Yerli üretim röntgen makineleri göreve hazır
ANKARA(AA) – Röntgen cihazları üretmek için 2001 yılında yola çıkan Dinamik Röntgen, zaman içerisinde yurt dışına ihracat yapabilir noktaya geldi.
Kovid-19 salgını ile ilgili tüm gelişmeleri yakından takip eden şirket, hastanelerde kullanılan dijital röntgen cihazlarına garanti içi/dışı ayırımı yapmaksızın teknik destek sağlıyor.
Firmanın Genel Müdürü Muhammed Demirel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dijital ve analog röntgen cihazlarının tasarım ve üretimine yönelik faaliyet gösterdiklerini söyledi.
Türkiye’de 400’ün üzerinde referansları bulunduğunu dile getiren Demirel, Afrika ve Avrupa ülkelerine, bazı Türk cumhuriyetlerine ve Ortadoğu’ya ihracat gerçekleştirdiklerini, 2017-2019 yılları arasında 3 milyon dolar üzerinde ihracat geliri elde ettiklerini anlattı.
Bugüne kadar farklı tiplerde, mobil dijital ve analog röntgen sistemleri ürettiklerini belirten Demirel, “Dünyada sayılı firma tarafından üretilen yüksek frekanslı x-ray jeneratörlerini üretmeyi başardık. Şu anda sertifikasyon sürecindeyiz. Salgın dolayısıyla sertifikasyonumuz 1-2 ay ötelendi. Sertifikasyon işlemi tamamlandıktan sonra yılda 100-150 adet kapasiteyle seri üretime başlayacağız.” dedi.
Demirel, salgının yerli üretimin ve devletin yerli üreticiye desteğinin önemini ortaya koyduğunu vurguladı.
Türkiye’de yerli malı belgesine sahip tek firma olduklarını ve cihaza göre yüzde 55-57’lik yerlilik oranına sahip bulunduklarını aktaran Demirel, röntgen tüpü gibi dışa bağımlı olunan bazı ögelerin yerli olarak üretilmesinin bu alanda kendilerine önemli katkı sağlayacağını söyledi.
“Röntgen cihazlarına ihtiyaç artacak”
Demirel, salgın sonrasında önlük, maske, solunum cihazı gibi ürünlere yüksek talep oluştuğunu ve bunların temininde zaman zaman sıkıntılar yaşandığını belirterek, benzer bir durumun 2 ay sonra mevcut röntgen cihazlarının kapasitesinin yetmemesiyle yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Kovid-19’un yarattığı olumsuzlukların tedavisi ve takip süreçlerinde akciğer taramalarının önemine değinen Demirel, şunları kaydetti:
“Yeni tip koronavirüs taramaları için önemli olan akciğer filmlerinin çekilebilmesine yönelik özel olarak tasarlanmış, yazılımı da buna uygun cihazlar tasarladık. 9 megapiksellik yüksek çözünürlüklü bir görüntü kalitesi elde edebilmekteyiz. Bu cihazlar için kullanacağımız x-ray jeneratörlerini de ürettiğimiz zaman yerlilik oranımız yüzde 70’in üzerine çıkacaktır. Bu cihazdan da yıllık 200 adet üretebiliyoruz. Daha fazla talep olması durumunda bu kapasiteyi artırabilecek özelliğe sahibiz, altyapımız mevcut. Şu anda Ankara’da sağlık ocaklarında 7, Türkiye genelinde göçmen sağlığı merkezlerinde 50 cihaz kullanılmaktadır.”
Hastaya göre otomatik olarak merkezlenen cihazla, analog sistemlere göre zaman kayıplarının önüne geçildiğini ifade eden Demirel, söz konusu cihazlarla günde 600-700 çekim yapılabildiğini belirtti.
“Eksikleri bugünden konuşmamız lazım”
Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Başkanı Metin Demir de Türkiye’nin maske konusunda takılıp kaldığını, ancak önümüzdeki süreç için hastalığı tespit edilenlerin tedavisi, radyolojik tetkikleri ve yoğun bakımda takiplerinde kullanılan cihazların konuşulması gerektiğini söyledi.
Bugün bazı ülkelerin yaşadıklarını Türkiye’nin 2 ay sonra yaşayacağını vurgulayan Demir, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dolayısıyla o günlere hazırlık yapmamız lazım. Burada da radyolojik ekipmanlar, röntgen cihazı, tomografi, MR gibi cihazlar tetkikler ve ileri tetkiklerde çok önemli. Özellikle mobil, dijital röntgen cihazları, mamografi, tomografi gibi cihazlarda yetkinliğimiz yeterliliğimiz ne, nerede ne eksiğimiz var, onları nasıl tamamlarız? Bugünden konuşmamız lazım ki üreticilerimiz ona göre komponentlerini oluştursun, mal tedariklerini yapsın ve üretim bandını hazırlasınlar.”
“Virüs öldürmez, panik öldürür”
İhtiyaç duyulan cihazları üretenleri belirleyip, 2-3 aylık hatta 1 yıllık ihtiyacı talep etmek gerektiğini dile getiren Demir, şunları kaydetti:
“Çünkü acil, bugün, yarın, hemen lazım dediğimiz zaman alamayabiliriz ya da üretici herhangi bir komponenti eksik olduğu için o ürünü üretip veremiyor olabilir. Bugünden ihtiyaçlarımızı belirleyip, ülke stoklarımızı ona göre ayarlamamız lazım. Havalar ısınacak kurtulacağız desek bile mevcut hastaların tedavi edilmesi yine bir süreç. 3-6 ay sonra farklı bir virüsle karşılaşmayacağımızı da bilmiyoruz, beklenti o yönde. 1, 3, 5 yıllık ülke stratejik planlarımızı, yol haritamızı, eylem planlarımızı oluşturup ona göre öncelikle üreticilerimizle bu ihtiyaçlarımızı karşılamak, karşılayamadıklarımızı da komponentler getirerek yine burada teknoloji transferiyle üretmek ya da hiç yapamıyorsak tedarik yöntemini bugünden çalışmamız lazım. Yoksa o gün geldiği zaman maskede yaşadığımız gibi bir panik havası yaşamayalım. Virüs öldürmez, panik öldürür. Biz bu işi başaracağız.”