SPK'nın GSYF Düzenlemesi Nasıl Yorumlandı? Halka Arzlar Engellenecek Mi?

Girişim Sermayesi Yatırım Fonları'ndaki (GSYF) değişiklik ile daha fazla yatırım fırsatı sunması planlansa da bazı düzenlemeler piyasanın büyümesini kısıtlayıcı nitelikte değerlendiriliyor.

15 Ekim 2024 Salı 19:55

Resmî Gazete'de Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği'nde önemli değişiklikler yayımlandı.

Halka açık şirketlerden GSYF'lerin çıkmasının riskli olduğunu ifade eden sektör temsilcileri GSYF'lerin likidite ihtiyacını karşılamasının zorlaşacağını, reel sektöre GSYF desteğinin önünün kesildiğini ve girişimlerin kurumsallaşmasına olan desteğin azalabileceğinin altını çiziyor.

Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) III-52.4 sayılı Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği'nde önemli değişikliklere gidildi. 21 Eylül 2024 tarihindeki Resmî Gazete'de yer alan bu değişiklikler, girişim sermayesi yatırım fonlarının (GSYF) daha çeşitli yatırım imkanları sunabilmesi için bir dizi yenilik getiriyor. 2014'te SPK'nın yasal çerçevesini belirlemesi ile gündemimize giren GSYF'lerin pazar büyüklüğü eylül sonu itibarıyla önceki senenin aynı ayına göre yüzde 124 büyüyerek 192 milyar lira oldu.

Türkiye girişim ekosistemine 2024'ün ilk 9 ayında, Startups.watch'un Türkiye Startup Ekosistemi 2024 Üçüncü Çeyrek Raporu'na göre, 709 milyon dolar yatırımda bulunuldu. Bu rakam, aynı dönemde İrlanda, Finlandiya ve Norveç gibi gelişmiş ekonomilerin aldığı yatırımdan daha yüksek olmasıyla dikkat çekti. Böylece, son 5 senede Türkiye'de girişimler 4,8 milyar dolardan fazla yatırım aldı. Rapora göre, 2019'da her 10 yatırımın birinde bir GSYF yer alıyordu. Takip eden senelerde bu oran sürekli olarak yükseldi. 2023'te neredeyse her 2 yatırımdan birinde bir GSYF yer aldı. 2024 yılı ilk dokuz ayında bu oran şimdilik yüzde 17 seviyesinde yer alıyorsa da, sene sonunda rakamın yüzde 42'ye ulaşacağı öngörülüyor. 2019'dan beri GSYF'ler kanalıyla girişimlere 951 milyon dolar finansman sağlandı.

Teknopark Şirketlerinin Yatırım Ayırma Zorunluluğu GSYF'leri Büyüttü

GSYF'lerin toplam büyüklüğü eylül ayı sonu itibarıyla 191,97 milyar lira seviyesine çıktı. 5 sene önce, 2019 eylülünde pazar büyüklüğü sadece 1,6 milyar lira ile. Bu büyümenin arka planındaki sebepler arasında, GSYF yatırımı ile uluslararası başarı yakalayan girişimlerin yatırımcısını yüksek performansları ile memnun etmesinin yanı sıra, bu fonların avantajlarının giderek fark edilmesi ve BES'lerin GSYF'lere olan ilgisinin artması gibi sebepler bulunuyor. SPK'nın 2022 yılında gerçekleştirdiği düzenleme ile teknopark şirketlerinin ArGe gelirlerinin yüzde 2'sini yatırıma ayırmaları zorunluluğu getirilmesi, GSYF'lerin büyümesinde etkili oldu. 2024 yılında bu oran yüzde 3'e çıktı.

Yurt Dışı Yatırım Sınırları Genişletildi

Yurt dışı yatırım sınırlarında yeni tebliğ ile genişlemeye gidildi. Yurt dışında kurulu, varlıklarının en az yüzde 51'i Türkiye'de yer alan bağlı ortaklık ya da iştiraklerden oluşan girişim şirketlerine yatırım yapma imkânına sahip oldu. Bununla beraber, yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yapılan yatırım sınırı, fon toplam değerinin yüzde 10'undan yüzde 15'e yükseltildi.

Girişim sermayesi yatırım fonlarının en az yüzde 80'inin diğer GSYF katılma paylarından oluşabileceği fon sepeti fonu yapısında ihraç edilmesine olanak tanındı. Bu değişiklik ile yatırımcıların doğrudan girişim şirketlerine yatırım yapmak yerine, GSYF'ler üzerinden risklerini dağıtarak yatırımlarını çeşitlendirebilmeleri planlandı. Aynı zamanda bu düzenleme yatırımcıların daha önce yatırım almış ve yatırım turunu tamamlamış girişim şirketlerine yatırım yapabilmelerine de olanak sağladı.

GSYF'lerin menkul kıymet yatırım fonları ve gayrimenkul yatırım fonları gibi şemsiye fonlar altında ihraç edilebilmesi mümkün kılınarak fonların başvuru süreçlerinin hızlandırılması hedeflendi.

Değişikliğin Risk Oluşturan Kısımları

Yapılan değişikliklerin birçoğu piyasanın olumlu bulduğu gelişme olarak tanımlandı. Değişikliklerin yanında yeni düzenlemenin bazı kısımlarının olumsuz etkisinin olacağını aktarılıyor. Halka açık şirketlerden GSYF'lerin çıkmasının riskli olduğunu ifade eden sektör temsilcileri, GSYF'lerin likidite ihtiyacını karşılamasının zorlaşacağını, reel sektöre GSYF desteğinin önünün kesildiğini ve girişimlerin kurumsallaşmasına olan desteğin azalabileceğinin altını çiziyor.

Halka açık payların son düzenleme ile GSYF portföyleri dışına çıkarılması özellikle riskli bulunuyor. GSYF'ler halka açık şirketlerin açık paylarını yeni düzenleme ile alamayacak. Sektör tarafından halka açık payların düzenlemeyle GSYF portföyleri dışına çıkarılması, GSYF'lerin girişim şirketi niteliğindeki halka açık şirketlerin borsada işlem görmeyen paylarına fon toplam değerinin yüzde 20'sinden fazla yatırım yapılmasının engellenmesine sınırlayıcı, büyümeyi engelleyici bir unsur olarak bakılıyor. Bu payların bu sınırlamadan istisna tutulmaması durumunda, GSYF sisteminin omurgası olan çıkışlar için alternatiflerin başında gelen halka arzların engellenebileceği ifade ediliyor. Ayrıca, GSYF'ler artık halka arz olmuş girişimlerin halka açık paylarını ellerinde tutamayacağından, sektör bu payların satışının başka satışları da tetikleyebileceği konusunda endişe duyuyor.

Sektörel ve yönetimsel sorunlar ile finansal zorluklarla faaliyetlerini sağlıklı yürütemeyen girişimlerin yerli ve yabancı pay sahipleri bulunan GSYF'ler gibi hem finansal hem de stratejik nitelikte bir ortağa ihtiyacı olduğu sebebi ile halka açık şirketlerin rehabilitasyonu açısından GSYF yatırımlarının sadece bu fonların pay sahipleri için değil aynı zamanda halka açık şirketin küçük ortakları sermaye piyasalarının geneli için önemli bir alternatif oluşturduğu yeni düzenlemenin bunu engelleyebileceği de düşünülüyor.

GSYF'lerin yeni düzenleme ile diğer GSYF'lere yaptığı yatırımlar, toplam fon değerinin yüzde 25'ini geçemeyecek olması da likiditeye yönelik endişe duyulmasını beraberinde getiriyor.

GSYF'lerin, aktif toplamının en az yüzde 40'ı gayrimenkulden oluşan şirketler ile müteahhitlik şirketlerine yatırım yapmasının zorlaşması da dikkat çeliyor. Ana yatırımı üretim tesisi olan reel sektörde faaliyet gösteren şirketlerin, lojistik merkezi ve otel gibi turizm yatırımlarının da GSYF'lerin kapsama alanından çıkmasına sebep olabileceği söyleniyor. Yatırımcılarla, fon ihraç sözleşmesinin imzalanması şartı da yeni düzenleme ile birlikte getirildi. Bu madde ise GSYF kurucusu Portföy Yönetim Şirketlerine aşılması zor bir yükümlülük olarak değerlendiriliyor.