Filistin yönetiminin İsrail'le güvenlik iş birliğini yeniden başlatmasının ardında hangi nedenler yatıyor?
RAMALLAH (AA) – Filistin Sivil İşler Bakanı Hüseyin eş-Şeyh’in 17 Kasım’da yaptığı açıklamayla, “İsrail’in daha önce imzalanan anlaşmalara bağlılığını teyit eden resmi yazılı ve sözlü mesajlarına dayanarak, İsrail ile ilişkilerin 19 Mayıs’tan önceki haline döneceğini duyurmasının” ardından, bu kararın ardında yatan sebepler tartışılmaya başlandı.
Biden’e mesaj
“Yabous” Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Süleyman Bişarat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Filistin’in İsrail’le güvenlik iş birliğini kesme kararının, zamana bağlı bir karar olduğunu, Biden’in seçimleri kazanması ve ABD’de yönetimin değişmesiyle bu sürenin dolduğunu söyledi.
Bişarat, “Filistin, yeni ABD yönetimiyle yeni bir aşamaya girerken İsrail’le mücadele halinin devam etmesini değil bilakis, anlaşmalara bağlı olduğu ve yeni ABD yönetimiyle temasa geçmeye hazır olduğu mesajını vermek istiyor.” dedi.
Mali ve siyasi sebepler kararda etkili oldu
Güvenlik iş birliğine yeniden dönülmesi kararının ardında, İsrail’in topladığı vergileri Filistin tarafına iletmemesi ve bunun memur maaşlarına yansımasıyla zuhur eden ekonomik darboğazın yattığını savunan Bişarat, bu kararla ABD yönetiminin, Filistin’e yeniden maddi destekte bulunmasının umut edildiğini kaydetti.
Bişarat, Filistin yönetimini bu kararı almaya iten nedenlerden bir diğerinin, “başta memurlar olmak üzere halkın her kesiminde ekonomik sıkıntılar nedeniyle oluşan öfkeyi absorbe etmek ve yönetimin değiştirilmesi planlarının önünü kesmek” olduğunu ifade etti.
“İlhak meselesinin artık gündemde olmadığı düşünülüyor”
Birzeit Üniversitesi Siyasi Bilimler Profesörü Cihad Harb ise kararın sebebine ilişkin “Filistin yönetimi, İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak kararının artık gündemde olmadığını düşünüyor. Zira İsrail artık bundan söz etmiyor ve Trump yönetimi de normalleşme anlaşmaları sonrası ilhak kararının ertelendiğini açıklamıştı.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’de Biden’in seçimleri kazanmasının sözde barış planı “Yüzyılın Anlaşması”nın hayata geçirilmesi konusunda yaşanan korkuları ortadan kaldırdığına işaret eden Harb, İsrail’le ilişkilerin kesilmesine götüren sebepler ortadan kalktığı için bu kararın alındığını söyledi.
Kararın ekonomik boyutuna dikkati çeken Harb, Filistin ekonomisinin çökmenin eşiğine geldiğini, İsrail’in de mali krizin devam etmesinin bir çatışmaya sebebiyet vermesi ihtimalini göz önünde bulundurarak ilişkilerin yeniden eski haline dönmesini gerekli gördüğünü dile getirdi.
Harb, “Bu karar, bir ihtiyaç ve zorunluluk olmasının ötesinde Filistin için ne bir yenilgi ne bir zaferdir.” diye konuştu.
Müzakere koşullarının iyileştirilmesi hedeflendi
El-Halil Üniversitesi Siyasi Bilimler Bölümü öğretim görevlisi Bilal eş-Şubeki, Filistin yönetiminin, güvenlik iş birliğini keserek, İsrail’le müzakere koşullarını iyileştirmeyi amaçladığını savundu.
“Filistin yönetimi ilk günden beri, şartlar değişirse ilişkilerin yeniden eski haline dönmesi ihtimalini masada tuttu ve şimdi de şartların değiştiğini düşünüyor.” diyen Şubeki, Filistin yönetiminin elinde çok fazla baskı ve güç kartı olmadığını ancak ilhakın durması gibi şartları dayatmak için çalıştığını vurguladı.
Filistin yönetimi, 17 Kasım’da yaptığı açıklamada, İsrail’le güvenlik iş birliğine yeniden başlayacağını bildirmişti.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 19 Mayıs’ta, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’da yer alan yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri ve Ürdün Vadisi’ni “ilhak” planının ardından Filistin yönetimi ve Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ), İsrail ve ABD ile imzaladığı güvenlik dahil tüm anlaşmalardan çekildiğini açıklamıştı.