Kovid-19 ile mücadele sürecinde diyaliz ve böbrek nakli hastalarına uyarılar

6 Nisan 2020 Pazartesi 14:06

ANKARA (AA) – Yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadele sürecinde diyaliz tedavisine ara verilmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, bu hastaların mümkünse özel araçlarıyla diyaliz merkezlerine gitmeleri ve maske kullanımına ve hijyen kurallarına mutlaka uymaları gerektiği bildirildi.

Nakil hastalarının takiplerinde nakil tarihinden ne kadar süre geçtiğinin ve mevcut durumlarının da önemli olduğu, buna göre bir planlamanın yapılması gerektiği vurgulandı.

Türk Nefroloji Derneği Genel Sekreteri ve Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Arıcı, AA muhabirine, pandemi sürecinde böbrek hastalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Böbrek hastalarının Kovid-19 enfeksiyonunda özel bir risk grubu altında olup olmadığının bilinmediğini ifade eden Arıcı, “Ancak özellikle ileri evre böbrek hastalarında, diyalize giren böbrek hastalarında ve böbrek nakli olmuş hastalarda her tür enfeksiyon için risk fazladır. Bunun temel nedeni, böbrek hastalığının ilerlemesi ile bağışıklık sisteminin zayıflaması ve bu tür hastalıklara yatkınlığın artmasıdır. Bu nedenle böbrek hastaları kendilerini koronavirüs riskine karşı çok dikkatli korumalıdır.” şeklinde konuştu.

Bu açıdan böbrek hastalarının enfeksiyonlardan korunma önlemlerini daha sıkı uygulaması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Arıcı, “El ve yüz hijyenine maksimum özen gösterme ve ‘sosyal izolasyon’ olarak ifade edilen ‘zorunlu bir neden olmadıkça evden çıkmama, zorunlu bir neden olmadıkça kimseyle görüşmeme, insanlara 1,5 metreden daha fazla yaklaşmama, zorunlu olarak kalabalık ortamlara girilme durumunda maske takma ve el hijyenine daha fazla özen gösterme’ kuralları böbrek hastaları için hayati öneme sahiptir.” diye konuştu.

“Hastalar tedavilerini sürdürerek kontrol randevularını ertelemeli”

Mustafa Arıcı, hastaların tedavilerini aksatmaları veya ara vermesinin, böbrek hastalığının dengesinin bozulmasına, dolayısıyla hastanın ister istemez hastaneye başvuru yapmasına neden olacağına dikkati çekti.

Bu nedenle hastaların mevcut tedavilerini ve beslenme rejimlerini mümkün olduğunca aksatmamaları gerektiğine işaret eden Arıcı, şunları kaydetti:

“Acil sorunu olmadıkça hastaların tedavilerini sürdürerek, kontrol randevularını ertelemeleri de ‘sosyal izolasyon’ kurallarını uygulamaları açısından önemli.

Bu dönemde hastaların, zorunlu hallerde takip eden doktorları veya merkezleri ile önce elektronik yollarla iletişime geçmeleri daha iyi olur. Ancak merkezlerin ve doktorların da Kovid-19 mücadelesi içinde ne kadar yoğun ve yıpranmış oldukları hatırlanmalı, gereksiz arama yapmaktan kaçınılmalı. Biz sağlık çalışanları her zaman hastalarımızın yanındayız ve acil ihtiyaçları halinde elimizden geleni yapmayı sürdürüceğiz.”

“Diyaliz tedavisine ara verilmesi mümkün değil”

Prof. Dr. Arıcı, diyalize girenlerin, böbrek hastaları arasında en özel grubu teşkil ettiğini ifade ederek, “Çünkü diyaliz tedavisine ara verilmesi mümkün değil. Hastalar ister evlerinde, ister bir sağlık merkezinde diyaliz olmalı, tedavilerini mutlaka sürdürmeli.” dedi.

Özellikle bir merkezde hemodiyaliz tedavisi gören hastaların, haftada 2-3 kez diyaliz için evlerinden çıkmak zorunda olduğuna işaret eden Arıcı, şöyle devam etti:

“Bu hastalar imkanları ölçüsünde toplu taşıma araçları yerine mümkünse özel araçları ile diyaliz merkezlerine gitmeli. İmkanı olmayıp diyaliz servisi kullanan hastalar da mutlaka servise binerken maske takmalı, servise binmeden ve merkeze girmeden önce ellerini sabunla iyice yıkamalı veya dezenfektan kullanmalı.

Koronavirüs enfeksiyonu açısından ateş, öksürük, nefes darlığı gibi belirtileri olan hastalar ise evlerinden çıkmayıp merkezlerine bilgi vermeli, takip eden doktorlarının yönlendirmelerine göre tedavi planları çizilmeli. Diyaliz merkezlerindeki sağlık çalışanlarının da hastaları için gerekli tedbirleri en iyi şekilde alarak, diyaliz tedavilerinin aralıksız sürmesi için canla başla çalıştıkları unutulmamalı.”

“Enfeksiyon benzeri şikayetleri olanlar merkezleri ile iletişime geçmeli”

Mustafa Arıcı, nakil hastalarının takiplerinde nakil tarihinden ne kadar süre geçtiğinin ve mevcut durumlarının da önemli olduğunun altını çizerek, şu önerileri sıraladı:

“- Nakil tarihi üzerinden 6-12 aydan daha fazla geçmiş ve durumu dengede olan, acil sorunu olmayan hastalar ilaç tedavilerine doktorlarının önerdiği şekilde devam edip, kontrollerini doktorlarının da önerisini almak koşuluyla 1-2 ay erteleyebilir.

– Nakil tarihi 6 aydan kısa olan hastaların en az ayda bir kontrolleri gereklidir. Merkezleri ile kontrol durumlarını konuşmaları, imkan halinde evde sağlık hizmetlerinden tetkiklerin yapılması için destek istemeleri veya maske, el hijyeni gibi koşullara dikkat ederek merkezlerine kontrole gitmeleri önerilir.

– Hiçbir hasta doktorunun önerisini almadan tedavisini kesmemeli veya ara vermemeli. Bu durum enfeksiyon riskinden daha tehlikeli olabilir.

– Ateş, öksürük, nefes darlığı gibi enfeksiyon benzeri şikayetleri olan hastalar ise en kısa zamanda merkezleri ile iletişime geçmeli. Enfeksiyon durumunda tedavilerinin düzenlenmesini takip eden doktorları yapacaktır.”