Ekonomistler enflasyonda gelecek dönem gıda fiyatlarına dikkati çekiyor

3 Nisan 2020 Cuma 16:06

İSTANBUL(AA) – Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), martta aylık yüzde 0,57, yıllık yüzde 11,86 artarak AA Finans Anketi’ne katılan ekonomistlerin sırasıyla yüzde 0,53 ve yüzde 11,81 olan beklentilerinin hafif üzerinde gerçekleşti.

Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu ve AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, “Skype” üzerinden AA muhabirinin enflasyon gelişmeleri ve Merkez Bankasının gelecek dönem kararlarına ilişkin sorularını yanıtladı.

Erhan Aslanoğlu, martta enflasyonun beklentilerinin görece üzerinde gerçekleştiğini, yılın geri kalanda ise gıda fiyatlarının enflasyon üzerinde daha etkili olabileceğini söyledi.

Enflasyon rakamlarının geçen yılın aynı ayına göre düşük ve yıllık bazda da enflasyonda bir miktar gerilemeye işaret ettiğini belirten Aslanoğlu, enflasyonda son üç ayda hem yıllık hem de aylık bazda gıda, sağlık ile çeşitli mal ve hizmetler kaleminin öne çıktığını dile getirdi.

Aslanoğlu, şöyle devam etti:

“Mart ayında sağlık ile çeşitli mal ve hizmet kalemleri daha ön plana çıktı. Gıda da son bir yıllık enflasyon yüzde 10 civarında ama son üç aylık enflasyon yüzde 9 civarına geldi. İçinde bulunduğumuz dönem genel özellikleri itibarıyla da en azından belirli ürünler başta olmak gıdaya görece daha fazla talebin olduğu bir dönem. Bu dönemde fiyatlama davranışlarında belki bazı perakendeciler ve üreticilerde aşırı fiyatlama davranışı gördük. İçinde bulunduğumuz dönemde bu devam edebilir.”

Erhan Aslanoğlu, martta gıdadaki hareketin aslında önceki aylara göre daha düşük kaldığını ifade etti.

Son üç ayda gıdanın geldiği seyir ve gelecek dönem dikkate alındığında gıdaya çok dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Aslanoğlu, “Hava şartları ve genel koşullar da bunda etkili olacak ama gıdanın 2020 enflasyonu açısından yine ön plana çıkacağı kanaatindeyim.” şeklinde konuştu.

“Enflasyonda çift haneli rakamlarda bir süre devam etmemiz olası”

Prof. Aslanoğlu, Üretici Fiyatları Endeksi’ne (ÜFE) bakıldığında ise artışın daha yüksek olduğunu, ÜFE’nin hem geçen yıla hem de son üç aylık trende göre gelecek aylar için yükseliş sinyali ortaya koyduğunu belirtti.

Özellikle, ÜFE’nin döviz kurundaki artışı daha hızlı yansıtan bir endeks olduğuna dikkati çeken Aslanoğlu, gelecek dönemde kurdaki yukarı yönlü hareketlenmenin devam etmesi halinde TÜFE’ye yansımasının olası olduğunu söyledi.

Aslanoğlu, aylık ve yıllık bazda özel kapsamlı endekslerden B ve C endekslerinin de son iki aya göre yukarı yönlü bir hareketlenme gösterdiğini anımsatarak, bu verilere göre enflasyonun gelecek aylarda artış eğilimi içinde olabileceğini dile getirdi.

Talep enflasyonun gıda, temel temizlik ve sağlık ürünleri dışında etkisini hissettirecek gibi görünmediğine işaret eden Aslanoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Buradan çok bir baskı beklemiyorum. Ama Türkiye’de gıdanın ağırlığı yüksek olduğu için önümüzdeki aylarda gıda ve kura bağlı olarak enflasyonda yine çok hızlı bir aşağı iniş olacağını da zannetmiyorum. Çift haneli rakamlarda bir süre devam etmemizin daha olası olduğunu düşünüyorum. Koronavirüsle (Kovid-19) ilgili gelişmeler olumluya dönerse muhtemelen bunu kurda da hissedeceğimiz için enflasyon baskısı azalabilir. Ama bunun cevabını vermek için henüz erken. Merkez Bankası açısından mevcut verilerin ekonomik tabloyu çok fazla değiştirmediği kanaatindeyim. Bununla birlikte, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) da gıda tarafına daha çok dikkat edeceğini düşünüyorum. Zaten oldukça önemli bir faiz indirimi yaptı. Faiz indirimine bir miktar devam edebilir ama asıl para politikası miktarsal genişleme tarafında olacak, bunu çeşitlendirme tarafında olacaktır diye düşünüyorum.”

“Akaryakıt fiyatları enflasyonu aşağı yönlü etkiledi”

AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi de genel anlamda enflasyonda sürpriz bir gelişme olmadığını, geçen seneye göre yarı yarıya ve uzun yıllar ortalamasının altında olması sebebiyle mart enflasyonuna olumlu denilebileceğini belirtti.

“Yıllık enflasyonda gerileme başladı. Şubat ayında gördüğümüz seviyeler yılın zirvesi olabilir gibi duruyor. Fakat bütün bunlar bir kur şoku olmadığı senaryo altında geçerli.” diyen Bürümcekçi, kurlarda son dönemde yukarı yönlü bir hareketlenme olduğunu ifade ederek, kısa vadede bakıldığında ise akaryakıt fiyatlarının enflasyonu aşağı yönlü etkilediğini bildirdi.

Bürümcekçi, özellikle kur geçişkenliği yüksek olan gruplarla hizmetlerde bir hareketlenme gözlemlendiğini söyledi.

İşlenmiş gıda tarafının fiyatların özellikle yüksek seyrettiğini, aslında gıda enflasyonu gerilemiş gibi göründüğünü ancak bunun tamamen meyve-sebze fiyatlarından kaynaklandığını ifade eden Bürümcekçi, çünkü geçen yıl meyve-sebze fiyatlarının çok daha yüksek olduğunu kaydetti.

Haluk Bürümcekçi, meyve-sebze tarafının problemli olduğunu ve gelecek aylarda bunun ortaya çıkabileceğini belirterek, “Bu durum yıllık enflasyonda dalgalanma meydana getirebilir. Ama bugünden baktığımızda nisan ayında akaryakıt fiyatlarının aşağı yönlü etkisinin olacağını görüyoruz. Buna karşılık kur artışının hızlanması biraz daha olumsuz yansıyabilir. Yine de geçen seneki TÜFE’nin yüksek olması sebebiyle enflasyonda kademeli gerileme devam edebilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Ölçülü faiz indirimi gelebilir

Haluk Bürümcekçi, belirgin bir kur şoku olmadığı takdirde yıl sonunda enflasyonun yüzde 10-11 seviyesinde olabileceğini söyledi.

Sadece enflasyon dikkate alındığında TCMB’nin faiz indirimleri için bunun bir engel teşkil etmediğini ancak son dönemde finansal istikrar açısından riskin arttığını belirten Bürümcekçi, özellikle tahvil faizlerinin son dönemdeki gelişmelere tepki verdiğini, off-shore swap faizlerinin çok yükseldiğini bildirdi.

Bürümcekçi, ülke risk priminin (CDS) 600’ün üzerine çıktığını hatırlatarak, “Aslında bunlar TCMB’nin sürekli baktığı şeyler. Üstelik, kurlarda da ciddi baskı görüyoruz. O yüzden Merkez Bankasının biraz daha ihtiyatlı olması gerekiyor. 22 Nisan’daki toplantıya kadar vakit var, Merkez Bankası da izleyecektir.” dedi.

Birçok merkez bankasının faiz indirimine gittiği dönemde TCMB’nin de politika faizini 100 baz puan düşürdüğünü anımsatan Bürümcekçi, “TCMB, indirim yapacaksa daha ölçülü yapmalı. Biraz daha dikkatli gitmesi lazım. Çünkü, Türk lirası üzerindeki baskı çok arttı. Bu da başka sonuçlara yol açıyor. Birazcık frene basmasında fayda var diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.