İsviçre'yi AB ile ilişkilerde 'Brexit' benzeri zorlu süreç bekliyor
CENEVRE (AA) – Nüfusu 8,6 milyona ulaşan ve 26 kantondan oluşan İsviçre, ülkede sık sık yapılan referandumlar aracılığıyla doğrudan demokrasi ile yönetiliyor.
İsviçre’de yaşayan her dört kişiden biri göçmen. Ülkedeki 2,1 milyon yabancı uyruklu nüfusun yüzde 68’ini Avrupa Birliği ile İzlanda, Norveç ve Lihtenştayn vatandaşları oluşturuyor. Çoğunluğu Almanca konuşulan kantonlarda olmak üzere İsviçre’de 130 bin civarında Türk yaşıyor.
Dünyanın en zengin ülkeleri arasında bulunan İsviçre’de bazı kesimler zaman zaman göçmen karşıtı çıkışlar yapıyor. 2019 Ekim ayında yapılan seçimlerde yüzde 25,6 oy ile yeniden birinci parti olan sağcı İsviçre Halk Partisi (SVP) de bunlardan biri. Nitekim hafta sonu yapılan referandumda AB ile serbest dolaşımı sonlandırma teklifine de SVP öncülük etti. SVP ve teklifi destekleyen diğer kesimler, kontrolsüz ve orantısız bir göç yaşandığını, iş fırsatlarının ve yüksek maaşların tehdit altında olduğunu, bu adım sayesinde İsviçre’nin sınırlarını koruyacağını ve göçmen akışının kontrol edileceğini belirtiyordu.
Karşı çıkanlar ise teklifin kabul edilmesi durumunda İsviçre ekonomisinin zarar göreceğini ve AB ülkelerinde yaşayan yaklaşık 450 bin İsviçre vatandaşının serbest dolaşım hakkının elinden alınacağını savunuyordu.
“Swissexit” gerçekleşmedi
Kamuoyu araştırmalarının da öngördüğü şekilde referandumda oy kullanan seçmenlerin yüzde 61,7’si teklifi reddetti. Teklif, ülkedeki 26 kantonun sadece 4’ünde destek gördü. Fransızca konuşulan kantonlar teklife en fazla “hayır” oyuyla karşı çıkarken, İtalyanca konuşulan Ticino kantonu ve Almanca konuşulan kırsal kesimlerdeki bazı küçük kantonlar ise “evet” oyu kullandı. Böylelikle 1999 yılında AB ile imzalanan Kişilerin Serbest Dolaşımı Anlaşması’nı (AFMP) sona erdirmeyi amaçlayan girişim başarısızlıkla sonuçlandı.
Ülkede yayın yapan bazı medya kuruluşları ise pazar günü yapılan referandumu Brexit ile kıyaslayarak “Swissexit” olarak tanımladı.
Nitekim, referandum öncesi teklifin kabul edilmesinin Brexit’ten daha kötü bir sonuç doğuracağı uyarısında bulunan İsviçre Adalet Bakanı Karin Keller-Sutter, referandum sonucundan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
“SVP için en büyük fiyasko”
Seçim sonuçlarını değerlendiren bazı haber siteleri, “halkın SVP’nin suratına tokat attığını” yazdı. İsviçre’nin ulusal yayın yapan tek ve en büyük gazetesi Blick, sonuçları, “Parlamentodaki en büyük parti için 2007’den bu yana en büyük fiyasko” olarak niteledi. The Neue Zürcher Zeitung (NZZ) gazetesi ise sonucu “SVP için acı yenilgi” başlığıyla duyurdu.
Seçimlerin sonucuna bakıldığında göçmen karşıtı propagandaların İsviçreliler nezdinde kabul görmediği anlaşılıyor. Halk, tüm olumsuz görüşlere rağmen AB üyesi komşularına ihtiyaç duyduğunun giderek daha fazla farkına varıyor.
İsviçre Şengen bölgesine ise 2005’te katılmış ve AB üyesi ülkelerle serbest dolaşım başlamıştı.
Bununla birlikte, 2014’te yapılan referandumda seçmenler, AB’den gelecek işçilere sınırlama getirilmesini kabul etmiş, böylelikle serbest dolaşım kısmen de olsa kısıtlanmıştı.
AB ile ilişkiler şimdi nasıl olacak?
AB, referandum öncesinde İsviçre’nin serbest dolaşımı sonlandırması durumunda ticaret anlaşmasının da biteceği yönünde uyarıda bulundu. Serbest dolaşım sonlandırılmadı ancak İsviçre Federal Konseyi, bu hassas dosyayı ekim ayı ortasında yeniden ele almak ve AB ile çerçeve anlaşmasını yeniden müzakere etmek istiyor.
Adalet Bakanı Keller-Sutter, pazar günü yaptığı açıklamada, İsviçre’nin AB ile ilişkilerindeki konumunu gelecek birkaç haftada belirleyeceğini bildirdi.
Diğer yanan, İsviçre Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis’in AB ile başmüzakereci olmak için Bakanlık düzeyinde bazı düzenlemeler yapacağı belirtiliyor.
Başkent Bern’deki bazı uzmanlar, müzakereleri yürüten İsviçre Devlet Sekreteri Roberto Balzaretti’nin müzakerelerde başarısız olduğu gerekçesiyle Cassis’in böyle bir adım attığı yorumunu yapıyor.
Çerçeve anlaşma ne zaman imzalanacak?
İsviçre hükümeti ile AB arasındaki ilişkileri yeniden düzenleyen çerçeve anlaşmaya ilişkin müzakereler iki yıldır devam ediyor. Federal Konsey, AB ile çerçeve anlaşması konusunda oldukça temkinli davranırken, Brüksel ise daha fazla vakit kaybetmeden kısa zamanda imzalanması çağrısında bulunuyor. Bununla beraber anlaşmanın “İsviçre’nin egemenliğini ihlal ettiği” gerekçesiyle parlamentoda veya yapılacak referandumda bu anlaşmanın asla kabul görmeyeceğine kesin gözüyle bakılıyor.
AB ile ilişkilerde zorlu süreç bekleniyor
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, referandum sonuçlarını İsviçre-AB ilişkileri açısından memnuniyetle karşıladı ve kendisini tebrik etmek için İsviçre Konfederasyon Başkanı Simonetta Sommaruga ile yakın zamanda bir görüşme yapacağını bildirdi.
Leyen, her ne kadar referandum sonucundan memnuniyet duysa da İsviçre Federal hükümetinin tüm partiler ile halkın desteğini almak ve sürecin sona ermesi için “zamana oynaması” bekleniyor.
Pazar günü İsviçre belki “Swisexit”in eşiğinden döndü ama İsviçre-AB ilişkilerinde “Brexit” benzeri oldukça zorlu bir süreç bekleniyor.