması adına önemli kazanımlar oldu.” şeklinde konuştu.
“Nakdi ve gayrinakdi kredilerde yıl sonunda 35 milyar TL’nin üzerine çıkmayı öngörüyoruz”
Kaan Gür, salgın sürecinin 2020’de şüphesiz hemen herkesi, pek çok sektörü ve ülkeyi daha önce yaşanmamış zorluklarla karşı karşıya getirdiğini söyledi. Bu durumun en acı yanının yaşanan kayıplar olduğunu aktaran Gür, “Bu vesileyle bir kez daha yakınlarını kaybedenlerin acısını paylaştığımızı ve sabırlar dilediğimizi iletmek isterim. Alternatif Bank olarak bu yılı öncelikle çalışanlarımız ve müşterilerimizin sağlığını ön planda tutarak hem verdiğimiz hizmetlerden hem de hedeflerimizden sapmadan geçirdik diyebilirim.” ifadelerini kullandı.
Gür, 2018’de yola 5 yıllık bir planla çıktıklarını, bu bağlamda her ne kadar salgın döneminin kendilerini bazı yönlerden etkilese de geçmiş yıllarda olduğu gibi hem bu yıl için hem de 5 yıllık hedefe paralel olarak çalışmaları sürdürdüklerini kaydetti.
Bilançodaki ana kalemlerde 2020 hedeflerini ekim sonu itibarıyla tutturmayı başardıklarını ifade eden Gür, şu anda bütçenin üzerinde bir performans sergilediklerini aktardı.
Gür, şöyle devam etti:
“Aktiflerimizi yüzde 19 artırdık. Kredilerde yüzde 23’ün üzerinde güçlü büyüme gösterdik ve bunu da TL kredilerle sağladık. Nakdi ve gayrinakdi kredilerle ekonomiye sunduğumuz destek 30 milyar TL’nin üzerine ulaştı. Yıl sonunda 35 milyar TL’nin üzerine çıkmayı öngörüyoruz. Aynı şekilde fonlama tarafında da TL ağırlıklı ilerleyerek TL mevduatımızı yüzde 20’ler seviyesinde güçlü bir şekilde büyüttük. Bu dönemde de güçlü sermaye yapımızı koruduk. Yıl içerisinde özellikle faizlerde yaşanan dalgalanmanın net faiz marjımızda yarattığı etki, kur etkisi nedeniyle artan genel karşılık giderleri, operasyonel maliyetler gibi sebeplerle karlılığımız bu durumdan bir nebze etkilendi. Ancak ortaya koyduğumuz sağlıklı büyüme sayesinde bu farkı yakın gelecekte kompanse ederek daha güçlü karlılık seviyelerine ulaşacağımıza inanıyorum.”
Gür, toplam dış ticaretten aldıkları payı artırmaya devam ettiklerini, 2020’de hem dünya hem de ülke dış ticaretinin salgından oldukça etkilendiğini söyledi.
Bu durumun doğal olarak dış ticaretin finansmanı konusunda kendilerini de etkilediğini ifade eden Gür, “Dış ticaret işlem hacmimizi ilk yarıda yüzde 6 oranında artırmayı başarsak da yıl geneli için hedeflediğimiz rakamlardan bir miktar sapma olmasını bekliyoruz. Yine de pandeminin tüm olumsuz etkilerine rağmen 2020 yılını ülke büyümesinin üzerinde bir büyüme ile bitirmeyi hedefliyoruz.” dedi.
“Kendimize yüzde 15’lik büyüme hedefi koyduk”
Alternatif Bank Genel Müdürü Gür, 2021 yılına ilişkin öngörülerini paylaştı. Gelecek yıl ülkedeki olumlu gelişmeler paralelinde daha yüksek bir büyümenin gerçekleşmesini beklediklerini aktaran Gür, görece daha olumlu bu senaryo içerisinde uzun vadeli hedeflerine paralel olarak, artan bir pazar payı hedefi doğrultusunda sektörün üzerinde büyüyeceklerini söyledi.
Kendilerine yüzde 15’lik bir büyüme hedefi koyduklarını ve bunu gerçekleştireceklerine inancının tam olduğunu dile getiren Gür, “Sahip olduğumuz yetkin kadroyla güçlü kaslarımız olan dış ticaret, nakit yönetimi, sigorta ve hazine ürün gruplarımızın önemli desteğiyle tüzel taraftaki güçlü büyümemizi aynı şekilde sürdüreceğiz.” dedi.
Gür, dengeli bir bilanço yapısı içerisinde sağlıklı büyürken, müşteri bazını genişleterek portföyde tabana yaygınlığı artırmaya, hizmet kanallarını teknolojinin sunduğu son imkanlarla daha optimize hale getirmeye odaklandıklarını söyledi.
Daha etkin bir risk yönetimiyle müşteri memnuniyetini ana odağına alan bir kurum kültürü oluşturmanın da olmazsa olmazlardan biri olacağını belirten Gür, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Özellikle son bir yılda artan dijital ürün ve çözümlerimizle müşterilerimize hem tüzel hem bireysel tarafta çok daha rahat bir müşteri deneyimi ve daha fazla sayıda ürün seçeneği sunabiliyoruz. Bu da gelecek dönemde Alternatif Bank’a çok daha geniş bir müşteri kitlesine hizmet verme imkanı sağlayacak. Herkes gibi biz de salgın sürecinin 2021 yılının ilk yarısında da etkilerini sürdüreceğini düşünüyoruz. Dijital bankacılık altyapımız ve çevik organizasyonumuzla 2020 içerisinde hızla adapte ettiğimiz uzaktan çalışma modelimize bir süre daha devam edeceğimizi öngörüyoruz. Giderek zenginleşen dijital ürün ve çözümlerimiz ile müşterilerimize katma değerli danışman bankacılık hizmetlerimizi dijital kanallar üzerinden sunacağız. Bu doğrultuda 2020 yılı içerisinde canlıya geçirdiğimiz, e-imza, e-onay, e-teminat mektubu gibi dijital hizmetlerimiz ve günden güne ürün çeşitliliğini artırdığımız mobil ve internet şubelerimiz ile bu sürece hazırız.”
“Yeni nesil teknolojiler bankaların müşterilerle kurduğu ilişkiyi dönüştürecek”
Kaan Gür, salgın sürecinin tüm dünyada iş yapış şekillerini hızla değiştirdiğini, dönüştürdüğünü, bunun etkisiyle farklı bir dünyaya doğru evrilmeye başlandığını söyledi.
Bankacılık sektörü olarak yıllardır dijitalleşme üzerine çalışmalar yaptıklarını belirten Gür, “Salgın, daha uzun vadeye yayılan projeleri çok kısa sürede hayata geçirmemizi sağladı. Yaşadığımız bu olağanüstü dönem, dijital kanallara yatırımın önemini bir kez daha gösterirken, dijital dönüşüm için bütünsel açıdan önemli bir sıçramaya da sebep oldu. Özellikle bu dönemde dijitalle yeni tanışan müşterilerin sayısında önemli bir artış oldu. Şimdi artık hiç doğrudan temas olmadan dijitalden müşteri olma sürecine geçiyoruz. Ayrıca, pek çok sektörü etkileyecek açık bankacılık uygulamaları da önümüzdeki dönemde önemli bir dönüşüm süreci yaşatacak.” ifadelerini kullandı.
Gür, araştırmaların gelecek 10 yıl içinde her şeyin daha büyük bir hızla dijitale, temassız teknolojilere, veri bankacılığı ve analitik alana kayacağını gösterdiğini söyledi.
Verilerin güvenliğini sağlama noktasında önemli adımlar atmaya devam eden bankaların ise diğer sektörlere yol gösterici olacağını belirten Gür, şunları kaydetti:
“Yapay zekayla, makine öğrenmesi bütünleşik sistemleriyle birlikte çalışacak uzmanlar finansal hizmetlere farklı boyutlar katacak. Bunu sağlayabilen geleceğin bankaları güvenilirliğini koruyacak. Yeni nesil teknolojiler, bankaların müşterilerle kurduğu ilişkiyi dönüştürecek. Bizim için dijitalleşme, pandemi öncesinde de temel odaklarımızdan biriydi. Tam pandemi öncesinde bireysel-tüzel internet bankacılığı ve mobil uygulama olmak üzere tüm dijital kanallarımızı deneyim, fonksiyonalite ve teknoloji olarak yenilemiş, ödüllü omnichannel altyapımız üzerinde hayata geçirmiştik. 2021 yılı içerisinde de yine konjonktürel gelişmeleri ve müşterilerimizin yeni dönemdeki ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak dijitalleşmeye yönelik projelerimizi sürdüreceğiz. Örneğin, müşterilerimizin dijital kanallardan ulaşabileceği ürün ve hizmetleri regülasyonların müsaade ettiği kapsamda maksimize etmek amacıyla görüntülü görüşmeyle hizmet gibi konuları hayata geçireceğiz.”
“Öz sermaye getirilerinin iki haneli seviyelerde gerçekleşmesini bekliyoruz”
Alternatif Bank Genel Müdürü Gür, Türkiye’nin, salgın sürecini hem sağlık hem de ekonomi alanında iyi yöneten ülkelerden biri olduğunu söyledi.
Özellikle bankacılık sektöründe alınan önlemlerle reel ekonomiye verilen desteğin, bu dönemde birçok işletme için can suyu olduğunu ifade eden Gür, 2021’de sektörde TL ağırlıklı olarak yüzde 15’in üzerinde bir büyüme beklediklerini kaydetti.
Takipteki kredi rasyosunda bir miktar artış, yatay seyreden net faiz marjı ve varlık büyümesine paralel bir kar artışı öngördüklerini aktaran Gür, öz sermaye getirilerinin de iki haneli seviyelerde gerçekleşmesini beklediklerini söyledi.
Gür, 2021’de sektörün kredi büyümesinin genel anlamda büyüme potansiyeliyle uyumlu bir şekilde nispeten daha düşük kalabileceğini, burada yüzde 15 civarında bir büyüme düzeyi öngördüklerini belirtti.
Sektör içinde yılın başlarında düşen karlılığın kademeli olarak senenin geri kalanında dengeleneceğini ifade eden Gür, şu değerlendirmelerde bulundu:
“2021’in başlarında ekonomik aktivitede Kovid-19’a bağlı görülebilecek düşük performansın ardından kademeli güçlenme bekliyoruz. Bu anlamda ekonomik performansın güçlenecek seyri sektörün yılın ortalarına doğru kredi verme gereksinimlerini destekleyebilir. Türkiye özelinde ise hukuk ve diğer öne çıkan süreçlerde reform beklentileri oluştu. Bu reformların gerçekleşmesi TL’nin daha öne çıkan bir para birimi olmasına ve TL varlıkların tercih edilmesine imkan sunabilir. Yeni yılda özellikle aşılanma sürecinin erkene çekilmesi halinde büyümede beklentiler daha da belirginleşebilecek. Bu anlamda özellikle yurt içinde reform ve sıkı para politikası tavrının sürmesiyle TL bazında yabancı yatırımcı girişleriyle büyümeyi daha fazla destekleyebilecek bir süreç oluşması mümkün olabilir.”
Muhabir: Murat Birinci