Borsaya yatırımda ilk adım: BYF'ler ve hisse yoğun fonlar

29 Haziran 2020 Pazartesi 12:07

İSTANBUL (AA) – Son dönemde hisse senedi piyasasına artan ilgiyle birlikte borsa ile yeni tanışan yatırımcılar için, manipülatörlerin yönlendirmeleri en önemli risklerden birini oluşturuyor.

Borsa İstanbul yeni yatırımcıların mağduriyet yaşamaması için sosyal medya mecralarından bilgilendirme videoları paylaşımında bulunurken, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) da konuya ilişkin titizlikle çalışmaya devam ediyor.

Twitter üzerinden, “Hisse senedi bir tasarruf aracıdır”, “Devre kesici nedir?”, “VİOP nedir?”, “Kotasyon nedir?” gibi paylaşımlarla finansal okuryazarlığı artırmayı amaçlayan Borsa İstanbul, aynı zamanda borsada yaşanan olağandışı fiyat ve miktar hareketlerinde mağduriyetlerin önüne geçmek amacıyla SPK ile yakın işbirliğiyle çalışıyor.

SPK tarafından ise son dönemde Facebook, Twitter gibi sosyal medya mecraları ile Whatsapp, Telegram gibi iletişim sistemlerinde oluşturulan üyelik bazlı gruplar üzerinden, bazı kişilerce yatırımcıların yönlendirilerek mağdur edilmeye yönelik eylemlerin sürdüğü belirtilmişti.

Bu tür mağduriyetlerin önüne geçilmesi için tedbirleri daha da sıkılaştırdıklarını vurgulayan SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, “2020 yılının ilk beş ayında, 92 kişi hakkında işlem yasağı tedbiri uygulandı. 43 kişi hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulurken, 62 kişiye 37 milyon 685 bin 12,93 TL tutarında idari para cezası tesis edildi.” açıklamasında bulunmuştu.

Hisse yatırımının ciddi bir araştırma ve profesyonellik gerektirdiğine dikkati çeken analistler, düşen faizler nedeniyle borsaya akın eden yatırımcıların olası büyük zararlardan korunmak için yetkilendirilmiş kişi ve kurumlardan destek alması gerektiğini vurguladı.

BYF’ler manipülatörlerden korunmak için en uygun araçlardan biri

Borsa İstanbul ve SPK’nın borsada yeni yatırımcıların karşılaşabileceği mağduriyetlerin önüne geçmek adına üst üste tedbirler alırken analistler de yeni yatırımcıların, risklerin farkında olmaları ve kendilerine uygun yatırım araçlarını tercih etmelerinin önemine dikkati çekiyor.

Analistler, borsa ile yeni tanışan yatırımcılar için hisse seçimindeki zorluklar nedeniyle Borsa Yatırım Fonları (BYF) ve hisse yoğun yatırım fonlarının en uygun araçlar olacağını belirtiyor.

Borsada hisse senedi gibi alınıp satılabilen ve genellikle bir endeksi takip eden BYF’ler, hem borsanın yüksek getiri potansiyelinden uzak kalmamayı hem de manipülatörlerin tuzaklarına düşmemeyi sağlayan en önemli yatırım araçları arasında gösteriliyor.

Hisse senedi yoğun yatırım fonları ise, fon toplam değerinin en az yüzde 80’i uzman portföy yöneticileri tarafından seçilmiş hisse senedi yatırımlarından oluşuyor. Hisse senedi yoğun fonların getirileri ve özellikleri, Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformu (TEFAS) üzerinden anlık olarak karşılaştırılarak, alınıp satılabiliyor.

BYF tercih eden yatırımcı sayısı bir ayda yüzde 41 arttı

Dünyada 1990’larda kullanılmaya başlayan BYF’ler, düşük maliyetleri, kolay alınıp satılmaları ve yüksek likidite gibi sebeplerle zamanla yatırımcılar tarafından en çok tercih edilen yatırım araçlarından biri oldu.

En bilinen BYF’lerden olan ve S&P 500 endeksini takip eden SPDR, IVV ve VOO gibi BYF’lerin varlıkları 100 milyar dolarlarla ifade edilirken, dünya genelinde BYF’lerin varlıkları Haziran 2020 itibarıyla 6,3 trilyon doları geçmiş bulunuyor.

Türkiye’de BYF’lerin tarihi ise 2005’te QNB Finansbank’ın Dow Jones İstanbul A Tipi Borsa Yatırım Fonu ile başlarken, devam eden süreçte borsada işlem gören BYF sayısı 8’e yükseldi.

Son yıllarda BYF’lere yerli yatırımcı sayısında ve yatırım miktarında düzenli artış eğilimi gözlemlenirken, geçen hafta itibarıyla BYF’lere yapılan yatırım 2 milyar 60 milyon liraya yaklaştı. Bu fonlara yatırım yapan yerli yatırımcı sayısı ise mayıs sonuna göre yüzde 41 artarak, 5 bin 586’dan 7 bin 894’e yükseldi.

BYF’ler altın yatırımı için de önemli kolaylık sağlarken, altına yatırım yapmak isteyenler borsada işlem gören GLDTR ve ZGOLD fonlarını satın alarak altını saklama maliyetinden ve doğrudan altın alım ve satımında karşılaşılan geniş alım-satım aralığı riskinden de kurtulmuş oluyor.

Dünya Altın Konseyi (WGC) Ocak-Mayıs dönemini ele aldığı raporunda yükselen altın fiyatlarıyla birlikte altın bazlı yatırım fonlarının yönetimi altında bulunan altının değerinin 195 milyar dolarla tarihi zirveye ulaştığını belirtmişti.

Helal BYF çalışmaları sürüyor

Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ziraat Portföy Genel Müdürü Tankut Taner Çelik, “BYF’ler kısaca Borsa İstanbul’un oluşturduğu BIST 100 gibi endekslerin hisselendirilmiş hali ve BYF’lerle endeksler hisse senedi gibi alınıp satılabiliyor.” sözlerini kullandı.

Ancak Türkiye’de bu araçların kullanımının henüz emekleme döneminde bile bulunmadığını kaydeden Çelik, Türkiye’de BYF’lerin varlıklarının 1,8-2 milyar liraya tekabül ettiğini belirtti.

Çelik, BYF’lerin tamamında piyasaca yapıcısının bulunduğuna dikkati çekerek, böylece BYF’lerde yüksek likidite imkanının sağlandığına ve arbitraj ihtimalinin ortadan kaldırıldığına dikkati çekti.

BYF’lere yatırım yapılması halinde şirketlerin temettü ödemelerinden de faydalanıldığını belirten Çelik, şunları kaydetti:

“BYF’leri satın aldığınızda hisseleri de satın almış olduğunuz için temettü gelirinden de faydalanmış oluyorsunuz. BYF’lerin takip ettiği şey getiri endeksleridir ve getiri endeksleri de temettüleri içerir. Ama mesela Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası’nda (VİOP) işlem yaptığınız da endeks hesaplamaları fiyat endeksi üzerinden yapıldığı için siz temettüden faydalanamazsınız. Yalnız BYF’lerde temettü dağıtılmak yerine fiyat üzerinden yansıtılıyor, böylece fonun değeri artıyor. Bu durumun şöyle bir avantajı var ki; yatırımcı temettü aldığında yüzde 15 stopaj verirken, yatırım fonları bu tutarı ödemiyor, böylece yatırımcıya bir başka fayda sağlanmış oluyor.”

Temmuzda üç tane daha BYF fonunu halka arz edeceklerini kaydeden Çelik, Ziraat Portföy olarak yıl sonuna kadar da 10 adet BYF’ye ulaşmayı hedeflediklerini ifade etti.

Dini hassasiyetlerden dolayı BYF’lere ilgi göstermeyen yatırımcılar için de bir çalışmalarının bulunduğunu ifade eden Çelik, İslami koşulları karşılayan Katılım endekslerinin bulunduğunu ve bu endeksleri takip edecek bir fon üzerinde çalıştıklarını belirtti.

Çelik, herhangi bir banka hissesinin veya gelirinin önemli bir kısmını faizden elde eden şirketlerin İslami yatırım kriterlerine göre yatırıma uygun olmadığını kaydederek, “Dolayısıyla bizim bunu yapabilmemiz için sırf İslami kurallara uygun şirketlerden oluşturmamız gerekiyor. Bunun için takip etmemiz gereken endeksler, katılım endeksleri. Veya katılım endekslerine uygun oluşturulmuş daha dar kapsamlı 10-15 hisseli yeni bir endeks oluşturmakla mümkün. Bunun için çalışmalarımız sürüyor.” dedi.