Libya'da Sirte düğümü için siyasi çözüm aranırken Hafter'in askeri yığınakları devam ediyor
TRABLUS (AA) – Libya krizinin düğümlendiği Sirte ve Cufra’da, bir yandan bu bölgelerin Libya hükümetine çatışmasız teslim edilmesi yönündeki iyimser yaklaşım devam ederken, bir yandan da burada tahkimatını sürdüren Halife Hafter güçlerine Rusya’nın sağladığı “hava köprüsü” desteği nedeniyle askeri seçenek ihtimali hâlâ canlılığını koruyor.
Sahadaki askeri hareketlilikler, ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Hafter’e bağlı milislerin ve paralı yabancı savaşçıların, başkent Trablus’un 450 kilometre doğusundaki Sirte’den ve buranın 300 kilometre güneyindeki Cufra Askeri Hava Üssü’nden yakın zamanda çekilmek niyetinde olmadığını gösteriyor.
Libya’nın doğusundaki havaalanlarına, El-Gırdabiyye (Sirte) ve Cufra hava üslerine inen Rus uçaklarının sayısı ve bu uçaklarla taşınan silahlar, Hafter milisleri ve Rus güvenlik şirketi Wagner’e bağlı paralı askerlerin, hükümete bağlı Libya ordusuyla şimdiye kadar yaşananlardan daha büyük bir askeri çatışmaya hazırlandığına işaret ediyor.
Hafter’e silah tedariki için kurulan hava köprüsü
Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, 6 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, son bir ay içinde söz konusu havaalanları ve üslere, Hafter’e paralı savaşçı ve silah taşıyan en az 110 kargo uçuşu gözlemlediklerini aktardı.
AA muhabirinin Libya ordu kaynaklarından edindiği bilgilere göre, bu uçuşların son örnekleri olarak, cumartesi günü 2 Rus İlyuşin kargo uçağı Sirte ve Cufra üslerine, pazar günü de Suriye’nin Lazkiye şehrinden farklı saatlerde kalkan 2 İlyuşin-76 uçağı ülkenin doğusundaki Beyda Havaalanı’na iniş yaptı.
ABD’nin Afrika Kuvvetleri Komutanlığı (AFRICOM), daha önce Rusya’nın Libya’ya “MiG-29” ve “Su-27” uçaklarını sevk ettiğine ilişkin kanıtlar sunmuş, 18 Haziran’da da Rus uçaklarının Libya’da harekat icra ettiğine ilişkin yeni deliller ortaya koymuştu.
Hafter aldığı dış destekle bölgede kalıcı olma çabasında
Son dönemde Sirte ve Cufra başta olmak üzere Libya’nın doğusundaki askeri hareketlilikler, Hafter ve destekçisi ülkelerin, işgal ettikleri bölgelerden ayrılmak niyetinde olmadıklarını gösteriyor.
Ülkedeki Rus askeri varlığı Sirte ve Cufra ile sınırlı kalmazken, ülkenin hidrokarbon kaynaklarının yüzde 60’ından fazlasına ev sahipliği yapan ‘Petrol Hilali’ bölgesindeki Ras Lanuf kentine de S-300 hava savunma sistemi kurulduğu iddia edildi.
Uluslararası Fransız Radyosunun haberine göre, Mısırlı yetkililere yakın Twitter hesapları, sosyal medyada paylaşılan ve S-300’lere ait birçok materyalin Ras Lanuf petrol limanı yakınında bulunduğunu gösteren fotoğraflar hakkında, bu füzeleri Kahire’nin konuşlandırdığını teyit etti.
S-300’ler başka bir Rus hava savunma sistemi olan Pantsir-S1’lerden daha uzun menzile sahip ve daha gelişmiş sistemler olarak biliniyor. Libya ordusu ülkenin batısında haziran ayında Hafter’e karşı önemli ilerlemeler kaydetmiş ve insansız hava araçlarıyla çok sayıda Pantsir sistemini imha etmişti.
Bunların yanı sıra Libya ordusu, Sirte bölgesinde çekildiği belirtilen fotoğrafları paylaşarak yaptığı açıklamada, Hafter milislerinin, bölgedeki Carif Vadisi’nde hendekler ve toprak bariyerlerle tahkimat yaptığını kaydetti. Tahkimatların, dağ, tepe, orman gibi doğal engel barındırmayan düz arazilere sahip bölgede, ordunun ilerleyişini engellemek üzere yapıldığı ifade edildi.
Yerel basına yansıyan haberlere göre de Hafter milisleri, bölgede çok sayıda mayın ve el yapımı patlayıcı tuzakladı ve bunların patlaması sonucu bazı siviller hayatını kaybetti.
Bu süreçte Rus Wagner paralı askerlerini de Sirte ve Cufra’da sabitlemeye çalıştığı ve hem kara hem de hava savunmasını tahkim etmek için mevcut çatışmasızlık halini fırsat bildiği gözleniyor.
Ayrıca Wagner’in Rusya’nın çıkarlarına hizmet edecek şekilde Libya petrol sektörünü kapalı tutmaya devam etmesi, Moskova’nın ana aktör olarak Libya masasındaki yerini mümkün olan en uzun süre için sağlamlaştırıyor.
Libya’nın “ne savaş ne barış” konjonktüründe Moskova’nın yürüttüğü politika, bu ülkenin güney Akdeniz’de daha uzun bir süre ve en az kayıpla istikrarlı bir şekilde var olma stratejisine hizmet ediyor.
Silahtan arındırılmış bölge çözümü
Tüm bunlara karşılık ABD, Libya hükümeti ve Hafter’i, Sirte ve Cufra’nın askerden arındırılmasına dair çözümü ve kapalı petrol sektörünü açma planını kabul etmeye ikna etmek için diplomatik çabalarını yoğunlaştırdı.
Hafter güçleri ve paralı askerleri Libya hükümetine karşı petrolü koz olarak kullanırken, Ulusal Petrol Kurumunun açıkladığı verilere göre, 18 Ocak 2020’den bu yana petrol tesislerinin kapatılması Libya devlet hazinesine 7 milyar dolardan fazlaya mal oldu.
ABD’nin Libya Büyükelçiliği, ülkedeki taraflarla son günlerde temaslarını artırırken, Sirte ve Cufra’yı silahtan arındırma çözümünün uygulanması ve Ulusal Petrol Kurumunun tekrar hayati görevini icra etmesinin sağlanması için çağrılar yapıyor.
ABD bu kapsamda hem Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde meşru Libya hükümetiyle hem de Halife Hafter’i destekleyen Tobruk kentindeki Temsilciler Meclisi ile görüşüyor.
Askerden arındırılmış bölgede güvenliği kimin denetleyeceği konusunda henüz bir anlaşmaya varılmazken, BM veya Avrupa Birliğine bağlı güçlerin yanı sıra Libya hükümetinden bir polis gücünün de bölgeye konuşlanabileceği seçenekler üzerinde duruluyor.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da 6 Ağustos’ta Trablus’a yaptığı ziyarette, Hafter’in hala siyasi çözüme inanmadığını ve Sirte’de konuşlu durumdayken her an Misrata’ya ya da Trablus’a saldırabileceğini aktardı. Çavuşoğlu bu nedenle, buraların Libya hükümetine verilmesinin ya da silahtan arındırılması teklifinin gündemde olduğunu vurguladı.
Trablus’un 650 kilometre güneydoğusundaki Cufra, Hafter’in Nisan 2019 başlattığı Trablus’a saldırılarda Hafter saflarındaki paralı yabancı savaşçıların stratejik merkezi konumundayken, Sirte’nin de Ocak 2019’da Hafter kontrolüne geçmesi ülkenin üçüncü büyük kenti Misrata’ya yönelik tehdidi arttırdı.
Daha önce kurulan birçok diyalog masasından ayrılan taraf olan Hafter’in Misrata ve Trablus’a yeniden bir saldırı başlatması uzak bir ihtimal olarak değerlendirilmiyor.
Libya hükümetinin Sirte ve Cufra’yı ele geçirmesi, buranın çok yakınında bulunan Petrol Hilali’nin de 2014-2017’de olduğu gibi yine hükümetin eline geçmesini sağlayabilecekken, bu stratejik noktaları ve petrol kozunu kaybetmek Hafter için “yolun sonu” anlamına gelebilir.
Bu nedenle, şu an uygulanması muhtemel siyasi bir çözüm kapsamında silahtan arındırılmış bölge seçeneği, her iki tarafın da endişelerini belli oranda azaltarak kalıcı bir ateşkesi ve Libya krizinin sona ermesi için siyasi diyalog yolunun açılmasını sağlayabilecek bir seçenek olarak görülüyor.