'Türkiye ve İtalya, üçüncü ülkelerde yatırım yapabilir' beklentisi
11 Ocak 2021 Pazartesi 14:51
BERLİN (AA) – Türkiye, İtalya ile oldukça dengeli bir ticaret yapısına sahip olurken, 20 milyar dolara yaklaşan iki ülke arasındaki ticaret hacminin, kısa sürede 30 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor.
Uzmanlar, İtalya ve Türkiye’nin sadece ticarette değil, karşılıklı ve başta Kuzey Afrika olmak üzere başka ülkelerdeki yatırım ve projelerde de stratejik ortak olabileceğini belirtiyor.
UniCredit İcra Kurulu Üyesi Giuseppe Scognamiglio, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iki ülkenin üretim sistemleri özelliklerinin benzer gelişme seviyesine sahip olduğunu ifade ederek, “Her iki ülkede de KOBİ’ler, ekonomilerin bir dayanağı ve doğru bir GSYH’nin kapsayıcı dağılımını garanti altına almak için kilit öneme sahip.” dedi.
İtalyan ve Türk hükümetlerinin, Türkiye’nin AB’ye entegrasyon sürecini yeniden başlatmak için “ortak” olması gerektiğini belirten Scognamiglio, “Bu arada, ticaretimizi artırmak ve karşılıklı yatırımlarımızı harekete geçirmek için her şeyden önce bürokrasi ve yavaş prosedürler açısından var olan tüm engelleri kaldırmak önemli olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Scognamiglio, tüm ülkeler gibi İtalya ve Türkiye’nin de sağlık sistemlerinin enerji veya finans kadar stratejik olduğunu fark ettiklerini aktararak, “Hastanelere ve özellikle bölgeye yayılmış bir doktor ağına daha fazla yatırım yapmalıyız. İki ülkenin bazı temel tıbbi ürünleri de üretmesi gerekiyor.” dedi.
“İki ülkenin çıkarları Kuzey Afrika’da rekabet içinde değil”
Giuseppe Scognamiglio, Kuzey Afrika’da Türkiye ve İtalya’nın iş birliği yapmasına ilişkin şunları kaydetti:
“İki ülkenin çıkarları Kuzey Afrika’da rekabet içinde değil. Stratejilerimiz ortak. Taktiklerimize uymak için daha fazla çaba sarf etmeliyiz ve faaliyetlerimizi karşılıklı çabalarla yönlendirmeliyiz. Orta Doğu’da, Akdeniz’de, Avrupa’da daha yaygın girişimler görmek isterim. Şirketlerimizi üçüncü ülkelerde birlikte yatırım yapmaya teşvik etmeliyiz. Ama bunu sadece özel girişimlere bırakamayız. Örneğin, mali araçlarla İtalya-Türkiye ortaklığını teşvik etmeliyiz.”
“İtalyan şirketleri, Türkiye pazarına yüksek düzeyde güven duyuyor”
İtalyan akademisyen Valeria Giannotta da İtalya ve Türkiye’nin ekonomik olarak tamamlayıcılıklara dayanan sağlam bir stratejik ortaklığı bulunduğunu kaydetti.
İki ülke arasındaki ticaret hacminin 20 milyar dolar civarında olduğunu ve önümüzdeki dönemde 30 milyara çıkarmak için karşılıklı istek bulunduğunu ifade eden Giannotta, Türkiye’de faaliyet gösteren 1.400’den fazla İtalyan şirketi olduğunu, bu şirketlerin Türkiye pazarına yüksek düzeyde güven duyduğunu söyledi.
Giannotta, “Diğer yandan, İtalya’da artan sayıda Türk yatırımına şahit oluyoruz. Aynı zamanda ekonomik tamamlayıcılık, KOBİ’lerin önemli bir rol oynadığı her iki ülkenin aynı ekonomik yapısına dayanır.” dedi.
“İki ülke, aynı zorluklar ve fırsatlarla karşı karşıya”
Türkiye ve İtalya’nın “açık” ekonomiye sahip ve doğrudan yabancı yatırımlara bağımlı olduğunu belirten Giannotta, “İki ülke, aynı zorluklar ve fırsatlarla karşı karşıya. Kovid-19 krizinde, içe dönük ve korumacı davranışların karşılığının olmadığı anlaşıldı. Dolayısıyla yapıcı bir yaklaşımın, küresel tedarik zinciri içinde iş birliği ve karşılıklı bütünleşmeyi güçlendirmekten geçtiği ortaya çıktı.” şeklinde konuştu.
Valeria Giannotta, Türkiye ile İtalya arasındaki mevcut sağlam ortaklığın, üçüncü ülkelerde ve ortak ilgi alanlarındaki coğrafi bölgelerde bir pilot görevi gördüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin Afrika ve Kuzey Afrika gibi tarihsel varlığının yanı sıra Orta Doğu ve Asya gibi üçüncü ülkelerde de işleyen birkaç ortak girişimine tanık oluyoruz. Türkiye ve İtalya’nın yatırım yapabileceği stratejik sektörler var. Örneğin, altyapı, ulaşım, enerji, her iki ülkenin de deneyime sahip olduğu ve daha fazla yatırım için geniş marjlarının olduğu kilit alanlar. Etiyopya’da ve diğer bazı Afrika ülkelerindeki demir yolu inşaatı somut başarılı örneklerden… Karşılıklı ticareti daha da güçlendirmek için, üçüncü ülkelerdeki ortak faaliyetler açısından da her iki aktör için hayati öneme sahip bazı kilit sektörleri hala dışlayan Avrupa ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi zorunludur.”