Akciğer hastalıkları koronavirüsün daha ciddi seyretmesine neden oluyor
İSTANBUL (AA) – Koç Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Benan Çağlayan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kovid-19’un akciğer üzerine etkilerinin değişken olduğunu belirterek, hiçbir belirtisi olmayan, hastalığı ayakta geçiren birçok kişide bile akciğer filmi ya da bilgisayarla tomografi çekildiğinde, akciğerde az da olsa hastalığa bağlı bazı bozulmalar olduğunu aktardı.
Zatürre alanlarının yaygınlığına bağlı olarak hastalığın belirtileri ile şiddetinin de arttığını vurgulayan Çağlayan, başlangıçta hastalığın genel belirtisi olan yüksek ateş ve daha sonra akciğer tutulumuyla birlikte öksürük şikayetlerinin görüldüğünü, hastalık ilerledikçe, öksürüğün şiddetinin arttığını ve buna nefes darlığının eklenmesinin söz konusu olabildiğini, yaygınlığın daha da artmasıyla hastanın efor, hatta daha ileri dönemlerde istirahat sırasında nefesle ilgili sıkıntı yaşayabildiğini anlattı.
Prof. Dr. Çağlayan, akciğerde ortaya çıkan virüse bağlı harabiyetin, oksijenin akciğer tarafından alınarak kana geçirilmesinde yetersizlik ortaya çıkardığını ifade ederek, bunun da hastanın kanında oksijen seviyesinin düşmesine neden olduğunu, bu düşme kritik bir noktaya geldiğinde de yoğun bakım ihtiyacının ortaya çıkabileceğini kaydetti.
Yoğun bakıma alınan hastanın gerekirse yapay solunum cihazlarına bağlandığını, kandaki oksijen düzeyinin hayatı idame ettirecek düzeylere çıkartıldığını anlatan Çağlayan, şöyle devam etti:
“Bazı hastalarda ne yazık ki yaşamı devam ettirecek oksijen seviyelerine kolay kolay tekrar ulaşılamamakta ve hasta kaybedilmektedir. Burada etken olan faktör nedir? Neden bazı hastalar iyileşmiyor? Bunu tam olarak bilemiyoruz bugün için bildiğimiz bazı risk faktörleri var. Bu risk faktörlerinin en başında ileri yaş geliyor. İleri yaş derken 60, hatta 65 yaşın üstünü kastediyorum. Yaş arttıkça risk daha çok artıyor. Bu elde edilen deneyimlerden çıkardığımız sonuç. Bunun yanı sıra hastalarda var olan diğer kalp ve akciğer hastalıkları, damar hastalıkları da yine hastalığın daha ağır seyretmesine, akciğer belirtilerinin daha ciddi olmasına yol açıyor. Bunların başında hipertansiyon, diğer kalp hastalıkları, şeker hastalığı olduğunu da biliyoruz. Akciğer hastalıkları açısından baktığımda kronik solunum yetersizliğine neden olmuş KOAH’ın da bir risk faktörü olduğunu söyleyebilirim. Yine bunun yanı sıra şiddetli astım ve diğer kronik akciğer hastalıkları da koronavirüs enfeksiyonun daha ciddi seyretmesine neden olabilir. Bu nedenle en önemli nokta bu tür kronik akciğer rahatsızlıkları olanların henüz bir koronavirüs enfeksiyonu söz konusu değilken altta yatan bu hastalıklarının tedavisini düzenli götürmeleri ve olası bir enfeksiyon durumunda en azından olabildiğince akciğerlerinin bu enfeksiyona hazırlıklı yakalanmasını sağlamalarıdır.”