MÜSİAD Başkanı Kaan: “Tüm imkan ve projelerimizle yapısal reform çalışmasının destekçisi olacağız”

4 Aralık 2020 Cuma 13:57

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, hükümet tarafından başlatılan reform hareketinin iş dünyası adına önemli olduğunu belirterek, “Tüm imkan ve projelerimiz ile yapısal reform çalışmasının destekçisi olacağız.” ifadelerini kullandı.

MÜSİAD Başkanı Kaan, bugün Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile gerçekleştirdikleri görüşme sonrası yaptığı açıklamada, görüşmeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Pandemi sürecinin ağır koşulları altında dünya ekonomisinin daralma trendini sürdürdüğü bir dönemde, Türkiye’nin yeniden büyüme sürecine girmesi ve bu fırsatın iyi değerlendirilmesi adına başlatılan reform hareketini iş dünyası adına önemsediklerini belirten Kaan, Türkiye’nin üretim gücünün aslında gerekli koşullar sağlandığı takdirde yeniden ve hevesle çarkları döndürmeye hazır olduğunu aktardı.

Son büyüme rakamlarının ayrıntılarındaki imalat sanayi katkısı ve sabit sermaye yatırımlarındaki artışın, bu hususta umut verici olduğunu aktaran Kaan, şunları kaydetti:

“Özellikle pandemi süreci ardından yaşanacak yeni ekonomik yapı içinde ülkemizin hem tedarik hem de lojistik ağları açısından kendine hatırı sayılır bir yer bulması için şimdiden temel üretim ve yatırım paradigmalarımızda önemli değişimlerin yapılması şarttır.

Bu nedenle Hazine ve Maliye ve Adalet Bakanlıkları nezdinde ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde başlatılan bu yapısal reform hareketini MÜSİAD olarak desteklediğimizin altını çiziyorum. Tüm imkan ve projelerimiz ile bu reform hareketinin destekçisi olacağımızı da beyan ediyorum.”

– “Kısa vadeli çözümler artık sermaye, emek ve ham madde piyasalarında istenilen etkiyi oluşturmayacak”

Kaan, “Bu kez Türkiye’nin ihtiyacı olan, mikro düzenlemelerden ziyade zihinsel bir dönüşüm ve bilhassa yatırım-üretim-ticaret hattında senkronizasyonu teşvik edecek bir paradigma değişimidir. Bu nedenle kısa vadeli çözümlerin artık sermaye, emek ve hammadde piyasalarında istenilen etkiyi oluşturmayacağı kanaatindeyiz.” değerlendirmesini yaptı.

Öneri ve taleplerini, makro ve mikro ölçekli düzenlemeler olarak temelde iki ayrıma tabii tuttuklarını bildiren Kaan, görüşme kapsamında ekonominin sinir uçlarından gelen veriler toplanırken bir yandan da makro düzeyde Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durumda, büyüme bileşenlerinin nasıl şekillenmesi gerektiğini, sabit sermaye yatırımlarının nasıl artırılması gerektiğini, yabancı yatırımcıların Türkiye’yi tercih etmesini sağlayacak ekonomik ve hukuki çerçevenin yeniden ortaya konması gibi hususları dile getirdiklerini aktardı.

Kaan, “Türkiye’nin bundan sonraki süreçte; sermaye, teşvik ve girişimcilik verimliliği alanlarında çok daha dikkatli olması gereken ve daha seçici adımlar atmasını zorunlu kılan bir ekonomik paradigma değişimine ihtiyacı olduğunun altını çizdik.” bilgisini verdi.

– “Özel sektörün sermaye stoku oluşturma yükünü devletin omuzundan alması gerek”

MÜSİAD Başkanı Kaan, yine görüşme kapsamında, etkin proje yönetimlerinin gerekliliğinden bahsettiklerini aktardı.

“Özel sektörün sermaye stoku oluşturma yükünü devletin omuzundan alması ve proje bazlı ortaklıklarla sisteme doğrudan dahil olması gerektiğinin altını çizdik.” ifadelerini kullanan Kaan, görüşmeye ilişkin “Rezervlerin yeniden istenilen düzeye gelmesi adına sıcak para girişi yanında doğrudan yatırımların desteklenmesi gerektiğinin altı çizildi. Doğrudan yatırımların bu ülkede sadece hizmet sektöründe toplanmaması ya da doğrudan firma satın alma şeklinde gerçekleşmemesi gerektiği belirtildi.” bilgisini verdi.

– “İş yapma kolaylığı endeksi sıralaması yeniden belirlenmeli”

Kaan, iş yapma kolaylığı endeksi sıralamasının yeniden belirlenerek, bilhassa yabancıların KOBİ’lere olan ilgisinin artırılması gerektiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu durum bir bakıma firma ihraç etmek olarak da tanımlanabilir. KOBİ Kuluçka Merkezlerinin yaygınlaştırılması ve teşvik sistemlerinden daha ziyade KOBİ’lerin faydalanmasının sağlanması önemli. Kilit sektörlerimiz başta olmak üzere, katma değeri yüksek sektörlere yapacağımız milli yatırımların, bilhassa orta ve uzun vadede fiyat istikrarı politikamıza sağlayacağı katkının hayati önem taşıdığı yadsınamaz.

Bu süreçte sadece ölçek büyüklüğü ile avantaj sağlayan firmaların değil, Türkiye ekonomisinin lokomotif unsuru, KOBİ’lerimizin de yatırıma teşvik edilerek ve onların başta mekan ve finansmana erişim olmak üzere, yatırım yapma iştahlarını olumsuz etkileyecek faktörlerin iyileştirilmesi, hem onların zamanla büyüyerek çok daha yüksek hacimli üretim kapasitelerine ulaşmalarını sağlayacak hem de istihdam politikalarımıza olumlu dönüşler sağlayacaktır.”

– “Büyük teknoloji yatırımları, yatırım taahhütlü avans kredisi kapsamına alınmalı”

Kaan görüşmede bunların yanı sıra, teşvik, kambiyo ve vergi sistemlerinin sadeleştirilmesi, şehir ekonomilerinin desteklenmesi, ölü sermayenin geri kazanımı için gayrimenkul değersizleştirme sisteminin önüne geçilmesi, finansal tasarruf edindirme sisteminin ivedilikle yasalaştırılması ve piyasanın düzenlenmesi, kıdem tazminatı fonunun kurulması ve yabancı yatırımcılar açısından Türkiye’nin hukuki algısının yeniden şeffaflık ve ‘herkes için adalet’ temelleri üzerinden anlatılması gerektiğini aktardıklarını bildirdi.

Mahkemelerde, bilhassa iş hayatında yaşanan uyuşmazlıkların halli adına bekleyen ve adalete ilave iş yükü çıkaran davalar için arabuluculuk ve tahkim sistemlerinin yeniden düzenlenerek daha etkin bir şekilde işletilmesi gerektiğini belirten Kaan, şunları kaydetti:

“Enflasyon sepetinde gıdanın payı yüksektir, bu bağlamda gıda sektörüne yönelik katma değer üreten büyük teknoloji yatırımları, yatırım taahhütlü avans kredisi kapsamına alınmalıdır.

Gıda sektörünün temel tüketim gruplarında, yeterli miktarda yapılamayan üretimden dolayı yıllık bazda yüzde 25 ile 40 arasında değişen reel artışlar görmekteyiz. Kamudaki regülasyon görevi yapan şirketlerin özel sektör şirketleriyle birlikte üretim ve stok planlamasını yapması, enflasyonu kontrol altına alacaktır. Enflasyonun düşmesi, ekonomik rahatlamaya neden olacaktır. “