Türkiye Elektrikli Araç Sektöründe Stratejik Bir Merkez Haline Gelebilir!
KuveytTürk Yatırım, elektrikli araç sektörü ile ilgili değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaştı. Detaylar haberin devamında...

KuveytTürk Yatırım, "Elektrikli Araç Sektörü" raporunu kamuoyu ile paylaştı.
Detaylar
"Elektrikli Araç Sektörüne Genel Bakış: Elektrikli araçlar (EV), küresel otomotiv sektöründe hızla büyüyen bir segment haline gelmektedir. Düşük karbon salınımı, azalan işletme maliyetleri ve gelişen batarya teknolojileri sayesinde hem bireysel tüketiciler hem de devlet politikaları açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu görüyoruz."
"Elektrikli Araç Türleri: Elektrikli araçlarda 4 temel sınıflandırma görülmektedir. Bunlardan birincisi BEV (Tam Elektrikli Araçlar): Yalnızca batarya ile çalışan araçlar olurken ikincisi FCEV (Yakıt Hücreli Elektrikli Araçlar): Hidrojen yakıt hücreleriyle çalışan araçlar olarak tanımlanmaktadır. Üçüncü olarak HEV (Hibrit Elektrikli Araçlar): İçten yanmalı motor ve batarya kombinasyonuyla çalışan araçlar sınıfına girmektedir. Dördüncü ve son olarak PHEV (Plug-in Hibrit Elektrikli Otomobiller): Harici bir kaynaktan şarj edilebilen hibrit araçlar olarak sınıflandırmayı tamamlamıştır"
Küresel Elektrikli Araç Piyasası:
"Elektrikli Araçlar (EV) Yükselen Güç Olmaya Devam Ediyor: Elektrikli araçlar 20. yüzyılın başlarında oldukça gündemdeyken içten yanmalı motor teknolojisindeki ilerlemeler ve petrol kullanan araçların alım maliyetinin düşük kalması elektrikli araca olan talebin azalmasına sebep oldu. 2000’li yıllardan itibaren teknoloji anlamındaki gelişmelerin yanı sıra petrol fiyatlarının değişkenlik göstermesi ve olağandışı gerçekleşen durumlara karşı kırılganlığın yüksek olması elektrikli araç sektörünü tekrardan gündeme getirdi. Öte yandan sera gazı emisyonunu azaltmaya yönelik çalışmaların başlatılması sektörü canlandıran ana unsurlardan birisi oldu. Son dönemde ise petrol pazarını etkileyen ülkeler arasındaki karışıklığın sebep olduğu kaygılar ve enerji sürdürülebilirliği konularındaki artan farkındalık sektöre olan ilgiyi yeniden canlandırdı. Otomotiv endüstrisinde yapılan büyük yatırımlar ve pil teknolojisinin gelişimi elektrikli araçların popülerliğini artırdı. Bu bağlamda önde gelen otomobil üreticileri elektrikli araçlara yönelik bir çok yeni özellikle farkındalık yaratma adına yoğun bir rekabet halindeler. Bunun yanı sıra çevreye duyarlı politikalar yürüten ülkelerin elektrikli araçlara yönelik verdiği destekle birlikte elektrikli araçlar dünyada büyük ilgi görmeye başladı. Böylelikle, elektrikli araçların erişilebilirliği artarken yükselen güç olmaya devam ediyor."
"Dünya’da Elektrikli Araçların Pazar Payı Artıyor: Elektrikli araçlara olan ilgili küresel anlamda etkinliğini artıyor. Çoğu büyük ülkelerin karbonsuzlaştırma mücadelesi içerisine girmesiyle birlikte yeni politikalar geliştirmesi ve teşviklerle sektörü desteklemesi olumlu sinyaller üretmektedir. Sektörün tarihsel gelişimine bakıldığında; 2020 yılında Covid-19 salgını ve ardından gelen ekonomik gerilemenin otomotiv sektörünü bir miktar olumsuz etkilediği görülmektedir. Buna karşın, EV satışlarının 2019'a göre %43 büyümesi ve küresel elektrikli otomobil pazar payının %4,6 ile rekor seviyeye yükselmesi sektöre olan talebin arttığına işaret etmektedir. 2021 yılında da olumlu hava devam ederken 2022 yılında EV satışları 10 milyonu aşarak rekor seviyelere ulaştı. İlgili dönemde satılan elektrikli araçların toplam içerisindeki payı %14 olarak gerçekleşti (2020’de: %5 – 2021’de: %9). Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) verilerine göre, 2023 yılında küresel elektrikli otomobil satışları 2022’ye göre %35’lik artışla yaklaşık 14 milyon olurken 2024 yılında da büyüme devam ederek 16,6 milyon satış adedine ulaşılmıştır. Bununla birlikte elektrikli araçların toplam içerisindeki payı %21 seviyesine yükseldi (Grafik 1). Özetle; EV pazarı 2020 yılından 2024 yılına kadar her yıl yaklaşık %50 büyüme kaydederek otomotiv sektöründe önemli bir yer edinmiştir. Sektördeki büyümede; enerji sürdürülebilirliği farkındalığının oluşması, pil teknolojisinin gelişimi, devlet teşviklerinin ve çevre duyarlılığının artması etkili olmuştur. Artan rekabet gücünün yanı sıra ülkelerin yeni politikalar ve teşviklerle sektörü desteklemesi sektörün geleceğine dair büyümenin süreceğine işaret etmektedir. IEA’nın 2025 yılı elektrikli araç satışlarının 20,4 milyon ve 2030 yılı satışlarının ise yaklaşık 45 milyon adede ulaşacağı beklentisi sektörün geleceğiyle ilgili belirtilen durumları teyit etmektedir."
Küresel Oyuncular ve Rekabet Analizi:
Elektrikli Araç Pazarında Öne Çıkan Üreticiler:
"Tesla: Küresel lider konumunda. Türkiye’ye resmi olarak giriş yaptı ancak büyük ölçekli üretim planları henüz bulunmuyor. BYD: Çin merkezli üretici, düşük maliyetli ve verimli modelleriyle Avrupa pazarında büyüyor. Türkiye’de fabrika kurmaya hazırlanıyor. Volkswagen, BMW, Mercedes-Benz: Avrupa menşeli markalar, elektrikli dönüşüme büyük yatırımlar yapıyor. Hyundai ve Toyota: Özellikle hidrojen yakıt hücreli araçlar (FCEV) konusunda yatırım yapıyor."
Türkiye’de Elektrikli Araç Pazarı
"2024 yılında Türkiye EV Satışları Güçlü Yükseliş Kaydetti: Globalde teknolojinin gelişmesiyle popüleritesini artıran elektrikli araçların Türkiye’de de etkisini artırdığı görülmektedir. Bu durumun bir yansıması olarak elektrikli araba çeşitlerinde artış yaşanmakta. Aynı zamanda, Dünyanın önde gelen elektrikli otomobil üreticileri ülkemizde faaliyet göstermeye ve yeni modellerini tanıtmaya devam ediyor. Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, Türkiye’de 2024 yılında sıfır otomobil ve hafif ticari araç satışları 2023’e göre %0,5 artışla 1,24 milyon adede ulaşarak tüm zamanların yıllık rekorunu tazeledi. Aynı dönemde tam elektrikli otomobil satışları %52 ile güçlü artış kaydederek 99,5 bin adede yükseldi (Grafik:3). Böylelikle, tam elektrikli otomobillerin toplam satışlar içerisindeki payı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %6,8’den %10,1’e yükseldi. Elektrikli otomobil satışlarının güçlü yükselmesinde 30,1 bin adetlik satışla öncülük eden TOGG, %30’luk pazar payı ile sektörü lider olarak tamamladı (Grafik:4). ODMD’nin 2025 yılı ilk iki aylık verilerine göre, sektördeki büyümenin hızla ilerlediği dikkatleri çekti. 2025 yılının ilk iki ayında toplam elektrikli otomobil pazarı %98,6’lık artışla 16,4 bin adet oldu. Otomobil pazarının içerisindeki elektrikli modellerin payı ise %12,4’e yükseldi."
"Yerli Üreticiler ve Yatırımlar: TOGG: Türkiye’nin ilk yerli elektrikli otomobil markası olarak 2024’te 30,1 bin adet satış gerçekleştirdi ve %30 pazar payına ulaştı. BYD: Türkiye’ye 1 milyar dolarlık yatırım yaparak Manisa’da fabrika kuracak. Bu yatırım, iç pazar ve ihracat dinamiklerini değiştirebilir"
"Türkiye Sektörde Stratejik Bir Merkez Haline Gelebilir: Çin hükümeti ekonomiyi canlandırmak adına bir dizi teşvik paketi açıkladı. Bunlardan otomotiv sektörüne ilişkin olanların başlıcaları; Elektrikli araç satışlarının satın alma vergisinden muaf tutulması ve eski araçlarını getirenlere yeni araç alımlarında 10.000 yuanlık destek sağlanması yönünde. Çin’in Dünya geneli elektrikli araç satışlarının yaklaşık %64’ünü karşıladığı görülmektedir. Sektörün en önemli oyuncularından olan Çinli markaların Avrupa pazarına açılma stratejileri Türkiye’yi cazip bir konuma getirmiştir. Çinli elektrikli otomobil üreticisi BYD ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı arasında imzalanan 1 milyar dolar değerinde yatırım anlaşması sektör adına oldukça önemli bir atılım olarak kayda geçti. BYD tarafından Manisa’da 200 bin kapasiteli fabrika kurulumuna ilişkin ÇED süreci devam ediyor. Öte yandan, Çinli bir kaç şirketin daha yatırımlar için görüşmelerini sürdürmesi rekabetin artması ve pazarın büyümesi adına umut verici. Sektörde adını duyuran şirketlerin Türkiye pazarına girmesi yeni yatırımların kazanımıyla birlikte Türkiye’yi stratejik bir merkez haline getirebilir."
"Türkiye EV Şarj İstasyonları ve Öne Çıkan Şirketler: Son dönemde teknolojik dönüşümün en yoğun yaşandığı alanlardan birisini otomotiv sektörü oluşturmaktadır. Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de elektrikli araçlara geçiş eğilimi hız kazanıyor. EPDK Şarj Hizmeti Piyasası Ocak 2025 raporuna göre; Türkiye’deki AC (Alternatif akım) ve DC (Doğrudan şarj) toplam şarj noktası sayısı 26,9 bin adede ulaştı (Grafik:5). 2024 yılının Kasım ayında bu rakam 26 bin olarak ölçülmüştü. EPDK tarafından 2022 yılında 98 şirkete Şarj İstasyon Ağı İşletmecisi lisansı verilirken bu sayı 2023 yılında 169’a ve 2024 yılında ise 178’e ulaşmıştır. Açıklanan veriler büyüme trendinin sürdüğüne işaret etmektedir. EPDK yayımladığı raporda Türkiye’deki şarj soketi sayısının 2030 yılında yaklaşık 140 bine ve 2035 yılında ise 270 bine ulaşacağı tahmininde bulundu. Türkiye’nin gelecek yatırımlarla birlikte baz senaryosunun gerçekleşmesi ülke ekonomisi adına önem arz etmektedir. Elektrikli araçlara olan eğilimle birlikte elektrikli araç şarj alt yapısına olan yatırımlar hız kazanıyor. Elektrikli araçların ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayabilmek adına şarj istasyonları sektörü önemli atılımlar yapmaktadır. Türkiye’de sektörün gelişimine katkı sağlayan ilk 10 şirketin soket sayısındaki artışlar dikkat çekerken, toplam soket dağılımı Grafik:6’da yer almaktadır. Şarj istasyonları sektöründe birçok şirket faaliyet göstermektedir. Borsa İstanbul’da işlem gören halka açık şirketler dikkate alındığında; Aksa Enerji, Astor Enerji, DCharge (Doğuş Grubu), Eşarj (Enerjisa), Otojet (Oyak Grubu) ve Wat Mobilite (Koç Grubu) şirketlerinin ön planda olduğu görülmektedir. Sektördeki iyileşme ve geleceğe yönelik projeksiyonlarda yükseliş trendinin süreceği beklentisi belirtilen şirketleri ön plana çıkartabilir."
"BYD’nin Türkiye Pazarına Girmesi Rekabeti Artırıyor: Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi olarak bilinen Çinli BYD firmasının Türkiye’de fabrika kurmaya karar vermesi hem Türkiye’de hem de Avrupa pazarında ses getirdi. Kurulacak yeni fabrikanın 5.000 yeni istihdam alanı sağlaması, yerel endüstrileri canlandırarak ülke ekonomisinin büyümesine katkı sunması beklenmektedir. BYD, Türkiye pazarına girerek pazarın en büyük paydaşı olan TOGG’un en büyük rakiplerinden birisi oldu. BYD’nin 1 milyar dolarlık yatırımla Manisa’da kuracağı fabrikanın iç pazarı ve ihracat ağındaki dengeleri değiştirebileceği öngörülüyor. BYD’nin rakiplerine göre üretim maliyetlerindeki kısmi düşük fiyatlamaların TOGG ve benzeri markalarda bir miktar pazar kaybı görülmesine sebep olabilir. Türkiye’nin kendi üretimi olan TOGG alımına ilişkin yerli kullanıcılara düşük maliyetli özel taşıt kredisi imkanı sunması pazar payı kaybını sınırlayabilir. Türkiye, Çin’den üretilen ve ithal edilen otomobiller için uygulanan ilave gümrük vergisi oranını %40’tan %50’ye çıkarttı. BYD, yatırım teşvik belgesini almasıyla birlikte bu vergiden muaf tutuldu. Bununla birlikte, BYD’nin plugin hibrit modeli Seal U DM-i modelinin ÖTV oranı, alınan yeni kararla %80’den %30’a düşerken bu gelişmelerin BYD’nin rekabet gücünü artırdığı söylenebilir. Yurt içindeki köklü firmaların matrahlar güncellenmediği için otomobil satışlarını %80 ÖTV ile gerçekleştirmeleri operasyonlarını bir miktar etkileyebilir. BYD, henüz üretime başlamadan yerli otomobillerden daha düşük fiyata otomobil ithal edip satarak pazar payını artırabilir. Bu durum yurt içindeki köklü firmaları elektrikli araç teknolojisine hızlı adapte olmaya zorlayabilir. Artan rekabet ortamı şirketlerin AR-GE ve inovasyon çalışmalarına daha fazla yatırım yapmak zorunda bırakabilir. BYD’nin Türkiye pazarına girmesiyle fiyat ve kalite açısından rekabetin artması sektör adına dikkat çekicidir. Ayrıca, ses getiren bu atılımı ülkeye yeni yatırımların kazanılması adına önemli bir gelişme olarak öne çıkmaktadır. BYD’nin yapacağı yatırımın ülkeyi küresel elektrikli araç pazarında kilit bir oyuncu konumuna getirerek önemli ekonomik fırsatlar oluşturabilir."
Elektrikli Araç Teknolojilerindeki Son Gelişmeler
"Batarya Teknolojileri: Katı Hal Bataryalar: Lityum-iyon bataryalara kıyasla daha güvenli, hafif ve uzun ömürlü bir çözüm sunuyor. Türkiye’de Batarya Üretimi: Ford Otosan ve ASPİLSAN gibi şirketler batarya üretimine yönelik çalışmalar yürütüyor."
"Otonom Sürüş ve Elektrikli Araçlar: Tesla’nın Full Self Driving (FSD) sistemi gibi gelişmeler, EV’ler için otonom sürüş teknolojisini öne çıkarıyor. Türkiye’de otonom sürüş teknolojilerine yönelik yatırımlar henüz sınırlı."
"Hidrojen Yakıt Hücreli Araçlar (FCEV): Hidrojen bazlı araçlar gelecekte elektrikli araçlara alternatif olabilir. Toyota ve Hyundai gibi üreticiler bu alana yatırım yapıyor. Türkiye’de hidrojen altyapısı henüz gelişim aşamasında."
"Türkiye’de Elektrikli Araç Teşvikleri ve Politikalar: Son dönemde otomotiv pazarında düşüş devam ederken elektrikli otomobil satışlarındaki artış ivmesi dikkat çekiyor. Genel pazardaki düşüşte; ekonomik belirsizliklerin yanı sıra yüksek faiz oranlarının etkisiyle tüketicilerin alım gücünün düşmesinin etkili olduğunu düşünüyoruz. Diğer taraftan elektrikli otomobil artışında ise; yüksek akaryakıt fiyatları ve devlet teşviklerinin yanı sıra batarya teknolojisindeki yeniliklerin tüketici tercihlerini etkilediğini öngörüyoruz. Elektrikli otomobile yönelik çalışmaların ve teşviklerin devam etmesi durumunda satışlardaki iyileşmenin devam edeceğini düşünüyoruz. Opel Türkiye Genel Müdürü Yiğit Yantaç’ın "2025'te Türkiye'deki elektrikli araç pazarında %20'lik bir büyüme öngörüyoruz ve elektrikli araçta toplam pazarın 120 bin adede ulaşacağını öngörüyoruz." ifadesini trendin sürmesi adına kritik buluyoruz. Çin’in, 2025 yılında tarihinde ilk kez elektrikli araç satışlarının içten yanmalı motorlu araçları geride bırakacağını öngörmesi otomotiv dünyasında tarihi bir dönüm noktası olarak nitlendiriliyor. Çin halihazırda yaklaşık %64’lük pazar payı ile sektörde öncü konumda. Çin’in pazar payının büyümesinde BYD’nin etkin rol oynadığı görülmektedir. BYD’nin Türkiye pazarına girmesi ülkeyi küresel elektrikli araç pazarında kilit bir oyuncu konumuna getirebilir. Öte yandan artan rekabetin yanı sıra batarya teknolojisi, AR-GE ve üretim süreçleri gibi alanlarda BYD ve TOGG arasında işbirliği fırsatları oluşabilir. Olası işbirliği TOGG’un ürün kalitesini ve yeteneklerini geliştirebilir. Diğer taraftan önümüzdeki yıllarda da sektöre ilişkin devlet teşviklerinin sürmesini bekliyoruz. Çin’in yeni paketlerle ekonomiyi canlandırmaya çalışması ve Avrupa’nın elektrikli araç kullanımına yönelik teşvik planları hazırlaması bu durumu teyit etmektedir. Çevre duyarlılığı farkındalığının oluşması elektrikli taşıt kullanımını teşvik eden bir diğer ana unsur olmayı sürdürecektir."
"Elektrikli Araç Sektöründeki Riskler ve Fırsatlar: Elektrikli araçlara yönelik popüleritenin artması bir çok yeniliği beraberinde getirse de ülkenin alt yapısı ve üretim yeteneklerinin bu gelişmeye ne kadar olanak sağlayacağı merak konusu. Türkiye’deki ekonomik durgunluğun yanı sıra enflasyon ve faiz oranlarındaki dalgalanmalar tüketicinin satın alma gücünü etkileyen ana unsurlar olmaktadır. Öte yandan ticaret anlaşmazlıkları ve jeopolitik gerilimlerin sürmesi tedarik zincirlerinde aksamalar meydana getirebilir. Bu durum, ithalat ve ihracat politikalarını etkileyebilir. Diğer taraftan Türk otomotiv pazarı hem yerli hem de uluslararası büyük şirketlerin pazar payı için oldukça rekabetçi bir ortam sunmaktadır. Rekabetin artmasıyla kapasite ve arz fazlasının oluşması fiyat indirimlerine sebep olabilir ve düşük kâr marjlarına yol açabilir. Elektrikli otomobil teknolojilerinin gelişmesiyle araçlara bir çok dijital sistemin kurulması da yaygınlaşmıştır. Bu durum güvenlik açısından riks unsuru olabilmenin yanı sıra bilgisayar korsanlığı ve veri ihlallerine karşı savunmasız kalınmasına sebebiyet verebilir. Global anlamda ise ABD Başkanı Donald Trump’ın yönetimi devralmasının ardından EV vergi kredilerinin kaldırılması gibi politika değişikliklerinin gündemde olması sektör adına belirsizlik oluşturuyor. EV vergi kredilerinin kaldırılmasının bu yıl özelinde minumum etkisi olması beklenirken uzun vadede piyasayı etkileyebileceği öngörülüyor. Otomobil üreticisi Volvo, değişen pazar koşullarıyla elektrikli araç taleplerinin büyük pazarlarda yavaşlaması ve Çin’de üretilen araçlara yönelik tarifeler nedeniyle elektrikli araç üretimi planından bir süreliğine vazgeçti. Bunun yanı sıra Ford, Mercedes ve Volkswagen gibi büyük otomobil üreticileri de elektrikli araç planlarını küçültmesi sektörün büyüme hızının yavaşladığına işaret etmektedir. Bu bağlamda elektrikli araçlar gelecek için potansiyel taşıyor olsa da çeşitli sorunlarla baş etmesi gerektiğini düşünüyoruz."