Borsa İstanbul'da son 5 yılın kaybettirmeyen ilk 10 hissesi!
Borsa İstanbul'da işlem gören son 5 yılda getiri oranı düşmeyen yatırımcısını sevindiren 10 hissesini sizler için listeledik. İşte o hisseler ve getiri oranları...
19 Mayıs 2023 Cuma 11:10
Borsa İstanbul'da son 5 yılın kaybettirmeyen ilk 10 hissesi!
Borsada son 5 yılın kaybettirmeyen 10 hisseleri ve yıllara göre getiri oranlarını listesi...
Yatırım Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli
Emekle ve özveriyle yıllarca çalışarak elde edilen birikimlerin değerini koruması ve sağlıklı şekilde büyümesi için doğru yatırım tercihleri ile ilerlemek hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle, yatırım yaparken dikkat edilmesi gereken bazı unsurları kısaca özetlemek istiyoruz.
Yatırımcılar, öncelikle üç ana konudaki durumlarını netleştirmelidir: Risk, vade ve hedefler. Risk, finansal açıdan “beklenen getiriden sapma” şeklinde ifade edilse de, profesyonel olmayan bireysel bir yatırımcı için “olası kayıplar” şeklinde somutlaştırabiliriz. İşler yolunda gitmediği zaman anaparadan ne kadar kayba razı gelinebileceği, yatırım tercihlerimizi yaparken önemli bir yol haritası sunar. Burada, paranın zaman değeri ve enflasyon gibi maruz kalınan etkileri de dikkate aldığımızda “reel getiri” kavramını da hesaplarımızda kullanmamız gerekiyor. Nominal açıdan tatminkâr görünen bir getiri, vade uzadıkça reel olarak bizi kayba uğratabilir. Bu nedenle, portföyün ve içinde taşınacak pozisyonların vadesi yatırım ufkuna göre baştan belirlenmelidir. Son olarak, amaçlar doğrultusunda birikimleri değerlendirmek, gereğinden fazla risk almayı engelleyeceğinden yatırım hedefleri de baştan belirlenmelidir. Geleceği teminat altına alma dürtüsü ile birikimleri olabildiğince büyütmek bir hedef olabileceği gibi, üç yıl sonra evinizi yenilemek, 10 yaşındaki çocuğunuzu 18’inde yurtdışında bir üniversitede okutmak gibi hedefleriniz de yatırım tercihlerinizde belirleyici olabilir.
Risk toleransının yatırımcının yaşıyla da ilişkili olduğunu belirtelim. Olası kayıpların kolayca telafi edilebileceği gençlik yıllarında insanların risk alma hevesi daha yüksek, yaş ilerledikçe tasarrufların korunması büyütülmesinden daha önemli olduğundan risk toleransı daha düşük olabilir.
Alınabilecek riskler, vade ve hedefler belirlendikten sonra, bu parametrelere en uygun çözümleri sunabilecek yatırım ürünleri belirlenmelidir. Örneğin, uzun vadede kur kazancı hedeflenen bir birikimin hisse senedi piyasalarında değerlendirilmesi ya da ülke ekonomisindeki kalkınmaya ortak olmak için Hazine Bonosu almak uyumsuz bir strateji yönetimidir. Temel anlamda, şirketlerin operasyonel büyümelerine katılmak ve kârlılıklarından yararlanmak için hisse senetleri ve bunları içeren fonlar gibi riskli ürünler; uzun vadede birikimlerin enflasyona karşı korunması için mevduat, tahvil – bono vb. sabit getirili ürünler; döviz kurlarındaki hareketliliğe karşı korunma amacıyla ise eurobond, altın, yabancı menkul kıymet fonları vb. ürünler tercih edilebilir. Elbette, bütün bu ürünlerden ve diğer alternatiflerden oluşan bir çeşitlendirme de yine ihtiyaçlar ve risk tercihleri doğrultusunda yapılabilir.
Başarılı bir yatırım, fiyatı yükselen bir ürünü portföye eklemek değildir. Ürünleri bilmek, risklerini ve özelliklerini anlamak, matematiğini özümsemek ilk başta zorlu bir süreç getirse de sonrasında çok ciddi fayda sağlayacaktır. Bin bir zorlukla elde edilen birikimleri değerlendirirken, asla büyük riskler alarak kısa vadede yüksek kazanç elde etme peşinde olunmamalı, vade tercihine uygun zaman dilimi içinde portföyün istikrarlı şekilde büyütülmesine odaklanılmalıdır.
Portföyün farklı varlık gruplarına paylaştırılması, bu paylaşımın risk tercihlerine göre belirlenmesi, gerektiğinde bu konuda profesyonel destek (yatırım danışmanlığı) alınması doğru bir strateji olabileceği gibi; çeşitlendirmenin sadece risk grupları arasında değil, aynı risk grubundaki farklı enstrümanlar arasında dağıtılması da verimli bir yol sunmaktadır. En risksiz görünen vadeli mevduat ürünlerinde dahi vade, banka ve para birimleri arasında çeşitlendirmeye gidilerek likidite, karlı taraf ve kur riskleri dengelenebilir.
Yatırımların yönetiminde zaman zaman ölçülü oranlarda kaldıraç kullanılabilir ve krediyle finanse edilen pozisyonlar açılabilir. Ancak, burada da aşırıya kaçmamak, getirinin kesinliği varmışçasına ölçüsüz davranamamak gerekir. Açıkçası, kaldıraç kullanımı yatırım dünyasında uzun yıllar tecrübeli olan kişilerin dahi zaman zaman çok zor durumlar içinde kalmasına neden olabilmektedir.
Birikimlerin değerlendirilmesinde, bu varlıkların kime emanet edildiği ve hangi kurumlarla çalışıldığı da çok önemlidir. Organizasyonunu tam olarak yerine oturtmamış, mevzuat uyumu yeterli düzeyde olmayan, danışmanlık ve operasyon konularında yeterli desteği sağlayamayan kurumlarla çalışmak uzun vadede pahalıya mal olabilir.
Finansal okur-yazarlığı üst düzey olmayan, ancak birikimlerini yatırım ürünlerinde değerlendirmek isteyen tasarruf sahiplerinin en sık tekrarladığı hatalardan biri de, çeşitli finansal enstrümanların geçmiş getirilerin gelecek dönem için de bir garanti sunabileceği algısıdır. Halbuki, piyasaların döngüsel davranışları nedeniyle bu durumun tersinin yaşanabileceği de dikkate alınmalı, ancak bunun da bir kural olarak benimsenmemesi gerekmektedir. Unutmayın ki, geçmişte bir yatırım aracının çok kazandırmış olması, gelecekte de öyle devam edeceği anlamına gelmez.
Yatırımcılar, birikimlerini kendi kararlarıyla yönetmek yerine “özel portföy yönetimi”, “yatırım fonları” vb. uzmanlık gerektiren hizmet ve ürünlerden de faydalanabilirler. Bu sayede, sürekli piyasa takibi, anlık tepki verilmesi gereken gelişmelerde geç kalmama, doğru pozisyonlanma ve risklerin verimli yönetilmesi gibi konularda daha iyi sonuçlar alabilirler.
Yatırım dünyasında, işlem sıklığına ve kullanılan ürün ya da hizmetlere bağlı olarak ücret, komisyon ve diğer kesintilere de dikkat edilmesi gerekir. Bazı dönemlerde, bazı yatırım ürünlerine getirilen vergi teşviklerinin ek getiri yaratacağını veya bazı vergi yükümlülüklerinin getiriyi azaltacağını da dikkate alabilirsiniz.
Son olarak, birikimlerin değerlendirilmesinde sabırlı olunması, gereksiz maceralardan kaçınılması, pozisyonların takibi ve dönemsel gözden geçirmeler çok önemlidir. Yatırım yapmak demek, fiyatı gelecekte değişkenlik gösterecek bir takım finansal veya finansal olmayan ürünlerin, uygun analiz yöntemleri ile incelenmesi ve portföylere dahil edilmesi, sonrasında da beklentilerin gerçekleşmesini umarak sabırla beklenilmesi demektir. Bu süreç, insan psikolojisinin de devreye girdiği, eldeki birikimleri artırma çabasının yarattığı baskıyla baş edilen, kararlılık ve gerektiğinde reaksiyon gerektiren çetin bir süreçtir.