Kovid-19’un genetik şifresini çözen araştırma '2020'nin immünoloji gelişmesi' seçildi

19 Aralık 2020 Cumartesi 17:51

İSTANBUL (AA) – Türk bilim insanlarının aralarında olduğu 50 genetik merkezinin araştırmacılarından kurulan “Covid İnsan Genetiği Konsorsiyumu”nun Kovid-19’u ağır geçiren hastaların genetik şifrelerini ortaya koyduğu ve Science dergisinde yayımlanan araştırma, bilim dünyasının önde gelen dergilerinden Nature’da “2020’nin immünoloji alanında öne çıkan gelişmesi” olarak gösterildi.

Dünya genelinde 50 genetik merkezinin araştırmacılarından kurulan konsorsiyumun ağır hastalar üzerinde yaptığı araştırma, kronik rahatsızlığı olmamasına rağmen yoğun bakımda tedavi görenlerin genetik yapısının, virüse karşı savaşan “tip I interferon” isimli protein grubunu üretemediğini ortaya çıkardı.

Araştırmanın sonuçları, ekim ayında Science dergisinde yayımlanan makale ile bilim dünyasına duyuruldu.

Çok uluslu konsorsiyumun hazırladığı araştırma çalışmasının yönetim kurulu üyeliğini Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tayfun Özçelik yürütürken, ana ekibin klinisyenleri arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanları Prof. Dr. Kadriye Kart Yaşar, Prof. Dr. Nevin Hatipoğlu, Dr. Sevtap Şenoğlu ve Dr. Şemsi Nur Karabela yer aldı.

Science dergisinde yayımlanan araştırma, bilim dünyasının önde gelen dergilerinden Nature’ın atmosfer bilimi, ekoloji, viroloji, gökbilim, yapısal biyoloji ve immünoloji gibi 10 farklı alandan 2020’nin önemli araştırma ve gelişmelerine yer verdiği aralık sayısında, immünoloji alanında yılın öne çıkan makalesi olarak gösterildi.

İnterferon geninin eksik olduğu saptanan 4 hasta Türkiye’den

Araştırmada yer alan SBÜ Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Klinik Şefi Prof. Dr. Kadriye Kart Yaşar, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kovid-19’un genetik temellerini araştıran konsorsiyumun daha önce influenza gibi hastalıklar üzerine çalışan genetik bir çalışma grubu olduğunu dile getirdi.

Yaşar, İstanbul’da Kovid-19 ile mücadelede en çok hasta takip eden, referans hastanelerden biri olmaları gerekçesiyle konsorsiyumun yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Tayfun Özçelik tarafından araştırmaya davet edilmeleri üzerine ekibe dahil olduklarını anlattı.

Araştırma kapsamında 50 yaş altı, hiçbir ek hastalığı olmayan, ağır seyirli Kovid-19 tanılı hastaların kan örneklerini Fransa’daki genetik araştırma laboratuvarına gönderdiklerini aktaran Yaşar, şöyle devam etti:

“15 ülkenin 60 hastanesinden 659 hastanın örnekleri incelendi. Bu hastaların 23’ünde tip 1 interferon geninin eksik olduğu gösterildi. Bu hastaların 4’ü bizim hastanemizde tedavi gören kişilerdi. Hatta biri ağır seyirli Kovid-19 geçiren bir doktor arkadaşımızdı. Çalışmada bu kişilerde interferon geni eksik bulunduğu için hastalığı ağır geçirdikleri ortaya kondu. Science dergisinde de ekim ayında yayımlandı.”

“Tıp dünyasının Oscar’ı gibi”

Araştırmalarının Kovid-19’un genetik altyapısını ortaya koyan çok büyük bir bilimsel çalışma olduğunu ifade eden Yaşar, şöyle konuştu:

“80 yaşındaki KOAH hastası Kovid-19’u atlatırken, 20 yaşında, herhangi bir rahatsızlığı olmayan hasta vefat ediyor. Araştırmamız, bu muammaya ışık tutarak Kovid-19’da ağır seyreden hastalarımızın genetik altyapısını ortaya koydu. Nature dergisi de 14 Aralık’ta, 2020’nin 10 farklı alandaki en iyi makalelerini seçerek yayımladı. İmmünoloji alanında seçilen en iyi gelişme, bizim Science dergisinde yayımlanan araştırmamız oldu.

Tıp dünyasının Oscar’ı gibi. Diğerleri genellikle biyomühendislik, ekoloji gibi tıp dışı alanlardan makaleler. O nedenle, tıp ile ilgili en iyi bilimsel makale gibi düşünün. Bizim için çok büyük onur bu. Doktorlar için Nature ve Science dergileri seçkin tıp dergileridir. Çok ince eleyip sık dokurlar. Bu nedenle makalemizi seçmeleri bizim için gurur kaynağı.”

Prof. Dr. Kadriye Kart Yaşar, salgın nedeniyle zor günler geçirildiğini, sağlık çalışanlarının çok yorgun olduğunu fakat makalelerinin böyle bir dergide yayımlanmasının 2020’nin son günlerinde umut verici bir gelişme olarak kayda geçtiğini ve bu tarz haberlerin kendilerini ve Türk bilim insanlarını motive ettiğini sözlerine ekledi.