Borsa Neden Yükseldi?
Merkez Bankası, faiz oranını beklendiği gibi sabit tutarken, açıklamalarındaki ince mesajlar aralık ayında olası bir faiz indirimi beklentisini artırdı. Bu gelişme, borsada yükselişlere yol açarken, özellikle bankacılık ve madencilik sektörlerinde hareketlilik yaşandı. Detaylar haberin devamında...
Bugün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan verilere göre, politika faizi, beklentilere paralel olarak %50 seviyesinde sabit tutuldu.
Sonuç olarak TCMB, sekiz aydır faiz oranlarında değişikliğe gitmiyor.
Ancak faiz kararı metnindeki ifadeler ve hizmet enflasyonundaki iyileşme sinyalleri, aralık ayında bir faiz indirimi ihtimalini gündeme taşıdı.
Borsa İstanbul'da Yükseliş
Faiz kararının açıklanmasının ardından BIST 100 endeksi, banka ve madencilik hisselerinde %3’ün üzerinde artış yaşandı.
TCMB eski Başekonomisti Hakan Kara ise, “Merkez Bankası aralık indiriminin kapısını bir tık daha araladı, fakat temkinli konuşarak bir indirim olsa dahi bunun sınırlı olacağını (250 baz puandan düşük) ima etti. Makul karar, makul iletişim.” şeklinde bir değerlendirmede bulundu.
Aralık ayında gerçekleşmesi öngürülen faiz indiriminin yarattığı etkiyle bankacılık endeksindeki yükseliş ise %6’ya yaklaştı.
Buna göre BIST Banka endeksi saat 17.00 itibarıyla %5,96 artışla 13 bin 374 puana ulaşmış durumda.
İş Bankası hissesi %5,61 yükselişle 13,18 TL'ye ulaştı.
Akbank hissesi %6 yükselişle 55 TL'ye çıktı.
Madencilik Sektörü
Bununla birlikte madencilik sektöründe de hareketlilik yaşandı.
Koza Altın İşletmeleri’nin iştirakleri Koza Anadolu Metal Madencilik ve İpek Doğal Enerji ile birleşme planlarını duyurması, sektörde dalgalanma oluşturdu.
Bu açıklamanın ardından Koza Anadolu (KOZAA) ve İpek Enerji (IPEKE) hisseleri tavan fiyatla işlem gördü.
Koza Altın (KOZAL) ise %9,49 oranında yükseldi.
Bu gelişmelerin ardından BIST Madencilik endeksi %8,90 artışla 6.762 puana yükseldi.
Konuyla ilgili İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran şu açıklamaları yaptı:
"Ben 2,88’lik Ekim enflasyonunu görmeden önce Kasım ayında faiz indiriminin masada olduğunu düşünüyordum. Ama bunu gördükten sonra Kasım ayında bir faiz indirimini beklemek çok mantıklı değil.
O nedenle Kasım ayı beklentim tabii ki sıfırlandı. Ama Aralık ayını masadan kaldırmış değilim. Aralık ayında bu sefer 2,5 puanlık bir faiz indirimini hâlâ masada ve ihtimal dahilinde görüyorum. Onun için de Kasım ayı enflasyonunu görmemiz gerekiyor.
Kasım ayı enflasyonu yüzde 2’nin altında gelirse bu Merkez Bankası'na Aralık ayında faiz indirimi yaparak yıla başlama imkanı tanır. Bu da aslında ekonomide öngörülebilirliğin sağlanması adına ve hepimizin 2025 planlarını yaparken Merkez Bankası'nın atacağı adımları öngörebilmemiz adına oldukça da yararlı olur. Ben ülkemiz ekonomisinin bu kez bu 2,5 puanlık indirime ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Sene sonundaki enflasyonun hala tüm bu şartlarda kasım ve aralık ayı ortaya çıktığında ben %44'lü seviyede olacağını, %44'lü bir enflasyonla yılı kapatacağımızı düşünüyorum.
Politika faizinin %50 olduğunu dikkate aldığımızda %44’lük yıl sonu enflasyonunun Merkez Bankası'na dediğim 2,5 puanlık indirimi yaptırabileceğini; %47,5’lik bir politika faizi ve %44’lük bir yıllık enflasyonla 2025 yılına başlayabileceğimizi düşünüyorum.
Geçen yıl 2023 yılında Kasım ayında bu kongreye geldiğimizde o zaman sizlerle beraber konuşurken kasım ayında politika faizi %40’mış, Aralık ayında ne olur sorusunu gene sormuşsunuz. Ben de o zaman aralık ayında 2,5 puanlık artırım beklediğimizi ve yıla 42,5 ile gireceğimizi, Merkez Bankası'nın duyurduğu 2024 yılı enflasyon beklentisinin orta bandının 36, üst bandının 42 olduğunu, bu beklentideki bir Merkez Bankası'nın 42,5’lik bir politika faiziyle yıla başlamasının enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığını göstermek adına önemli bir adım olacağını söyleyip 2,5 puanlık artırım bekliyoruz demişim ve aralık ayında 2,5 puanlık artırım olmuş.
Enflasyon beklentisinin en üst puanı 42 iken 42,5 ile girmiş. O yüzden bu sefer 44 gerçekleşmeyi gören bir Merkez Bankası’nın 2,5 puanlık indirimle indirim döngüsünü bu yıl başlatması bence geçen seneki öngörümüz ne kadar tutarlıysa bu yıl da o kadar tutarlı. O yüzden Aralık ayındaki indirimden kolay vazgeçmemek lazım. Çünkü o indirim bize nefes aldıracak bir indirim.
50 baz puanlık faizle çok ciddi bir faiz yüküne katlanıyoruz. Hep beraber toplum olarak katlanıyoruz. Sadece kendi içimizde birbirimize karşı ödediğimiz faizleri değil, ülke olarak yurt dışına karşı ödediğimiz faizleri de etkiliyor bu. O yüzden ülkeye de nefes aldıracak bir indirim olur.
Bizim orta vadeli programda hedeflediğimiz enflasyon tek haneye inene kadar sıkı para politikasının devam etmesi gerekiyor.
O nedenle sıkı para politikası derken şunu kastediyorum. %50'lik politika faizi %20'ye indiği dönemde de sıkı para politikası devam edebilir, %10'a indiğinde de devam edebilir. Dolayısıyla 2025'te de 2026'da da bu sıkı para politikası devam edecek.
Oranlar düşse de biz düşündüğümüz kadar rahatlayamayacağız eğer mücadelede başarılı olursak. Ama enflasyonun kontrol altına alınmadığı, durduğu bir yerdeki faiz indiriminden, yani bizim bir önce yaptığımız gibi enflasyon çıkarken yapılan faiz indiriminden bahsetmiyorum. O bir sıkılaşma değildi. O faiz indirimi parasal bollaşmaydı. Ve bedelini de zaten hem kurlarda hem enflasyonda ödedik.
Ben hakiki manada enflasyon kontrol altına alındıkça onu takip eden bir indirimden bahsettiğim için benim beklediğim faiz indirimleri sıkılaşmayla çelişmeyen faiz indirimi ve sağlıklı olan bir faiz indirimi."