IDEF'te yerli elektrikli insansız kara aracı Alkar R8 görücüye çıktı
İSTANBUL (AA) – Türk savunma sanayisinin son dönemde geliştirdiği ürünlerin vitrine çıktığı Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF) TÜYAP’ta devam ediyor. Dünyada düzenlenen 32 savunma sanayisi fuarı arasında katılımcı firma sayısı itibarıyla üçüncü sırada yer alan IDEF, Türkiye’nin bir dünya markası olarak 15’inci kez düzenleniyor.
Fuardaki katılımcılardan, Alpera Savunma Sistemleri Kurucusu Özbarlı, ilk kez IDEF’te sergiledikleri elektrikli ve insansız kara savunma aracı Alkar R8’e ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Alpera Savunma Sistemleri Kurucusu Deniz Özbarlı, ilk kez fuarda sergiledikleri yerli ve milli elektrikli insansız kara aracı Alkar R8’in seri üretimine gelecek yıl başlayacaklarını söyledi.
2017 yılında kurulan Alpera Savunma Sistemleri’nin Teknopark İstanbul’da yerleşik olduğunu aktaran Özbarlı, özellikle insansız sistemler ve otonom araç sistemleri üzerine odaklandıklarını ve 4 yıldan beri ordunun ve güvenlik güçlerinin ihtiyacı olan insansız sistemleri üretmeye çalıştıklarını söyledi.
IDEF 2021’de ilk kez görücüye çıkan, elektrikli ve insansız kara aracı Alkar R8’in 8 tekerlekli, tamamıyla elektrikli, kendi içerisinde mesafeyi artıracak dizel jeneratöre sahip bir araç olduğunu dile getiren Özbarlı, “2 buçuk ton sınıfında Seviye 3 ve Seviye 4’e kadar koruma faktörünü sağlayabilen bir insansız kara aracı. Şu an üzerindeki sistem 20 milimetrelik bir makinalı top. Aslında aracın kendi özellikleri dahilinde modüler bir yapıya sahip olması nedeniyle farklı görevlerde farklı zamanlarda hizmet verebilecek şekilde tasarlanmış, ülkemizin şartlarına, coğrafyasına ve ihtiyaçlarına uygun olarak değiştirilebilecek modüler alt yapıya sahip bir araç.” ifadelerini kullandı.
“2022 yılı içerisinde seri üretime geçmesi planlanıyor”
Özbarlı, söz konusu araçta yerlilik oranının yüzde 80’in üzerinde olacağını kaydederek, “Aracın üzerindeki motorlar, sürücü grupları, görev bilgisayarları, mekanik sistemler dahil olmak üzere aracın büyük bir kısmı ekibimiz tarafından tasarlanıyor ve üretiliyor.” dedi.
R8’in gelecek yıl seri üretime geçebileceğini belirten Özbarlı, “Büyük bir ihtimalle TSK’nın taleplerine göre veya kolluk kuvvetlerinin taleplerine göre yapılacak değişikliklerle birlikte 2022 yılı içerisinde seri üretime geçmesi planlanıyor. Şu an için Kuzey Avrupa ülkelerin de bazılarıyla, özellikle yakın ilişkiler içerisinde olduğumuz ülkelerle birtakım görüşmeler var. Birtakım teklifler sunuluyor. Bunlar üzerinden de görüşmeler sürüyor.” diye konuştu.
Deniz Özbarlı, otonom konusundaki çalışmalarına ilişkin de bilgiler verdi.
Özellikle operasyonel kabiliyeti otonom hale getirmeye çalıştıklarını dile getiren Özbarlı, şunları söyledi:
“Bu ne demek? Eğer görev tanımlı bir otonomi tarif ediliyorsa bu bizim için uygulanabilir bir şey. Özellikle Teknopark İstanbul’da geliştirmeye çalıştığımız güvenlik robotu tamamıyla otonom bir şekilde Teknopark içerisinde gezerek, birbirleriyle haberleşerek ve koordineli olarak çalışıyor. R4 ve R8 ürünlerimizde de askerle birlikte hareket ederken yani bir takımla hareket ederken takımı, otonom olarak takip etmek üzere hazırlanan bir yazılımımızı da şu an geliştirmek üzereyiz. Bu aslında son dönemde çok talep edilen bir ürün. Dün yine Genelkurmaydan bir ekiple bir araya geldik ve bu konuları tartıştık.”
“Türkiye’de bunun bir örneğinin olduğunu düşünmüyorum”
Askerin ihtiyacı olan mühimmatın, yedek sistemlerin veya onların sahadaki görevlerini yerine getirebilmesi için gerekli ekipmanların taşınmasının ve bunların bir yerden bir yere naklinin de bazen çok zor olduğuna dikkati çeken Özbarlı, şunları kaydetti:
“Saha şartlarında bunu gerçekleştirebilmek için bir yardımcıya ihtiyacınız oluyor. Genelde bu tip araçlara katır deniyor. Bu aynı zamanda o görevi de görebiliyor. Yani lojistik destek aracı olarak da görev yapabildiği için öndeki takım içerisindeki bazı ekipleri, görevlileri ve askerleri, önceden tanımlanmış kişileri takip ederek, onların ardından yolunu kendisi bularak takımla birlikte hareket edebilme kabiliyeti sağlıyor. Türkiye’de bunun bir örneğinin olduğunu düşünmüyorum ve araştırmalarımıza göre de henüz öyle bir şey yok. Ama yurt dışında bunun çalışmaları devam ediyor, biz de o çalışmaları yapanlardan biri olarak ülkemize hizmet vermeye çalışıyoruz.”
Abdulselam Durdak