Doç. Dr. Hasan Kahveci: Türkiye'de her 100 çocuktan 12'si prematüre olarak doğuyor
19 Kasım 2020 Perşembe 17:11
ERZURUM (AA) – Sağlık Bilimleri Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Kahveci, Türkiye’de her 100 çocuktan 12’sinin prematüre bebek olarak dünyaya geldiğini belirterek, “Bunların da çok önemli kısmı 1000 gramın altında ve her şeyi ile kırılgan olarak doğuyor.” dedi.
Erzurum Şehir Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Sorumlusu olan Kahveci, 17 Kasım Dünya Prematüre Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, 37 hafta ve öncesinde doğanlara “prematüre bebek” denildiğini anımsatarak, “Bu çocuklar, akciğer, mide, bağırsak, göz, beyin, savunma sistemleri ve enfeksiyona karşı immun sistemleri olgunlaşmamış olarak doğuyor.” diye konuştu.
Bu bebeklerin akciğerlerindeki problemler nedeniyle uzun süre makineye bağlı kaldığını, bazılarının bağırsaklarında ciddi enfeksiyon geliştiğinden ameliyat geçirdiğine işaret eden Kahveci, ayrıca prematüre bebeklerde ciddi göz sağlığı problemleri geliştiği için yüzde 10’luk kısmının da görme yetilerini kaybettiğini ifade etti.
“Doğum için multidisipliner hastaneler tercih edilmeli”
Kahveci, prematüre bebeklerin geçirdikleri hastalıklara bağlı mental ve motor fonksiyonlarında ciddi bozukluklar meydana gelebildiğini anlatarak, şöyle devam etti:
“Doğum haftası azaldıkça bebekleri bekleyen ciddi potansiyel tehlikeler de artıyor. Prematüre bebekler karşılaşma ihtimali olduğu problemlerin çözüleceği multidisipliner dediğimiz, farklı farklı hastalıkların bir arada çözümlerini sunan akademik ekibin, tecrübeli doktor ve hemşirelerin bulunduğu şehir ve eğitim araştırma hastaneleri gibi yerler ve gelişmiş özel hastanelerde doğurulması gerekiyor. Normal sıradan hastanede doğduğunda bebeklerin problemlerinin iyi yönetilmemesi sonucu kaybedilme ihtimaliyle karşı karşıya kalmaları mümkün.”
Prematüre bebekleri taburcu edene kadar anne sütü ve formül mama ile beslediklerini aktaran Kahveci, anne sütü alan bebeklerin hastalıklara karşı daha dirençli, zekalarının çok daha iyi, ömürlerinin ise uzun olduğunu vurgulayarak, “Prematüre olsun, olmasın tüm bebeklerin anne sütü ile beslenmesini öneriyoruz. Israrla anne sütü istiyoruz. Taburcu olduklarında annenin sütü azalsa dahi ek formül mama vermek zorunda kalırsa bunu kaşıkla vermelerini ve ısrarla emzirmeye devam etmelerini, ikiz, üçüz bebek de olsa anne sütünden mahrum etmemelerini istiyoruz.” diye konuştu.
Doç. Dr. Kahveci, bebeklere mümkünse 2 yaşına, değilse en az 1 yaşına kadar mutlaka anne sütü verilmesini tavsiye etti.
Bebeklerdeki gaz sorununun çocuğun gelişim evresiyle alakalı bir basamak olduğunu aktaran Kahveci, “Sorun gaz kaynaklı ise bebeklere kesinlikle bitkisel çay içirilmemeli. Bitkisel çaylar içinde kurşun düzeylerinin yüksek olduğunu biliyoruz. Bu çaylar bebeklerde solunum durmasına ve yumurta spermlerin ölümüne yol açıyor.” ifadelerini kullandı.
Kahveci, prematüre bebekleri 35-36 hafta olduğunda 2 kilogramın üzerindeyken beslenmeye başladıklarında taburcu ettiklerini belirterek, bu bebeklerin enfeksiyona karşı savunma sistemlerinin zayıf olması nedeniyle kesinlikle anne ve baba dışında kimsenin öpüp temas etmemesini istedi.
“Sadece hastanede bakıp tedavi etmek yetmiyor”
Prematüre bebeklerin sadece yeni tip koronavirüse değil, diğer viral enfeksiyonlara yakalandıklarında uzun süre makineye bağlı kalabildiğini ve enfeksiyondan ölebildiklerine dikkati çeken Kahveci, şunları kaydetti:
“Türkiye’de yaklaşık 100 çocuktan 12’si prematüre bebek olarak dünyaya geliyor. Bunların da çok önemli kısmı 1000 gramın altında ve her şeyi ile kırılgan olarak doğuyor. Bu bebekleri sadece hastanede bakıp tedavi etmek yetmiyor, önemli kısmı taburcu olduktan sonra beslenmelerindeki eksiklik, enfeksiyonel yatkınlık, akraba, eş ve dostlara temasları yüzünden enfeksiyon kapmaları sebebiyle geri getiriliyor. Yanlış beslendiği için yeterince büyüyemiyor, zekaları geri kalıyor ve uzun süre hastanede kalıyor. Bu bebekleri ne kadar hastanede büyütüp baksak da sonra tekrar ölebiliyorlar.”
Kahveci, bebeklik döneminden itibaren sigaraya maruz kalan çocuklarda çeşitli kronik hastalıkların kolayca gelişebildiğini ve sigaranın çocuklardaki tüm gelişimi engellediğine dikkati çekerek, evde sigara içilmemesini istedi.