MHP Genel Başkanı Bahçeli: Sınırlarımızda yıkım müteahhitliğine heveslenmek skandal bir tertiptir
22 Haziran 2020 Pazartesi 12:08
ANKARA (AA) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “İkinci Kandil olarak tanımlanan Haftanin’e Türk kahramanlığının mührü vurulmuştur. Görüldüğü kadarıyla süreç iyice kızışacak, bölge oldukça ısınacaktır.” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, terörizmi stratejik çıkarları, siyasi ve ekonomik amaçları kapsamında acımasızca kullanan ülkelerin, gerek insan hakları gerek demokrasi kültürü, gerekse de özgürlükler konusunda söyleyeceklerinin olmadığını belirtti.
Terörle arasına mesafe koymayan, hatta böyle bir kaygısı ve gündemi dahi olmayan ülkeler, kurumlar ve kuruluşların, insani trajedilerin yegane failleri olduğunu ifade eden Bahçeli, sözde gelişmiş ülkelerin terörle aynı çemberde, aynı çevrede, aynı cephede buluşmalarının, “tavzihi ve tevili olmayan bir ilkellik örneği” olduğunu bildirdi.
Türkiye’nin bölücü terörden on yıllardır muzdarip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, “Komşu ülkelere hakimiyet kuran istikrarsızlık ve iradesizlikten dolayı, Türkiye çok yönlü tehdit kıskacına maruzdur.
Bugünkü ülke tablosunda bazı baroların güdümlü kaos yürüyüşü, terörist Demirtaş hakkında Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı, sokakların karanlığında ikbal arayışları, CHP-HDP-İP’in tehlike saçan gayri meşru politikaları, dış kaynaklı tehditlere müsait ortam açmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, terör saldırılarının bitmediğini, 17 Haziran’da Şırnak’ın Cudi bölgesinde teröristler tarafından yola tuzaklanan el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucunda, iş makinelerine yakıt taşıyan bir kamyonetin içindeki dört işçinin şehit edildiğini anımsattı.
Pençe Operasyonları esnasında şehit olan evlatların yüreklere ateş düşürdüğünü dile getiren Bahçeli, aziz şehitlere ve Bursa’nın Kestel ilçesindeki sel felaketinde hayatlarını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet diledi.
“Irak’taki etnik ve mezhebi çatışmalar”
Irak ve Suriye’deki müessif ve müfsit olayların Türkiye’nin milli bekasına yansımasının oldukça menfi olduğuna değinen Bahçeli, sınır ötesindeki husumet ve hıyanet zemini imha edilmeden terörün sadece ülke topraklarından kazınıp atılmasının milli güvenliği korumaya yetmeyeceğinin altını çizdi.
Şu anda Suriye’nin yüzde 26’lık kısmının terör örgütlerinin istilasına mahkum olduğunu anlatan Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Irak’ı pençesine alan etnik ve mezhebi çatışmalar hem Türkiye’yi hem de bölge barışını adeta mayınlamaktadır. Sınırlarımızın hemen dibinde ABD-Fransa müşahitliğinde yapılan gizli ve sinsi görüşmeler, temaslar ve diyaloglar sonucunda, PKK ile Barzani unsurları arasında emel ve hedef birlikteliği sağlandığı anlaşılmaktadır. Açık kaynaklar bu durumu tevsik ve teyit etmektedir. 16 Haziran’da aynı damardan beslenen hain oluşumlar, zalimlerin gözetiminde mutabakata varmışlardır. Geçtiğimiz günlerde, Suriye’nin Kamışlı şehrinde ABD’li teşrifatçıların katılımıyla, dahası terörist Mazlum Kobani’nin de yer aldığı basın toplantısı, alçaklığın ve rezaletin vahim bir deşifresidir. Suriye Kürt Ulusal Konseyi ve Kürt Ulusal Birliği Partileri tarafından müştereken yapılan karanlık açıklamada, ‘2014 Duhok Anlaşması’nın sözde yönetim, ortaklık, güvenlik ve savunma’ maddeleri her iki terör yapılanması arasındaki görüşmelerin temeli kabul edilmiştir.”
Bahçeli, “Türkiye ve tüm dünya yeni tip koronavirüs salgınıyla uğraşırken, sınırlarımızın paralel ve mücavir bölgelerinde yıkım müteahhitliğine heveslenmek, bölücü müzakerelere meyletmek sakat ve skandal bir tertiptir” ifadelerini kullandı.
Pençe operasyonları
Türkiye’nin bu kepazeliği affetmeyeceğini ve bu ihanete izin vermeyeceğini kaydeden Bahçeli, Pençe-Kartal ve Pençe-Kaplan operasyonlarıyla teröristlerin saklandıkları mağaraların, barınakların yerle bir edildiğini belirtti, ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonunun Pençe operasyonlarını durdurması çağrısının “boşuna ve bulanık bir gayret” olduğunu vurguladı. Bahçeli, açıklamasına şöyle devam etti:
“Arap Ligi Genel Sekreteri’nin terör örgütlerine değil de meşru mücadelemize göstermiş olduğu tepki ise iyi niyetten mahrum bir hezeyandır. İkinci Kandil olarak tanımlanan Haftanin’e Türk kahramanlığının mührü vurulmuştur. Görüldüğü kadarıyla süreç iyice kızışacak, bölge oldukça ısınacaktır. Türkiye, uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru savunma haklarını tavizsiz kullanmaktadır. Kamışlı’da tekrar ortaya çıkan terör komplosunu Ankara yıkacaktır.”
“Fransa dürüst ve samimi değildir”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, PKK’nın Irak’ın Süleymaniye kentinde şehre indiğini, Kerkük’te Türkmen bayrağının indirilip PKK paçavralarının asıldığını aktardı.
Bu gelişmelerin Türkiye’ye meşru müdahale ve kıran kırana mücadele hakkı verdiğine işaret eden Bahçeli, şunları kaydetti:
“Suriye ve Irak’ı parçalamayı hesap edenler cüret ve küstahlıklarının bedelini mutlaka ödemek durumunda kalacaklardır. Fransa’nın son günlerde şımarması, şuur kaybına uğraması, Libya’dan Suriye’ye kadar her taşın altından tuzaklanmış patlayıcı gibi çıkması dikkatle takibi yapılması gereken bir tahriktir. Bu ülkenin Akdeniz’de NATO misyonu çerçevesinde görev yapan bir fırkateyninin Türk savaş gemileri tarafından taciz edildiğini iddia ve isnat etmesi Libya ve Suriye’deki karanlık ilişkilerini maskeleme arayışından başka bir anlama gelmeyecektir. Fransa dürüst ve samimi değildir. Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de meşgul edip markaja almaya teşebbüs eden bu ülkenin sınırlarımızın dibinde fitne imaline girişmesi namertliktir, dostluğunun yalan, müttefikliğinin ise riyakarlık olduğunu belgelemiştir. Ülkemizin yapıcı, iyi niyetli, dengeli ve iş birliğine açık tavrını inkar edip gerçek dışı beyanlarla kriz çıkarmaya çalışan Fransa, Libya’da kaybettiği mevzilerin sonuçlarıyla kıvranmakta, kontrolü kaybetmektedir. Bunlar oluyorken, Mısır Cumhurbaşkanı’nın ‘Libya’daki Sirte ve Cufra kırmızı çizgimizdir’ beyanatı siyasi çözüm arayışlarını riske atmaktadır. Temennimiz, Sisi’nin akılcı, sorumlu ve sağduyulu siyaset takibiyle birlikte, provokasyonlara ve dış telkinlere kapalı durmasıdır. Böyle olduğu takdirde bölgesel huzur ve barış çabaları ivme kazanacak, hariçten gazel okuyan fırsatçı odaklar dışlanıp kaybedeceklerdir. BAE ile Suudi Arabistan yönetiminin Türkiye’nin vakarını yanlışa yormaları, darbeci, korsan ve terörist Hafter’in tetikçiliğini yapacak kadar gerçeklerden kopmaları ahlaklı bir tutum sayılamayacaktır.”
“Türkiye, tarihsel haklarını çiğnetmeyecek”
Türkiye’nin Libya’daki taahhütlerine bağlı, tuzaklara karşı da uyanık olduğunun altını çizen Bahçeli, 27 Kasım 2019’da iki ülke arasında imzalanan muhtıraların geçerli olduğunu anımsattı.
“Emperyalizmin piyonları, esaret ve icazet altındaki yönetimler, akıntıya karşı kürek çekmekten vazgeçmelidir. Türkiye, tarihsel haklarını çiğnetmeyecek, Türk milleti bekasına toz kondurmayacak, leke sürdürmeyecektir.” ifadelerini kullanan Bahçeli, “Bedeli kan da olsa, can da olsa milli varlığımız, tarihi vakarımız, her türlü mülahazanın üstünde olan güvenliğimiz ve jeopolitik gücümüz tartışmaya açılamayacaktır. MHP, devletin her tasarrufunun, hükümetin alacağı her kararın, atacağı her adımın cesaretle, inanmışlıkla, Cumhur İttifakı’nın kutlu iradesiyle arkasındadır. Türk milleti milli şeref ve bağımsızlığını her düzeyde kahramanca savunacaktır. Türkiye, her ülkenin siyasi ve toprak bütünlüğüne saygılı davranırken, aynı tutarlılığı muhataplarından beklemesi de en doğal hakkıdır.” görüşlerine yer verdi.
Muhabir: Mümin Altaş