Piyasalar Haftayı Satıcılı Seyirle Tamamladı
ABD piyasaları, kısa işlem haftasını satıcılı seyirle tamamladı. Detaylar haberin devamında...
Bengüsu Ogelman
Yayınlama Tarihi: 21.04.2025 12:45
—
Son Güncelleme: 21.04.2025 12:45
Geçtiğimiz Cuma günü piyasalarda neler oldu?
Geçtiğimiz Cuma günü küresel piyasalar Paskalya tatili sebebiyle kapalıydı. Kısa işlem haftasını ABD piyasaları satıcılı seyirle tamamladı. Haftalık bazda Dow Jones ve Nasdaq endekslerinde düşüşler %2’yi aşarken, S&P 500 endeksi %1,5 geriledi. Tarifelerin devreye alındığı 2 Nisan tarihinden itibaren ise S&P 500 endeksi yaklaşık %7 değer kaybederken, Dow Jones ve Nasdaq endekslerindeki düşüş bu seviyeyi aştı.
Bu arada, önceki hafta ABD tahvillerinin piyasalarda riskli varlık muamelesi görmesiyle tahvil faizlerinin sert yükselişler kaydettiğini gözlemlemiştik. Tahvil faizlerinde öne çıkan volatilitenin, Çin ve Japonya gibi yüklü miktarda ABD hazine tahvili bulunduran ülkelerin, ABD’nin tarife uygulamalarına misilleme olarak bu menkul kıymetlerde yaptığı satışlardan kaynaklandığı düşünülüyor. En fazla ABD hazine tahviline sahip olan ülke 1,1 trl dolar ile Japonya olarak öne çıkıyor. Japonya’nın ardından da 761 mlr dolar ile Çin geliyor. Özellikle Çin’in sahibi olduğu ABD tahvillerini halihazırda silah olarak kullandığı yönündeki görüşler öne çıkıyor.
Öyle ki, son dönemlerde EURUSD paritesinde görülen yükselişe ek olarak Almanya 10 yıllık tahvil faizlerinde görülen gerilemenin de Çin hükümetinin elindeki ABD tahvil stoğunu azaltıp Avrupa varlıklarına geçiş yapmasından kaynaklandığı tahmin ediliyor. Ancak, bir kesim de böyle bir hamlenin Çin ekonomisine zarar vereceğinden tercih edilmeyeceğini belirtiyor. Çünkü, mevcut konjönktörde, Çin’in söz konusu varlıklarda yüklü satışlar yapması, ülkenin yatırımlarından zarar etmesine neden olurken, yuanda da değerlenmeye yol açacaktır. Bu da ABD’nin korumacı politikalarının piyasalara ve küresel ekonomiye yön verdiği ortamda Çin’in korunaklı kalma hedefiyle çelişecektir. Japonya cephesinde ise esasında, muhalefetten gelen önerilere karşın, yetkili otoriteler ABD tahvil stoğunu bir silah olarak kullanılmaması gerektiğini vurguluyorlar. Fakat, Japonya hükümetinden ziyade ülkedeki hayat sigortası şirketlerinin söz konusu satışlarda ülkenin Çin’den daha büyük rolü olduğu düşünülüyor.
Bir diğer olasılık olarak da Avrupa’daki ve Japonya’daki emeklilik fonlarının uzun vadeli ABD tahvillerinden Avrupa tahvillerine geçmiş olabileceği yönünde beliriyor. Diğer yandan, 13 Nisan 2022’de $8,97 trl ile zirve seviyeye ulaşan Fed bilançosu son durumda $2,24 trl küçülerek $6,73 trl’a geriledi. Net likidite azaltımı bu süreçte bilançonun gösterdiğinin %15’i oranında gerçekleşti.
(Kaynak: Halk Yatırım 21 Nisan Piyasa Bülteni)
Geçtiğimiz Cuma günü küresel piyasalar Paskalya tatili sebebiyle kapalıydı. Kısa işlem haftasını ABD piyasaları satıcılı seyirle tamamladı. Haftalık bazda Dow Jones ve Nasdaq endekslerinde düşüşler %2’yi aşarken, S&P 500 endeksi %1,5 geriledi. Tarifelerin devreye alındığı 2 Nisan tarihinden itibaren ise S&P 500 endeksi yaklaşık %7 değer kaybederken, Dow Jones ve Nasdaq endekslerindeki düşüş bu seviyeyi aştı.
Bu arada, önceki hafta ABD tahvillerinin piyasalarda riskli varlık muamelesi görmesiyle tahvil faizlerinin sert yükselişler kaydettiğini gözlemlemiştik. Tahvil faizlerinde öne çıkan volatilitenin, Çin ve Japonya gibi yüklü miktarda ABD hazine tahvili bulunduran ülkelerin, ABD’nin tarife uygulamalarına misilleme olarak bu menkul kıymetlerde yaptığı satışlardan kaynaklandığı düşünülüyor. En fazla ABD hazine tahviline sahip olan ülke 1,1 trl dolar ile Japonya olarak öne çıkıyor. Japonya’nın ardından da 761 mlr dolar ile Çin geliyor. Özellikle Çin’in sahibi olduğu ABD tahvillerini halihazırda silah olarak kullandığı yönündeki görüşler öne çıkıyor.
Öyle ki, son dönemlerde EURUSD paritesinde görülen yükselişe ek olarak Almanya 10 yıllık tahvil faizlerinde görülen gerilemenin de Çin hükümetinin elindeki ABD tahvil stoğunu azaltıp Avrupa varlıklarına geçiş yapmasından kaynaklandığı tahmin ediliyor. Ancak, bir kesim de böyle bir hamlenin Çin ekonomisine zarar vereceğinden tercih edilmeyeceğini belirtiyor. Çünkü, mevcut konjönktörde, Çin’in söz konusu varlıklarda yüklü satışlar yapması, ülkenin yatırımlarından zarar etmesine neden olurken, yuanda da değerlenmeye yol açacaktır. Bu da ABD’nin korumacı politikalarının piyasalara ve küresel ekonomiye yön verdiği ortamda Çin’in korunaklı kalma hedefiyle çelişecektir. Japonya cephesinde ise esasında, muhalefetten gelen önerilere karşın, yetkili otoriteler ABD tahvil stoğunu bir silah olarak kullanılmaması gerektiğini vurguluyorlar. Fakat, Japonya hükümetinden ziyade ülkedeki hayat sigortası şirketlerinin söz konusu satışlarda ülkenin Çin’den daha büyük rolü olduğu düşünülüyor.
Bir diğer olasılık olarak da Avrupa’daki ve Japonya’daki emeklilik fonlarının uzun vadeli ABD tahvillerinden Avrupa tahvillerine geçmiş olabileceği yönünde beliriyor. Diğer yandan, 13 Nisan 2022’de $8,97 trl ile zirve seviyeye ulaşan Fed bilançosu son durumda $2,24 trl küçülerek $6,73 trl’a geriledi. Net likidite azaltımı bu süreçte bilançonun gösterdiğinin %15’i oranında gerçekleşti.
(Kaynak: Halk Yatırım 21 Nisan Piyasa Bülteni)
