Prof. Dr. İlber Ortaylı, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde konferans verdi

11 Mart 2020 Çarşamba 16:05

İSTANBUL (AA) – Tarihçi-yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, finans, muhasebe, maliye ilimlerinin gayet ciddi şekilde okunması gereken ilimler olduğunu belirterek, “Bunlarsız hiçbir şey yapamıyorsunuz. Elimizdeki 5 ünite olabilir, bunu 15’e çıkarmak bu sayede mümkün oluyor. Bunları bilmediğinizde 5’in bile karşılığını alamıyorsunuz.” dedi.

İstanbul Ticaret Üniversitesi Finans Enstitüsü tarafından düzenlenen, ekonomik gelişmelerin tüm ayrıntılarıyla konuşulacağı, “Finance Talks” başlıklı serinin ilki tarihçi-yazar Prof. Dr. Ortaylı’nın "Batı Finans Kapitalizmi ve Osmanlı" başlıklı konferansı ile başladı.

Konferansta konuşan tarihçi-yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, finans tarihinde milletlerarası muhasebe toplantılarının Türkiye’yi derinden sarsan şeylerden biri olduğunu söyledi.

Ortaylı, 19’uncu asır maliyesine gelene kadar Türklerin doğrudan doğruya savaşçı millet olduğu, savaş sistemiyle yağmacılık yaptığı, ülkeleri fethettikleri ve üzerine oturduklarına dair iddiaların kalıp bir fikir olduğunu dile getirdi.

Modern çağ maliyesinin şiddetli bir kontrol kurmak zorunda olduğuna değinen Ortaylı, vergilerin konulması ve cibayet toplanmasının modern maliyenin en önemli unsuru olduğuna dikkati çekti.

– “Lisans öğrenmeyenlerin yüksel tahsil yapmaları boş”

Ortaylı İngilizce ve Fransızca öğrenilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Lisans öğrenmeyenlerin yüksel tahsil yapmaları boş. Türkiye’nin en büyük problemi bu. Türkiye üniversiteleri için lisans en büyük engel. İspanya tarihini bileceksiniz, okumalısınız. Osmanlı İmparatorluğu’nun başlıca rakibi İspanya Krallığı, onların da başlıca rakibi Osmanlı İmparatorluğu idi.” ifadelerini kullandı.

Ortaylı, Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında sanayinin geliştirilemediğine ve vergilerin toplanamadığına işaret ederek, “Bide üstelik Kırım savaşı gibi haldeydik. Daha ordudan başlıyor borçlanma. Borç almayı ve ödemeyi bilinmiyor. Bankerlik yoktu. Elin bankeri de olmaz. Hesabını kendin tutacaksın. Banker sınıfın olacak. İmparatorluk maliyesinde böyle insanlar yetişmemiş. Eskinin ehliyetli defterdarlarının modern dünyaya uyum sağlayanları yoktu.” şeklinde konuştu.

– “Osmanlı maliyesi, ağır savaş dolayısıyla 1875 yılında borç almayı bilmiyordu”

Osmanlı maliyesinin ağır savaş dolayısıyla 1875 yılında borç almayı bilmediğini ifade eden Ortaylı, devletin ağır şartları kabul ettiğini ve faizleri ödeyemez hale geldiğini aktardı.

Ortaylı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir borç ödeme faslıyla kurulduğuna anımsatarak, “Vergi sisteminde bir reforma gidilmek zorunda kalmıştır. Bazı ayni ödeme yapılan vergileri kaldırmıştır. Fakat kayıtsız sistemimiz mükemmel değildi.” dedi.

Maliye de modern dünyaya dahil olmak için yapılan şeylerin yeterli olmadığını aktaran Ortaylı, “Finans, muhasebe, maliye ilimleri gayet ciddi şekilde okunması gereken ilimlerdir. Bunlarsız hiçbir şey yapamıyorsunuz. Elimizdeki 5 ünite olabilir, bunu 15’e çıkarmak bu sayede mümkün oluyor. Bunları bilmediğinizde 5’in bile karşılığını alamıyorsunuz.” değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu ise İstanbul Ticaret Üniversitesi çok hareketli bir yıl geçirdiğini ve bu öğretim yılında gerek yurtdışından gerek yurtiçinden çok sayıda misafiri ağırladıklarını söyledi.

Oğurlu, Toplum ve Bilim Buluşmaları, Toplum ve Teknoloji Buluşmaları kapsamında, ağırlığı Cambridge ve Oxford Üniversiteleri’nden oluşan öğretim üyelerini misafir ettiklerini belirterek, “Bugün aramızda Türk bilim dünyası açısından son derece değerli, zirve bir ismi misafir ediyoruz. Kendisinden alabildiğine istifade etmeye gayret ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

– “İlk banka, 1345 yılında Peruzzi ailesi tarafından kuruldu”

İstanbul Ticaret Üniversitesi'nden Dr. Öğretim Üyesi Ferhan Benli, 12’nci yüzyılda Yahudi tüccarların Alp’lerin kuzeyine doğru yerleşmeye başladığını ve burada yaptıkları işin tekstil, ticaret ve bankacılık olduğunu anımsattı.

Benli, 12’nci yüzyılda Yahudilerin bir şekilde dışlanmaları ve Katolik kilisesi tarafından bu duruma getirilmeleri ile sessiz bir devrim başladığını anımsatarak. “Bu sessiz devrimde kimse manifesto yazmıyordu. Kimse esir alınmıyordu. Kimse hapishanelere saldırmıyordu. Silah kullanılmıyor, sloganlar atılmıyor ancak insanlık tarihinin en vahşi dönüşümü bu devrim ile başlıyordu. Önce, Floransa’da büyük bir devrim başladı. Floransa o dönemde İngiliz yününü, Belçika kumaşını, Türk buğdayını ve Türk madenlerini ithal eden ciddi bir ticaret merkeziydi. Bu dönemde muhasebenin bulunmasıyla birlikte dünya ticaretinde ilk şirketler kurulmaya başladı.” yorumunda bulundu.

İlk bankanın 1345 yılında Peruzzi ailesi tarafından kurulduğundan bahseden Benli, “Peruzzi ailesi kara inanıyor. Nasıl kar ederiz, nasıl bunu büyütürüz diye bakıyorlardı. Ekonomik hayatın önünde bir şekilde kar öne çıkmaya başlıyor ve yine Bruje, Paris, Londra ve Levante’de kurdukları ticaret şirketleriyle 20 tane ortaklı, 300 tane sessiz ortaklı büyük şirketler artık uluslararası ticareti yapıyordu. Rodos Şovalyeleri, Kanuni döneminde Akdeniz’de bizim başımızı ciddi şekilde ağrıtmışlardır. Peruzziler ise bu mücadelenin en büyük destekçisi ve finansörleriydi.” değerlendirmesinde bulundu.

Finans Enstitüsü tarafından başlatılan “Finance Talks” etkinliklerinde önemli akademisyen ve araştırmacılar, ekonomi ve iktisadın tarihteki seyri, günümüzde ekonominin ne ifade ettiği gibi konularda konferanslar verecek.