Merkez Bankası: Öncü göstergeler istihdam imkanlarının kısmen iyileştiğini göstermekte
2 Temmuz 2020 Perşembe 13:06
İSTANBUL (AA) – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, “Öncü göstergeler, iktisadi faaliyetteki toparlanmayla yeni iş ilanlarının arttığını ve istihdam imkanlarının kısmen iyileştiğini göstermektedir.” ifadelerine yer verildi.
Kurulun 25 Haziran’daki toplantısına ilişkin yayımlanan özette, mayıs ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1,36 oranında arttığı ve yıllık enflasyon 0,45 puan yükselerek yüzde 11,39 olduğu hatırlatıldı.
Mayıs ayı PPK karar metninde dikkat çekildiği üzere, bu dönemde gıda enflasyonunun işlenmemiş gıda fiyatları kaynaklı olarak arttığı belirtilen özette, uluslararası petrol fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak enerji enflasyonunun mayıs ayında yükselse de tüketici enflasyonunu sınırlamaya devam ettiği bildirildi.
Özette, Türk lirasındaki değer kayıplarının, dayanıklı mallar başta olmak üzere, temel mal grubu enflasyonuna yansırken, hizmet enflasyonunda salgına bağlı olarak faaliyetin kesintiye uğradığı kalemler öncülüğünde yavaşlama eğiliminin devam ettiği kaydedildi.
Bu gelişmeler sonucunda, çekirdek göstergelerin eğilimlerinde bir miktar arttığı ifade edilen özette, şu değerlendirmelere yer verildi:
“Gıda ve alkolsüz içecekler yıllık enflasyonu mayıs ayında 1,59 puan artarak yüzde 12,87’ye yükselmiştir. Bu gelişmede yıllık enflasyonu 4,91 puan artan işlenmemiş gıda grubu belirleyici olmuştur. Döneme özgü gelişmelerle taze meyve ve sebze fiyatlarında gözlenen düşüşün önceki yıllara kıyasla sınırlı kalmasına ek olarak döviz kuruna duyarlılığı yüksek olan yumurta ve bakliyatlardaki fiyat artışları işlenmemiş gıda enflasyonunu olumsuz etkileyen temel unsurlardır.
İşlenmiş gıda grubu aylık enflasyonu bir miktar yavaşlarken, baz etkisinin de katkısıyla yıllık enflasyonu belirgin olarak gerilemiştir. Diğer yandan, öncü göstergeler işlenmemiş gıda yıllık enflasyonunun haziran ayında da yükselebileceğine işaret etmektedir. Enerji fiyatları mayıs ayında yüzde 2,13 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 1,93 puan artarak yüzde 5,23 olmuştur. Uluslararası petrol fiyatlarındaki toparlanma ile birlikte Türk lirasındaki değer kaybı enerji fiyatlarındaki yükselişte belirleyici olmuştur. Öncü göstergeler, enerji yıllık enflasyonunun haziran ayında artacağını göstermektedir.”
“12 ay sonrası enflasyon beklentileri düştü”
Özette, temel mal grubu yıllık enflasyonunun mayıs ayında 1,38 puan artarak yüzde 9,26’ya yükseldiği anımsatıldı.
Bu dönemde, gerek dayanıklı tüketim malları gerekse giyim ve ayakkabı fiyatlarında belirgin artışlar gözlendiği belirtilen özette, Türk lirasındaki birikimli değer kayıplarına bağlı olarak, dayanıklı mal grubunda otomobil ve beyaz eşya fiyatlarındaki artışlar öne çıkarken, giyim ve ayakkabı grubunda mevsimsel ortalamaların üzerinde bir fiyat artışı kaydedildiği bildirildi.
Özette, hizmet fiyatlarının mayıs ayında yüzde 0,73 arttığı ve yıllık enflasyon 0,48 puan düşerek yüzde 11,28 olduğu kaydedildi.
Bu dönemde, hizmet fiyatlarında salgının sınırlayıcı etkilerinin hissedilmeye devam ettiği vurgulanan özette, “Nitekim yıllık enflasyonda en belirgin gerileme, faaliyetleri önemli ölçüde duraklayan lokanta-otel hizmetlerinde gözlenirken, diğer hizmetler ve kira yıllık enflasyonu da düşüş kaydetmiştir. Ulaştırma hizmetleri enflasyonunda ise kademeli normalleşme adımları kapsamında uygulanan kapasite kısıtları birim maliyet kanalıyla yıllık enflasyonun yükselmesine neden olmuştur.” ifadeleri kullanıldı.
Özette, haziran ayında yıl sonu enflasyon beklentilerinin bir miktar yükselirken, 12 ay sonrası enflasyon beklentilerinin düşüş kaydettiği belirtildi.
“Kredi koşullarındaki iyileşme yurt içi talebi destekledi”
Özette, iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın nisan ayında belirginleştiği ve sektörler geneline yayıldığı belirtildi.
Sanayi üretiminin mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak nisan ayında aylık yüzde 30,4 oranında daraldığı hatırlatılan özette, taşıt, giyim ve tekstil başta olmak üzere ana ihracatçı sektörlerin üretimindeki düşüşün daha belirgin olduğu vurgulandı.
Aynı dönemde turizm gelirlerinin seyahat kısıtlamaları nedeniyle durma noktasına gelirken, salgına yönelik alınan tedbirlerin de etkisiyle ticaret, konaklama-yiyecek hizmetleri, ulaştırma-depolama başta olmak üzere hizmet sektörlerinde de sert bir yavaşlama kaydedildiği bildirildi.
Kademeli normalleşme adımlarıyla birlikte mayıs ayından itibaren ekonomide toparlanmanın başladığının görüldüğü ifade edilen özette, hareket kısıtlamalarının hafifletilmesi ve kredi koşullarındaki iyileşmenin yurt içi talebi desteklediğinin altı çizildi.
Bu dönemde finansman koşullarına duyarlılığı yüksek ve talebi ertelenmiş kalemlere yönelik kartla yapılan harcamaların hızlı bir şekilde artarken, elektrik tüketiminin de istikrarlı bir artış gösterdiği ifade edildi.
Diğer taraftan, ihracatta dış ticaret ortakları geneline yayılan bir iyileşme gözlenirken, ithalat talebinde de yurt içi talebe paralel olarak artış kaydedildiği belirtilen özette, salgın hastalığa bağlı olarak küresel büyüme görünümündeki bozulma ve seyahat kısıtlamaları nedeniyle ihracat ve turizm gelirlerinde düşüş gözlendiği aktarıldı.
Özette, ancak, normalleşmeyle birlikte mal ihracatında görülen toparlanma ve emtia fiyatlarının düşük seviyelerinin önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesini destekleyeceği vurgulandı.
“Kısa çalışma ödeneği hane halkı gelir kayıplarının sınırlanması açısından kritik rol oynadı”
Özette, kurulun, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın sürekliliği ve makrofinansal istikrar açısından cari işlemler dengesindeki seyrin önemine dikkati çektiği belirtildi.
Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması açısından finansal piyasaların, kredi kanalının ve firmaların nakit akışının sağlıklı işleyişinin devamının büyük önem arz ettiği vurgulanan özette, şunlar kaydedildi:
“Yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirler ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine katkı yapmaktadır. İktisadi faaliyetin önümüzdeki dönemdeki toparlanma hızı normalleşme sürecinin yurt içindeki ve yurt dışındaki seyrine bağlı olacaktır. İktisadi faaliyetteki yavaşlama iş gücü piyasası verilerine de yansımıştır.
Mart döneminde tarım dışı istihdam Şubat dönemine göre yüzde 4,3 azalırken, inşaat ve hizmetler sektöründeki istihdam kayıpları daha belirgin olmuştur. Ancak iş gücüne katılım oranındaki gerilemeyle işsizlik oranlarındaki artış nispeten sınırlı olmuştur. Öncü göstergeler, iktisadi faaliyetteki toparlanmayla yeni iş ilanlarının arttığını ve istihdam imkanlarının kısmen iyileştiğini göstermektedir. Kurul, kısa çalışma ödeneği başta olmak üzere işsizlik sigorta fonu ve cari transferler aracılığıyla sağlanan desteklerin, hane halkı gelir kayıplarının sınırlanması ve istihdamın korunması açısından kritik rol oynadığı değerlendirmesinde bulunmuştur.”
Özette, koronavirüs salgınına ilişkin gelişmelere bağlı olarak küresel büyümedeki zayıflamanın yılın ikinci çeyreğinde derinleşirken, ülkelerin attığı normalleşme adımlarına bağlı olarak kısmi bir toparlanma gözlendiği belirtildi.
Ancak salgının başta güney yarım küre olmak üzere yayılımını devam ettirmesi ve ikinci bir dalga yaşanma olasılığı dahilinde küresel ekonomideki toparlanmaya ilişkin belirsizliklerin yüksek seyretmekte olduğu aktarılan özette, salgının ve sağlık önlemlerinin, tüketim alışkanlıkları ve genel harcama davranışına olası etkilerine yönelik belirsizliklerin devam ettiği bildirildi.
Özette, her açıdan normalleşmenin uzun sürmesi durumunda küresel ve yurt içi büyüme görünümündeki zayıflamanın daha belirgin olabileceği ve ilave tedbir gereksiniminin ortaya çıkabileceği vurgulandı.
Mayıs PPK toplantısını takip eden dönemde, OPEC+ ülkelerinin arz kısıntısı konusunda anlaşmaları ve talep tarafında en kötünün geride kaldığı yönündeki beklentilere bağlı olarak petrol fiyatlarında toparlanma gözlendiği kaydedilen özette, “Buna karşın küresel iktisadi faaliyete dair belirsizlikler başta olmak üzere emtia fiyatlarına ilişkin aşağı yönlü riskler canlılığını korumakta olup küresel enflasyon oranlarının 2020 yılında ılımlı bir görünüm sergilemesi beklenmektedir.” denildi.
“Açıklanan paketlerin etkisiyle kredi ivmesi güçlü seyretmektedir”
Özette, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankalarının genişleyici yönde adımlar atmaya devam ettiği bildirildi.
Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli faiz oranlarının tarihsel düşük seviyelere gerilerken, gerek merkez bankalarının açıklamaları gerekse piyasa beklentilerinin, düşük faiz ortamının uzun bir süre devam edeceğine işaret ettiği belirtilen özette, uygulanan politikaların finansal piyasalar, büyüme ve istihdam üzerindeki etkinliğinin, ülkeler itibarıyla salgının seyriyle politika alanının büyüklüğüne göre farklılaşabileceği kaydedildi.
Özette, destekleyici politika önlemleri ve normalleşme adımlarının yakın dönemde risk iştahında bir miktar artışa neden olduğu ve gelişmekte olan ülkelerden portföy çıkışlarının yavaşladığı aktarıldı.
Normalleşme adımlarını takiben, alınan parasal ve mali tedbirlerin de katkısıyla küresel gelişmelerin Türkiye’nin risk primi ve kur oynaklığı üzerindeki olumsuz etkilerinin bir miktar hafiflediği belirtilen özette, buna karşın küresel iktisadi faaliyet görünümüne ve politika tedbirlerinin etkinliğine ilişkin belirsizliklerin sürmesinin, önümüzdeki dönemde küresel risk iştahı ve gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının dalgalı seyretmesine neden olabileceği aktarıldı.
Özette, şu değerlendirmelere yer verildi:
“Belirsizliklerin yüksek seyrettiği bu süreçte salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkiler yakından takip edilmektedir. Bu kapsamda Merkez Bankası, salgının Türkiye ekonomisine etkilerini izleyerek elindeki araçları fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda kullanmaya devam edecektir. Parasal, finansal ve mali tedbirlerin yanı sıra büyük ölçüde kamu bankalarınca genişletilen kredi arzı, kredi büyümesine ilişkin aşağı yönlü riskleri sınırlayarak reel sektöre kredi akışının kesintisiz devamına katkı sağlamaktadır. Kefaletli kredi imkanı ile inşaat, turizm ve yerli üretim yapan sektörleri desteklemek amacıyla açıklanan paketlerin etkisiyle kredi ivmesi güçlü seyretmektedir. Kamu bankaları öncülüğündeki kefaletli kredi kullandırımları ticari ve bireysel kredi arzını ve kredi faizlerindeki düşüşü destekleyerek salgının ekonomik birimlerin gelir ve nakit akışı üzerindeki olumsuz yansımalarını azaltmaktadır. Son dönemde açıklanan bireysel kredi paketlerinin desteğiyle konut kredisi talebinin de güç kazandığı gözlenmektedir.”
“Yılın ikinci yarısında talep yönlü dezenflasyonist etkiler daha belirgin hale gelecek”
Özette, toplam talep koşullarının sınırlayıcı etkisine karşın salgına bağlı birim maliyet artışlarının yansımalarıyla çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimlerinde bir miktar yükseliş gözlendiği belirtildi
Uluslararası emtia fiyatlarının tüketici enflasyonunu sınırlamaya devam ederken, gıda enflasyonunun dönemsel ve salgına bağlı etkiler nedeniyle arttığı vurgulanan özette, şular kaydedildi:
“Salgına bağlı tedbirlerle kısa vadede etkili olan arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinin devamıyla kademeli olarak ortadan kalkacağı ve yılın ikinci yarısında talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale geleceği değerlendirilmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir.
Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası, fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Kurul, salgın hastalığa bağlı iktisadi risklerin en aza indirilmesi açısından para ve maliye politikaları arasındaki eş güdümün sürdürülmesinin büyük önem arz ettiği değerlendirmesinde bulunmuştur. Salgın hastalığın ekonomiyi birçok farklı kanaldan etkilemesi, başta nakit akışının düzenlenmesi ve istihdamın korunmasına yönelik tedbirler olmak üzere şirketler ve hanehalkı üzerindeki etkilerin asgari düzeyde tutulabilmesi için koordineli politika uygulamaları gerektirmektedir. Dolayısıyla makro ölçekteki para ve maliye politikalarının yanı sıra en çok etkilenen iktisadi birimleri hedefleyen ve sektörel etkileşimleri dikkate alan politika uygulamalarının kritik önemde olduğu değerlendirilmektedir. Bu süreçte atılacak politika adımlarının hedefli ve geçici nitelikte olması politika etkinliğini destekleyecektir.”
Özette, açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulandı.