Borsanın Tarihi “Kaç para yahu bir hisse?“
29 Aralık 2020 Salı 13:28
Sevgili para ajansı okurları,
Eminim bu sıcaklarda pek çoğunuzu en çok serinletecek şey klimalı ortamlarda yayıldığınız yerden banka hesabınızdaki artışı sağlayacak doğru hamleleri yapmak olacaktır. Ama nedir o doğru hamleler? Bilsem oturup size mi yazarım acaba, klimayı ayarlayıp hesabımı kontrol ederim herhâlde!Yapmadım da değil hani, bakayım şu borsada bana göre neler var dedim. Ve buldum! Eğer iki eşeğim olsa bir erkek köle alabiliyormuşum ya da bir atım olsa üç adam! Öhöm, sonra bu işlemleri Türkiye’deki bir borsada gerçekleştirebileceğimi de öğrendim ama eğer takvimler M.S 2.yüzyılı göstermiş olsaydı. Anlatıcam, bekleyin. Önce eğer bu adamları eşekle filan takas edebilseydim nerede istihdam edeceğimi açıklayayım da herhangi bir spekülasyon oluşmasın. Birini mutfakta istihdam ederken, diğerini “yaparız, bakarız” geniş zaman kipi kullanımını yasaklayarak tüm tamirat ve tadilat işlerinin başına geçirip, üçüncüsünü de rençber olarak bağ bahçe bakımına verirdim. Allahım, neden hiç eşeğim yok, önce eşek almalıyım! Bakınız borsa işlemlerine giriş bir.
Dünyanın en eski borsası olduğu söylenen gıda pazarı Macellum, Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesindeki Aİzanoi adlı antik kentte bulunuyor. Bahsi geçen takas işlemi de Latince ve Grekçe yazılmış olan sütunlardan 8 nolu sütunda fiyatlandırılmış. 16-40 yaşlarında bir erkek kölenin iki eşeğin ücretine, aynı şekilde üç erkek kölenin bir atın fiyatına eşit olduğu yazılı. Kırk yaş üstünde fiyat değişiyorsa ben elli beş bandına kadar takasa varım heh he.
Etimolojik olarak bakarsak “borsa” sözcüğü Fransızca’da“bourse” (kese) sözcüğüne dayandırılmaktaymış. 13.yüzyılda bir grup tüccar, Belçika’nın Bruges kentinde “Hotel DesBourses” isimli bir handa bir araya gelerek ellerindeki numuneler üzerinden alış veriş yapmayı gelenek haline getirmişler, hanın sahibi Bourses ailesinin armasında da üç adet kese görseli ileride Napolyon’a atfedilen “para, para, para” ve Abba’nın pek güzel parçası “money, money, money” üçlemesi için zarif bir başlangıç çizgisi sayılabilir. Bu yazıyı yazmak için okurken borsanın tarihini Fenikelilerden, Romalılardan itibaren başlatan tarihçiliğe de burun kıvırmadım değil, bence neolitik dönemde üretim başladığı andan itibaren borsa da vardı! Yok yok, bence paleolitikdönem toplayıcıları bile kendi küçük borsalarını kurmuşlardır. Çünkü insanoğlu pek çok insanın elindekiyle yetinmeyi bildiğini sanmıyorum. Ya daha fazlası lazım olursa, di mi?Hayır Sezen’cim “Yetinmeyi Bilmiyoruz.”
Geçenlerde çok sevdiğim bir akademisyen arkadaşım, acaba elimdeki kısıtlı birikimi nasıl değerlendirebilirim düşüncesiyle bir takım menkul kıymetler işlerine girişti ki bu işleri çok da öyle bodoslama yapmamak gerektiğini birinci elden deneyimleme fırsatı yakalamış olduk. Yoksa deneyim mi bizi pençesine aldı tartışılır bir durum yani. Ben birikimim olmadığı, olsa da daha çok birikmesiyle ilgilenmeyen bir çingene karısı olmam hasebiyle sadece Kütahya borsasıyla ilgilenirim gibi. Geçmişte ticaret borsasında buğday fiyatı takip etmişliğim, yanında çalıştığım zahirecinin parasına para katması için takip etmemi istediği hisse hareketlerini o dışardayken telefonla haber vermişliğim vaki. Bilmem kaç lotşu hisseyi sat, bilmem kaç lot şunu al ifadeleri de o yüzden tanıdık gelebilir. Ama çok çok uzaktan tanıdık. Akrabam değil.
Bir sonraki yazımda inşallah sizlere, komşum Ayşe Teyze’nin anlayacağı bir perspektif genişlemesi yaşatır ve “Neden borsa?” sorusuna bir yanıt bulmaya çalışırım. Bulamazsam kovulmam an meselesi mi? Nereden eşek bulabilirim? Kütahya’daki borsa tekrar açılır mı? Açılırsa erkek köle için kaç bandından işlem yaparız? Çoook sonra!