Uzmanlara göre Paşinyan halkını cepheye çağırarak Azerbaycan'ı sivil kayıplardan sorumlu tutmaya çalışıyor
23 Ekim 2020 Cuma 16:22
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Başkanı Alev Kılıç ve Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı, Paşinyan’ın Ermenistan vatandaşlarını “cephede savaşmaya” çağırmasını AA muhabirine değerlendirdi.
- Batı medyasında Azerbaycan karşıtlığı
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Caşın, Karabağ’da sivillerin hedef alınmasıyla bölgedeki durumun artık uluslararası ceza hukukunun konusu haline geldiğine dikkati çekti.
Caşın, bölgede işlenen suçları değerlendirmek için temel olarak Lahey ve Cenevre Sözleşmelerinin hükümlerine bakmak gerektiğini ifade etti.
Karabağ’da dolaylı olarak, Azerbaycan ve Ermenistan’ın taraf olmadığı Roma Statüsü ve Uluslararası Ceza Mahkemesini ilgilendirecek suçlar işlendiğine dikkati çeken Caşın, özellikle sivillerin hedef alınmış olmasının ciddi bir savaş suçu olduğunu belirtti.
Caşın, ateşkese rağmen Gence’nin 2 kez bombalandığını, çocuk ve sivillerin hayatını kaybettiğini hatırlatarak, Ermenistan’ın muharebe alanındaki hedefler yerine bilinçli olarak sivilleri hedef aldığını dile getirdi.
Nürnberg ile Tokyo Uluslararası Ceza Mahkemelerine ve Sırpların Bosna’da yaptığı katliamlara iştirak edenlerin Lahey’de yargılanmalarına atıf yapan Caşın, Karabağ’da da bu savaş suçlarını işleyenlerin bireysel olarak da cezalandırılabileceğini kaydetti.
“Sivilleri hedef alın” emri verenler Pinochet gibi yargılanmalı
Caşın, Karabağ’da ulusal, etnik ve dini bir grubun kısmen veya tamamen yok edilmesinin amaçlandığını, bunun bir soykırım ve savaş suçu olduğunu vurguladı.
Sivillerin ve çocukların sistematik olarak hedef alınmasının cezalandırılması gerektiğini belirten Caşın, “Sivillerin hedef alınması emrini veren Ermeni yetkililer, (Şilili diktatör Augusto) Pinochet davasında olduğu gibi ferdi sorumluluk davasında yargılanmalı.” dedi.
Paşinyan’ın, Türkiye’ye karşı uluslararası toplumu tepki vermeye çağırmasının hedef saptırmak ve işlediği suçları örtmek amacı taşıdığını söyleyen Caşın, NATO’nun sivillere karşı saldırıların durdurulması, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler’in (BM) ateşkese uyulması çağrısı yaptığını hatırlattı.
Caşın, şunları kaydetti:
“Azerbaycan savaş hukukunun gerekliliklerine riayet ederek savaşı dar tutmak ve kendi topraklarını özgürleştirmek istiyor. Sivillere karşı hassasiyet gösterdiğini ve yaralıları tedavi ettiğini görüyoruz. Buna karşılık, öte yanda cepheyi genişletmek isteyen, işgal ettiği topraklardan çıkma niyeti olmayan ve sivilleri hedef alarak aleni savaş suçu işleyen bir Ermenistan görüyoruz. Ermenistan bu suçları kendi toprağı olmayan, işgal altında tuttuğu bir bölgede işliyor. Sivillere karşı işledikleri suçlar da göz önüne alındığında katledilen o çocukların aileleri de dava açarak Ermenistan yetkililerinin cezalandırılmalarını muhakkak talep edecektir. Bu sadece bu sebeple Azerbaycan ve Ermenistan arasında bir dava konusu değildir.”
Roma Statüsünün temel dayanağını oluşturduğu Uluslararası Ceza Mahkemesi, işledikleri suçlara bağlı olarak bireyleri yargılama yetkisini elinde bulunduruyor. Uluslararası hukukta devlet görevlilerinin eylemleri ve aldığı kararlardan kaynaklanan sorumluluğu bir bütün olarak ilgili devlete yüklediği görülüyor.
Bu genel kurala istisna getirilen durumlar bulunuyor ve bu istisnaların en önemlisini uluslararası suçlar oluşturuyor. İlgili suçları devlet adına işledikleri yönünde veya yetkililerin emrine uyduklarına yönelik savunma yapılması halinde dahi kişisel ceza sorumlulukları ortadan kalkmıyor. Mahkeme, savaş hukukuna riayet edilmemesi, sivillerin hedef alınması gibi suçlarda ihlali yapan ve emreden kişilerin bireysel olarak cezalandırılmasını sağlıyor. Yargılama sonucunda ortaya çıkan ceza ve tazminatlardan doğrudan ilgili bireyler sorumlu oluyor.
“(Paşinyan) Nasıl tutunabilirim diye son çırpınmalarını yapıyor”
AVİM Başkanı Kılıç, Paşinyan’ın “panik içinde” olduğunu belirterek, kamuoyuna “siyasi, uluslararası temaslar açısından ve askeri olarak güçlüyüz, Azerbaycan’a her zaman karşı durabiliriz” propagandası yaptığını kaydetti.
Süreçte bunların hiçbirinin tutarlı ve doğru olmadığının açığa çıktığını aktaran Kılıç, “Dolayısıyla bu Paşinyan’ın kendi iç kamuoyunda da çok zor duruma düşmesine neden oldu. Paşinyan açıkçası gidici. Nasıl tutunabilirim diye son çırpınmalarını yapıyor. Şimdi kendi halkından medet umuyor. ‘Eğer bir şey yapabiliyorsanız hadi buyrun siz yapın’ demeye getiriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Kılıç, Paşinyan’ın Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmeden “ben müzakere yaparım, diplomatik çözüm ararım” derse bunun bu şekilde çözümü olmayacağını vurguladı.
Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmesinin uluslararası hukukun ve BM kararlarının bir gereği olduğunu anımsatan Kılıç, “Eğer (Paşinyan) bunu söylemek istiyorsa, ‘ben çekilmeden diplomatik çözüm istiyorum’ bu şekilde diplomatik çözüm olmaz, bir görüşme olmaz. Görüşmeler ancak hukuk yeniden sağlandığında işgal ettiği topraklardan çekilmeyi kabul ettiğinde görüşme olabilir.” diye konuştu.
Paşinyan Ermeni halkını cepheye çağırarak Azerbaycan’ı sivil kayıplardan sorumlu tutmaya çalışıyor
Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pazarcı da Paşinyan’ın açıklamasının arkasında Karabağ’ı bırakmamak olduğunu ancak Azerbaycan’a ait bu topraklar hakkında yaptığı bu beyanatın özel bir hukuki etkisinin olamayacağını belirtti.
Pazarcı, şunları kaydetti:
“Paşinyan’ın Ermeni halkını cepheye davet etmesi, Azerbaycan’ı sivil kayıplardan sorumlu tutma çabası olarak da değerlendirilebilir. Bu durum Ermenistan’ın Dağlık Karabağ bölgesinden çıkmamak için elinden geleni yapacağını gösterse de sahadan gelen verilerin onların aleyhine işlediğini görüyoruz. Bu veriler Azerbaycan’ın bir hayli başarılı bir strateji yürüttüğünü gösteriyor.”
Pazarcı, Rusya’nın Dağlık-Karabağ meselesindeki rolüne de değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
”Rusya bu bölgede özellikle sınırlarını koruması ve üslere sahip olmasından dolayı Ermenistan üzerinde büyük bir etkiye sahipti. Ancak yaşanan süreçte Rusya bölge üzerinde bütün hesaplarını gözeterek bir tutum alıyor ve burada aldığı tutumda tamamen Ermenistan taraftarı görülmüyor. Bunun nedeni ise Paşinyan’ın Amerikan etkisinde görülmesi. Dolayısıyla Rusya’nın bu meseleye yaklaşımının özü bölgedeki kontrolünü devam ettirebilmek. Bu doğrultuda yaklaşık 30 yıldır Minsk Grubu çerçevesinde ipe un serpiyor.”
Dağlık Karabağ konusunun gelinen noktada diplomatik olarak çözülemeyeceğini iddia eden Paşinyan, diplomatik çözüme ulaşılana kadar tüm Ermeni halkının ellerinde silahla savaşması gerektiğini söylemişti.