Kur Korumalı Mevduat sistemi başarılı olur mu?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün açıkladığı kur korumalı mevduat sistemi, an itibarıyla ülkenin öncelikli gündemi. Vatandaşlar Kur Korumalı Mevduat sisteminin detaylarını öğrenmeye çalışırken, ekonomistler de değerlendirmelerini paylaşıyor.
21 Aralık 2021 Salı 17:15
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün açıkladığı kur korumalı mevduat sistemi, an itibarıyla ülkenin öncelikli gündemi. Vatandaşlar Kur Korumalı Mevduat sisteminin detaylarını öğrenmeye çalışırken, ekonomistler de değerlendirmelerini paylaşıyor.
Kur Korumalı Mevduat sistemi özetle şu şekilde ifade edilebilir.
Geçmişte ne olmuştu?
Dövize Çevrilebilir Mevduat (DÇM) hesapları ilk kez 1967 yılında, dışarıdan döviz girişini teşvik etmek amacıyla açılmıştır.
O dönem yurtdışındaki işçi ve ihracatçılar ilk DÇM hesaplarını açmış, toplamda 3,5 milyar dolar kadar döviz Türkiye’ye girmiştir. DÇM sisteminin para arzı artışına ve enflasyonun hızlanmasına neden olduğunun anlaşılmasının ardından ise kullanımına sınırlandırmalar getirilmiştir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün açıkladığı kur korumalı mevduat sistemi, an itibarıyla ülkenin öncelikli gündemi.
Vatandaşlar Dövize Dayalı Mevduat sisteminin detaylarını öğrenmeye çalışırken, ekonomistler de değerlendirmelerini paylaşıyor.
Tüm bu gelişmelerin ardından bugün, sosyal medyada 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ‘Dövize Çevrilebilir Mevduat’la (DÇM) ile ilgili yorumları gündeme geldi. Özal, ‘bilgisizliğin vesikası’ olarak tanımladığı sistemin, vatandaşın sırtına inanılmaz bir yük bindirdiğini ifade ediyor ve sistemi yürüten dönem hükümeti için de ‘Kendilerini akıllı, uyanık sananlar böyle bir yol buldular’ diyor.
İnşallah bu hatadan ders alınır!
Dönemin başbakanı Turgut Özal, Milliyet Gazetesi’nin 17 Eylül 1989 tarihli haberinde uygulamayı ve ağır bilançosunu şöyle anlatıyor:
İnşallah gençlerimiz bundan ders alır. Bir daha böyle hesapsız kitapsız hatalar yaparak, gelecek nesilleri zor taşınan yük altına sokmaz. 84-89 arasında bu ödemeleri yapmasaydık aile başına herkese 1 milyon TL para ödeyebilirdik. 9 bin ilave okul, 900 orta boy fabrika, 500 hastane ve 4 bin km otoyol daha yapardık. 100 bin insan iş sahibi olabilirdi. İşte geçmişin hatalarının bir topluma ne kadara mal olduğunun basit bir bilançosu budur.1970li yıllarda o zaman kendilerini akıllı, uyanık sananlar böyle bir yol buldular. Tam 221 bankaya borçlandık ve Türkiye bunları ödeyemedi.
Bütün yükü vatandaşa yıktılar
Özal, söz konusu haberde ayrıca 84-89 arası yaşanan enflasyon-emisyonun ortalama yüzde 50’sinin DÇM ödemeleri yüzünden yaratıldığını söylüyor.
Özal, DÇM’lerin yükünün yıllarca halka yüklendiğini vurgulayarak ‘Benim memurum, işçim, esnafım diyenler, DÇM’nin yükünü vatandaşın sırtına yıktılar, orta direğin sırtına yıktılar. Bu borcu siz ödediniz’ ifadelerinde bulunuyor.
Bizleri twitter üzerinden takip ederek özel haberlere ilk siz ulaşabilirsiniz. Telegram kanalımıza üye olup anında şirket haberlerine ulaşabilirsiniz=> https://t.me/paraajansi – https://paraajansi.com.tr/