Bakan Albayrak: İktisadi faaliyetteki toparlanmayı güçlü bir şekilde görüyoruz
İSTANBUL (AA) – Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) 63. Genel Kurul Toplantısı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Albayrak, toplantıdaki konuşmasının başında Bursa Kestel’de yaşanan sel felaketini anımsatarak, hayatını kaybedenlere rahmet, selden etkilenenlere geçmiş olsun dileklerini iletti.
Bu sabah deprem korkusu yaşayan Çankırı’ya da geçmiş olsun dileğinde bulunan Albayrak, TBB’nin genel kurulunun zamanlamasının önemli olduğuna işaret etti.
Bakan Albayrak, Türkiye’nin tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını ile mücadelede aldığı önlemler sayesinde, normalleşme dönemine en hazır, ekonomik açıdan en az etkilenmiş şekilde giren ülkelerden biri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Gerek ekonomimizde, gerek piyasalarda Kovid-19 sonrası toparlanma dönemini en hızlı ve sağlıklı şekilde sağlamak için tüm paydaşlarımızla, tüm kurumlarımızla yoğun bir şekilde çalışmayı sürdürüyoruz. Kovid-19 öncesine yönelik göstergeler büyümenin yılın ilk çeyreğinde mevcut yüzde 4,5 seviyesinin de üzerinde gerçekleşeceğine ve sonraki dönemde de bu eğilimin güçlü bir şekilde devam edeceğine işaret etmekteydi. Koronavirüs kaynaklı olarak yılın ikinci çeyreğinde olumsuz ekonomik görünüme rağmen haziran ayına ilişkin öncü rakamlar ekonomide toparlanmaya ve ekonomik güvende iyileşmeye yönelik önemli pozitif işaretler vermeye başladı.
Bu gelişmede, ekonomik altyapımızın ve sağlık sistemimizin güçlü olması, salgının etkilerini önlemeye yönelik güçlü tedbirlerin alınması, Türkiye’de genel anlamda bir karantina uygulanmaması ve firmaların tam kapasitede olmasa bile üretimlerine ve ihracata devam etmiş olması ve mayıs ayından itibaren normalleşme sürecine yönelik adımların atılmış olması etkili olmuştur.”
“Faiz oranları geriledi ve kredi büyümesi güçlü seyrine devam etti”
Konuşmasında öncü göstergeler hakkında bilgi veren Albayrak, Mevsimsel Düzeltilmiş Kapasite Kullanım Oranı’nın nisan ayında 61’lerden mayıs ayında 62,7 seviyesinde gerçekleştiğini anımsattı.
Albayrak, nisan ayında 54,9 seviyesinde yer alan Tüketici Güven Endeksi’nin kademeli bir şekilde artarak mayıs ayında 59,5, haziran ayında 62,6 seviyesinde gerçekleştiğini belirterek, şunları söyledi:
“Reel güven endeksi nisan ayındaki 62,3 seviyesinden mayıs ayında 73,5 seviyesine yükselmiştir. Ekonomi Güven Endeksi nisan ayındaki 51,3 iken mayıs ayında 61,7’ye yükseldi. Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) nisan ayındaki 33,4 seviyesinden mayıs ayında 40,9’a yükseldi. Merkez Bankası’nın para politikası ve güçlü faiz indirim kararlarının yanında, özellikle kamu bankalarımızın düşük faizlerle verdikleri kredilerle reel sektörün kredi ihtiyacını karşılamaya devam etmesiyle faiz oranları geriledi ve kredi büyümesi güçlü seyrine devam etti.
Bu trendi, özellikle son bir kaç ayda, özel bankalarımızın da katılmasıyla birlikte iktisadi faaliyetteki toparlanmayı güçlü şekilde görmeye başlıyoruz. 2020 yılının ilk çeyreğinde ivme kazanan kur etkisinden arındırılmış toplam kredilerin yıllık büyümesi mayıs ayında da güçlü seyrederek yüzde 27,3 seviyesinde gerçekleşti.”
“Yurt içi talepte ve beklentilerde şimdiden iyileşme, pozitif yönde, net şekilde gözlemlenmeye başladı”
Kur etkisinden arındırılmış ticari kredilerin yıllık büyümesinin de yılbaşından bu yana artış gösterdiğini ve mayıs ayı itibarıyla yüzde 27,4 seviyesinde gerçekleştiğini bildiren Berat Albayrak, “Mayıs ve haziran ayında, mart ve nisana kıyasla gerek kredi harcamaları, kredi kartı harcamaları, iktisadi faaliyetteki tüketim harcamalarına baktığımızda, bu trendin mayıs ve haziranda yukarı yönlü artmaya devam ettiğini görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Albayrak, yurt içi talepte ve beklentilerde şimdiden iyileşmenin, pozitif yönde, net şekilde gözlemlediklerine dikkati çekerek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Normalleşme sürecinin bu aybaşında hız kazanmasıyla, Ekonomi Kalkanı Paketinde halihazırda alınmış olan tedbirlerin etkisi ve bunlara ilaveten bu ayın başında kamu bankalarımızın öncülüğünde, konut, motorlu taşıtlar ve çeşitli sektörlere yönelik başlatmış oldukları kampanyalar ile üzerinde çalışmakta olduğumuz yeni istihdam paketi önümüzdeki dönemde ekonomideki iyileşme sürecini destekleyecektir. Normalleşme süreci kapsamında devreye aldığımız, tarihin en düşük maliyetli konut kredisi bugüne kadar, 133 bin başvuruyu geçti.
Şu ana kadar 101 binin üzerinde vatandaşımıza yaklaşık 25 milyar TL tahsis yapıldı. Bugüne kadar, firmalar, hane halkı gibi desteklemeye devam ettiğimiz tüm paydaşlarla, istihdamı korumaya ve üretimimizi güçlendirmeye yönelik açıkladığımız Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinin tutarı ötelenen kredi ve faizler hariç 280 milyar TL’yi geçmiş durumda.”
“Hızlı şekilde normalleşme sürecine emin adımlarla ilerliyoruz”
Bakan Albayrak, salgın nedeniyle başta AB ülkeleri olmak üzere, Türkiye’nin önemli ihraç ülkelerinde görülen pazar ve talep daralmalarıyla, sınırlardaki karantina önlemlerinin Türkiye’nin ihracatını olumsuz yönde etkilediğini hatırlattı.
Bununla birlikte, mayıs ayında çalışma gün eksiği bulunmasına rağmen ihracatın nisan ayına göre yüzde 10,8 artış kaydettiğini belirten Albayrak, şunları söyledi:
“Son olarak günlük TİM ihracat verilerine göre ise haziran ayı ilk 21 günlük döneminde ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24,6 artış göstermiştir. Bu da geçtiğimiz yılın baz etkisi ve bayram etkisini göz önüne aldığımızda trendin mayısa göre haziranda güçlü şekilde devam ettiğini gösteriyor.
Sabah açıklanan AB PMI rakamları, hazirandaki toparlanmanın ticaret ortaklarımızda da güçlü şekilde devam ettiğini ortaya koyuyor. Söz konusu gelişmeler ihracatta da toparlanmanın başladığını, hızlı şekilde normalleşme sürecine emin adımlarla ilerlediğimizi gösteriyor. Ertelenmiş talebin devreye girmesi, beklentilerdeki iyileşme, alınan tedbirler ve açıkladığımız paketler ile Türkiye’nin bu süreçten ‘V şeklinde’ bir toparlanma ile çıkarak, kısa zamanda potansiyel büyümesine yakınsamasını bekliyoruz.”
“Normalleşme dönemi ile pandemi döneminin açıklarını kapatmak için fırsat sunacak resimle karşı karşıyayız”
Albayrak, “Hiç şüphesiz, bu büyüme istikamet noktasında, trendine baktığımızda, özellikle ihracata, istihdama ve yüksek katma değerli üretime dayalı bir modeli emin adımlarla hayata geçirmeye devam edeceğiz. İşte bu noktada, tüm bankalarımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Özellikle pandemi döneminde verdiğiniz refleksleri, hep birlikte müşahede ettik Türkiye hakikaten dünyadaki örneklerine kıyasla çok güzel bir sınav verdi, tüm paydaşlarla birlikte.” değerlendirmesinde bulundu.
Normalleşme dönemi ile birlikte pandemi döneminin açıklarını da kapatmak için fırsat sunacak resimle karşı karşıya olunduğunu belirten Albayrak, şunları kaydetti:
“Bankacılık sektörü güçlü sermaye yapısı, yüksek aktif kalitesi ve karlılık oranları ile oldukça sağlıklı bir görünüme sahiptir. 2020 yılı nisan ayı itibarıyla sektörün yıllıklandırılmış özkaynak karlılığı yüzde 11’ler civarında. Aynı dönemde sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 18,6 ile yüzde 8 olan yasal asgari sınırın oldukça üzerinde.
Yabancı para açık pozisyonu kaynaklı kur riski söz konusu değil. Sektörün tahsili gecikmiş alacak oranı mart ayında BDDK tarafından alınan kredilerin donuk alacak olarak sınıflandırılmasına ilişkin önlemler doğrultusunda nisan ayı itibarıyla 32 baz puan azalış göstererek yüzde 4,6 seviyesinde gerçekleşmiştir.”
“BDDK tarafından yapılan çalışmalar bankacılık sektörünün güçlü yapısını korudu”
Bakan Albayrak, BDDK tarafından yapılan çalışmaların bankacılık sektörünün sağlıklı ve güçlü yapısını koruduğunu ve mevcut sermaye yapısının aktif kalitesi kaynaklı risklerin rahatlıkla yönetebilecek seviyede olduğunu gösterdiğini söyledi.
Türkiye’nin bir ekonomik değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini belirten Albayrak, “Ben birçok toplantıda reel sektörle, bankacılık sektörüyle, birebir görüşmelerde hep bunu ifade ettim. Yeni bir dönemdeyiz. Bu süreçte iki temel hedefimiz var. Birincisi, finansal istikrar ve güvenliğimizi güçlendirmek. Türkiye Cumhuriyeti devletinin finansal ve ekonomik alt yapısını, istikrarını ve güvenliğini güçlendirmek. İkincisi ise yüksek katma değerli üretim yoluyla ihracatı ve istihdamı artırarak, cari dengeyi güçlendirerek, sağlam makroekonomik temeller üzerine güçlü bir ekonomi inşa etmek. Bu iki felsefe, temel ana felsefedir” diye konuştu.
Albayrak, sektör temsilcilerinden ülkenin kalkınma hedefleriyle daha uyumlu bir bankacılık yapmalarını beklediklerini aktararak, “Nitekim Türkiye’nin son 2 yıldır bu değişim sürecinde attığı adımların, dünyadaki benzer örneklere kıyasla bu süreçten nasıl çıktığı ve çıkmakta olduğunu aslında, bu değişimin pozitif etkilerini bize gösteriyor. İşte bu değişim sürecinde bankalar olarak, devlet olarak biz bazı şeyleri değiştiriyoruz, değiştirmek zorundayız. Yeni normale alışmak zorundaysak bankacılık sektörü noktasında sizlerin de bazı eski alışkanlıklardan kurtulması ve kabuk değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Sizlerden, ülkemizin kalkınma hedefleriyle daha uyumlu bir bankacılık yapmanızı bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Milli bir şuurla hareket etmenizi bekliyoruz”
Bakan Albayrak, bankacılık sektörünün çok özel ve çok stratejik bir sektör olduğunu vurguladı.
Bu noktada bankacılara çok önemli bir görev düştüğünü belirten Albayrak, şunları kaydetti:
“İşte bu manada sizler, ülkemizin kaynaklarını toplamak ve bu kaynakları ekonomiye aktarmak gibi çok stratejik bir fonksiyon icra ediyorsunuz. Bu fonksiyonu yerine getirirken aldığınız kararlar menfi ya da müspet yönde sosyal, toplumsal refahımıza etki ediyor. Bunun bilincinde olarak, milli bir şuurla hareket etmenizi bekliyoruz. Siyaset üstü, kurumlar üstü ülkenin menfaati çerçevesinde… İşte topladığınız tüm bu kaynakları ithalatın ve lüks tüketimin finansmanına, ya da reel anlamda bir değer oluşturmayan farklı bankacılık, hazinecilik faaliyetlerinden ziyade daha çok yerli üretim ve ihracatın finansmanına, istihdam oluşturucu alanlara yönlendirmemiz lazım. Kısa vadeli karlılık hırsıyla, işte öyle bankalar var kısa vadede hemen bir kar edeyim diye düşünen, hızlı bir şekilde ülke kaynaklarını farklı bir manada kullanayım motivasyonuyla hareket etmememiz lazım. Kaynaklarımızı en verimli nerede kullanılacaksa o alanlara yönlendirin. Ülkemiz kalkınmasını tamamlayıp zenginleştikçe en önce kazanacak olan sektör bankacılık sektörüdür. Kaynak maliyetleriniz düşecek, karlılıklar daha da artacak. Bilanço karlılıkları arttıkça, piyasa değerleri arttıkça kazan kazan ilişkisiyle bankacılık sektörü, kamu, tüm paydaşların kazandığı müthiş bir resim ortaya çıkacak.”
“Finansmandan sonra yatırımcıyı kendi haline bırakmamalıyız”
Enerji, maden, tarım, kimya, sağlık, turizm, lojistik gibi birçok farklı sektörlerde, yatırımcıları yönlendirecek kalitede uzman ekiplerin de oluşturulması gerektiğine dikkati çeken Albayrak, “Zaten bir çoğunuzda var ama daha da uzun anlaşmak lazım. Reel sektörü de eğitecek, yönlendirecek yön verecek ekipler oluşturmamız lazım. İşte krediyi sağladık, yatırımcıyı kendi haline bırakıyoruz. Hayır bırakmamamız lazım. Daha fizibilite aşamasından itibaren projelerin paydaşı olmamız lazım. Aslında bir nevi ortaksınız. Detaylı bir şekilde süreçlerin takipçisi olmalıyız.” diye konuştu.
Yerli markalara Türkiye’de üretim çağrısı
Bakan Albayrak, bunun dışında tüketimde ithal ürünler yerine yerli ürünleri teşvik edecek bir finansman kurgusunun hayata geçirilmesi ve yerli üretimin desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Albayrak, geçen günlerde mağazadan bir tartı aldığını, yerli marka olanını tercih ettiğini belirterek, üretimin nerede olduğuna baktığında yerli markanın ürününün Türkiye’de üretilmediğini gördüğünü söyledi.
Türkiye’nin koca koca gruplarının dünyanın bir yerinde ürettirdiğini, Türkiye’de yerli ürün gibi sattığını ifade eden Bakan Albayrak, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin bu teknolojinin çok çok üstünde teknolojik ürün üretebilecek kapasitesi varken, yerli markaların yüzlerine söyledim; ‘Türkiye’de üretim kapasitesi olan bu ürünlerin tamamını Türkiye’de üretmeniz lazım’. Devlet olarak biz ne gerekiyorsa yapacağız. Kolaycılık, “markanın üzerine etiketi basalım” yok. Sizler de bu manada, “birkaç aylık ithalat düzenlemesi getirildi, eskiye döneriz zaten niye uğraşalım’ yok. Yerli üretim.”
Albayrak, Kalkınma Bankası’nın yeni bir süreç başlattığını, çok güzel bir paket olduğunu aktararak, çalıştıkça alternatif ürün üretmenin mümkün olduğunu dile getirdi.
“Devletimiz Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir piyasa gözetim kabiliyetine ulaştı”
Bakan Albayrak, yerli üreticilerle tüketici finansmanı anlaşmalarının yapılması gerektiğini vurgulayarak, ithal ürünlerin ikamesine hizmet edecek yatırımlara finansman desteğinin sağlanması gerektiğini söyledi.
Verilen kredilerin amacına uygun olarak kullanıldığına emin olunması için gerekli mekanizmaların kurulması gerektiğine dikkati çeken Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Verilen krediyi takip etmek lazım. Sırf kredi hedeflerini tutturmak için ihtiyacı olmayan müşterilere kredi vermemek lazım. Son dönemde özel sektörden kulağıma geliyor. Hedefler var, AR rasyosu var, tutturmak için ihtiyacı olmayan firmalara ‘Al sen şu krediyi bilançonda tut’. Yapmamak lazım. Verdiğiniz kredilerin finansal istikrarımızı tehdit eden spekülatif faaliyetlerde kullanılmaması konusunda titiz davranmanız lazım. Devletimiz şu an Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir piyasa gözetim kabiliyetine ulaştı. İlgili kurumlarımız, ülkemizin finansal ve ekonomik istikrarını tehdit edecek her girişime karşı teyakkuzda ve gereken her önlemi almaktan çekinmeyecek bir düzeye kavuştu. Türkiye gibi bir ülkede faaliyette bulunan kurumlar olarak güvenliğiniz sağlanmış durumda rahat olun. Devlet teyakkuzda.”
“Düzenlemelerin ruhuna uygun hareket edilmesi lazım”
Albayrak, Merkez Bankası ve BDKK tarafından yapılan Zorunlu Karşılık (ZK) ve Aktif Rasyosu (AR) düzenlemelerinin etrafından dolaşmak, rasyoyu tutturmak için etrafta dolaşan bazı kurumlar veya işlemler duyduklarını, bunlardan kaçınmak gerektiğini belirterek, “Düzenlemelere samimiyetle uyum sağlamaya çalışılması, düzenlemelerin ruhuna uygun hareket edilmesi lazım.” dedi.
Teminat değerleme şirketlerinin baskı altına alınmaması gerektiğini vurgulayan Albayrak, “Onları yönlendirecek, bağımsızlıklarına zarar verecek davranışlardan kaçınılması lazım. Uzun vadeli müşteri ilişkilerine odaklanın, müşterilerinizin şikayetlerini hassasiyetle dinleyerek, onlara bu salgın günlerinde kredi geri ödemelerinde kolaylık sağlanılması lazım. Objektif bir sebep olmadan ticari kredilerini vadesinden önce geri çağırmadan ya da faiz artırmadan, bu tip uygulamaları, firmaların likidite yönetimini zorlaştırmadan, ekonomik aktiviteye zarar vermeden bu süreci yönetmemiz lazım. Onlar yaşayacak ki sizler, sizler yaşayacaksınız ki ekonomi yaşasın.” diye konuştu.
Küresel anlamda yaşanan tüm süreçlerde empatinin daha yoğun şekilde sergilenmesi gerektiğini belirten Albayrak, “Çalışanlarınıza müşteri memnuniyetine ve sadakatine dayalı performans hedefleri verin. BDDK son zamanlarda bununla ilgili düzenli aylık çalışma başlattı. Müşterisi kendinden ne kadar memnunsa o bankanın pozitif ayrışacağı, bizlerin de ona pozitif şekilde destek vereceği bir altyapı oluşturmamız lazım.” ifadelerini kullandı.
Varlık Yönetim Şirketi çalışması
Bakan Albayrak, müşteri şikayetlerini titizlikle çözmek, takip etmek gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sizlerden ricamız, yeniden yapılandırmaları hızlandırmanız lazım. Sorunları ötelemek yerine müşterinizin ödeme gücüne uygun yapılandırma planları oluşturmanız gerekiyor. Sorunlu şirketlere ait kredilerin aktarıldığı ve tek elden rehabilite veya tasfiye edildiği, tüm bankaların ortak olacağı bir Varlık Yönetim Şirketi çalışması yürüttüğünüzü benle paylaştınız, takip ediyorum ve biliyorum. Eğer tüm paydaşların kazandığı, etkin ve hızlı çalışan, kurumsal yönetim seviyesi yüksek ve şeffaf bir model ortaya koyabilirseniz, biz de devlet olarak bu yapıya gereken desteği sağlarız.”
Tüm konularda, tüm gündemlerde düşüncelerini net ve şeffaf şekilde paylaştıklarını ifade eden Albayrak, “Buyurun, bu çerçevede ortaya koyduğunuz her yaklaşımın, her adımın destekçisi olacağımıza söz veriyorum.” dedi.
Albayrak, bankacılık sektörünü Türkiye ile birlikte bir üst lige çıkartmak için aynı safta kenetlenerek hareket etmeyi amaçladıklarını sözlerine ekledi.
Muhabir: Fatma Eda Topcu,Abdulselam Durdak,Elif Ferhan Yeşilyurt