Koronavirüs salgını Türk makine sektörüne talebi artırdı

10 Mart 2020 Salı 14:21

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, küresel makine imalatının gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında yeniden pay edileceği yeni dönemde Türkiye’nin, makine sektörünün uluslararası itibarını iyi değerlendirmesi gerektiğini belirterek, “Virüsün (Covid-19) tüm dünyayı etkisi altına aldığı 2 ayda Almanya, ABD, İtalya ve Fransa gibi ülkeler bizden daha fazla makine satın aldı. Rusya’ya satılan makine miktarındaki artış yüzde 45’e yaklaştı. Bu artışın giderek yükselmesi muhtemeldir.” ifadelerini kullandı.

MAİB açıklamasına göre, makine sektörü şubat ayında 1,5 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Yılın ilk 2 ayında toplam ihracatı 2,9 milyar dolar olan sektör, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,2 artış sağladı.

Makine sanayinin yılın ilk 2 ayında en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler Almanya, ABD, İtalya, İngiltere ve Fransa oldu. Makinecilerin Rusya’ya ihracatı, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre değer bazında yüzde 36 arttı. Makine sektörünün çok ihraç ettiği ürünler soğutma makineleri ile içten yanmalı motorlar olurken, inşaat ve madencilik makineleri, tarım makineleri ve türbin turbojetlerde ihracat artışı yüzde 10’nun üzerine çıktı.

“İhracatın yüzde 8,8, ithalatın ise yüzde 16,1 arttığını ortaya koyan TÜİK verilerini kaygıyla izliyoruz”

Açıklamada görüşlerine yer verilen MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Türkiye’de makine teçhizat yatırımlarının bu yıl ikinci çeyrekten itibaren artmaya başlamasını beklediklerini ifade ederek, dünya genelindeki resesyon riskine rağmen Türkiye’de güven endekslerinde yükseliş görüldüğünü bildirdi.

Bu durum sürerse genel imalat sanayisinde kapasite kullanım oranlarının artmasını ve yeni yatırımlarla ilgili gelişmelerin gündeme gelmesini beklediklerini belirten Karavelioğlu, “Yatırım dönemleri makine ithalatını körükleyen ve her zamankinden daha dikkatli olunması gereken zamanlardır. Ocak ayında ihracatın yüzde 8,8, ithalatın ise yüzde 16,1 arttığını ortaya koyan TÜİK verilerini kaygıyla izliyoruz. Geçen yıl makine dış ticaret açığını 5 milyar dolara kadar indirmeyi başarmıştık, bu avantajı olabildiğince koruyacak yeni tedbirler geliştirmeliyiz. Yerli makine kullanımını teşvik eden, mecbur kılan mevzuatın uygulanmasında katı tutum almalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.

“Koronavirüs, imalat zincirlerinin rotasını değiştirme planlarını hızlandıracak bir unsur haline geldi”

Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınının küresel imalat zinciri üzerindeki etkisine de değinen Karavelioğlu, bugüne kadar Çin’de yoğunlaşmış bulunan endüstriyel üretimin dünyanın ana merkezleri arasında daha dengeli paylaşılacağı bir dönemin hazırlıklarının salgından önce başladığını belirterek, “Ticaret savaşları başlamadan önce küresel makine imalatının yüzde 51’i Asya’da yapılıyordu. Uzak Doğu’da imal ettirdikleri makineleri dünyaya pazarlayan sayısız küresel marka, yatırımlarını buraya kaydırırken bile bile bir risk alıyordu. Covid-19 salgını, imalat zincirlerinin rotasını değiştirme planlarını hızlandıracak bir unsur haline geldi.” ifadelerini kullandı.

Uzak Doğu’da üretilen mamullere, yarı mamul, komponent ve ham maddelere erişimin virüs nedeniyle ancak yüzde 50 kapasiteyle sağlanabildiğini dile getiren Karavelioğlu, “Üretim merkezlerinde coğrafya değişikliği sağlayacak orta vadeli geçiş süreci Türkiye’deki imalatçıları da etkileyecek. Seri üretim yapan büyük işletmelerimiz alternatif zincirler kurana kadar zorlanacaktır. Yan sanayimiz ile özel maksatlı ve ileri teknolojili makineler üreten imalatçılarımız ise kapasitelerini ve dünya ticaretinden aldıkları payı artıracaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

“Makine sanayimizin küresel marka değeri öne çıkarılmalı”

Küresel makine imalatının gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında yeniden pay edileceği yeni dönemde Türkiye’nin, makine sektörünün uluslararası itibarını iyi değerlendirmesi gerektiğini ifade eden Karavelioğlu şunları kaydetti:

“Virüsün tüm dünyayı etkisi altına aldığı 2 ayda Almanya, ABD, İtalya ve Fransa gibi ülkeler bizden daha fazla makine satın aldı. Rusya’ya satılan makine miktarındaki artış yüzde 45’e yaklaştı. Bu artışın giderek yükselmesi muhtemeldir. Yaşanan sürecin yurt içindeki yabancı yatırımlara etkisini dikkatle izlemeliyiz. Sektörü cesaretlendirmek ve ölçekleri büyütmek üzere yatırım ve faaliyet ortamını mutlaka iyileştirmeliyiz. İnsan kaynağı geniş, kayıt dışı oranları ihmal edilebilir seviyede olan, piyasası denetim ve gözetim altında tutulan ülkeler büyük avantaja sahip olacaklar. Bu ülkeler; sermaye, fikri mülkiyet hakları, evrensel norm ve değerler güvence altında olursa küresel yatırımların yeniden paylaşım sürecinde öne çıkacaklar.”