Girişimcilik Başarısı Yüksek Kooperatif Modeli
ActHuman Sosyal Kapsama İnisiyatifi’nin “Sosyal Dayanışma Ekonomisi için Güçlü Kooperatifçilik” araştırması oldukça ilginç bulgular içeriyor.
ActHuman Sosyal Kapsama İnisiyatifi’nin “Sosyal Dayanışma Ekonomisi için Güçlü Kooperatifçilik” araştırması oldukça ilginç bulgular içeriyor.
Kooperatif işletmeler bazı sektörlerde önemli aktörlere dönüşüyor. Geleneksel modellerinden farklı bir anlayış, örgütlenme ve iş modeline sahip olan “sosyal kooperatifçilik” yaygınlaşıyor. Bu model yoksullukla mücadelenin en etkin yollarından biri olabilir mi?
ERSAN TAYLAN ÇIPLAK
Ülkemizde 40 farklı türde 60 bine yakın kooperatif var. Kooperatif sayısında İtalya ve İspanya’nın ardından Avrupa üçüncüsüyüz. Ancak, kooperatiflerimizin önemli bir kısmı faal değil. Faal olanların önemli bir kısmı da arzu edilen hedeflere ulaşmakta zorlanıyorlar.
Oysa sürdürebilir kalkınmanın sağlanması, verimliliğin her alanda gerçekleşmesi ve yapısal değişimin tabana yayılması için kooperatiflere ihtiyacımız var. Ne yazık ki ülkemizdeki kooperatif işletmeler finansal zorluklar ve yönetim konularında ciddi problemler yaşıyorlar. Peki, ülkemizde ve dünyada kooperatifçiliğin mevcut durumu nasıl? Güçlü kooperatif işletmelere sahip olmak için neler yapılması gerekiyor? “Sosyal Dayanışma Ekonomisi için Güçlü Kooperatifçilik” araştırması bu ve benzeri problemlere çözüm yolları sunuyor. Araştırma, İNGEV (İnsani Gelişme Vakfı) ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ortak girişimi olan ActHuman Sosyal Kapsama İnisiyatifi tarafından hazırlandı. Rapor, dünyada ve Türkiye’deki kooperatif ekonomisini ortaya çıkarmanın yanı sıra güçlü kooperatifçilik için dokuz sosyal politika önerisinde bulunuyor.
İŞBİRLİĞİ GELİŞTİRİLMELİ
İNGEV Başkanı Vural Çakır, kooperatifin bireysel olarak güçsüz kalacak ekonomik faaliyetlerin, daha güçlü ve sürdürülebilir hale gelebilmesini sağlayacak en önemli organizasyon tiplerinden biri olduğuna dikkat çekiyor. İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinin ağır koşullarını göz önüne aldığımızda dayanışmayı esas alan ekonomik faaliyetlerin ne kadar önemli olduğunu hepimiz gördük. Çakır, bu durumun kooperatifçiliğe çok
daha fazla önem verilmesi gerektiğini apaçık gösterdiğini belirtiyor. Kendileri dayanışma ekonomisinin bir parçası olan kooperatiflerin kendi aralarındaki iş birliklerini güçlendirmesi gerektiğini vurgulayan Çakır, “Kooperatifçiliğe ilgiyi artırmamız ve bu alanı cazip hale getirmemiz gerekiyor” diyor. Çakır’a göre bunun için kamu mevzuatı ve yapılanmasının sadeleşme ve odaklanma doğrultusunda geliştirmesi şart. İNGEV, kooperatifler arasında güç birliği ve iş birliklerinin gelişmesine zemin hazırlamak adına önemli çalışmalar yapacak. İNGEV, bu doğrultuda Girişimcilik Destek Merkezi ile yürüttüğü faaliyetleri kooperatifçiliği de kapsayacak şekilde genişletmeyi hedefliyor.SADECE TARIM DEĞİL HER ALANDA
Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman, “Neoliberalizmin artarak alttan gelen örgütlenmeleri yok etmesi, merkezi bir yönetim anlayışı ve giderek artan kentleşme” söz konusu araştırmayı yapmaktaki ana
sebepler olduğunu söylüyor. Kooperatifleri daha verimli aktörler haline getirmenin en önemli konulardan biri olduğunu belirten Keyman “Kooperatifler üç boyutlu bir öneme sahip. Bunlar dayanışma, sadece tarım alanında değil tiyatro sanata kadar giden alanda toplumun örgütlenmesi ile eskiden farklı olarak yeni bir örgütlenme biçimini çalışmak ve yeni yerelliktir” diyor.KADIN KOOPERATİFLERİ ARTIYOR
Kooperatifçilik raporunu da hazırlayan İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Araştırma Görevlisi Orkun Doğan ise Türkiye’de kooperatiflerin odağında olduğu sosyal ve dayanışma ekonomisi alanında son yıllarda gelişmeler olduğunu söylüyor. Evet, ülkemizdeki kooperatifler sayıca artıyor. Aynı zamanda kooperatif işletmeler bazı sektörlerde önemli aktörler olarak ortaya çıkıyorlar. Farklı faaliyet alanlarında yeni kooperatif türleri görülüyor. Ticaret Bakanlığı kayıtlarında 12.487 kooperatif var. Toplam üye sayısıise bin milyon 568 bin. Ülkemizdeki ilk kadın kooperatifi 2011’de kurulurken bu sayısı şimdi 300’e yaklaştı. Ortak sayısı ise üç
bin civarında. Giderek daha çok sayıda kadın bir araya gelerek kooperatifleşme yoluna gittiğini belirten Doğan, “Tüketiciler doğal, besleyici ve temiz gıdaya adil olarak erişebilmek kooperatif çatısı altında örgütleniyor. Giderek yaygınlaşan e-ticaret platformlarında kooperatif ürünleri daha çok rağbet görüyor” diyor. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre dört farklı türdeki tarımsal kooperatif sayısı 9.857’ye ulaştı. Bunların ortak sayısı ise iki milyon 456 bin. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kayıtlarında ise yüzde 90’ı konut yapı kooperatifleri olmak üzere 35.730 adet kooperatif var. Ortak sayısı ise iki milyona yakın.
(fortune türkiye)