BAU Mütevelli Heyeti Başkanı Yücel'den eğitimde fırsat eşitliği için 'hibrit model' çağrısı

11 Mart 2021 Perşembe 12:11

İSTANBUL (AA) – Türkiye’de uzun yıllardır hibrit eğitim modelini uygulayan kurumların başında gelen Bahçeşehir Üniversitesinin (BAU) Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, kurum olarak hibrit bir anlayışı artık gündemlerinden düşürmeyeceklerini belirterek, “Türkiye’nin özellikle zorunlu olarak çok çok önem vermesi gereken bir konu. Çünkü Türkiye’nin her yerine fırsat eşitliğini sağlamamız lazım.” dedi.

Enver Yücel, eğitim kurumları bünyesinde hayata geçirdikleri yüz yüze eğitim ile uzaktan eğitimin bir araya gelmesiyle oluşturulan hibrit eğitimin önemine, eğitim sistemine katkılarına ve özellikle ortaokul, lise ve üniversitelerde neden yaygın olarak kullanılması gerektiğine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Hibrit eğitimin, Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları’nın gündemine 20 yıl önce girdiğini anlatan Yücel, “Eğitimin nereye gittiğini ve dünyadaki gelişmeleri takip ettiğimiz zaman, eğitimde dijitalleşme ve eğitim teknolojilerinin önemi konusunda gözümüz kulağımız hep açık oldu.” diye konuştu.

Türkiye ve özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, eğitimde fırsat eşitliğinin süratli bir şekilde sağlanabilmesi için araç olarak eğitim teknolojilerinin kullanılması gerektiğini hep ifade ettiklerini dile getiren Yücel, sözlerine şöyle sürdürdü:

“Çünkü klasik metotlarla hala Türkiye’de birleştirilmiş sınıflar var. Hala çiftli öğretim yapan okullar var. Her yere o eğitimi götürebilmenin, dijital eğitim ve eğitim teknolojilerinin önemine hep değindik. Tabii üniversitemizle birlikte bunu daha da çok geliştirdik. Doğuda kar çok yağdığı zaman okula gidemeyen öğrenciler var. Biz bunlara uzaktan öğretimi o zamanlarda da yaptırdık.”

“Bizim kültürümüzde uzaktan eğitim var”

Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları’nın kültüründe uzaktan eğitimin ve eğitim teknolojilerinin olduğunu aktaran Yücel, Türkiye’deki üniversitelerin çoğunda bilgisayar teknolojileri öğretmenliği bölümü kapatılırken Bahçeşehir Üniversitesinde açık tuttuklarını söyledi.

Geleceğin en önemli mesleklerinden birisinin eğitim teknologları olabileceğine, salgın sürecinde de bir an önce her okula eğitim teknologlarının atanması gerektiğine işaret ettiklerini belirten Yücel, şöyle devam etti:

“Çünkü pandemi ile birlikte her şey değişti. Yani uzaktan öğretim, dijital eğitim, online eğitim, online üniversite bunlar zaten dünyada öteden beri var. Türkiye’de en büyük açık öğretim üniversitesi dediğimiz Eskişehir’deki okulumuz, dünyada en büyüklerden biri. Türkiye’de henüz ortaokullarda, liselerde özel sektör tarafından açılan online bir üniversite, online bir lise, online ortaokul henüz yok. Bunların da bir an önce olması lazım.

Pandemi süreci başladı her şey bıçak gibi kesildi. Bilimsel olarak geliştirmekte olduğumuz eğitim teknolojilerinin artık kaçınılmaz olduğunu, mutlaka eğitim teknolojileriyle ilgili bir şeyler yapılması gerektiğini pandemi süreci anlattı. Bu kültürü ve altyapısı olan okullar, üniversiteler bunu uygulamaya başladı. Biz bu eğitim kurumlarından bir tanesiyiz. Pandemi sürecince devletimiz bir karar aldı. ‘Bundan sonra hibrit eğitime, uzaktan eğitime geçelim.’ denildi. Biz 3-5 gün sonra geçtik. Öncesinde zaten vardık, bunu daha da yaygınlaştırdık.”

“Bilgi transferinden, var olan bilginin uygulanmasına geçiliyor”

Türkiye’de ve dünyada eğitim sisteminin, eğitimin şeklinin, paradigmalarının değiştiğini vurgulayan Yücel, şunları kaydetti:

“Artık bilgi transferinden, var olan bilginin uygulanmasına geçiliyor. Dolayısıyla amfideki hoca ve sınıftaki öğretmenin, öğrenciye bilgi transfer etmek yerine, elde var olan bilgilerin uygulamasına yönelik bir şeyler yapması lazım. Bununla şuraya gelmek istiyorum. Teorik bilgileri uzaktan da alabilirsin ama uygulamalı eğitimleri yüz yüze birlikte yapabilirsin. Her sınıf için söylemiyorum bunu mesela bir ilkokul için söylemiyorum, üniversite için söylüyorum. Uygulama içerisinde olunabilir, onun dışındaki dersler teorik olarak alınabilir.

Bu da neyi ifade eder? Öğrenci veya insan işinden gücünden alıkonulmaz, ona farklı bir eğitim öğretim hayatı sunulabilir. Yüz yüze eğitimi yapacağız ama aynı zamanda uzaktan öğretimin de olması gerekiyor. Çünkü pandemiyle birlikte özellikle bütün sektörlerin değiştiğini, değişeceğini görüyoruz. Bu değişimin öncülüğünü de eğitim sektörünün yapması lazım. Eğitimi değiştirmeden, sektörleri değiştiremiyorsun. Endüstri 4.0, 5.0 diyoruz. Bunların oluşabilmesi için eğitimin değişmesi lazım. Dünyada yeni sektörlere göre insanların yetişmesi lazım. Ondan dolayı da eğitimin, online ve dijital olarak verilmesinde çok büyük yarar görüyorum.”

“Bir öğrencinin eğitim ve öğrenme kaybı olduğunu araştırmalarımızda görmedik”

BAU Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, eğitim kurumlarında hibrit eğitimi uygulamaya başladıklarını belirterek, “Tabii öğretiyor muyuz? Eğitim nasıl gidiyor? Öğrencimiz memnun mu değil mi? Ondan da ziyade ne kadar öğrettik? Kazanımları ne oldu? Bunları da ölçüyoruz.” dedi.

Bazı küçük sınıflarda yüz yüze eğitimin önemini çok daha iyi gördüklerini aktaran Yücel, “Ama bir üniversiteye, bir liseye gelindiği zaman çok da diğerlerinden farklı görmüyoruz. Ama yeter ki erişebilsin, yani öğrenciye erişebilsin. Öğrencinin teknolojiyle ilgili altyapısı olsun, aracı gereci olsun, iPad’i olsun, akıllı telefonu olsun bunlarla mesele çözülüyor. Hibrit modeli, hem yüz yüze hem de uzaktan yapmak mümkün. Bir öğrencinin eğitim kaybı, öğrenme kaybı olduğunu da araştırmalarımızda görmedik ama sürekli olarak da araştırıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

“Doğa ile barışık yaşayabilecek nesiller yetişmemiz lazım”

Enver Yücel, salgınla birlikte her şeyin, o beklenen geleceğin çabuk geldiğini ifade ederek, her alanın, en önce eğitimin felsefesinin değiştirilmesi gerektiğini belirtti.

Bundan sonra nasıl bir dünya isteniyorsa, dünyada insanları bekleyen konular neyse, buna göre eğitim tasarımı yapılması gerektiğine dikkati çeken Yücel, şunları kaydetti:

“Daha adil bir dünya olması şart. Gelir adaletsizliği ve yoksulluğun bir an önce giderilmesi şart. Doğa ile barışık yaşayabilecek nesiller yetişmemiz lazım. En büyük problemlerimizden birisi doğayla kavga ettik, doğayla barışık yaşayamadık. Bunu da iklim değişikliğinden tutun diğer alanlara kadar hepsinde görüyoruz. Bunları neyle nasıl değiştireceğiz? Birlikte yaşayamıyoruz. Birlikte yaşama kültürümüz yok. Bizim derken bütün dünyadan bahsediyorum. Özellikle de bizim bölgemizde etrafımız kan gölü gibi. Dolayısıyla anaokulundan başlayarak empati kültürünü geliştirip, birlikte yaşama kültürünü sağlamamız lazım.”

“Öğrencinin üniversitede dersleri kendisinin seçebiliyor olması gerekir”

Eğitime teknolojinin mutlaka konulması, uygulamanın içinde öğretimin yapılması gerektiğini vurgulayan Yücel, üniversitelerde “Öğrencilere şu müfredatı veriyorum” anlayışından ziyade daha elastiki bir program olması gerektiğini aktardı.

Üniversitenin çok çeşitli dersleri varsa öğrencinin o dersleri kendisinin seçebiliyor olması gerektiğini anlatan Yücel, “Bu anlayışa doğru artık gidiyoruz. Tabii Türkiye’de de çok şey değişiyor. Mesleki Yeterlilik Kurumu devreye girdi. Üniversiteler öğrencileri mezun ediyor ama hemen bir doktor, bir avukat, bir öğretmen olunamıyor. O mesleklerin sınavı var, o sınavlara giriliyor. Artık o sınavlarda başarılı olmayan, o mesleği icra edemiyor. Mesleki Yeterlilik Kurumu da Türkiye’de devreye girdikten sonra eğitimler daha çok uygulama içerisinde olacaktır diye düşünüyorum.” diye konuştu.

“Hibrit bir anlayışı artık gündemimizden düşürmeyeceğiz”

Salgın bittiği zaman önceki dönemin gelmeyeceğini, kimsenin o beklenti içinde olmaması gerektiğini dile getiren Yücel, şu ifadeleri kullandı:

“Nesinde olmayalım? Yaşantımızda, düşüncemizde, eğitimde, sağlıkta, hukukta bunlar olmayacak. Daha çok yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklaması, online mahkemelerin devreye girebileceğini, mahkemelerin 7/24 saat çalışabileceğini ifade ettiler. Bu çok önemli bir gelişme. Dünyanın bazı yerinde artık bu yapılabiliyor. İkincisi artık doktor uzaktan hasta ile görüşerek ona reçete yazabilecek. Eğitimde de bunlar olabilecek. Pandemiden sonra eski eğitimin aynısını yapmak birazcık bana göre pandemi sürecini anlamamışız demek olacaktır. Böyle düşünen ülkeler varsa bana göre yanılacaklardır. Pandeminin bize öğrettiklerini daha da geliştirmemiz lazım her alanda. Eğitimde de böyle olması gerekiyor. Dolayısıyla biz kurum olarak hibrit bir anlayışı artık gündemimizden düşürmeyeceğiz. Türkiye’nin özellikle zorunlu olarak çok çok önem vermesi gereken bir konu. Çünkü Türkiye’nin her yerine fırsat eşitliğini sağlamamız lazım.”

“Türkiye uzaktan öğretim alanında büyük tecrübeye sahip”

Türkiye’nin, uzaktan öğretim alanında büyük tecrübeye sahip olduğunu, özellikle Fatih Projesi’nin bir kültür değişimini ülke gündemine getirdiğini belirten Yücel, salgın sürecinde de EBA TV’nin başarıyla hayata geçirildiğini hatırlattı.

İngiltere, Almanya ve Fransa’nın salgın sürecinde eğitim sistemindeki atılımlarını Türkiye kadar başarılı şekilde hayata geçiremediğini aktaran Yücel, devlet ve özel okulların salgın sürecini gayet iyi yürüttüğünü söyledi.

Kendi eğitim kurumlarının ürettiği Metodbox uzaktan eğitim platformunun şu an dünyada başka bir ülkede bulunmadığını anlatan Yücel, dünyada bu işi en iyi yapan kurum olduklarını ifade etti.

Bu süreçte Türkiye’de ilkokul ve anaokullarının geç açılmasının çok doğru olmadığını ve artık kapanmaması gerektiğini dile getiren Yücel, ortaokul, lise ve üniversitelerde de uzaktan eğitime, dijital eğitime yatırım yapılması gerektiğini vurguladı.

İlk uzaktan eğitimi 20 yıl önce köyündeki okulda başlattı

Mütevelli Heyeti Başkanı Yücel, Giresun’un Piraziz ilçesindeki köyünde ağabeyinin öğretmenlik yaptığı okulu 20 yıl önce içinde konferans salonu, laboratuvarı, bilgisayarları olan bir köy kolejine dönüştürdüğünü anlatarak, okulun açılışında uzaktan eğitimi başlattıklarını, öğrencilerin ve öğretmenlerin bunu görme imkanı bulduğunu söyledi.

Burada ilk uzaktan eğitim dersini bir anayasa profesörünün verdiğini aktaran Yücel, Türkiye’de bu yolla bazı bölgelere ulaştırılamayan eğitimin çok rahatlıkla götürülebileceğini, bazı üniversitelerde bu yöntemle ders anlatılabileceğini ifade etti.

Muhabir: Çiğdem Münibe Alyanak