'Kovid-19 tedavisinde verilen ilaçlar belirtilen doz ve sürede kullanılmalı'
ANKARA (AA) – Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk olarak 2019 yılının Aralık ayında Çin’de görülen ve kısa sürede tüm dünyaya yayılan Kovid-19’a yönelik ilaç çalışmalarına hızla başlandığını anımsattı.
Tarihte görülmemiş bir hızla başlayan ve hala süren çalışmalardan şu an için bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış bir ilaç tedavisinin henüz bulunmadığına işaret eden Uzbay, “Kovid-19’un benzer birçok virüs enfeksiyonu gibi ilaçla kesin tedavi edilmesi mümkün değil. İlaç tedavisi daha çok destekleyici niteliktedir.” dedi.
Uzbay, salgının başlangıcında koruyucu olduğu şeklinde spekülasyonlar yapılan sıtma ilacı “hidroksiklorokin”e yönelik çalışmalar yapıldığını aktararak, “Çalışmalarda koruyucu özelliği olmadığı ortaya çıktı. İlacın tedaviye destek etkisi ise tartışılıyor. Damar içi yüksek doz C vitamini uygulaması ile iki ayrı antiviral ilaçların da tedaviye katkı sağladığına dair ciddi bir kanıt elde edilemedi. Süreçte anlık spekülasyonlarla gündeme gelen dornaz alfa, Pelin otu (artemisia), nikotin, famotidin ve simetidin gibi mide ilaçları, amiodaron, dipridamol ve bir parazit öldürücü olan ivermektin gibi ilaçlardan da henüz tedavide kullanılabileceklerine dair bir işaret yok.”
Plazma tedavisine ilişkin de bilgi veren Uzbay, “Plazma antikor tedavisi, kök hücre tedavisi gibi uygulamalardan da henüz salgının hızını kesebilecek ölçüde etkili bir sonuç elde edilemedi.” diye konuştu.
“En etkili görünen ilaç ‘Favipiravir’ gibi görünüyor”
Kovid-19 tedavisinde Türkiye’de de aktif olarak kullanılan ilaç olan “Favipiravir”e ilişkin bilgi veren Uzbay, sözlerine şöyle devam etti:
“Şu an en etkili görünen ilaç, başka bir virüs öldürücü olan ‘Favipiravir’ gibi görünüyor. Favipiravir, birçok hastada, özellikle tedaviye erken başlandığında, Kovit-19’un vücutta çoğalma hızını yavaşlatarak hastalığın daha ağır belirtilerle seyretmesini engelliyor, hastaların toparlanmasına yardımcı oluyor. Bu nedenle hastaların hekimin verdiği ilacı, belirtilen doz ve sürede harfi harfiyen kullanması gerekiyor. Tedaviye hastalarda bakteriyel enfeksiyon gelişmesi durumunda azitromisin gibi antibiyotikler, ayrıca kan sulandırıcı ilaçlar ve son zamanlarda kortizonlu ilaçlar veriliyor.”
Uzbay, bununla beraber virüsün yayılımı ve virüse bağlı yaşamını yitiren sayısının her geçen gün arttığının altını çizdi.
“İnsan monoklonal antikoru olan S309, Kovid-19’u etkisiz hale getirdi”
Salgına dönüşen enfeksiyonlarda en etkili tedavi stratejisinin sağlıklı bireyleri koruma, hastalanmayı önleme olduğunu ifade eden Uzbay, bunun hem salgının tamamen ortadan kalkması hem de tedavi maliyetinin düşürülmesi bakımından önem taşıdığını belirtti.
Prof. Dr. Uzbay, salgın döneminde Kovid-19’a karşı etkili sentetik antikor üretimi ve aşı geliştirme çabaları öne çıktığını anlatarak, şunları kaydetti:
“Sonuçları dünyanın en önemli bilimsel dergilerinden biri olan Nature’da yayımlanan bir çalışma, bir insan monoklonal antikoru olan S309’un, Kovid-19’u güçlü bir şekilde etkisiz hale getirdiğini gösterdi. Bu antikor ilk kez SARS virüsüne karşı geliştirilmişti.
S-309, etkisini virüsün hücreye girmesini önleyerek gösteriyor. Antikorun virüste hedef aldığı bölge de önemli. Virüs mutasyona uğrasa bile bundan kaçamayacak gibi duruyor. S309 ve S309 içeren karma antikorların kullanılması ile riski yüksek veya virüs bulaşmış bireylerde koruma sağlanabileceği gibi, hastalık tedavi de edilebilir. Buradan hareketle geliştirilen ilacın Amerikan Başkanı Donald Trump’un tedavisinde kullanıldığı da iddia edildi. Ancak bu yöntemle üretilen ilaçların üretiminin pahalı ve zahmetli olması kullanım alanını daraltabilir.”
İlaçlar nasıl kullanılıyor?
Sağlık Bakanlığınca Kovid-19 tedavisinde doğru ilaç kullanımına yönelik hazırlanan broşürlerde, hem ayaktan izlenecek komplike olmayan veya hafif-orta pnömonisi olan olası/kesin Kovid-19 olgularında hem de yatış endikasyonu olan Kovid-19 olgularında “Hidroksiklorokin ve-veya Favipiravirin” önerildiği, iki ilacın da mutlaka hekim tavsiyesi ve gözetiminde kullanılması gerektiği belirtiliyor.
Erken başlanan ve doğru dozda alınan ilaçlarla devam edilen tedavinin, hastalığın ilerlemesini büyük ölçüde engellediği ve yoğun bakıma geçiş oranını düşürdüğü vurgulanıyor.
Broşürlerde yer alan biliye göre, Favipiravir’in ilk gün sabah ve akşam 8’er tane, devamında ise 4 gün boyunca yine sabah ve akşam 3’er tane içilmesi gerekiyor. Gebelerde ve emziren annelerde Favipiravir kullanılmıyor.
Hidroksiklorokinin ise sabah ve akşam 1’er tane olmak üzere 5. günün sonunda toplam 10 tablet alınması öneriliyor. Bu ilaç, kalp rahatsızlığı ya da ritim bozukluğu olanlarda kullanılmıyor.