Harem-i Hümayun'un restore edilen 3 bölümü ziyarete açıldı

harem-i hümayun'un restore edilen 3 bölümü ziyarete açıldı
Google News

İSTANBUL (AA) – Topkapı Sarayı’nın Cumhurbaşkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Milli Saraylar İdaresi’ne devriyle hız kazanan restorasyon çalışmaları sonuç vermeye başladı.

Sarayın Harem-i Hümayun bölümünde aşama aşama planlanan restorasyon faaliyetlerinden biri daha tamamlandı. 2014 yılından bu yana restorasyonda olan Valide Taşlığı, Ocaklı Sofa ve Çeşmeli Sofa’da çalışmalar sona erdi.

Bu mekanlar, Topkapı Sarayı’nın Milli Saraylar’a devrinden bir yıl kadar kısa bir sürede yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açılmış oldu.

Sarayın en çok merak edilen bölümü

Üzerinden asırlar geçse de Topkapı Sarayı’nın en çok merak edilen bölümü olan Harem’in en çok ilgi gören mekanları arasında yer alan Valide Taşlığı, Ocaklı ve Çeşmeli Sofa, Topkapı Sarayı’nın kapalı olduğu salı dışında her gün görülebilecek.

Restorasyon sonrası yeni açılan mekanlar da Osmanlı Harem yönetiminin şekillendiği yapıları barındırması bakımından son derece önemli.

Bu alanlardan ilki Valide Taşlığı. Taşlık, Harem’i oluşturan binaların saray hiyerarşisine uygun olarak toplandığı merkez avlu konumunda. Klasik Anadolu ev mimarisini andıran bir avlu ve etrafında iki katlı yapılardan oluşuyor.

Haliç tarafında Valide Sultan Dairesi ve Hünkar Hamamı bulunuyor. Taşlığın iki tarafında yer alan sütunlar, Osmanlı mimarlık sanatının ilk örneklerini teşkil etmesi açısından oldukça değerli. Sütunların araları kemerli ve kemerlerin üzerlerinde ise pencereleri Valide Taşlığı’na bakan odalar yer alıyor. Taşlığın duvarları, çeşitli dönemlere ait çinilerle kaplı. Restorasyon kapsamında söz konusu alanlarda öncelikle kubbe ve tonoz konservasyonu gerçekleştirildi. Duvar çinilerinin restorasyonu tamamlandı.

Haremin kalbi Ocaklı Sofa

Harem’de ziyarete açılan bir diğer önemli mekan, Kadınefendiler dairesi ile Çeşmeli Sofa arasında yer alan Ocaklı Sofa. Valide Taşlığı’ndan Taht Kapısı ile girilen Sofa, adını Harem’de bulunan en büyük ocağa ev sahipliği yapmasından alıyor.

17. yüzyılın başlarında yapıldığı tahmin edilen Sofa, 1665 yangınından sonra Sultan 4. Mehmet’in emriyle yenileniyor.

Sofa, dikdörtgen planlı kubbe ile örtülü, kalem işlemeleri ve renkli çinilerle süslü. Sofa’ya açılan Taht Kapısı’nın kanatları sedef ve fildişi kakmalı. Kapının karşısında, Sofa’ya adını veren bronzdan mamul büyük bir ocak yer alıyor.

Tarihi kayıtlara göre ocağın önündeki demir parmaklıkla çevrili kısım, Harem’deki odaların ocaklarına bu ocaktan ateş alınıp mangallarla dağıtıldıktan sonra kilitleniyor.

Duvarları baştan başa 17. yüzyıl çinileriyle kaplı Sofa’nın üst kısımlarında Besmele ile Sultan 4. Mehmet’i öven mavi-beyaz bir yazı şeridi dolanıyor. Sofa’dan padişah dairesine giriş olduğu gibi başhaseki ve şehzadegan dairelerini de Çeşmeli Sofa yoluyla Hünkar Sofası’na bağlıyor. Valide Taşlığı’na geçişi de düşünüldüğünde Ocaklı Sofa, Harem’in kalbi denilebilecek bir işlev icra ediyor.

Haremin geçiş holü “Çeşmeli Sofa”

Harem-i Hümayun’da yeni açılan mekanlardan biri de Çeşmeli Sofa. Ocaklı Sofa’nın içinden Çeşmeli Sofa’ya geçiş yapılıyor.

Çeşmeli Sofa, Ocaklı Sofa ile Hünkar Sofası arasında bulunuyor. Adını, Osmanlı saray çeşmelerinin en güzellerinden birine sahip olmasından alıyor. Çeşmeli Sofa, şehzade ve kadınefendilerin padişah dairesine ve Hürkar Sofası’na girmek için bekledikleri yer. Bu konumuyla geçiş holü görevi görüyor.

Sofadaki kitabeler bu yapının Ocaklı Sofa ile birlikte 4. Mehmed tarafından yaptırıldığını gösteriyor. “Kiler Sofası” da denilen bu mekanda yer alan gömme dolaplar, bir zamanlar bu alanın kiler olarak kullanıldığı bilgisini kuvvetlendiriyor. Ocaklı Sofa’dan Çeşmeli Sofa’ya geçişi sağlayan kapı kanatlarının dış yüzünde yazılı Farsça beyitte günümüz Türkçesiyle “Ey padişah kıyamete değin devletin uzun ömürlü olsun, dostların sevinçli gönül açıcı, düşmanların ise mahzun ve kederli olsun” ifadeleri yer alıyor.

“Önemli mekanları ziyaretçiyle buluşturuyoruz”

Milli Saraylar İdaresi Başkanı Dr. Yasin Yıldız, Valide Taşlığı, Ocaklı Sofa ve Çeşmeli Sofa’nın yeniden ziyarete açılmasına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Topkapı Sarayı’nın Harem bölümü yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından ilgiyle takip edilen bir bölüm olduğunu söyledi.

Haremin, 2014 yılında beri kapalı durumda olduğunu ve yaklaşık 6 yıldır restorasyon sürecinin devam ettiğini aktaran Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:

“Biz burayı 2019 yılında devraldık. Daha evvelden restorasyon çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sürdürülüyordu. Restorasyonlar geçtiğimiz aylarda tamamlandı ve bu bölgenin ziyarete açılması mümkün hale geldi. İçinde bulunduğumuz bölge tarihi açıdan çok önemli bir bölge. Topkapı Sarayı’nın Harem diye bahsettiğimiz, padişahın ailesine ait olan bölüm. Bu nedenle ziyaretçinin çok ilgi gösterdiği bir mekan. Bu nedenle kapalı olması, burada sunduğumuz müzecilik hizmetleri açısından bir aksamaya yol açıyordu. Ancak şimdi açılmış olmasıyla beraber bu önemli mekanları ziyaretçiyle buluşturuyoruz.

Bu mekanın en önemli özelliği Valide Taşlığı ismini alan avlu padişahın annesine, kadınefendilere ait bölümler ile onların hizmetinde bulunan cariyelere ait dairelerle çevrelenmiş olması. Bu nedenle özellikle valide ve kadınefendilere ait bölümler fevkalade tezyinatlı durumda. Burada 16 ve 17. yüzyıla ait çiniler görüyoruz. Bütün kapıların üzerinde yer alan kitabelerden hem tarihini takip edebiliyoruz hem geçirdiği tarihi onarımları izleyebiliyoruz. Bununla birlikte Topkapı Sarayı’nın bu bölgesini ana olarak şekillendiren dönem 4. Mehmet dönemi. Çünkü bu dönemde Topkapı Sarayı’nda bir yangın meydana geliyor ve ardından yeniden inşa çalışmasıyla Harem bugünkü halini edinmiş oluyor.” dedi.

Valide Taşlığı’nın biraz ilerisinde padişahın annesini ve saray ahalisini kabul ettiği Hünkar Sofası’nın yer aldığını anlatan Yıldız, Hünkar Sofası’nın önündeki Ocaklı Sofa’nın da bu kapsamdaki restorasyonda ele alındığını söyledi.

Ocaklı Sofa’nın önemine değinen Yıldız, şu bilgileri aktardı:

“Ocaklı Sofa, Harem’deki büyük bir bronz ocaktan dolayı bu ismi alıyor. 4. Mehmet döneminde bugünkü halini aldı ve son restorasyonlara kadar yaklaşık 6 yıldır kapalıydı. Ancak şimdi ziyaret edilebiliyor. Ocaklı Sofa’nın yanındaki Çeşmeli Sofa da ilk defa ziyarete açıldı. Çeşmeli Sofa da benzer şekilde bekleme ve geçiş koridoru aslında. Ama fevkalade tezyinatlı bir çeşmesi bulunduğu için yine 4. Mehmet dönemine ait ismini buradan alıyor. Bu mekanların tarihteki önemi, padişah ve ailesi tarafından kullanılmış olması nedeniyle bir defa tarihi hatırası açısından, ikincisi de Topkapı Sarayı’nın diğer yerlerinde de gördüğümüz gibi padişahın kullanımına ait olan mekanların gerek çini gerek diğer süslemeler ile dönemin sanatlarıyla tezyin edilmiş olmasından geliyor.”

Topkapı Sarayı’nda devam eden restorasyonlar…

Yıldız, Topkapı Sarayı’nda yoğun bir restorasyon çalışmasının devam ettiğini belirterek, şu an itibarıyla Topkapı Sarayı’nın kısıtlı bir bölümünün ziyaret edilebildiğini söyledi.

Şu an Enderun Avlusu olarak bilinen 3. avluda çok ciddi restorasyon çalışmalarının tamamlanma aşamasına geldiğini ifade eden Yıldız, “Bunların içindeki Hazine Koğuşu ve Seferli Koğuşu önümüzdeki yıl ziyaretçiyle buluşacak. Buralarda saraya ait çok müstesna koleksiyonları sergileme şansımız olacak. Yine Topkapı Sarayı’nın en eski yapılarından olan Fatih Köşkü de kamuoyunun gündemine gelmişti. Özellikle Cumhuriyet döneminde kubbelerine eklenmiş olan betonlarının kaldırılmasıyla ilgili çok hassas bir restorasyon çalışması yürütülüyor. O da önümüzdeki yıl içinde tamamlandıktan sonra ziyaretçiyle buluşacak.

Topkapı Sarayı’nın 2. avlusunda bulunan Divan ve Adalet Kulesi’nde rutin bakım ve onarımlar devam ediyor. Çünkü sürekli ziyaretçinin sirküle olduğu bir alan. Bunun yanında Harem’de padişah dairelerinin bulunduğu yerlerdeki restorasyonların da önümüzdeki yıl içinde tamamlanmasını bekliyoruz.”

Sarayın tarihi bahçeleri de ziyarete açılacak

Topkapı Sarayı’nın Türkiye’deki tarihi kültürel mirasın en önemli örneklerinden biri olduğunu, bu yönüyle dünyada da çok seçkin bir yeri bulunduğunu vurgulayan Yıldız, “Bu restorasyon çalışmalarından dolayı bugüne kadar çok fazla bölümü ziyaretçiyle buluşamamış durumdaydı. Bu, taşınabilir tarihi kültürel envanter için de geçerli. Şu an 1200-1300 civarında bir eseri ziyaretçiyle buluşturabiliyoruz. Ancak envanterimizdeki eser sayısı 200 bine yakın. Bu 200 bin eserin içinde hazine koleksiyonundan kütüphaneye, hüsn-ü hat koleksiyonundan, padişah kıyafetlerine kadar 35’in üzerinden koleksiyon başlığı var. Burada gerçek anlamda bir hazineden söz ediyoruz. Bunların her birinin nadide örneklerini ziyaretçiyle buluşturmak için bir çabamız var. Bu çalışmalar, Enderun Avlusu’ndaki sergileme mekanlarının ilk etapta ziyaretçiyle buluşmasıyla başlayacak.” diye konuştu.

4. avluda bulunan yapıların da ziyaretçiyle buluşmasını planladıklarını anlatan Yıldız, “Bu, saray kısmı ile ilgili olan. Sarayın binalarının bulunduğu kabaca 75 dönüm bir arazi var. Bunun dışında kalan 200 dönüm bahçemiz var. Bu bahçelerimiz Sarayburnu tarafındaki tarihi bahçeler. Daha evvelden de İncili Köşk, Gülhane Kasrı gibi belli tarihi yapıları bünyesinde bulundurmuş ama bugüne izi kalmamış. Bu bahçeler bugünkü haliyle bile çok önemli. Buralarda padişahlara ait çok önemli nişan taşları var. Tarihi nitelik taşıyan mimari ögeler var. Restorasyonları yapıldıktan sonra bu bahçeleri tarihinde ilk defa yerli ve yabancı ziyaretçiyle buluşturacağız.” ifadelerini kullandı.

Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamış.
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
<