Bankaların tarıma desteği 120 milyar lirayı aştı
İSTANBUL (AA) – Türk bankacılık sektörü, temmuz sonu itibarıyla tarım alanında faaliyet gösteren şirketlere kredi desteğini geçen yılın sonuna göre yaklaşık 14 milyar lira artırdı. Böylece tarım sektörünün toplam kredi stoku 121 milyar 832 milyon liraya çıktı.
Bankacılık sektörü, Türkiye’nin stratejik alanlarından birisi olan tarıma güçlü desteğini devam ettiriyor. Özellikle tarım bankacılığı konsepti ile çiftçilere özel imkanlar ve kredi kolaylığı sunan bankalar, tarım sektörünün ihtiyaçlarını ve sezonluk nakit akışını göz önünde bulundurarak farklı ürünlerle çiftçinin yanında olmayı sürdürüyor.
Bankalar, üreticilerin mazot, gübre, zirai ilaç, tohum, fide, yem ve ekipman ihtiyaçlarını karşılamak için çiftçilere ve firmalara ön ödemesiz, hasatta ödeme ve esnek ödeme gibi kredi imkanlarının yanı sıra anlaşmalı üye iş yerlerinden alımlar için özel kredi kartları da sunuyor.
Tarım kredi bakiyesi 7 ayda 14 milyar lira arttı
AA muhabirinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlediği bilgilere göre, 2019 sonunda 107 milyar 834 milyon lira olan Türk bankacılık sektörünün tarım alanında kullandırdığı kredi miktarı bakiyesi, bu yılın temmuz sonunda 121 milyar 832 milyon liraya ulaştı. Böylece sektörün tarım kredi bakiyesi, 7 aylık dönemde 13 milyar 998 milyon liralık artış gösterdi.
Kullandırılan tarım kredilerinin bakiyesi, temmuz sonu itibarıyla 2019 sonuna kıyasla yüzde 13’lük artışa işaret etti.
Tarım sektöründeki 121,8 milyar liralık kredi bakiyesinin 35,5 milyar lirası kısa vadeli, 81 milyar lirası orta ve uzun vadeli, 5,3 milyar lirası ise takipteki kredilerden oluştu.
Bankalardan balıkçılık sektörüne 3,2 milyar liralık destek
Balıkçılık sektörüne kullandırılan kredi bakiyesi 2019 sonunda 2 milyar 546 milyon lira olurken, temmuz sonu itibarıyla bu tutar 3 milyar 202 milyon liraya yükseldi. Yılbaşından itibaren geçen 7 aylık süreçte balıkçılık sektörüne kullandırılan kredi bakiyesi 656 milyon lira arttı.
Balıkçılık sektörüne kullandırılan kredi bakiyesinin 759 milyon lirasını kısa, 2 milyar 265 milyon lirasını orta ve uzun vadeli, 177 milyon lirasını da takipteki krediler oluşturdu.
– “258 milyar TL kredi kullandırdık”
Ziraat Bankası Tarım Bankacılığından Sorumlu Pazarlama Grup Başkanı Ferhat Pişmaf, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010-2020 döneminde tarımsal üretime yönelik olarak kullandırdıkları kredilerin miktarının 258 milyar TL’yi, kredi kullandırdıkları üretici sayısının ise 4,5 milyon kişiyi aştığını belirterek, “Ağustos sonu itibarıyla kredileri devam eden 685 bin üreticimiz ve 73,4 milyar TL’nin üzerinde kredimiz var. Bu kredilerin yüzde 33’ü yatırım kredilerinden, kalan kısmı ise işletme kredilerinden oluşuyor.” dedi.
Bankaca kullandırılan tarım kredilerinde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın üreticilere çok güçlü faiz desteği verdiğini ifade eden Pişmaf, bu faiz desteği ile üreticilere yansıyan faiz oranlarının bazı üretim konularında sıfıra kadar düştüğünü söyledi.
Pişmaf, son yıllarda tarım kredilerindeki büyümenin çok büyük kısmının Ziraat Bankası’nın kullandırdığı kredilerle sağlandığına dikkati çekti.
Doğru fiyatlandırma ve doğru modellerle finansman sayesinde üreticilerin kredi borçlarını zamanında ödeyebildiğini aktaran Pişmaf, bankanın tarım kredilerinden kaynaklanan takipteki alacak oranının sektörün çok çok altında, yüzde 1,8 gibi düşük bir oranda olduğunu bildirdi.
– “Tarım sektörü ve tarımın finansmanı bir memleket meselesidir”
Ferhat Pişmaf, üreticilerin ödemelerinde güçlük yaşamaları durumunda kredi borçlarını daha rahat ödeyebilecekleri yapılandırma ve taksitlendirme seçenekleri sunduklarını söyledi.
Ağustos sonu itibarıyla 121 bin üreticinin yaklaşık 6,8 milyar TL kredi borcunu bu uygulamalar çerçevesinde uzun vadeye yayarak ödeme imkanından yararlandığını belirten Pişmaf, “Ziraat Bankası olarak, standart kredilerin yanı sıra üreticilerimizin farklı sorunlarına ve ülkemizin tarım stratejilerine uygun kredi ürünleri ile de farkındalık oluşturuyoruz. Birikmiş tarımsal sulama ve elektrik borçlarının taksitlendirilmesi, koyunculuğun geliştirilmesi amacını güden Köyümde Yaşamak İçin Bir Sürü Nedenim Var Projesi, Seracılık Kredi Paketi gibi uygulamalarla üreticilerimizi yönlendiriyor ve geliştiriyoruz. Ayrıca, Ziraat Bankası Genç Çiftçi Akademisi ile eğitimli genç çiftçiler yetiştiriyoruz.” diye konuştu.
Pişmaf, Ziraat Bankası’nın kuruluşundan bugüne kadar olduğu gibi ülke tarımının geliştirilmesi ve üreticilerin gelir seviyesinin artırılması için tarım sektörünü finansal olarak desteklemeye ve onlara uygun koşullarla kredi kullandırmaya devam edeceklerini bildirdi.
Tarımsal üreticilere ve yatırımcılara, yapacakları tarımsal faaliyetlerle ilgili olarak Ziraat Bankası’na mutlaka uğramalarını ve kredi uygulamaları hakkında bilgi almalarını tavsiye eden Pişmaf, şunları kaydetti:
“Ziraat Bankası’nda, tarımsal faaliyetlerine ve yatırımlarına uygun bir çözüm mutlaka bulacaklardır. Pandemi süreci tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir ki tarımsal üretim ve dolayısıyla gıda tedariki sekteye uğrarsa başka hiçbir şeyin önemi kalmamaktadır. Bu nedenle bizim için tarım sektörü ve tarımın finansmanı bir memleket meselesidir. Birçok üretim konusunda hasat döneminin sonuna gelirken, birçok üründe de hasat dönemine giriyoruz. Ürünlerini hasat edip yeni sezona hazırlanan üreticilerimize kolaylıklar diliyor; ürünlerini yeni hasat etmeye başlayacak üreticilerimize de bereketli bir hasat dönemi diliyorum.”
– “Tarım kartımız 600 bin çiftçimizin cebinde”
DenizBank Tarım Bankacılığı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Burak Koçak da 2003’te Tarişbank satın alması ile girdikleri tarım bankacılığı alanında 17 yılda özel bankalar arasında yüzde 48 gibi yüksek bir pazar payına ulaştıklarını söyledi.
Tarım sektöründe her ürün grubunun, hatta her tarımsal ürünün kendine özgü dinamiklere ve çok değişken nakit akışına sahip olduğunu vurgulayan Koçak, şu anda Türkiye’de üretilen ve ekonomik değeri olan 300’den fazla tarımsal ürüne finansal destek sağladıklarını aktardı.
Koçak, bu ürünlerin kendi içinde kredi ihtiyacı, nakit akışı, gelir elde etme ve ödeme gücüne kavuşma sıklığı gibi birçok alanda birbirinden ayrıldığını söyledi.
Tüm bunlardan yola çıkarak kredileri; “işletme” ve “yatırım kredileri” olmak üzere iki ana gruba ayırdıklarını belirten Koçak, şöyle devam etti:
“İşletme kredisi ile maliyet finansmanı yapıyoruz. Üreticilerimizin ilgili dönem içerisinde gerçekleştirecekleri tarımsal faaliyet için gerekli girdi finansmanını sağlıyoruz. Bu grubun gururla öne çıkarabileceğimiz ürünü de Üretici Kart. Üretici Kart, sektördeki ilk tarım kart ve şu an yaklaşık 600 bin üreticimizin cebinde. Aslında Üretici Kart sadece kredi kullandırılan bir ürün değil, bu ürün ile sektördeki iş yapış modelini değiştirdik. Tedarikçi, finansör ve üretici arasında; her üç grubun da kazanacağı bir döngü yarattık. Finansör olarak banka finansman sağlıyor, tedarikçi müşteriye ulaşıp ciro yaratıyor ve üretici de 5 aya varan faizsiz dönem avantajından yararlanarak fiyat avantajı sağlıyor. Biz burada 600 bin üreticimiz adına büyük girdi firmaları ile pazarlık ederek onlara maliyet avantajı sağlıyoruz. Bu sayede de Üretici Kart’la üreticilerimiz; mazot, yem, gübre ve tüm tarımsal girdi alışverişlerinde 5 aya varan faizsiz dönem avantajı elde ediyorlar.”
Koçak, özellikle küresel salgın döneminde önemi bir kez daha gözler önüne serilen tarım sektörüne, iş yaptıkları tüm tarım paydaşları ile ortaklaşa olarak katkı sağlayarak üreticinin sırtındaki yükü bir nebze de olsa omuzladıklarını ifade etti.
Anlaşmalı iş yeri adedinin yaklaşık 17 bin civarında olduğunu, gübre, ilaç, yem, tohum, akaryakıt gibi en önemli girdi kalemlerinde sektörün tüm paydaşları ile iş birliği yaptıklarını anlatan Koçak, bu açıdan bakıldığında Üretici Kart’ın adeta 600 bin üyeli bir kooperatif gibi üyelerine alışverişlerde çok önemli avantajlar sağladığını kaydetti.
– “Tarımı milli mesele olarak görüyoruz”
Burak Koçak, ikinci ana grup kredilerinin yatırım kredileri olduğunu belirterek, “Yatırım kredilerini ‘işletmenin geliştirip genişletilmesi amacıyla kullanılan krediler’ olarak tanımlıyoruz. Bu tanım çok geniş bir ürün yelpazesine işaret ediyor, basit bir tarla tesviye kredisinden büyük bir meyve tesis kredisine, makine ekipman alımından sera yapım kredisine kadar akla gelebilecek tüm ürünler bu grupta yer alıyor. Tarımı milli bir mesele olarak gördüğümüz gibi 17 senede çok iyi ilişkiler geliştirdiğimiz çiftçilerimizin derdiyle dertlenmesini bilen bir bankayız.” ifadelerini kullandı.
Çiftçiler için bir bankadan ziyade çözüm ortağı gibi hareket ettiklerine işaret eden Koçak, sadece finansman alanında çözümler üretmediklerini, çoğunluğu ziraat mühendislerinden ve çiftçi ailelerinin çocuklarından oluşan ekiplerle üretimin her anında çiftçinin kişisel danışmanı gibi hizmet vermeye özen gösterdiklerini anlattı.
Koçak, DenizBank olarak sektöre ve üreticiye asla sırtlarını dönmemeye gayret ettiklerini ve tarıma verdikleri desteği asla kesmediklerini söyledi.
Tarım sektörüne yönelik farkındalığın hızla arttığı ve tarımın tüm dünyada öneminin kavrandığı bir konjonktürde bulunulduğuna dikkati çeken Koçak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Banka olarak tarıma sadece finansman desteği sağlayan bir kurum olmaktan ziyade üreticimizin üretim imkanlarını iyileştirmek, bilgiye ulaşma konusundaki yeteneklerini artırmak ve nihayet işlerini büyütmeleri konusunda onlara destek olmak için organize olmuş durumdayız. Aynı zamanda tarımda dijital dönüşüm, üzerinde durduğumuz bir konu. Mobil uygulamamız 200 bine yakın üretici tarafından indirildi; içindeki zirai üretim önerileri, ziraat mühendislerine soru sorulmasına olanak veren Mühendise Sor menüsü, uydudan tarla takibine olanak sağlayan fonksiyon, hava durumu, haberler, hal fiyatları menüleri ve yakında eklenen bankacılık fonksiyonları ile tarım dünyasının en gelişmiş uygulaması. Aynı zamanda 100 bin takipçili Facebook sayfası, en güzel tarım fotoğraflarını kentli kitleyle buluşturmamıza olanak veren Instagram hesabı ve web sitemiz ile Deniz’den Toprağa danışmanlık ve haber yayını açısından tarım sektörünün en gelişmiş dijital platformlarından birisi. Sadece tarım alanında atılacak adımlarla ülkemizin birçok ekonomik sorununa önemli katkılar yapabileceğimize inanarak tarımı bir milli mesele olarak görüyoruz. Bu açıdan bakıldığında her ne kadar birçok handikapla mücadele edilse de tarım sektörü büyük potansiyele sahip.”