CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur
16 Mart 2021 Salı 17:12
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, memleketi aydınlığa çıkarmak için bütün çalışmaları birlikte yapacaklarını söyledi.
Birlikten gücün doğduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Aynı şeyi tekrarladığımız takdirde sadece Türkiye’de değil, dünyada da herkesin duyacağını da biliyorum. Bu nedenle birlik olmak, beraber olmak, sorunlara doğru teşhis koymak, sağlıklı ve tutarlı çözüm üretmek bizim görevimiz. Hepimizin görevi ve biz bunu yapacağız.” diye konuştu.
Herkesin buna inanmasını isteyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Herkes şu konuyu çok iyi bilsin, Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Türkiye’ye huzuru, bereketi, birlikteliği getirmek mümkündür ama bunun tek yolu vardır: Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar olması. Bütün baskılara, iftiralara rağmen yapacağız. Çünkü biz görüşü, kimliği, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun vatandaşlarımızı seviyoruz. Biz onların sorunlarına talibiz. Biz devletin bütçesine talip değiliz. Devletin bütçesinden malı götürmeye talip değiliz. Biz vatandaşın sorunlarını çözmeye talibiz ve çözeceğiz.”
14 Mart Tıp Bayramı’nın kutlandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Malum bir pandemi süreci yaşıyoruz. Bütün sağlık çalışanlarına yürekten teşekkür ediyoruz. Onları alkışladık. Onların bütün hakları teslim edilmedi, talepleri göz ardı edildi. Bunu da gayet iyi biliyoruz.” dedi.
Sağlık çalışanını, “bir insanın hayatını kurtarmak için hayatını feda kişi” olarak tanımlayan Kılıçdaroğlu, bu nedenle bütün sağlık çalışanlarına minnet borçlu olduklarını ifade etti.
Sağlık çalışanlarının en büyük zevkinin, tedavi ettikleri bir hastanın hastaneden yürüyerek çıkması olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, pandemi sürecinde hayatını kaybeden 387 sağlık çalışanına Allah’tan rahmet, yakınlara ve Türk milletine baş sağlığı diledi.
Sağlık çalışanlarının, içinde bulunulan Kovid-19’la mücadele döneminin, hayatını kaybeden sağlık çalışanları için meslek hastalığı sayılmasını istediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“İktidar bu görevi yerine getirmedi. Parlamento buna hazır ama iktidar tarafından bir kanun teklifi gelmediği için parlamento bunu geçirmiyor. Yani sarayın gölgesi, vesayeti Meclis’in üstünde. Bizim bu konuda yaptığımız çalışmalar, verdiğimiz mücadele ise maalesef sayımızın yetersizliği nedeniyle gerçekleşmedi. Ama yapacağız, gerçekleştireceğiz. Ne zaman? İlk seçimde iktidar olacağız Allah’ın izniyle, o zaman gerçekleştireceğiz.”
Uşak, Manisa ve İzmir ziyaretlerini hatırlatarak, yoğun bir program kapsamında vatandaşlarla beraber olduğunu, onları dinlediğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Herkesin derdi var, kabul etmek lazım. Allah rızası için dertsiz bir kişiyi dahi görmedim. Herkes burnundan soluyor. Onlara umut vermeye çalıştım. Karamsar olmamalarını istedim. Bunu düzelteceğimizi söyledim. Nasıl mı diye sorarsanız. ‘Beraber düzelteceğiz. Sizlerin desteğiyle düzelteceğiz. Birlikte olduğumuz zaman Türkiye bu sorunların tamamını aşar’ dedim.” ifadelerini kullandı.
Muhtarlarla da ayrı bir program yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Ben, ‘muhtarlara birer personel verilmeli, bu kadar işsiz varken en azından işsizlik sorununun çözümüne bir nebze de olsa katkı olur’ dediğim zaman, ‘Vay işsizlik sorunu böyle mi çözülür?’ diye dalga geçmeye başladılar. Bunu da bütün muhtarlara havale ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bazı belediyelerimiz zaten muhtarlara birer personel görevlendiriyor. Bazı belediyelerimiz tarafından bu yapılıyor zaten ama gönül ister ki bu doğrudan doğruya devletin bir tasarrufu olarak, parlamentodan bir yasa olarak gündeme gelsin. Muhtarlıkta da var olan bürokrasi biraz hafiflesin. Muhtar, ayrılıp gittiği zaman kapıyı kapatmak zorunda. O zaman vatandaş muhtara ulaşamıyor. Aldığı aylık kesiliyor. Ödenek alıyorlar. O da kesiliyor. Sorunu var ama çözeceğiz. Muhtarlar bu sorunu bizim çözeceğimizi gayet iyi biliyorlar. Onların bütün sorunlarını çözeceğiz. Muhtarlığı gerçekten de demokrasinin en önemli taşlarından biri haline getireceğiz.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Sayın Erdoğan andımızın hangi cümlesinden rahatsızdır, çıkıp millete bunu açıklasın.” dedi.
2018 yılında, “Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulundan Recep Tayyip Erdoğan’ın istediği şekilde bir karar çıkacaktır, bunu bir kenara yazın” dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Aradan iki sene geçti. 4 tane hakim tayin edildi. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından ‘andımızın okunması yasaklanmalıdır’ kararı verildi.” diye konuştu.
Andın, doğruluğu, sevgiyi, beraberliği, birlikteliği, büyüklere saygı, küçüklere sevgiyi anlattığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Erdoğan’a daha önce, ‘Andımızın hangi cümlesinden rahatsızsın, bunu millete anlat’ demiştim. Bunu söyledim 2013 yılında, geldik 2021 yılına, bu soruma cevap alamadım. Ben, vatanını, milletini seven ve AK Parti’ye oy veren kardeşlerime, parantez içinde Sayın Bahçeli’ye de seslenmek istiyorum: Sayın Erdoğan, andımızın hangi cümlesinden rahatsızdır, çıkıp milletin önüne bunu açıklasın, bekliyorum. Açıklayabilir mi? Açıklamaz. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunda iki yıl bekledi, 4 hakimi değiştirdiler, yeni hakimler geldi oraya. Yeni hakimler Erdoğan’ın talimatıyla geldi ve andımız kaldırıldı. Ben bunu 2018 yılında söylemiştim. Ben tahmin ettiğime göre, kamuda uzun yıllar hocalık yapan Sayın Bahçeli’nin de tahmin etmesi lazım. Andımızı kim kaldırdı? Cumhur İttifakı kaldırdı. Eğer Sayın Bahçeli, Erdoğan’ı değil de Danıştayı muhatap alıyorsa, muhatap aldığı yer yanlıştır. Danıştaya hakimi tayin eden kim? Erdoğan. Oradaki kumpası ayarlayan kim? Erdoğan. Sen kalkmışsın Erdoğan’ı değil Danıştayı suçluyorsun. Muhatap alacaksan Erdoğan’ı muhatap alacaksın. Eğer andımızın okunmasını istiyorsan bizim gibi, açarsın Erdoğan’a telefonu, dersin ki; ‘Bu ant okunmadan, kusura bakma biz bir daha bir araya gelemeyiz.’ ‘Neden?’ ‘Ben ülkemi, bayrağımı seviyorum, andımın okunmasını istiyorum…’ Yapar mı; göreceğiz.”
“Türkiye bu ekonomik buhrandan nasıl çıkar?”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomik Reform Paketi’ni “Dağ fare doğurdu” şeklinde nitelendiren Kılıçdaroğlu, “Beklenen hiçbir şey olmadı. Zaten bir heyecan da yaratmadı. Yapamayacaklarını ben gayet iyi biliyordum. Neden derseniz, 2002’den bu yana 16’sı istihdamda teşvik olmak üzere toplam 23 reform paketi açıkladılar. Açıklanan her reform paketinden sonra işsizlik arttı, döviz tutulamadı, istihdam düştü, ekonomide giderek bir kötüleşme ve gerçek anlamda bir ekonomik buhran ortaya çıktı. Bunların Türkiye’nin sorunlarını çözme kapasiteleri yok, kontrolü kaybetmiş vaziyetteler.” değerlendirmesinde bulundu.
Eski kalkınma planlarından, programlarından cümlelerin kopyalanıp alt alta yazıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, “Ekonomi böyle düzelmez.” dedi.
Vatandaşın haklı olarak kendisine, “Ey Kılıçdaroğlu, sen böyle diyorsun ama peki Türkiye bu ekonomik buhrandan nasıl çıkar? Neleri yapacaksın, neleri düşünüyorsun?” diye soracağını belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi bunu anlatacağım. Türkiye, bu ekonomik buhrandan nasıl çıkar? Bir, kamuda israfa derhal son vereceğiz ve bunu tek tek açıklayacağız: Bakanlıklar ve pek çok kamu kuruluşu kiralık binalarda oturuyorlar. Niye kira ödüyoruz? Bütün bakanlıklar ve kamu kuruluşları kendi binalarında oturacak. Araba saltanatına son vereceğiz. Herkesin altında bir değil, üç değil… Ne yapıyorsunuz siz? Fakir fukaranın açlıktan nefesi kokuyor, bunların altında lüks arabalar. Bitireceğiz. Döviz garantili işler, ivedilikle Türk lirasına çevrilecek. Buna en çok kamyon şoförleri memnun olacak. Zorla kamyon şoförlerini paralı, pahalı yoldan gönderiyorlar. Sonra diyorlar ki, ‘Bu ürünler niye pahalı?’ Sen yolu pahalı yapmışsın, üstelik dövizle.
Yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gideceğiz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını kim yediyse hesabını soracağız. Bütün kamu ihalelerini canlı yayınlayacağız, bizim belediyelerin yaptığı gibi. İsrafın ve yolsuzluğun kaynağı olan Kamu İhale Kanunu’nu değiştireceğiz. Kamu İhale Kurumunun mevzuatında 186 kez değişiklik yaptılar. Kamu İhale Kanunu devleti soymanın en önemli aracı haline geldi, bunu değiştireceğiz. Vatandaşı iliğine kadar sömüren kamu özel işletmelerinin tamamını kamulaştıracağız. Maliyetini çıkaracağız, makul bir kar vereceğiz, ‘Al kardeşim paranı, bunlar devletin oldu.’ Yasal soyguna CHP göz yumar mı? Yummaz, çünkü yumarsak kendimizi inkar etmiş oluruz.
Ne yapıyor 600 milletvekili? 450 neyinize yetmiyor? Milletvekili sayısını da düşüreceğiz. İsraf varsa bir yerde hepsini dikkate alacağız, kimse kusura bakmasın. Ne yapıyor 600 milletvekili? 600’ün yarısı el kaldırıp indirmekle meşgul. El kaldırıp indiren adamlara ben dünyanın parasını, fakir fukaranın sırtından mı ödeyeceğim? Saraylardaki şatafata son vereceğiz. Devleti yöneten adam kendisi ve ailesiyle örnek olacak topluma. 50 bin avroluk çantayla gezerseniz, devlete güven vermezsiniz.”