ABD'de Kovid-19'a yakalanan Prof. Dr. Ceyhun Elgin'den Türkiye'deki mücadeleye övgü
İSTANBUL (AA) – Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümündeki eğitimininin ardından ABD’de akademik çalışmalarına devam eden Prof. Dr. Ceyhun Elgin, ailesiyle yaşadığı New York’ta Kovid-19’a yakalandı.
Prof. Dr. Elgin, Kovid-19 teşhisi konduktan sonra ailenin yaşadıklarını ve İstanbul’a dönüş hikayelerini AA muhabirine anlattı.
Elgin, doktor olan eşiyle New York’un merkezinde yaşadıklarını ve mart ayında koronavirüsün şehir merkezinde yaygınlaşmasıyla beraber annesi, eşi ve 4,5 yaşındaki kızıyla şehirden uzakta kırsal bir bölgeye yerleşmeye karar verdiklerini dile getirdi.
Kırsaldaki eve yerleştikten sonra eşinde, boğaz ağrısı, yorgunluk, halsizlikle belirtilerin ortaya çıktığını aktaran Elgin, daha sonra annesinde de aynı bulguların görüldüğünü söyledi.
Annesinde ateş ve öksürüğün giderek artmaya başlamasıyla test yapıldığını ve 5 gün boyunca hastanede tedavi gördüğünü ifade eden Elgin, daha sonra kendisinin de hastalığa yakalandığını dile getirdi.
Elgin, ilk zamanlarda ABD’de maske bulmanın kolay olmadığını, eczanelerdeki dezenfektan ve maskenin tükendiğini ifade etti.
“Amerika’da doktor uygun görürse sizi kliniğe çağırıyor”
Kendisinin ve ailesinin stok yaptıkları maskeleri sürekli kullandıklarını ve apartmanın kapısını bile eldivensiz açmadıklarını ifade eden Elgin, şöyle devam etti:
“ABD’de sigortamız vardı ama doktora ulaşmak kolay olmuyordu. Kovid-19 döneminde doktorla önceden bir görüntülü konuşma yapmanız gerekiyor ve uzaktan konuştuktan sonra doktor uygun görürse size test yapmak için kliniğe çağırıyor. Annem 16 Nisan’da hastaneden çıktıktan sonra ben de belirtiler çıkmaya başladı. 20 Nisan’da başlayan 39,5 derece ateşim düşmüyordu. Doktorla internetten telekonferans yöntemiyle konuştum. Doktor, belirtilerin çok benzediğini belirtti ve test için kliniğe gittik. Klinik çevresinde arabadan inmeden bekledik. Hemşireler koruyucu kıyafetlerle geldi ve burna çubuk sokarak test yaptılar. 1-2 gün sonra testin sonucu pozitif çıktı.”
Kendisine Kovid-19 teşhisi konduktan sonra ilaç tedavisi uygulandığını ve evde karantina sürecinin başladığını dile getiren Elgin, şunları anlattı:
“Hayatım boyunca böyle bir hastalık geçirmedim. Kas ağrısını anlatmam mümkün değil. Gece defalarca uykudan uyandıran ayak, kol, kas ağrısı çektiğimi hatırlıyorum. Ateşim 39,5’a çıktığında çok kötü hissediyordum. Su kaybı vücutta olduğu için kalp atışım çok hızlı oluyordu. Bol su içmeye çalışıyordum ve ilaçlarımı düzgün bir şekilde kullandım. 4 gün boyunca 39,5 derece ateşim sürdü daha sonra 3-4 gün hastalık devresi sürdü. Terleme çok oluyordu. Öksürük ve nefes sorunu olmadı ama kalp atışlarım çok hızlıydı. Hastalık boyunca ateş ve yorgunluk altında yaklaşık 5 kilo verdim. İyileştikten sonra şehir merkezi New York’ta da test yaptırdık ve Kovid-19 testi negatif çıktı.”
“Ordu’da karantina sürecinde çok iyi bakıldık”
ABD’de pandemi sürecinde yaşanan olayları da anlatan Prof. Dr. Elgin, New York’ta toplu taşıma araçlarına binmenin virüsün bulaşmasında önemli rolü olduğunu söyledi.
Kovid-19’u ailece atlatmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Prof. Dr. Elgin, “Kovid-19 olmam hayatın ve sağlığın ne kadar önemli olduğunu hatırlattı. Kovid-19 hastalığı hayata pozitif bakmak gerektiğini öğretti.” dedi.
Elgin, hastalığı yendikten sonra yurda geldiklerini belirterek, İstanbul’a dönüş hikayelerini şöyle anlattı:
“ABD’den Türkiye’ye 11 Haziran uçuş biletimiz vardı ama uçuşların iptal olacağı belliydi. O sıralarda yavaş yavaş tahliye uçuşları yapılmaya başlandı. Nisan sonundaki tahliye uçuşlarına antikor testi sonucu nedeniyle binemedik. Çünkü antikor sahibi olunca etrafınıza bulaştırma riskiniz düşük oluyor. 15 Mayıs gibi de yeniden Türkiye’ye uçuş yapılacağı duyuruldu. Türk Hava Yolları’nın New York acentesine mail atınca sırayla vatandaşların bilet almaları sağlanıyordu. 15 Mayıs’ta Türkiye’ye gelmek için uçak biletimizi aldık. Uçak doluydu. Biletlerde New York – Ankara yazıyordu ama uçağın nereye döneceği belli değildi. Ankara’ya giderken anons yapıldı ve Ordu-Giresun Havalimanına inildi. Biz Ordu’daki yurtlara yerleştirildik. Ordu Üniversitesi kampüsü içerisinde Kredi ve Yurtlar Müdürlüğüne bağlı yurtlarda kaldık. Ordu’da karantina sürecinde çok iyi bakıldık. Teşekkür mailini de gönderdim.”
“Annemin 5 günlük hastane faturası yaklaşık 30 bin dolar”
Türkiye’ye geldikten sonra pandemi süreciyle ilgili ülkenin çok iyi bir sınav verdiğini gördüğünü ifade eden Prof. Dr. Elgin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Pandemi süreci sosyal devlete olan ihtiyacı ve sağlık hizmetinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Dünyada uzun yıllardır Türkiye de dahil olmak üzere sağlık sistemi sosyal devletin bir parçası olarak görülüyor. ABD’de ise devlet hastanesi diye bir kavram yok her şey özel sektöre bağlı. Devlete bağlı üniversite hastanesi var ama bu hastaneler de özel. Dolayısıyla özel sağlık sigortası yoksa iş verenlerin de orada size sağlık sigortası yapma yükümlülüğü de yok.
Ülkelerde pandemi ortamında sağlık sisteminin önemi daha çok anlaşılıyor. Bizim sigortamız var ama annemin seyahat sigortası pandemi de geçerli olmadığı için ABD’de bizden çok yüksek bir ücret istendi. Annemin 5 günlük hastane faturası yaklaşık 30 bin dolar. Ambulansla klinikten hastaneye götürülmesinin bile masrafı var. Türkiye’de 112’yi arıyorsunuz ambulans hastaneye sizi ücretsiz götürüyor ama ABD’de ambulans sistemi de özel sektör tarafından sağlanıyor. Türkiye’de alınan tedbirler ve sağlık çalışanlarının pandemideki çalışması çok başarılıydı. Sokağa çıkma kısıtlamalarının da bulaşma riskinin kontrol altına almasında etkisi olduğunu düşünüyorum.”
Muhabir: Lale Bildirici