Tekstil Devi Konkordato İlan Etti!

Dikkat! Tekstil devi konkordato ilan etti! Konkordato ne demek? Şirketler bu süreçten çıkabilir mi?

24 Ağustos 2024 Cumartesi 14:45

Büyük tekstil devi konkordato ilan etti!

Küresel ekonomik krize bağlı olarak Türkiye'de birçok firma konkordato ilan ediyor. Son olarak Av. Dilek Derman ve Av. Onur Erdem aracılığıyla Etuf Tekstil Gıda Turizm İnşaat İthalat İhracat San. Ve Tic.Ltd. Şti. konkordato ilan etti. 2010 yılında kurulmuş olan 120 çalışanlı tekstil devi Etuf Tekstil isimli firmayla ilgili Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 14.08. 2024 tarihli duruşmada yeni kararını duyurdu. Mahkeme firmaya 1 yıl süre verdi.

Av. Dilek DERMAN 

Av. Onur Erdem

Ülkemizde ve dünyada yaşanan ekonomik kriz, dövizde yaşanan dalgalanmalar, özellikle 2020 yılında tüm dünyada ve ülkemizde baş gösteren covıd-19 virüs salgını ve en son ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon piyasalarda büyük bir daralmaya sebep olmuştur.

İstanbul'da 2.000m² kapalı üretim tesisine sahip olan Etuf Tekstil, 120 kişilik üretim ekibi ile çalışan bir firmadır. satışların hacminin siparişleri; kesim, hazırlık, dikim aşamalarını tamamladıktan sonra - ütü ve paketlemeleri de dahil olacak şekilde - kalite kontrol aşamalarının paketlenmesi kolilenir ve kolayca teslim edilir. Etuf Tekstil dünya markalarına üretim yapabilmek için gerekli olan tüm belge ve izinlere sahiptir. Inditext grubu dahil olan Zara, Pull&Bear, Stradivarius, Bershka gibi markaların yanı sıra, More&More, Top Secret gibi önemli markalar tekstil üretimini gerçekleştirdiğimiz önemli markalardan bazılarıdır.
Bugün Etuf Tekstil bünyesinde;

Toplamda 120 üretim makinesi ile 4 bant üretim yapılmaktadır.
Almış olduğumuz siparişler doğrultusunda firma içerisinde kesim, dikim, ütüleme ve paketleme işlemlerinin gerekli denetimlerden tamamlanması gerçekleşmektedir. Etuf Tekstilin aylık toplamı 250.000 parça üretim kapasitesi, yıllık ise toplam 3.000.000 üretim kapasitesi mevcuttur.

Son zamanlarda küresel ekonomik krize bağlı olarak Türkiye'de birçok firmanın konkordato ilan etmesi üzerine Avukat Dilek DERMAN'a sorduk:

1)  Konkordato iflas mı demek? Yoksa şirketler bu süreçten çıkabilir mi?

Konkordato, iflas demek değildir. Konkordato, herhangi bir borçlunun veya borçlunun iflasını isteyebilecek alacaklıların iflasa göre daha verimli pay almaları ve borçlunun işletmesinin devamının, istihdam olanaklarının korunması amacı ile konkordatoya  tabi alacaklıların belirli bir çoğunluğu tarafından kabulü  ve mahkemenin onayı ile gerçekleşen  ve borçlunun, borçlarının bir kısmından kurtulmasını veya ödeme şeklinin değişmesini  sağlayan iflasa nazaran yumuşatılmış, alacaklıların eşit tatminine yönelik  kolektif bir icra kurumudur. Konkordato borca batık veya nakit darboğazına girmiş, finansal yükümlülüklerini yerine getiremeyen sermaye şirketlerinin iyileşme potansiyeline sahip olmaları halinde, iflastan kurtarılarak ekonomik yaşamlarını sürdürmelerine olanak sağlanması düşüncesine dayanmaktadır. Çünkü iflas tasfiyesi uzun sürmekte ve alacaklılar yeterli ölçüde tatmin edilememektedir. Oysaki yeniden yapılanma kurumu işletildiğinde, işletmenin bütünlüğü bozulmadan, tüm işletme değerlerinin paraya çevrilme imkanı bulunmaktadır ve alacaklılar iflasa göre çok daha iyi bir şekilde alacaklarını elde etme imkanı bulabilmektedirler. Yeniden yapılandırmanın çok önemli ikinci bir yararı ise, işletmenin yeniden yapılandırılarak varlığını ve faaliyetini sürdürmesinin, işçilerin çalışma olanağından yoksun kalmamalarının sağlanması, ekonomik varlığını sürdürebilme yeteneğine sahip olan işletmelerin hayatiyetlerini korumalarına imkan vererek, alacaklı diğer firmaların iflasta karşılaşılan zararlardan korunması aynı zamanda ulusal ekonominin iflasın olumsuz etkilerinden korunmasının da sağlanmasıdır. Bu dönemde şirketlerin içinde bulunduğu nakit darboğazı, tamamen işletme sermayesi yetersizliği nedeniyle, dış kaynak kullanımı neticesinde maruz kalınan faiz yükü, kredi borcunun kapatılması için başka bir kredi kullanılması neticesinde faiz sarmalının içine düşülmesi, alacak tahsillerinde yaşanan problemler ve piyasalardaki daralmadan kaynaklanmaktadır. Konkordato ilan etmeleri halinde rahat bir nefes alabilecek olan yukarıda anlattığımız durumda olan şirketler, icra ve haciz baskısı altında kalmadan, kârlı satışlar yapabilecek, yeni bir finansman giderine maruz kalmayacak ve bu şekilde vadelere yayılmış olan borçlarını çok rahat bir şekilde ödeyeceklerdir.

 2) Yüzde olarak bu süreçten tekrar normal ekonomik hayata dönenlerin bir yüzdesi var mı?

2018 yılından beridir toplamda Mahkemelerce 5350 geçici mühlet kararı verilmiştir ve bu sayı her geçen gün artmaktadır Geçici konkordato mühleti kararı ile birlikte konkordato süreci işletilmeye başlanır. Geçici konkordato mühleti üç aydır. Ticaret mahkemesi bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici konkordato komiserinin yapacağı talep üzerine, geçici konkordato mühletini iki ay daha uzatabilir.  Bu sürenin sonunda yargılamayı yürüten Asliye Ticaret Mahkemesi, İİK. 289/3. Maddesi uyarınca, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olabileceği kanaatine sahip olduğu takdirde, bir yıllık kesin mühlet verecektir. Bu sürenin tamamlanması halinde, şayet güçlük arz eden özel bir durum meydana gelirse, borçlu veya konkordato komiseri tarafından kesin mühletin altı ay süreye kadar uzatılması mahkemeden talep edilebilir. Kesin mühletin uzatılması talebi, kesin mühlet sona ermeden yapılması gerekir. İstatistiklere baktığımızda geçici mühlet kararlarını alan şirketlerin konkordatolarının yüzde 24,08’i başarılı olmuş ve konkordatoları tasdik edilen bu şirketler normal ticari hayatlarına geri dönmüşlerdir. Bu çok başarılı bir yüzdedir. Bu yüzdenin korunarak arttırılması ekonomimize ve işsizliğin azaltılmasına çok büyük bir katkı verecektir.

3) Konkordato borçlu şirkete ne tür avantajlar sağlıyor?

Konkordato mühleti içinde borçlular aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağından hangi nedene dayanırsa dayansın borçlular hakkında muhafaza işlemleri de dahil tüm takip işlemlerinin yapılmasının önlenmektedir. Evvelce başlamış takiplerin durdurulmaktadır. Borçlular aleyhine ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararlarının uygulanmasının önlenmesine karar verilmektedir.

Borçluların işletme konularına ilişkin  faaliyetlerinin devamı için elzem olan ve icra takipleri nedeniyle muhafaza altına alınan makine, teçhizat ve araçlarının üzerlerindeki hacizler baki kalmak kaydıyla yediemin olarak borçlulara tedbiren teslimine karar verilmektedir.

Borçluların takip borçlusu oldukları veya üçüncü şahıs konumunda oldukları takiplerde  geçici mühletin ilânı tarihinden sonra İİK'nın 89 ncu maddesi uyarınca haciz ihbarnameleri gönderilmemesine, geçici mühletin ilânı tarihinden sonra üçüncü kişilere gönderilen veya yine aynı tarihten sonra üçüncü kişilere tebliğ edilen 89 haciz ihbarnameleri nedeniyle, üçüncü kişilerin borçluların doğmuş ve doğacak alacaklarını blokede tutmaları halinde blokenin kaldırılarak  bu alacağın borçlulara ödenmesine ve bu paranın konkordato komiserleri denetiminde kullanılmasına, üçüncü kişilerin borçlulara alacaklarını bu şekildeki icra dosyalarına göndermiş olmaları ve icra müdürlüğünce bu paraların blokede tutulması halinde blokenin kaldırılarak paraların borçlulara  ödenmesine ve bu paranın konkordato komiserleri denetiminde kullanılmasına, geçici mühletin ilânı tarihinden önce üçüncü kişilere tebliğ edilen haciz ihbarnameleri nedeniyle  geçici mühletin ilânı tarihinden sonra doğmuş alacakların da borçlulara ödenmesine ve bu paranın da konkordato komiserleri denetiminde kullanılmasına karar verilmektedir.

Borçluların, borçlu olduğu banka hesaplarına geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında gelecek olan hakediş bedelleri ve alacakları konusunda alacaklı bankaların kendi alacakları yönünden mahsup işlemi yapmaları önlenmekte ve hesabın konkordato projesi ve konkordato komiseri denetiminde kullanılmasına karar verilmektedir.

Alacaklı olsun veya olmasın bankaların mühlet kararını gerekçe göstererek borçluların hesabında bulunan paraların üzerine bloke konulması önlenmekte ve hesabın konkordato projesi ve konkordato komiseri denetiminde kullanılmasına karar verilmektedir.

Borçluların geçici mühlet talebinden önce keşide ettiği çeklerin , geçici mühlet kararının ilanından sonra ,5941 sayılı Çek Kanunun “5”. maddesi gereğince, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında “ karşılıksızdır “ şerhi yazılmasının ihtiyati tedbiren önlenmesine karar verilerek ,ibraz edilen ve karşılığı bulunmayan çeklere “Konkordato tedbiri  “ şerhinin yazılmasına karar verilmektedir.

Ücret Garanti Fonu Yönetmeliği ve İşsizlik Sigortası Kanunu'nun Ek-1. maddesine göre; işçi çalıştıran işverenin konkordato ilan etmesi halinde iş sözleşmesine dayalı olarak çalışan işçinin üç aylık ücreti Ücret Garanti Fonundan ödenecektir.

Geçici mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabileceği veya başlamış olan takiplere devam edilebileceği ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirlerinin alınamayacağı ve rehinli malın satışının yapılamayacağı konusunda karar verilmektedir.

Yabancı para alacaklarının tahsili, konkordato süreci bakımından da özellik göstermektedir. Konkordatoda alacaklılar arasında eşitliğin sağlanabilmesi için yabancı para alacağının ülke parasına çevrilmesi ve konkordatoya tâbi yabancı para alacakları için Türk lirası olarak ödeme teklifinde bulunulması gerektiği kabul edilmektedir. Konkordatoya yapılacak alacak bildirimlerinin Türk Lirası üzerinden yapılması gerekmektedir. Yabancı para alacaklarının Türk Lirasına çevrilerek alacak kaydının yapılması gerekmektedir. Eğer alacaklı alacak bildirimini yabancı para üzerinden yapmışsa, komiser bunu Türk Lirasına çevirerek kayıt yaptırması gerekmektedir. Yabancı para alacağında dikkate alınacak olan kur tüm alacaklılar için ortak bir tarih olan İİK m 299'da belirtilen alacak kaydının son günü olacaktır.

4) Banka kredileri açısından durum nedir?

Konkordato sürecinin başlaması ile birlikte borçlunun bankalara olan ödeme yükümlülüklerini yerine getirememeleri nedeniyle bankalar borçluya hesap kat ihtarnamesi göndermektedirler. Bankacılık uygulamasında yer alan hesap kat ihtarnamesi, kredi ödemelerinin vadesinde yapılmaması halinde kredinin durdurulduğunu ve alacağın tamamının yasal yollardan tahsil edilmeye başlanacağını ve tüm kredi borçlarının muaccel kılınacağını borçluya bildiren bir ihtarnamedir.

Bu süreçte konkodato tasdik edilene kadar borçlu şirket kredilerini ödemeyerek rahat bir nefes almaktadır. Bununla birlikte uygulamada son dönemde kredilerin ödenmemesi nedeniyle bankaların çoğunluğunun konkordato ilan eden firmalarla çalışmak istemediklerini ve borçlu şirketlere bankacılık işlemlerinde birçok sorun çıkardıklarını görmekteyiz. Konkordato süresince şirketler hiç çalışmadıkları bir bankada hesap açtırarak bankacılık işlemlerine komiser heyeti nezaretinde devam etmektedirler.

Yabancı para borcu ile kredi alan borçlu şirketlerin konkordato ilan etmesi halinde İİK md.299’a göre iş bu yabancı para borcu komiser heyetine alacak kaydının yapılacağı son gün itibarı ile türk lirasına çevrilmektedir. Bu durum borçlarını yapılandırmak isteyen şirketler için çok önemli bir avantajdır.

Borçlu şirketin rehinle temin edilmiş bir krediden kaynaklanan borcu varsa bu durumda rehinli alacaklı olan banka konkordato süresince icra takibi açabilse bile  muhafaza tedbirlerinin alamamakta ve rehinli malın satışını yapamamaktadır. Bu durum da borçlu şirket için büyük bir avantajdır.

Finansal kiralama işlemi açısından ise değerlendirme yapmak istersek konkordato ilan edilmesi nedeniyle finansal kiralama işleminden kaynaklı olarak yasal işlem yapılmasını durdurmamaktadır. Bu nedenle de işletme bütünlüğünün korunması için leasing işlemindeki ödeme planlarına uygun olarak ödemelerin yapılması gerekmektedir.

5) Alacaklılar

Alacaklı firmalar konkordato geçici mühlet kararının verildiğini konkordatonun mahkeme tarafından ilan edilmesi ile öğrenebilmektedir. Borçlu şirket tarafından dosyaya bildirilen alacaklı listesi ve alacak miktarı, alacaklı firma tarafından kontrol edilmelidir. Alacaklı  firmanın alacağının tamamının projede yer alıp almadığı dikkatli bir şekilde alacaklı firma tarafından incelenmelidir. Alacaklı firmanın konkordato ilanının yapıldığı mahkeme dosyasına müdahale dilekçesi vererek müdahil olması gerekmektedir. Alacaklı firmanın, konkordato ilan edebilmek için kanunda belirtilen gerekli belgelerin mahkeme dosyasında olup olmadığı eğer varsa da bunların gerçeklik ile bağdaşıp bağdaşmadığını titizlikle incelemesi gerekmektedir.

Alacaklı firmanın alacağının eksik ya da hiç bildirilmemesi durumunda alacaklı firma tarafından eksik ya da hiç bildirilmeyen alacağın kaydı komiser heyetinden istenecektir. Alacaklı firmanın alacak bildiriminin konkordato ilan eden firma tarafından kabul edilmemesi halinde alacak çekişmeli hale gelecek ve bu durumda alacaklı firma tarafından alacak kaydının yapılabilmesi için dava açılması gerekebilecektir.

Alacaklı firmaların konkordato süresi içerisinde komiser heyeti raporlarını dikkatli bir şekilde takip etmeleri gerekmektedir. Konkordato komiseri, firmanın konkordato talebinin samimiyetine ve ödeme taahhüdünü gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğine ilişkin görüşlerini raporunda açıklayacaktır.

6) Borsadaki halka açık şirketler açısından durum nedir? Sermaye piyasası kanununa göre yönetim kurulunun sorumluluğu açısından hangi ek yükümlülükler doğar?

Konkordatoda geçici mühletin ilanı ile birlikte borçluların, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis etmesinin, kefil olmasının, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devretmesinin, takyit etmesinin ve ivazsız tasarruflarda bulunmasının yasaklanmasına ve aksi hâlde yapılan işlemlerin hükümsüz olduğunun belirtilmesine karar verilmektedir.

Bu aşamadan sonra şirket yönetim kurulu karar alırken Mahkemenin atamış olduğu komiser heyetinden yazılı onay almadan herhangi bir işlem yapamayacaktır. Günümüzde borsa yatırımda anlık kararların alındığı bir mecradır.Bu nedenle de mahkeme tarafından atanacak komiser heyetinin halka açık olan şirketlerde tecrübe edinmiş olmaları gerekmektedir.Aksi halde bu şirkete yatırım yapan kişiler zarara uğrayacaktır.

Yönetim kurulunun borçlandırıcı işlem içeren esas sözleşme değişikliği için komiser heyetinden izin alması gerekmektedir.

Yönetim kurulu finansal planlama yaparken ticari işletmenin devamlılığını sağlayan işlemler(maaşlar,kira,işletme faturalarının ödenmesi vs) hariç olmak üzere yapacağı harcama işlemlerinin tamamında komiser heyetinin iznine tabidir.

Genel olarak değerlendirdiğimizde özellikle borçlandırıcı işlemlerde belirli istisnalar dışında yönetim kurulunun komiser heyetinin onayına tabi olduğunu görmekteyiz. Bunun dışındaki yönetim kurulunun sorumluluğuna giren işlemleri alacaklıları zarara uğratmamak şartı ile yönetim kurulu yapabilmektedir.

 SONUÇ

Ülkemizde 2021 yılı son çeyreğinden itibaren yükselişe geçen ve mevcut durumda hat safhaya yükselen enflasyon artışı, gerekse en son Rusya-Ukrayna,Filistin-İsrail savaşları ile piyasalarda baş gösteren belirsizliklerden ve ülkemizde yaşanan nakit darboğazı ve ekonomik sıkıntılardan  tüm şirketler olumsuz bir şekilde etkilenmiş, piyasalardaki nakit darboğazının dolaylı olarak şirketlere sirayet etmesi neticesinde, nakit akışı bozulan şirketler icra ve haciz baskısı ile karşı karşıya kalmıştır .Bu durumda olan şirketlerin konkordato ilan etmek için başvuruda bulunmaması durumunda bu durumda olan şirketlerin tasfiyesi/iflası halinde, alacaklıların alacağına tam olarak kavuşması mümkün değildir. Bu nedenle bu durumda olan şirkete karşı, alacaklılarının bir anda haciz ve muhafazaya başlaması halinde alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının çok düşük olmasının yanında, şirketlerin faaliyetine devam etme imkânı ortadan kalkacaktır. Aksi bir durumda borçların ödenmesi imkânı kalmayacak, şirket bünyesinde çalışan insanlar işsiz kalacak, şirket gereksiz yere heba olup gidecektir. Bu durumda alacaklılar alacaklarına kavuşamadan ve işçiler işçilik alacaklarını alamadan şirket ortadan kalkacaktır. Konkordato ilanı borçlu şirkete yukarıda belirttiğimiz gibi büyük faydalar sağlamaktadır. Aynı şekilde de alacaklılar komiser heyeti aracılığı ile eşit bir biçimde korunmaktadırlar. Konkordatonun uygulamadaki yüksek başarı yüzdesi dikkate alındığında konkordato ilan eden firma temel işletme giderlerini, işçi maaşlarını icra ve haciz baskısı olmadan ödeyebilecek ve alacaklılara olan borçlarını vadelere yayılmış şekilde ödeyebileceklerdir.