6 ay arayla koronavirüse ikinci kez yakalandı
İSTANBUL (AA) – Doç. Dr. Meral Günaldı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çok iyi korunduğunu ancak aldığı tüm önlemlere rağmen virüse yakalandığını söyledi.
Bir hastasından ya da hasta yakınından virüsü kaptığını belirten Günaldı, “Muhtemelen ilkini hastalardan aldım. Genel belirtiler olarak görüldü. Baş, boğaz ağrısı, üst solunum yolu enfeksiyonu gibiydi. Bunu fark eder etmez hastalarımı da personeli de korumak adına hemen test yaptırdım. Testim pozitif çıktı. Ondan sonrasında tedavilerim başladı. Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen filyasyon ekipleri tarafından getirilen ilaçları kullandım. Antiviral ve antibiyotik ilaç kullandım. Aslında bunlar daha çok virüsün tedavisine yönelik olsa da şikayetlerimiz fazlaydı onlar da zaman içinde azaldı.” diye konuştu.
Günaldı, ailesini de korumak için hastalık süresi boyunca ayrı bir odada kaldığını dile getirerek, mümkün olduğu kadar o odadan çıkmadığını, yeme içme ihtiyacını da aynı oda da giderdiğini ifade etti.
“Doktorlar olarak sürekli risk altındayız”
Hastalığı atlattıktan sonra test yaptırdığını ve vücudunda tekrar bulaşmayı engelleyen antikor düzeylerinin oluşmadığını kaydeden Doç. Dr. Meral Günaldı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İlk kez yakalandıktan sonra antikorum oluşmadığı için korunmaya daha da dikkat ettim. İlkini atlattıktan yaklaşık 6 ay sonra tekrar üst solunum yolu enfeksiyonu ve öksürük şikayetim oldu. Ateş yükselmesi olması üzerine tekrardan test yaptırdım. Testim tekrar pozitif geldi. Eş zamanlı olarak ailemde de pozitif çıktı. Doğrusu virüsü onlara ben mi bulaştırdım onlar mı bana bulaştırdı bilmiyorum. Bu iş gerçekten çok zincirlime olarak gidiyor. Doktorlar olarak sürekli risk altındayız. Hastaneye girip çıkmak bile başlı başına bir risk. Hastalarımıza bu konuda çok dikkatli gidip gelmelerini söylüyoruz. Teması mümkün olduğu kadar azaltmaya çalışıyoruz. Kendi ünitemizde de hasta yakınlarını uzak tutmaya çalışıyoruz. Sadece hastalarımızla temas ederek, onları ve kendimizi koruyarak yapıyoruz bunu. Muhtemelen ben hastaneden kaptım ya da evdekilerden ya da dışarıdayken biriyle temas halinde olduğumuz sırada aldık. Bulaş artık toplum arasında çok kolaylıkla oluyor maalesef.”
Günaldı, ikinci kez yakalandığı virüsün ilkinden farklı belirtilere yol açtığına dikkati çekerek, ikincisinde koku ve tat kaybının olduğunu, ateşinin biraz daha yüksek ve uzun sürdüğünü ayrıca öksürüğünün olduğunu anlattı.
Doktor arkadaşlarından, özellikle yoğun bakım bölümlerinde çalışanlarından 3. kez virüse yakalananların olduğunu dile getiren Günaldı, “İlk başta antikoru oluşup sonra antikoru negatif olup, tekrardan ikinci kez geçiren arkadaşlar olduğunu duyuyoruz. Hekim olarak, sağlık çalışanları olarak gerçekten hepimiz çok risk altındayız ve defalarca bunu geçirmek zorunda kalıyoruz maalesef.” dedi.
Doç. Dr. Meral Günaldı, virüsten korunmak için en önemli tedbirlerinden birinin sosyal ilişkileri azaltmak olduğuna vurgu yaparak, “Mümkün olduğunca kişilerin teması azaltması lazım. Sosyal ortamlarda kalabalık oluşmaması gerekiyor. Mutlaka maske kullanmalıyız. Bu dönem sosyal ilişkilerimizi indirgememiz, azaltmamız şart. Sevdiklerimizden uzak kalma pahasına da olsa onların hayatlarını kurtarmak, özellikle sağlık çalışanlarını, doktorları, hemşireleri korumak adına lütfen kendilerini bu konuda riske atmasınlar. Çünkü bizler çok mücadele ediyoruz. Bizler çok risk altında kalıyoruz. Sadece bizler değil, bizimle aynı evde yaşayanları da bu riskin altına atıyoruz. Bunlar çok önemli sorumluluklar.” ifadelerini kullandı.
Kovid-19 ile mücadelede aşının önemine değinen Günaldı, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Eğer bir konunun karşısında iseniz mutlaka elinizde kanıtlarınızın olması lazım. Güçlü verilerinizin olması gerekiyor. Aşının işe yaramayacağına dair veya aşının zararlı olacağına dair bu kadar yaygın bir pandemi ortamında insanların hayatı bu kadar tehlike altındayken, ‘Aşı işe yaramıyor’ ya da ‘Aşı çok zararlı’ demek çok iddialı ve çok ciddi bir sorumluluk. İnsanlar arasında aşının yapılmasına engel olmak için elimizde çok büyük bir datanın olması lazım ki böyle bir kanıt da yok ve oluşmaz da kolay kolay. Bu yüzden en azından faydalı olabilecek bir şeyin önüne geçmemek lazım.”
Muhabir: Kenan Irtak