İtalyanlar salgının yeni dalgası karşısında hem endişeli hem de ihtiyatlı
ROMA (AA) – Avrupa’da, Kovid-19 salgınının ilk ve en ciddi oranda etkilediği yer İtalya, son günlerde salgının ikinci dalgasında, ilkine göre daha yüksek vaka sayılarıyla karşı karşıya.
Vakalardaki hızlı yükseliş, endişeleri arttırırken; hükümet mümkün olduğunca bütünüyle kapanmayı gerektirmeyen önlemleri tercih ediyor.
Ekonomik olarak yılı geçen seneye göre büyük zararla kapatan işletmeler de ikinci dalgayı, yeni tedbirlerle geçirme ve kendilerini koruma derdinde.
AA muhabiri, başkent Roma’nın işlek muhitlerindeki işletme sahiplerinin nabzını tuttu.
“2021 baharına güveniyoruz”
Başkentin merkezi tren garı Termini’nin yanı başında işlek bir konumda olan NH Collection Palazzo Cinquecento Oteli’nin Genel Müdürü Salvatore Trani, salgının olumsuz etkilerini fazlasıyla hissettiklerini belirterek, “Biz de biraz Kovid-19’un ceremesini çektik. Bunun için sadece ciromuzda, geçen yıla göre yüzde 80’lik düşüşe bakmak ve halen belirsiz olan mevcut durumun, bizim sakinlememizi sağlayacak şekilde gitmediğini düşünmek yeterlidir.” dedi.
Trani, son önlemlerin olumlu yanı bulunduğuna işaret ederek, “Misafirlerimizi ağırlamada uygulamaya koyduğumuz protokoller, standartlarda yapılan 700’ü aşkın değişikliğin otellerimizi kesinlikle daha da güvenli hale getirdiğini söyleyebilirim.” diye konuştu. Trani, şu ifadeleri kullandı:
“Geleceğe endişeyle ama aynı zamanda kuvvetli bir iyimserlikle bakıyoruz. Çünkü kısa sürede yeniden uluslararası düzeyde müşterilerimizi ağırlayacağımıza inanıyoruz. Aynı şekilde Türk misafirlerimizi de kollarımız açık şekilde bekliyoruz. Kısa sürede yeniden harekete geçeceğimize inanıyoruz. 2021 baharına güveniyoruz. Muhtemelen her şeyin yeniden başlaması için halen biraz zamana ihtiyaç var. Güvenle ve seyahat etme isteğinin getirdiği bilinçle yeniden başlayacağımızı düşünüyorum.”
Trani, bahar dönemindeki gibi bir kapanma, karantina hali olacağını düşünmediğine işaret ederek, “Gezginler, güçlü şekilde yeniden seyahat etmeye başlamak istiyor, bu da haliyle bizim iyi şeyler ümit etmemizi sağlıyor. Yönergeler de bizim umutlarımızı artırıyor. Alınan önlemler, yeni vaka sayılarını kontrol altında tutma konusunda işliyor gibi. Yeni bir karantina olmayacağına güveniyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Sadece aşıyla mümkün olabilir”
Roma’da lüks otellerin bulunduğu Via Veneto Caddesi ile tarihi İspanyol Merdivenleri arasında bulunan Vladimiro restoranının sahibi Vladimiro Bruno da Kovid-19 salgının yol açtığı bu kriz halini, daha önce hiç görmediğini söyledi.
Bruno, 1992’den beri başında bulunduğu işletmesinde insanlarla temas halinde olmanın önemine işaret ederek, şunları söyledi:
“Ama şimdi adeta bir savaş hali gibi ki, daha önce hiç böyle bir şey yaşamadım. Gerçekten çok zordayız. Turistik Via Veneto Caddesi’ne yakın bir yerdeyiz ve burada Roma’nın önde gelen otelleri ya kapalı ya da yüzde 10 kapasiteyle çalışıyor, doğal olarak biz de bu krizi hissediyoruz. Bizim kaynaklarımız, bizi ne zamana kadar ayakta tutabilir bilemiyorum. Bizim hükümetten laftan ziyade bir yardım görmeye ihtiyacımız var.”
Geleceğe yönelik beklentilerine ilişkin ise Bruno, “Ben bu noktada, aşıya inanıyorum. Eğer 3-4 ay içinde etkisini gösterirse, Kovid-19 biter. Bu sadece aşıyla mümkün olabilir. Kim evden ‘acaba bana virüs bulaşır mı’ korkusuyla çıkmak ister ya da tam tersi. Eğer aşı olursa, hepimiz aşı olursak daha huzurlu oluruz, öyle değil mi?” diye konuştu.
Bruno, restoranında hükümetin aldığı son tedbirleri, en güncel haliyle müşterilerinin rahatını da gözeterek aldıklarını vurguladı.
“Turist yoksa birinci derece para kazandığınız kaynak da yok”
Roma’nın merkezindeki dünyaca ünlü Trevi Çeşmesi’ndeki “News Cafe”nin sorumlusu Cristian Russo da şunları söyledi:
“17 yıldır burada çalışıyorum. Biliyorsunuz, burası Trevi Çeşmesi’nde ve ben hiçbir zaman için böyle bir kriz görmedim. Ne Fransa’daki terör saldırılarında ne de 2001’deki İkiz Kulelere yönelik terör saldırılarından sonra gördüm böyle bir şey. Geçen yıla göre, ciroda yüzde 80’e yakın bir kayıp söz konusu. Roma’nın merkezinde her şey turizm odaklı. Bizimki gibi işletmeler için turist yoksa birinci derece para kazandığınız kaynak da yoktur.”
Marttan bu yana arka arkaya kısıtlamaların geldiğine, bu nedenle de endişeleri olduğuna dikkati çeken Russo, “İnsanlar, nasıl davranacaklarını bilmiyor. Bu nedenle riske etmek, bara, restoranlara gitmek istemiyorlar. Evde kalmayı tercih ediyorlar. Bu yüzden bizim işlerimizde güçlü bir düşüş var.” dedi.
Russo, hükümetin açıkladığı son tedbirlerde ayakta tüketimin yasaklandığını hatırlatarak, “Evet, 18.00’dan sonra sadece masalara servis yapabiliyoruz. İtalyan adetlerini biliyorsunuz; barın tezgahından hemen bir kahve ya da başka bir şey içip gidilir. Şimdi bu önlemlere alışmak, hem biz çalışanlar için hem de müşterilerimiz için biraz zor bir durum. Olağanüstü bir durumla karşı karşıyayız.” ifadesini kullandı.
Avrupa’da ve genel olarak salgına ilişkin durumu iyimser bulmadığını dile getiren Russo, “Şu ana kadar dayandık. Dayanabildiğimiz müddetçe de dayanacağız. Geleceğe de güvenle bakmalıyız.” dedi.