TBMM Başkanı Şentop: Hükümet sistemine uygun bir iç tüzük yapılması lazım
11 Ocak 2021 Pazartesi 19:51
TBMM (AA) – TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Parlamento Muhabirleri Derneğini (PMD) ziyaret ederek, parlamento muhabirleri ile bir araya geldi.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün hafta sonuna gelmesi nedeniyle ziyareti bugün gerçekleştirdiğini belirten Şentop, gazetecilerin gününü kutlayarak, çalışmalarında başarılar diledi.
Basın mensuplarının yeni yılda Meclis çalışmalarının neler olacağına yönelik sorusunu yanıtlayan Şentop, yeni bir hükümet sistemine geçişin olduğunu ve TBMM İçtüzüğü’nün oldukça eski olduğunu söyledi. Şentop, TBMM İçtüzüğü’nün 1973’te hazırlandığını ve o dönemde iki bölümlü bir parlamentonun bulunduğunu anlattı.
Yeni sisteme göre Meclisi biraz daha yasama alanında etkin hale getirecek enstrümanların iç tüzükte olması gerektiğini ifade eden Şentop, eskiden kanun önerilerinin iki şekilde yapılabildiğini, milletvekillerinin önerilerinin kanun teklifi, hükümetin önerilerinin ise kanun tasarısı olduğunu ancak artık tasarının sistemden çıktığını, sadece milletvekillerinin kanun teklifi verebildiğini anımsattı.
Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eski sistemde hükümet sadece tasarı yoluyla kanun önerisinde bulunmuyordu ayrıca yasalaşan kanun tekliflerinin önemli bir kısmının da altyapı çalışmaları hükümet tarafından yapılıyordu. Buna uygun da hükümet kısmında çalışmaları yürütecek yapılar vardı. Fakat şimdi sistem değişince bu sefer tekliflerle ilgili altyapı çalışmalarının bir nevi mutfak çalışmalarının Meclis’te yapılması lazım ve bu bakımdan özellikle Meclis komisyonlarına biraz daha fazla çalışma imkanı tanımak ve elindeki enstrümanları arttırmak gerekiyor diye düşünüyorum. Bu bakımdan, yeni sistemin paradigmasına uygun, hükümet sistemine uygun bir iç tüzük yapılması lazım. Yeni bir iç tüzük yapılması daha doğru olur; yeni sisteme göre ve bu çerçevede mevcut olan ve iyi işleyen sorunsuz gördüğümüz düzenlemeler mevcut iç tüzükte muhafaza edilebilir.”
Bu konuda farklı ülkelerdeki uygulamalar üzerine çalışmalar yapıldığını ifade eden Şentop, “Siyasi partilerin iç tüzükte, Meclis’te en azından grubu bulunan partilerin, bütün milletvekillerinin bu yönde bir iradelerinin olması halinde bu konuda bir adım atılabilir diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
2021 yılının İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. yıl dönümü olduğunu dile getiren Şentop, 2021’in “İstiklal Marşı Yılı” olmasına ilişkin bir teklif hazırladığını ve siyasi partilerin hepsinin destek vermesiyle bunun kabul edildiğini söyledi. Şentop, İstiklal Marşı’nın o tarihte kabulünün aynı zamanda TBMM’nin İstiklal Harbi’nin artık kazanıldığına dair bir kanaate sahip olması anlamına geldiğini söyledi. Şentop, konuya ilişkin birçok çalışmanın ve serginin de olacağını kaydetti.
TBMM Başkanı Şentop, 1921 Anayasası’nın kabulünün de 100. yıl dönümü olduğunu anımsatarak, 20, 21 ve 22 Ocak tarihlerinde konuya ilişkin bir sempozyum düzenleneceğini bildirdi. Şentop, TBMM’nin açılışının 100. yıl dönümüne ilişkin aksayan, ertelenen çalışmaları da tamamlayacaklarını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Sözde cumhurbaşkanı” ifadesine ilişkin soru üzerine Şentop, “Günlük aktüel siyasetin tartışmaları içine Meclis Başkanı olarak girmek istemiyorum. Benim bir tek kaygım; anayasal kurumların, anayasal işleyişin, mevzuatın ve özellikle demokrasinin, siyasetin belli bir çerçeve, düzey, belli hassasiyetler içerisinde yürümesine yönelik bir kaygı.” diye konuştu.
Şentop, Kılıçdaroğlu’nun “Sözde cumhurbaşkanı” ifadesine ilişkin açıklama yapmayı gerekli gördüğünü dile getirerek “Bu tartışma artık Türkiye’de her şeyin ve hiçbir ölçü, kriter olmaksızın tartışılabileceği bir noktaya bizi götürür. Bunun sonu yok.” ifadelerini kullandı.
“Sözde” tabirinin gerçekte olmadığı halde öyle görünen şeyler için kullanılan bir ifade olduğunu hatırlatan Şentop, “Bir şey için ‘sözde’ dediğiniz zaman, onun aslında gerçekte, gerçeklikte olmadığını veya gerçekliğe uygun olmadığını söylemiş olursunuz.” dedi.
Şentop, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın durumuyla ilgili Anayasa’da bir çerçeve olduğunu vurgulayarak Anayasa’da, nasıl cumhurbaşkanı olacağının düzenlendiğini hatırlattı.
Seçimlerin yapıldığını ve bu seçimlerde sadece cumhurbaşkanının değil, bütün milletvekillerinin de seçildiğine işaret eden Şentop, “Bu bir realite, bir gerçeklik. Dolayısıyla bu gerçekliği, ‘gerçek değil de aslında öyleymiş gibi görünen şey’ gibi yorumlamak, o zaman Türkiye’de anayasal bütün kurumları bu şekilde değerlendirilmesi, hiçbir ölçüsü olmayan tartışmaya bizi götürür.” değerlendirmesinde bulundu.
Meclis Başkanı Şentop, devlet denilen yapının elle tutulur, gözle görülür bir şey olmadığını, Anayasa’da düzenlenen kurumların bir bileşkesi olduğunu vurgulayarak “Biz, tek tek bu kurumların her birini hedef alarak itibarsızlaştırmaya, yıpratmaya çalışırsak, ortada devlet diye bir şey kalmaz.” dedi.
Eleştirilerin, fikirler ve uygulamalar üzerinden olması gerektiğini vurgulayan Şentop, “Kişilikleri eleştiren, kurumları itibarsızlaştıran bir noktaya giderse, bu zararı hepimize, bütün milletimize, kendimize yapmış oluruz. Bu noktalara varmamasını arzu ederim.” diye konuştu.
Şentop, bunun siyaseti zayıflattığını belirterek şöyle devam etti:
“Siyaset yapmaktan değil de karşılıklı hakaretleşmeden ve bunlar karşılığında hukuki ve cezai süreçlere işi taşımaktan kaçınamayız. Eleştiri şüphesiz olabilir. Bütün parlamentolarda ve genel olarak siyasette, dünyada, bizde nükte denilen bir yaklaşım vardır. Eleştiri yaparken bunu çok ince, çok zekice çok zarif bir şekilde yapmak, bir taraftan eleştirinizi yapmak ama bir taraftan da ortaya, eleştirdiğiniz kişilerin bile hoş karşılayabileceği bir tablo, sonuç ortaya koyabilmek… Bizim siyasetimizde de bunun çok örnekleri vardır geriye dönüp baktığımızda. Böyle bir durum içinde siyaseti yürütmemiz gerekir.”
“HDP’nin kapatılmasına” ilişkin tartışmalar
Şentop, “HDP’nin kapatılmasına” ilişkin tartışmalara yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine de “Şahsi görüşümüz ayrı ama Anayasa’da ve bizim mevzuatımızda siyasi partilerin kapatılmasına dair hükümler var.” dedi.
Yakın süreçte siyasi parti kapatma davasının açılmadığına işaret eden Şentop, AK Parti ile ilgili kapatma davası sürecini hatırlattı.
Mustafa Şentop, bunun nasıl olacağının mevzuatta belli olduğunu ifade ederek “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bir dava açıyor, bir hazırlık yapıyor gerekli görürse dava açıyor. Bunu resen yapabiliyor veya Siyasi Partiler Kanunu’na göre belli şartları sağlayan siyasi partilerin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurusu üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı davayı açabiliyor. Nihayetinde karar Anayasa Mahkemesinde değerlendiriliyor. Bu konuda benim hukuki sürecin ne olduğunu izah etme dışında bir açıklama yapmam doğru olmaz bu aşamada.” değerlendirmesini yaptı.
“ABD Kongresi’nin basılması üzücüdür”
ABD Kongre binasının 6 Ocak’ta basılması ve sonrasında yaşananlara ilişkin ise Şentop, “ABD’de uzun zamandır, Sayın (Donald) Trump’ın başkan oluşundan itibaren bugüne kadar alışılmadık, beklenmedik bazı siyasi, hukuki gelişmeler oluyor. Bunu yakından takip ediyoruz.” dedi.
Şentop siyaset, kamu hukuku alanında kurallar ve kurumların işin bir tarafı olduğunun altını çizerek “Sadece siyaset ve kamu hukuk alanındaki işleyiş, sadece kurallar ve kurumlarla yürümüyor. Aynı zamanda konjonktür, bunun içinde siyasi aktörler de var, bunlar da var. Bu kurallar ve kurumlardaki düzenlemeleri, kanlı canlı hale getiren şey, konjonktürdür, siyasi aktörlerdir. Dolayısıyla nasıl düzenleme yaparsanız yapın, nasıl gelenekler oluşturursanız oluşturun, siyasi aktörlerdeki, konjonktürdeki değişiklik birtakım olumsuz sonuçlar ortaya çıkartabiliyor.” diye konuştu.
ABD Kongre binasının basılmasının üzücü olduğunu dile getiren Şentop, “ABD Kongresi’nin basılması, kongreye girilmesi, yapılan tahribat üzücüdür. Hangi ülkede olursa olsun üzücüdür. Demokrasi içinde ve hukuk sisteminin işleyişi, kuralları içinde, yapılan seçimden itibaren başkanın belirlenmesine yönelik süreçler var anayasa ve teamüller gereği. Bunlar işliyor ve işlemesi suretiyle ortaya bir netice çıkacak. Herkesin bunu kabul etmesi gerekir.” dedi.
Şentop, ABD’deki siyasetçilerin, basındaki yorumcuların kendi ülkeleri dışındaki olaylarla ilgili yorum yapmaya alıştıkları için kendi ülkelerindeki gelişmeler başka ülkeler tarafından değerlendirildiğinde bundan rahatsızlık duyduklarını aktararak ABD basınından bir muhabirin kendi attığı “tweet” üzerinden yaptığı değerlendirmeyi hatırlattı.
ABD Kongre Binası’nda yaşananların vahim bir olay olduğunu dile getiren Şentop, “Gözüne girmiş olan merteği görmeden, Türkiye’ye veya başka ülkelere laf sokuşturmaya çalışıyorlar. Bu, bir psikolojik arızadır. Sadece son yaşananlar değil, ondan önceki süreçler de dahil herkesin önce kendine bakması, ondan sonra sağa sola etrafa değerlendirme yapması, eleştiride bulunması gerekir diye düşünüyorum.
Şentop, dünyanın yeni bir döneme girdiğine işaret ederek buna hazır olunması gerektiğini söyledi.
İnsanlığın hayatını olumlu etkileyecek şekilde bu süreçlerin yönetilmesi gerektiğinin altını çizen Şentop, “Hala burnundan kıl aldırmama tavrı, ‘biz her tarafa laf söyleriz ama bize kimse laf söyleyemez’ tavrı çarşamba akşamı olan görüntülerle, bütün dünyada da Amerika’da da çökmüştür. Herkesin kendini oturup gözden geçirmesi, öz eleştiriler yapması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Önümüzdeki dönemin darbeleri, sosyal medya platformlarının darbeleri olacak”
WhatsApp kullanıcılarına getirilen veri paylaşma zorunluluğuna ilişkin soru üzerine de Şentop, “Uganda’daki seçimler öncesinde Facebook Uganda’daki hesapları sınırladı. Bunun bir sinyalini de Trump’ın hesaplarının askıya alınmasıyla ilgili gördük.” dedi.
Şentop, bunların özel şirketlere ait faaliyet gösteren kurumlar olduğunu belirterek bir ülkede kurulmuş şirketin farklı bir ülkede faaliyet gösterebileceğini ama bunu yaparken faaliyet gösterilen ülkenin hukuk kurallarına uyulması gerektiğini kaydetti.
Dijital ortamların uluslararası alanda sıkı kurallara bağlanmamış olmasından kaynaklanan bir rahatlıkla bunun yapılmaya çalışıldığını belirten Şentop, Facebook’un Almanya’daki Rekabet Kurulu otoritesinin verdiği bir kararla getirilen bazı sınırlamalara uyduğunu hatırlattı.
Şentop, Facebook’un, ABD seçimlerinde bir sabıkası olduğuna dikkati çekerek bu alanın henüz hukuk tarafından çok düzenlemediğini ancak düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’de kişisel verilerin korunmasına dair düzenlemeler olduğuna işaret eden Şentop, bu tür sözleşmelere onay verildiğinde kişisel verilerin kullanılmasına rıza verildiğini belirtti.
Şentop, böyle bir rıza verilirken vatandaşların dikkatli olması gerektiğini ifade ederek “Hem rekabet boyutu bakımından hem kişisel verilerin kullanılması bakımından hukuken birtakım sıkıntılar olduğu ortada.” diye konuştu.
Bu alanda da uluslararası sözleşmelerle bilgilerin kullanımının ve bu uluslararası şirketlerin faaliyetlerinin hukuk tarafından birtakım kayıtlar altına alınması gerektiğini belirten Şentop, aksi halde farklı ülkelerde manipülasyonlara sebep olacağını söyledi.
İngiltere Parlamentosundaki bir komisyonun, Facebook’un, Brexit kararına etkisi üzerine bir rapor hazırladığını anlatan Şentop, “Darbelerden endişe ediyoruz memlekette. Herhalde önümüzdeki dönemin darbeleri dijital darbeler, sosyal medya platformlarının darbeleri olacak. Birçok ülkede bunları yapabilecekler. Seçim kampanyalarını etkilemek gibi yollarla. Bu alanın mutlaka düzenlenmesi lazım, bu bizim için bir işaret fişeği oldu, WhatsApp’la ilgili durum. Rekabet Kurulu’nun bu konuya resen girmesi de bence önemli bir adımdır, kıymetli bir adımdır.” değerlendirmesinde bulundu.