Yeni dünya düzeni…piyasalar ve yeni anormal…gerçek milli ekonomiye geçiş
Globalist kartellerin sonunu getiren bir pandemi yaşandıktan sonra kimi çevreler için önü belirsiz kimileri için de ümit veren bir gelecek söz konusu…PEKİ NELER OLACAK?
Devletleri yöneten(veya yönettiğini sanan) sermaye grupları, devlet kavramı, hanedanlar, askerler ve politikacıların olmadığı, dinlerin ve millet gibi kavramların törpülendiği, para-insan-sermayenin serbest dolaşımı ve nihayetinde robotlar, yarı robot insanlar ve ari ırkların seçme güzel insanlarının sağ kaldığı ve diğerlerinin ölüp, çoğalamayıp, nüfüsun seyreltildiği bir dünya hayal ettiler. Bu işin başındakiler virüs ve parazitlerle insanoğlunun kaderini tayin etmeye çalıştı ve başta grip ailesi olmak üzere, Aids, Lösemi, Otizm, Alzheimer, Parkinson gibi tedavisi zor veya mümkün olmayan bir çok hastalığı yarattılar. 15-20 sene içinde her 10 çocuktan 1 ‘inin otizmli olarak doğacağının konuşulduğu ABD’ de aşılardan civanın çıkarılması otizmli oranları hızla gerilemeye başladı. Türkiye dahil dünyanın diğer ülkelerinde de bu aşılar yıllarca kullanıldı ve bazılarında hala kullanılmaya devam ediyor. Otizmli bir birey aile kuramayacağı ve otizmli çocuğa sahip aile de yeni çocuk sahibi olmayı düşünemeyeceği için, dünya nüfusunu azaltmanın en iyi yolunun bu olduğunu düşündüler. Bu konuda bağışıklık sistemi kuvvetlendirilmesi yöntemiyle, (GcMAF) çözümler sunan, Kanser, AİDS ve Otizm gibi hastalıkların kesin çaresini bulmak üzere araştırmalar yapan Dr.Jeff Bradstreet, 2015 yılında göğsünden vurularak öldürüldü. Konu hakkında intihar raporu bile düzenlenmeye çalışıldı.
ABD ilaç sanayisinin yasa dışı ilan etmesine rağmen başta Japonya olmak üzere bir çok gelişmiş dünya ülkesindeki uzmanlar, Dr.Bradstreet’in hastalar üzerinde %85 oranında iyileştirici özelliği olan bu tedaviyi kabul ederek umut ışığı olarak ilan etmişti. Bu kartellerin istemediği bir şeydi tabii ki…sonuç ölüm oldu. Türkiye’deki üniversitelerin bu konuda yarım kalmış bu çalışmaları hızlı bir şekilde sonuçlandırabilecek teknik altyapı ve bilgiye sahip olduklarını düşünüyorum. Tam Bağımsız Türkiye, bu tür kararlar için araştırmacı ve uzman ekiplere her türlü desteği vermeli ve gerekli korumayı da sağlamalıdır. Pandemi sonrası eğer tüm dünyadan hasta kabul edip şifa dağıtacak ve ekonomik kazanç sağlayacak bir ülke olacağımızı iddia ediyorsak, bu ülkemiz için önemli bir fırsattır.Bu da benden bir öneri olsun.
Şeytan ile ebedi bir anlaşmaya imza atmış, ruhunu şeytana satmış diye ifade edilen sermaye gruplarının başındaki insanlar (ki yakın zamanda pizzagate ve Jeffrey Epstein’in sahibi olduğu Little St. James adası, yeni delillerle dünyada tekrar gündem olacak gibi) karşı oldukları gruba bakarsanız oldukça kalabalık bir düşman grubu seçmişlerdi ve herkes sıranın kendine geleceğinin farkındaydı. İnsan yapısı itibariyle isyankardır, onu hayvanlardan ayıran en büyük özelliklerden birisi de bu belki. Bu şeytani grubun planlarını da tam bu özelliğimiz bozdu ve işbirliği içinde gözüken bazı grupların, isyan edip kontrolü ele geçirip, grubun planlarını bozduğu belli özel yerlerde yazıldı.
Grup ise tam tersi yönde planlar yapıyor, bazı ülkeler ve liderlerini koltuk korkusu ile kontrolde tutmaya çalışıyor Sanki ,eskiden işbirliği içinde olan liderleri kendi halkına linç ettiren de bu şeytanlardan başkası mıydı?
Eninde sonunda savaşı iyi ve doğru işler yapanlar kazanacaktır, Türkiye iyinin ve doğrunun yanında olup, doğru, paylaşımcı ve gerçek bir milli ekonomik model kurmalı ve GLOBALİST KARTELLERİN tüm dünyaya dayattığı tüm eski zincirleri kırmalıdır.
Yaklaşık iki ay önce Libya’da işlerin Türkiye lehine döneceği ve bazı ülkeleri yönlendiren grupların Akdeniz’deki planlarının bozulacağını yazmıştım. Bugün o noktaya gelindiğini tüm dünya kabul ediyor ancak bu bir zafer sarhoşluğu yaratmamalıdır. Özellikle komşu arap ülkeleri, bu konuda diplomatik tezlerle meydanda kazanılanı, masada geri bıraktırma niyetinde olacaklar ve bu konuda şeytani bir uluslararası destek yanlarında olacaktır. Ancak dünya eski dünya değil araplar da elbet bunun farkına varacaklar.
Biraz da ekonomiden bahsetmek gerekirse, ABD tarafında borsalar V şeklinde bir toparlanma yaşadı. İlk para paketi ile beraber herkes olmayacağını söylerken, bunun olacağını çünkü kapitalist sistemin kendini başka türlü kurtaramayacağını söylemiştim. Nerdeyse çöp tahvilleri bile satın alarak piyasaya para basan bir FED söz konusu. Varlık fiyatlarını yüksek tutarak, hayali fiyatlama ile değer yaratan bir bankacılık endüstrisi söz konusu, fiyatlar ancak kısa vadeli servetlerin el değiştirmesi için düşük kalabiliyor ve bu bir kaç haftadan uzun sürmüyor. Son dönemde ABD borsalarını incelerseniz bunu rahatlıkla görebilirsiniz.
Petrol fiyatlarının eksiye geçmesi de bazı OTC piyasalarında çöpe dönen sözleşmeler dolayısıyla servet el değiştirmelerine neden oldu. Şimdi düşen fiyatlarda almadıkları hisse senetlerini, yükselen fiyatlardan Arap ülke fonları alıyor(Acaba talimat ile mi?). Twitter’ın sahibi servetinin çoğunu bağışladığını açıklıyor, Elon Musk her şeyimi satıyorum diyor ve dünya genelinde 1000’den fazla CEO emekli oluyor. Sonrası pandemi ve medyanın taktığı isimle YENİ NORMAL, hayır bu YENİ ANORMAL…çünkü artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Ekonomik model olarak, tabana yayılmış bir kalkınmaya dayalı değil de, kendini tekellere ve paranın sadece belli bir zümrenin elinde toplandığı yapılara teslim eden modellerde, sonuç her zaman yıkım olur. KAPİTALİZM yıllardır her yaşadığı kriz sonrasında, kamu yatırımları eliyle parasal genişleme veya savaş ekonomisi yaratarak bu parayı toplumla paylaşmıştır. Parayı veren her zaman DEVLET olmuş ve parayı her zaman BAZI BÜYÜK SERMAYE GRUPLARINDAN borç almıştır. ABD kamu ekonomik borç yükü 23 trilyon doları aşmıştır. Sürdürülemez borç yükü elmanın içine giren kurtların elmadan büyük olduğu ve birbirini yemek zorunda kaldığı bir durum yaratmıştır.BU KRİZİN NEDENİ DE BUDUR. Borsalar daha da yükselmek istemekte ve FED tarafından yeni para paketleri ve teşvikler beklemektedir. Bir günde yüzde 7-8 lik düşüşler ile gereken mesajlar verilmektedir. FED sıkıştığı noktada nerdeyse aynı miktarda parayı tekrar piyasaya sürecek ve eksi faizleri kullanmak zorunda kalacaktır. ÇÜNKÜ KAPİTALİZMİN KALBİ DURMAK ÜZERE.
Türkiye ise dolara odaklı bir ekonomik modelden çıkmak zorunda, hayatını doları düşürmeye adamış devlet adamları var. İŞLER İYİ OLURSA DOLAR ZATEN DÜŞECEKTİR İŞTE O NOKTADA DEVLET DOLARI DÜŞÜRMEYİP TOPLAYABİLİRSE BAŞARI GELECEKTİR. Dolar uzun vadede TL’ ye göre çok değer kaybedebilir ama şu an, onun olması için gereken adımların atılması zamanı ve herşey o adımlara bağlı.
Gerçek bir milli ekonomi modeli nasıl kurulur? HALK İLE PAYLAŞARAK… Bu modeli önümüzdeki yazımda detaylı olarak anlatacağım.
Ali Bahçuvan (Ekonomist)