Bakan Varank: 11 Mayıs itibarıyla tüm otomotiv ana fabrikaları faaliyetlerine başlamış olacak
5 Mayıs 2020 Salı 17:05
ANKARA(AA) – Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından düzenlenen “İşimiz, gücümüz üretim” başlıklı toplantıya video konferans yöntemiyle katıldı.
Kovid-19’un zengin ya da fakir ülke ayrımı yapmadığını belirten Varank, salgının ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak toplumları etkilediğini söyledi.
Varank, uluslararası ticarette, sınır ötesi sermaye hareketlerinde ve emtia piyasalarında sert dalgalanmalar yaşandığına dikkati çekerek, geleceğe ilişkin belirsizlikler arttıkça, üreticilerin ve tüketicilerin davranış kalıplarının da değiştiğini bildirdi.
Türkiye’nin, bu küresel şokta başarılı bir sınav verdiğini ve vermeye de devam ettiğini vurgulayan Varank, “Salgında yayılımın ve hasta sayısının düzenli olarak azaldığı bir döneme girdik. Bu başarı Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, eş güdüm içinde attığımız adımlar sayesinde oldu. Sağlıktan eğitime, güvenlikten ulaştırmaya kadar her alanda somut ve dinamik politikalar uyguladık.” dedi.
Kısa çalışma ödeneğinden faydalanabilmenin şartlarını ciddi şekilde kolaylaştırdıklarını hatırlatan Varank, sektör ayrımının olmadığı bu kritik imkana, şimdiye kadar 3 milyonun üzerinde çalışan için başvuru yapıldığı bilgisini verdi.
Varank, kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayacaklar için de aylık 1170 liralık başka bir paketi daha devreye aldıklarını anımsatarak, telafi çalışma süresini 2 aydan 4 aya çıkardıklarını dile getirdi.
Sosyal destek programları kapsamında yaklaşık 4,5 milyon ihtiyaç sahibi haneye 1000’er lira nakdi yardım yaptıklarını ifade eden Varank, e-devlet üzerinden talep eden, ulaşamayan ihtiyaç sahiplerine de yardım edileceğini anlattı.
“Fabrikaların temelli kapanması gibi bir yaklaşımımız olmadı”
Varank, tüm bu yardım ve destek programlarını devreye alırken sanayicilerle de dirsek teması içinde olmaya önem verdiklerini belirterek, salgının başından itibaren her türlü talep ve öneriyi dikkate aldıklarını söyledi.
Söz konusu süreçte KOSGEB, TÜBİTAK ve kalkınma ajansları kanalıyla özel destek programları açıkladıklarını anımsatan Varank, şu değerlendirmede bulundu:
“Biliyorsunuz, fabrikaların temelli kapanması gibi bir yaklaşımımız asla olmadı. Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde bile ihracat taahhüdü olan ya da ara vermesi durumunda büyük zararla karşılaşabilecek üreticilerin çalışmaya devam etmesini sağladık. Böylece kısıtlama boyunca, İçişleri Bakanlığı genelgesinde olan sektörlere ilave olarak, il müdürlüklerimiz ve sanayi odalarıyla koordineli bir biçimde 16 bin 900 firma daha üretimlerini sürdürdü.”
Varank, süreçte Türkiye’de, temel gıda maddelerinden sağlık ekipmanlarına varıncaya dek hiçbir konuda arz sıkıntısı yaşanmadığına işaret ederek, yerli yoğun bakım solunum cihazını bile sadece iki haftada seri üretim bandından indirdiklerini dile getirdi.
Sıfırdan inşa edilen Ar-Ge ekosisteminin, bu başarının en önemli mimarı olduğunu vurgulayan Varank, bu ekosistemde yetişen ve Bakanlığın desteklerinden faydalanan “start-up”ın sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya umut olduğunu ifade etti.
Varank, söz konusu ekosistemle ortaya çıkan pilot ürününün Baykar, Aselsan ve Arçelik iş birliğiyle bir üst basamağa taşındığını anımsatarak, büyük bir özveriyle yapılan çalışmalar sonucu dünya standartlarındaki cihazın 14 günlük rekor sürede üretildiğini söyledi.
“Üretim cephesinde önemli gelişmeler var”
Bakan Varank, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün açıkladığı “normalleşme” planına değinerek, “Üretim cephesinde önemli gelişmeler var. Otomotiv fabrikalarının büyük bölümü yeniden üretime geçti. 11 Mayıs itibarıyla ülkemizde tüm ana fabrikalar tekrar faaliyetlerine başlamış olacak. Bazı tekstil firmalarının da açılmaya başladığını biliyoruz. AVM’lerin ve ihracat kanallarının normalleşmesiyle sektör hızlıca toparlanacak.” diye konuştu.
Bu dönemin risklerine hazırlıklı olmak kadar fırsatlarının da değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Varank, bu konuda üreticilere de büyük görev düştüğünü bildirdi.
Varank, normale hazırlıklı olmak kadar yeni normali şekillendirmenin de önem taşıdığını belirterek, sanayicilerden beklentilerini paylaştı.
Çalışan sağlığının güvence altına alınması süreçlerinin çok iyi planlanması gerektiğini vurgulayan Varank, şunları kaydetti:
“Servislerdeki oturma düzeninden fabrikadaki vardiyalara kadar her bir detay çok mühim. Bu konuda biz de önemli bir adım attık. Sanayinin kalbinin attığı şehirlerden Kocaeli’de pilot bir proje başlattık. Sağlık Bakanlığımız ile birlikte, Gebze Teknik Üniversitesinde sadece sanayiye hizmet vermek üzere, günlük 5 bin test kapasiteli bir laboratuvar kuruldu. Ankara için de benzer bir proje yakında devreye girecek. Sanayi odamız, OSB yönetimleri, Sağlık Bakanlığı ve Bakanlığımız iş birliğinde hazırlıklarımızı tamamladık. Günlük 4 binin üzerinde test kapasitesine sahip bir laboratuvar da Ankara için kurulmuş olacak.”
Varank, gelecek dönemde İstanbul, Bursa ve Tekirdağ’da da tarama testleri yapmayı başlatacakları bilgisini vererek, mayıs sonuna kadar tüm OSB’lerde bu sistemi devreye almak istediklerini, böylece emekçilerin sağlığını çok daha yakından takip edeceklerini dile getirdi.
Sanayicilerden dinamik olmalarını isteyen Varank, şöyle konuştu:
“Talep canlanmaya başladığında, piyasayı en iyi şekilde besleyebilmeniz gerekiyor. Dolayısıyla sizlere rekabet avantajı sağlayacak adımları gelin birlikte planlayalım. Yatırım kararlarınızı hızlandıracak, öngörülebilirliği daha da artıracak ya da finansman sıkıntınızı hafifletecek mekanizmaları birlikte şekillendirelim. Tedarik zincirlerindeki konumunuzu güçlendirin. Üretim çeşitliliğiniz ve kabiliyetleriniz ne kadar gelişmişse küresel rekabette o denli öne geçiyorsunuz.”
“Türkiye küresel şirketlerin yeni üretim merkezi olabilir”
Varank, Çin’deki üretimde yaşanan aksaklıkların küresel şirketleri, üretim merkezlerini çeşitlendirmeye ittiğine dikkati çekerek, Türkiye’nin çok kolay bir şekilde bu merkezlerden birisi olabileceğini söyledi.
Sanayicilere sektörlerinde faaliyet gösteren küresel şirketlerle irtibata geçmeleri önerisinde bulunan Varank, “Onların tedarikçisi olmak için teklifte bulunun. Yeni ortaklar bulun, yeni piyasalara açılın. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında açacağımız çağrıları yakından takip edin. Ortaklarınızla birlikte başvuru yapın.” ifadelerini kullandı.
Varank, “start-up”larla iş yapmanın önemine işaret ederek, piyasa canlandığında onların kabiliyetlerine ihtiyaç duyulacağını anlattı.
Sanayicilerin, yerlileşme oranlarının artırılmasına odaklanması gerektiğini vurgulayan Varank, “Bu salgın, kendi kendine yetebilmenin ne kadar önemli olduğunu tekrar ortaya koydu. Üretimde başka ülkelere bağımlılık azaldıkça, dış şoklara karşı direnç de artıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Varank, farklı üretim yöntemleri, yeni ürün gamları ve yenilikçi fikirleri besleyen iş modellerinin geliştirilmesi gerektiğini belirterek, sanayicilere Ar-Ge, inovasyon, insan kaynağı ve dijital teknolojilere yatırım yapmalarını tavsiye etti.
Son 1,5 ayda hızlı bir dijitalleşme sürecine girildiğine işaret eden Varank, “Çalıştığınız sektör her ne olursa olsun, mutlaka dijital teknolojilerle entegre etmeye çalışın. İş hacminizi dijital ortama taşıyabileceğiniz mekanizmaları tasarlayın, uygulamaya geçirin. Eğer eksik kaldığınız noktalar olursa bizleri bilgilendirin ki biz de bu problemleri çözmeye yönelik politikaları diğer bakan arkadaşlarımızla birlikte geliştirelim.” dedi.
Varank, sanayi sektörünün ekonominin göz bebeği olduğunu ifade ederek, Bakanlık olarak her türlü desteği sağlayacaklarını kaydetti.
ASO’dan kurul önerisi
ASO Başkanı Nurettin Özdebir de Kovid-19 pandemisinin ortaya çıkardığı olumsuz ekonomik etkilerin bertaraf edilmesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve katkıda bulunan tüm bakanlara teşekkür ederek, oda olarak kendilerinin de sürece katkı sağlamaya çalıştıklarını bildirdi.
Türkiye’nin yerli girdi üretimini ve kullanımını esas alan, katma değeri yüksek ulusal sanayi üretimini geliştirmeyi hedefleyen politika dönüşümlerinin eşiğinde olduğunu vurgulayan Özdebir, “Küresel pazarlarda orta ve uzun vadede rekabet gücümüzün artırılması ancak ithal ikameci ve katma değeri yüksek ürünlerin ağırlıkla üretildiği bir sanayi ve dolayısıyla ihracat yapısına kavuşmakla mümkün olacaktır.” diye konuştu.
Özdebir, Kovid-19 ile mücadele sürecinin daha etkin bir şekilde işlemesi, sanayinin gelişmesi ve yönlendirilebilmesi için Bilim Kurulu gibi çalışacak bir ekip oluşturulması önerisinde bulundu.