Güney Kore'nin Kovid-19 başarısının sırrı test, takip ve tedavi yöntemleri
ANKARA (AA) – Güney Kore Dışişleri Bakan Yardımcısı Kim Gunn, AA muhabirine, Güney Kore’nin Kovid-19’la mücadelesine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Salgınla mücadelede şeffaflık ve sivil katılım ilkelerine bağlı kaldıklarını vurgulayan Kim, “Yaklaşımımızın merkezinde, pozitif vakaları doğrulamak için 3T’leri takip ettik. Salgının artmasını önlemek için Kovid-19 görülenlerin temaslarını titizlikle takip edip ve en erken aşamada tedavilerini yapmaya çalıştık.” dedi.
Kim, Güney Kore’de geniş çaplı tanısal tarama ve titiz epidemiyolojik araştırmalarla vakaları erken saptamaya öncelik verdiklerini, ülke genelinde tarama istasyonları kurduklarını, günde yaklaşık 20 bin kişiye test yaptıklarını ve testlerin ücretsiz olduğunu belirti.
2015 yılında ortaya çıkan MERS salgını sonrasında kurulan temas takip yöntemleri ile Kovid-19’da teyit edilen vakaların temaslarını aktif olarak takip ettiklerini söyleyen Kim, Kovid-19 tedbirleri ve salgına dair bilgilerin hızlı bir şekilde duyurulduğunu, böylece virüs tespit edilen kişilerle irtibatı olanların da kendi inisiyatifleriyle test yaptırdıklarını ifade etti.
Kim, Kovid-19 hastalarının tedavisi için yatak kapasitesini artırdıklarını ve sadece koronavirüs hastalarının kalacağı hastaneler oluşturduklarını kaydetti.
Hastaları sağlık durumlarına göre 4 gruba ayırdıklarını söyleyen Kim, “Tıbbi kaynakları verimli bir şekilde tahsis ettik ve aşırı şiddetli belirtileri olan hastaların tedavisinde önceliği sağladık. Hafif semptomları olan ve tıbbi bakıma daha az ihtiyacı olanları karantinaya almak için de toplum tedavi merkezleri kurduk. Bu, tıbbi tesislerde yoğunluğun önlenmesi için çok önemliydi.” diye konuştu.
Güney Kore, Kovid-19 ile ilgili bilgi birikimini dünyayla paylaşıyor
Kim, ülkedeki Kovid-19 ile ilgili gelişmeleri şeffaf bir şekilde paylaştıklarını ve halkın güvenini kazanarak sivil katılımı sağladıklarını belirterek “Halk bir bütün olarak maske takma, önlemlere uyma, sosyal mesafeyi koruma ve kişisel temizlik gibi ilkelere bağlı kalarak hükümetin çabalarına ayak uydurdu.” dedi.
Kovid-19 salgınının görüldüğü ilk ülkelerden biri olduklarını söyleyen Kim, “Kazandığımız deneyim ve bilgi birikimi diğer ülkelere öğretici olabilir. Bu bağlamda, birçok ülke ile aktif olarak irtibat halindeyiz. Yabancı ortaklarla web seminerleri ve video konferanslar gibi bilgi paylaşım etkinlikleri düzenliyoruz. Ayrıca insani yardım taleplerini karşılamanın yanı sıra Koreli test kitleri ve tıbbi ekipman üreticileri ile bunları almak isteyen yabancı hükümetler arasında bağlantı kurmaya çalışıyoruz. Ayrıca çok sayıda uluslararası kurum ve örgütle Kovid-19’a ilişkin iletişim içindeyiz.” ifadelerini kullandı.
Kim, yurt dışından gelişleri yasaklamak yerine gelenleri kontrol ve takip ettiklerini kaydederek “Sınırı kapatmak yerine, gelenlere aşamalı tedbirler uygulandı. 14 günlük karantina, 1 Nisan’dan itibaren gelen tüm yolcular için zorunlu hale getirildi.” dedi.
Ülkede vakaların yaklaşık yüzde 90’ı iyileşti
Kim, salgının ilk aşamasında iç talep nedeniyle maske sıkıntısı çektiklerini anlatarak “Maske dağılımının eşit olmasını sağlamak ve stokçuluğu önleyebilmek için eczaneleri kullanarak kişi başı haftalık iki maske alımına izin verildi. Artan yerli üretimin ardından, kişi başına üçe çıkarıldı. Maskelere ihracat yasağı getirildi ancak insani yardım amaçlı gönderimlerde istisnalar yapıyoruz.” diye konuştu.
Kore’de 15 Mart’tan beri vakaların çift haneli rakamlara gerilediğini aktaran Kim, “Mart ortasından bu yana, tamamen iyileşen günlük hasta sayısı, yeni vakalardan çok daha fazladır. Şu anda, teyit edilen tüm vakaların yaklaşık yüzde 90’ı tamamen iyileşti.” ifadelerini kullandı.
İkinci dalga sonbahar veya kışta gelebilir
Kim, başkent Seul’de eğlence merkezlerindeki enfeksiyonlar nedeniyle günlük yeni salgın sayısının arttığına işaret ederek “Uzmanlar, bu sonbahar veya kışta Güney Kore’de ikinci bir dalga görülme olasılığının yüksek olduğu konusunda uyarıyor. Bu nedenle olası ikinci bir dalgaya karşı hazırlığımızı artırıyoruz.” dedi.
Salgının “herkes güvenli olana kadar kimsenin güvenli olmadığı” gerçeğini öğrettiğini söyleyen Kim, “Koronavirüs sonrası insanlık olarak daha yüksek bir dayanışma ve koordinasyon elde etmek için çabalarımızı artırmamız çok önemlidir. Umarım alınan derslerle bu krizden, sağlık ve iklim değişikliği gibi alanları yeniden ele alma konusunda daha büyük bir itici güçle çıkacağız.” ifadesini kullandı.