Kovid-19 aşıları arasında 3 farklı yöntemle üretilen 6 aday öne çıkıyor
ANKARA (AA) – Kovid-19 aşı adaylarından ikisi yaygın kullanım ve acil kullanım onayları alırken, Rusya’da ve Çin’de geliştirilen bazı aşı adayları sınırlı olarak kullanılmaya başlandı. İngiltere’de ve ABD’de risk grubundaki kişilere ilk aşılar vuruldu. Çok sayıda ülke aşı tedariki için milyonlarca dozluk ön satın alım sözleşmeleri imzaladı.
Dünyada en fazla umut bağlanan potansiyel aşılar arasında üç farklı yöntemle geliştirilen altı aday öne çıkıyor. Bunlar arasında ABD ve İngiltere’de yaygın ve acil kullanımına onay verilen RNA temelli iki aşı, İngiltere ve Rusya’da geliştirilen virüs vektörü içeren iki aşı ile Çin’de geliştirilen iki inaktif aşı bulunuyor.
Aşı türleri
Aşı üreticileri Kovid-19 aşısını geliştirmek için üç yaygın yönteme başvuruyor. Bu yöntemlerden en sık kullanılan ilkinde, aşı formülüne virüsün zayıflatılmış, etkisi azaltılmış bir versiyonu konuluyor. Virüsün zayıf haliyle karşılaşan vücudun bağışıklık sağlayacak savunmaları geliştirmesini amaçlayan bu türden aşılara “inaktif aşı” adı veriliyor.
Aşı çalışmalarında klinik denemelerde yüksek etkinlik sağlayan ikinci yöntemde ise DNA ve RNA gibi genetik yapı taşları içeren aşı formülleri geliştiriliyor. Bu aşılar virüsten alınmış genetik bileşenlerle bağışıklığa yardımcı bazı enzimleri harekete geçirmeyi ve hücre düzeyinde bağışıklık tepkilerini uyandırmayı amaçlıyor.
Aşı geliştirilmek için yaygın olarak kullanılan üçüncü yöntemde ise başka virüs türlerinden hedef virüse genetik bileşenler ekleniyor. “Virüs vektörü” adı verilen bu yöntem için Kovid-19 aşı çalışmalarında en sık kullanılan virüs türü soğuk algınlığına yol açan adenovirüsler. Virüs vektörleri, başka bir virüsün zayıflatılmış ve kendini çoğaltamayan versiyonuna aktarılan virüs bileşenleri aracılığıyla vücutta bağışıklık tepkisi yaratmayı hedefliyor.
Bu yöntemler dışında protein bileşenleri, virüs benzeri moleküller, antijen-sunucu hücreler vb. kullanılarak da aşı formülleri geliştirilebiliyor.
RNA aşıları: BioNTech/Pfizer ve Moderna
Amerikan ilaç şirketi Pfizer ile Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin’in kurucu ortağı olduğu Alman biyoteknoloji firması BioNTech’in geliştirdiği Kovid-19 aşısı ile Amerikan biyoteknoloji şirketi Moderna’nın ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) desteğinde geliştirdiği aşı, üçüncü aşama denemelerde yüksek etkinlik gösterdiği bildirilen ilk aşılar oldu.
Her iki aşı da formülünde mesajcı ribonükleik asit (mRNA) içeriyor. BioNTech/Pfizer’in geliştirdiği “BNT162b2” adlı aşı, formülündeki RNA bileşimi sayesinde Kovid-19’u etkisiz kılan kan şekeri enzimleri ile alımlayıcı-bağlayıcı immünoglobulin G antikorlarını harekete geçirmeyi, hücre düzeyinde bağışıklık tepkisi yaratan CD4+ ve CD8+ glikoproteinlerini artırmayı amaçlıyor.
Moderna’nın “mRNA-1273” adını verdiği aşı adayı ise virüsün insan hücresine tutunmasını sağlayan “çivi proteini” adı verilen enzimi baskılayarak vücutta bağışıklık sağlamayı hedefliyor. Aşının formülündeki mesajcı RNA ile Kovid-19’un çivi proteinini yapay olarak üreterek vücudun hücre düzeyindeki savunmasını harekete geçirmeyi hedefliyor.
BioNTech/Pfizer aşısı, İngiltere İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumunun (MHRA) 2 Aralık’ta yaygın kullanımına onay vermesiyle “dünyada tescillenen ilk Kovid-19 aşısı” oldu. ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) 11 Aralık’ta aşının acil kullanımına onay verirken, Avrupa İlaç Ajansı (EMA) Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde kullanımını onayladı.
İngiltere’de 91 yaşındaki Kuzey İrlandalı Margaret Keenan, ABD’de ise New York’ta çalışan 52 yaşındaki Afro-Amerikalı hemşire Sandra Lindsey, BioNTech/Pfizer aşısını ilk yaptıranlar oldu. Aşının Almanya’da 27 Aralık’ta uygulanmaya başlanması planlanıyor.
Moderna’nın aşısı ise 19 Aralık’ta FDA’dan acil kullanım onayı aldı. Aşı, ilk kez 21 Aralık’ta Connecticut eyaletinde Afro-Amerikalı hemşire Mandy Delgado’ya uygulandı. ABD Sağlık Bakanı Alex Azar ile Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci, 22 Aralık’ta aşıyı yaptırarak yurttaşlara güvenli olduğu mesajını verdi.
Her iki RNA aşısı da klinik denemelerde yüksek etkinlik gösterdi fakat aşıların bileşimlerinin bozulmaması için çok düşük sıcaklıklarda muhafaza edilmesi gerekiyor. BioNTech/Pfizer aşısı için bu sıcaklık sıfırın altında 70 derece iken, Moderna aşısı için sıfırın altında 20 derece. Bu durum aşıların saklama ve dağıtım maliyetini artırıyor.
Virüs vektörleri: Oxford/AstraZeneca ve Rus aşıları
İngiltere’de Oxford Üniversitesi Jenner Enstitüsü ile Oxford Aşı Grubu iş birliğinde geliştirilen ve üretim lisansı İngiliz-İsveç ilaç şirketi AstraZeneca tarafından satın alınan aşı adayı ile Rusya’da Gamaleya Ulusal Epidemiyoloji ve Mikrobiyoloji Enstitüsü tarafından geliştirilen aşı adayı, virüs vektörü yöntemiyle geliştirilen aşılar arasında en fazla umut bağlanan çalışmalar olarak görülüyor.
Oxford’un “AZD1222” adlı aşı adayı, soğuk algınlığına yol açan bir adenovirüsün zayıflatılmış ve kendini çoğaltamayan versiyonunu içeriyor. Bileşimine Kovid-19’un insan hücrelerine tutunmasını sağlayan çivi proteini eklenen adenovirüs, enzimin yapay olarak ortaya çıkmasını ve vücudun buna karşı koruyucu antikorlar üreterek gerçek virüse karşı bağışıklık kazanmasını amaçlıyor.
Rusya’nın “Sputnik V” adını verdiği aşı adayı da Oxford aşısı gibi, soğuk algınlığına yol açan bir adenovirüsten alınan, ayrı dozlar halinde uygulanan iki virüs bileşeni (rAd26 ve rAd5) içeriyor.
Oxford Üniversitesi, 23 Kasım’da yaptığı açıklamada, halen devam eden üçüncü aşama denemelerin ilk sonuçlarına göre, potansiyel Kovid-19 aşısının tek doz uygulanması halinde yüzde 70, önce yarım doz, ardından tam doz uygulanması halinde ise yüzde 90 etkili olduğu bildirdi.
Gamaleya Enstitüsü ise 14 Aralık’ta yaptığı açıklamada, halen devam eden üçüncü aşama denemelerde aşının etkililik düzeyinin yüzde 91,4 olduğunu belirtti.
Oxford Üniversitesi ve Gamaleya Enstitüsü, 11 Aralık’ta yaptıkları ortak açıklamada, aynı yöntemle geliştirilen iki aşı adayının birlikte uygulandığında daha etkili olup olmayacağını araştırmak üzere klinik denemeler yürüteceklerini duyurdu.
Çin’in inaktif aşıları: Sinopharm ve Sinovac
Öte yandan “inaktif aşı” yöntemi, viral hastalıkların genelinde olduğu gibi Kovid-19 aşısı için yürütülen aşı çalışmalarında en yaygın kullanılan yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor. Bu tür aşılarda virüsün zayıflatılarak etkisi azaltılmış bir versiyonu aşı formülüne konuluyor. Çin’de kamuya ait ilaç firmaları Sinopharm ve Sinovac tarafından geliştirilen aşı adayları en fazla umut bağlanan inaktif aşı çalışmaları olarak görülüyor.
Sinopharm’ın Vuhan Viroloji Enstitüsü ve Pekin Biyolojik Ürünler Enstitüsü ile geliştirdiği aşı adayı, formülünde Kovid-19’un “etkisizleştirilmiş” bir hali olan virüs bileşeni bulunduruyor. “BBIBP-CorV” adı verilen aşı adayı, vücudun güçsüzleştirilmiş virüse karşı doğal korumalarını canlandırmayı, bu yolla bağışıklık tepkisi yaratmayı amaçlıyor.
Pekin yönetimi eylül ayında Sinopharm’ın aşı adayının acil durum kullanımına onay verdi. Şirket, geçen ay yaptığı açıklamada, aşı adayının acil kullanım kapsamında 1 milyon kişiye uygulandığı, “bazı kişilerde görülen hafif semptomlar dışında” hastalık belirtisiyle karşılaşılmadığını bildirdi.
Körfez ülkesi Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 9 Aralık’ta aşının ülkede yürütülen üçüncü aşama klinik denemelerinde o ana dek 31 bin gönüllü üzerinde yüzde 86 etkinlik sağladığını belirterek aşının yaygın kullanımına onay verdiğini duyurdu.
Aşı adayının klinik denemelerine ev sahipliği yapan bir diğer Körfez ülkesi Bahreyn, 13 Aralık’ta aşının yaygın kullanımına onay vererek BAE’yi izledi.
Bir diğer Çinli ilaç şirketi Sinovac’ın aynı yöntemle geliştirdiği “Coronavac” adlı aşı adayı da formülünde virüsün etkisizleştirilmiş bir versiyonunu içeriyor.
Çin’de acil durum kullanımına onay verilen aşı adayının Brezilya’da sürdürülen 3’üncü aşama klinik denemeleri sonuçlandı. Sinovac’ın Brezilya’daki klinik denemelerde iş birliği yaptığı Butantan Enstitüsü, 21 Aralık’ta yaptığı açıklamada, şu ana kadar alınan sonuçlarda etkililik düzeyinin aşılar için asgari sınır olan yüzde 50’yi aştığı bildirdi.
Aynı anda 5 farklı aşı için klinik denemelerin yürütüldüğü Brezilya’da en az yan etkiye yol açan aşı olduğu gözlenen Coronavac, bu ülkenin yanı sıra Endonezya ve Türkiye’de de insanlar üzerinde test ediliyor.
Coronavac, 3’üncü aşama denemeler kapsamında Türkiye’de 17 Eylül’de insanlar üzerinde test edilmeye başlanmıştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 25 Kasım’da yaptığı açıklamada, Çin menşeli inaktif aşı adayından kış aylarında toplam 50 milyon doz satın almak üzere sözleşme imzalandığını duyurmuştu.
Çinli şirketlerin büyük ölçekli üretim yapma kabiliyetlerinin aşı tedarikinde Çin menşeili ürünlere avantaj sağlayacağı öngörülüyor. Hem Sinopharm hem de Sinovac, 2021’de tek başlarına birer milyar doz aşı üretecek kapasiteye ulaşmayı hedefliyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre 22 Aralık itibarıyla dünya genelinde 61 Kovid-19 aşı adayı, klinik denemelerle insanlar üzerinde test edilirken, 172 aşı adayı da klinik öncesi geliştirme aşamasında bulunuyor.