Yılmaz Özdil, Çin aşısı ile ilgili çarpıcı iddialar yazdı: Aşıyı üreten şirket 2016 yılından beri yargılanıyor

8 Aralık 2020 Salı 10:52

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, Türkiye’nin Çin’den 50 milyon doz sipariş ettiği CoronaVac aşısı ile ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, Türkiye’nin Çin’den 50 milyon doz sipariş ettiği CoronaVac aşısı ile ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Özdil, “Amerikan basını gümbür gümbür yazıyor… Çin aşısını üreten şirket, 2016 yılından beri yargılanıyor. Çünkü, ürettikleri aşılara, klinik testler sonuçlanmadan onay almak için, Çin’in ilaç düzenleme kurumuna rüşvet verdikleri ortaya çıktı. Rüşveti alan bürokrat 10 yıl hapis cezasına çarptırılmış. Rüşveti veren şirket ceo’su, koltuğunda oturmaya devam ediyor. Elbette herhangi bir imada bulunmuyorum, haşa. Türkiye’de kimse rüşvet almaz, eminim, müsterihim. Aşının güvenliği konusunda da hiçbir şüphem yok. Sadece mekanizmayı öğrenmek için soruyorum… Geçmişte klinik test sonuçları için rüşvet verdiği ortaya çıkan şirketin, klinik test sonuçlarına Bilim Kurulu mu onay verecek?” diye sordu.

Yılmaz Özdil’in Sözcü’deki yazısı şöyle:

Hepimiz aşı olmalıyız.

Bu salgını aşıyla aşacağız.

Başka yolu yok.

Ben de aşı olacağım.

Sağlık bakanlığımıza güvenim tam, sağlık bakanlığımız “tamam” dediği anda, gönül rahatlığıyla, tereddütsüz Çin aşısı yaptıracağım.

Ama, neden illa Çin aşısı alıyoruz?

Niçin başka seçeneğimiz yok?

Mesela, niye Biontech aşısını alamıyoruz?

Deniyor ki, eksi 70 derecede korunması gerekiyor, Türkiye’nin böyle bir kabiliyeti yok, o yüzden alamıyoruz.

İyi de, Avrupa’nın en iyi ve en yeni hastanelerine sahip değil miydik?

Şehir hastanelerimiz dünyanın en kaliteli hastaneleri değil miydi?

Yalan mıydı bunlar?

Amerikan basını gümbür gümbür yazıyor…

Çin aşısını üreten şirket, 2016 yılından beri yargılanıyor.

Çünkü, ürettikleri aşılara, klinik testler sonuçlanmadan onay almak için, Çin’in ilaç düzenleme kurumuna rüşvet verdikleri ortaya çıktı.

Rüşveti alan bürokrat 10 yıl hapis cezasına çarptırılmış.

Rüşveti veren şirket ceo’su, koltuğunda oturmaya devam ediyor.

Elbette herhangi bir imada bulunmuyorum, haşa.

Türkiye’de kimse rüşvet almaz, eminim, müsterihim.

Aşının güvenliği konusunda da hiçbir şüphem yok.

Sadece mekanizmayı öğrenmek için soruyorum…

Geçmişte klinik test sonuçları için rüşvet verdiği ortaya çıkan şirketin, klinik test sonuçlarına Bilim Kurulu mu onay verecek?

Kim verecek?

(Amerikan basını Çin şirketini neden bu kadar yakından takip ediyor?

Amerikan aşısına rakip oldukları için mi?

Çin’i kıskandıkları için mi?

Çünkü… Çin aşısını üreten şirketin hisse senetleri, Amerikan teknoloji borsası Nasdaq’ta işlem görüyor.

“Koronavirüse aşı bulduk” dedikleri anda, hisse senetleri uçtu, acayip voliler vuruldu, ama sonra sipariş alamadıkları ortaya çıkınca, hisse senetlerinin fiyatı eski halinden bile geriye düştü.

Amerikan basını işte bu yüzden Çin şirketini yakından takip ediyor.

Çin aşısının müjdesi üzerinden kimlerin voli vurduğuna bakıyorlar.)

(Sen borsanı Katar’a satıyorsun, elalem kendi borsasındaki hisse senetlerinin hareketini bile neredeyse FBI’la takip ediyor, fark bu.)

(“Amerikan basını Çin şirketini neden bu kadar yakından takip ediyor” diye merak edeceğimize, “Türk basını Çin şirketiyle alakalı haberleri neden takip etmiyor” diye merak etsek, mesele kalmayacak aslında!)

Çin şirketinin geçmiş defterleri açılmışken, hadi gelin biz de geçmişe dönelim, 2009 yılına gidelim.

Domuz gribi salgını başlamıştı.

Dünya aşı üretmeye çalışıyordu.

Domuz gribine karşı ilk aşıyı kim üretti biliyor musunuz?

Bugün Çin aşısını aldığımız Çin şirketi üretti.

En önce onlar buldu.

Peki, biz domuz gribi aşılarını Çin’den mi aldık?

Hayır.

Nereden aldık?

Avrupalı üç şirketten aldık.

Biri İngiliz’di.

Biri İsviçreli’ydi.

Biri Fransız’dı.

Niye Çin şirketinden almadık?

Hükümetimiz, aynı hükümet…

Çin şirketi, aynı Çin şirketi…

Niye o tarihte Çin’den almadık da, Avrupa’dan aldık?

Niye şimdi Avrupa’dan almıyoruz da, Çin’den alıyoruz?

Bugüne dönersek…

“Biontech ve Moderna gibi aşılar gen teknolojisiyle üretiliyor, biz geleneksel yöntemi tercih ediyoruz, o yüzden Çin aşısıyla anlaştık” deniyor.

Gel gör ki… İngiliz/İsveç ortaklığı olan Astrazeneca aşısı da, tıpkı Çin aşısı gibi geleneksel yöntemle üretiliyor.

Dünyada en fazla sipariş Astrazeneca aşısına verildi.

ABD 500 milyon

Hindistan 500 milyon

Avrupa Birliği 400 milyon

Japonya 120 milyon

İngiltere 100 milyon

Meksika 75 milyon

Avustralya 35 milyon

Arjantin 25 milyon

Şu ana kadar toplam 2 milyar 400 milyon doz sipariş aldı!

Dünyada en fazla rağbet gören aşı, Astrazeneca.

Doz fiyatı sadece 3 dolar.

Mısır, 30 milyon doz Astrazeneca aşısı aldı.

Kıbrıs Rum Kesimi’nin nüfusu 1 milyon 100 bin kişi.

1 milyon 200 bin doz Astrazeneca aşısı aldı.

Dünyada 100’den fazla ülke Astrazeneca aşısı alırken…

Türkiye neden Astrazeneca’ya sipariş vermedi?

Madem geleneksel yöntemle üretilen aşıyı tercih ettik, neden Astrazeneca almadık da, Çin aşısı aldık?

2 milyar 400 milyon doz sipariş alan aşıyla alakalı olarak, Türk basınında neden tek kelime haber çıkmıyor?

Sihirli bir el, engelliyor mu?

Şimdi çok sıkı durun lütfen…

Çin aşısını bizimle beraber sadece hangi ülkeler almıştı?

Brezilya, Endonezya, Şili, Filipinler, Bangladeş.

Peki bu ülkeler sadece Çin aşısı mı aldı?

Hayır.

Başka hangi aşıyı aldılar?

Astrazeneca aldılar!

Brezilya 100 milyon doz

Endonezya 100 milyon doz

Bangladeş 30 milyon doz

Şili 14 milyon doz

Filipinler 2 milyon doz, Astrazeneca aldılar.

Brezilya 50 milyon Çin aşısı alırken, 100 milyon Astrazeneca aldı.

Endonezya 40 milyon Çin aşısı alırken, 100 milyon Astrazeneca aldı.

Bangladeş 100 bin Çin aşısı alırken, 30 milyon Astrazeneca aldı.

Şili de öyle, Filipinler de öyle.

Hem kaderlerini tek başına Çin aşısına bağlamadılar.

Hem, Çin aşısından katbekat fazla Astrazeneca aşısı aldılar.

Bütün dünyada… Kaderini tek başına Çin aşısına bağlayan, Çin aşısından başka hiçbir aşıya sipariş vermeyen tek ülke hangisi?

Biz.

Niçin?

(sondakikaturk.com)