FETÖ'nün sınav hileleriyle resmi kurumlara sızması itirafçıların ifadelerinde yer aldı
İSTANBUL (AA) – Fetullahçı Terör Örgütü’ne yönelik soruşturma kapsamında, örgütün yapılanmasında yer alan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan örgüt mensupları, kamu kurumlarına giriş için yapılan sınavlara ilişkin dikkat çekici itiraflarda bulunuyor.
Kurulduğu günden bu yana kendisinden olmayana yaşam hakkı tanımayan FETÖ’nün karanlık yüzünü, uzun yıllar örgütün kritik birimlerde görev almış itirafçılar anlatıyor. Darbe girişiminden, devletin kritik birimlerine sızma stratejisine kadar örgüte dair bilinmeyenleri deşifre eden itirafçılar, böylece FETÖ’nün çözülmesine önemli katkı sunuyor.
Bu isimlerden biri de 22 yıl boyunca örgütte yer alan eski bir subay. Yüzlerce kişinin adını veren ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan itirafçı, örgüte nasıl girdiğini ve verilen talimatları ifadesinde tek tek anlattı.
İtirafçı subay, fen lisesi sınavına girmeden önce askeri lisede okumak isteyip istemediğinin sorulduğunu, kendisinin de teklifi kabul ettiğini söyleyerek, askeri okula girişte kendisine soruların nasıl verildiğini şöyle anlattı:
”Teklifi yapan abi, bana formları getirdi. Formları doldururken cemaate ne derece bağlı olduğumu anlamak için teste tabi tuttular. Abi bana ‘Hoca efendiyi korumak için elinde bir el bombası olsa onun pimini çeker misin? Kendini hoca efendi için feda eder misin?’ diye sordu. Ben de ‘Evet’ dedim. Daha sonra formları doldurduk. Ailem de itiraz etmeden formları doldurdu. Formları abiye verdim, o götürdü ve teslim etti. Nereye götürdüğünü de bilmiyordum. 1994 yılında Kuleli Askeri Lisesi sınavına girmeden iki gün önce, abiler bana sınavda çıkacak 50 soruyu getirdiler. ‘Soruyu çöz, cevabını ezberle.’ dediler. Sınavda çıkan sorular, abilerin getirdiği sorularla aynıydı. Sınavdan, asil listeden kazanacak şekilde puan aldım. Abiler beni tebrik ettiler ve iki haftada bir sivil kıyafetlerle eve gelip gitmemi söylediler.”
FETÖ soruşturması kapsamında komiserlikten ihraç edilen itirafçı H.E. de ifadesinde, şüpheli Bayram Apak’ın, örgüte mensup tüm polisleri toplayarak, komiserlik sınav sorularını ve cevaplarını dağıttığını, sınavı bu şekilde kazandıklarını anlattı. Örgüt içerisinde verilen görevleri aktaran, il imamları ve örgütte yer alan meslektaşları dahil 200’den fazla kişinin isimlerini söyleyen H.E, örgütün toplantılarında yapılan konuşmaları da anlattı.
“Mavi Marmara itirafı”
Birim sorumlusu olarak katıldığı il istişare toplantısında, sınavı kazanan örgüt mensubu komiser yardımcısı adayların sayısı kadar apoletin alınarak FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen’e götürüldüğünü anlatan H.E, ”Gülen’den kendisine verilen rütbeleri okuyup dua etmesi istenir. Gülen de paket halinde kendisine gelen rütbelere okuyup dua ettikten sonra bu rütbeler, kursta başarılı olup mezun olan cemaat mensuplarına verilirdi. Bu apoletin görev sırasında bizi kötülüklerden ve belalardan koruyacağı düşüncesi vardı.” ifadelerini kullandı.
İtirafçı eski polis, 2010 yılı Mayıs ayı sonlarında gerçekleşen İsrail’in Mavi Marmara gemisine saldırısı sonrasında Bayram Apak’ın düzenlediği il istişare toplantısında kendilerine, ”Sizlere bir şey söyleyeceğim. Ancak bu aramızda kalsın, alt gruplar ile paylaşmayın.” dediğini aktararak, o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ı kastederek, “Eğer ki Mavi Marmara’da başarılı olabilseydi, ne Türk okullarının ne de Türkçe Olimpiyatlarının esamesi okunmazdı.” şeklinde konuştuğunu ifade etti.
Sağlık raporu taktiği
FETÖ’nün sözde TSK yapılanmasına ilişkin soruşturmada itirafçı olan şüpheli A.H’nin de askeri hastanede alınan sağlık raporlarına ilişkin beyanları dikkati çekti. A.H, Deniz Harp Okulunu kazanan öğrencilerin, Kasımpaşa Askeri Hastanesi Sağlık Kurulunda doktor raporu alınırken, örgüt üyelerinin birbirlerini tanımaları için kullanılan yöntemi şöyle anlattı:
”Örgüt mensubu askeri öğrencilerin, sağlık kurulunda görev yapan örgüt mensubu doktorlar tarafından tanınmalarını kolaylaştırmak için alacakları raporun sağ üst köşesine nokta işareti koydurulurdu. Bu şekilde örgüte bağlı öğrencilerin kuruldan geçmeleri sağlanır. Rapora gidecek öğrencilerin evraklarına bu şekilde işaret konulmasına ilişkin talimat verilmişti.”
FETÖ’nün, kamu kurumlarına giriş sınavlarında, örgüt mensuplarına soruları sızdırmanın yanı sıra yazılı sınavlarda uyguladığı taktik, bir sanığın itirafıyla ortaya çıktı.
Örgütün, MİT’in de aralarında bulunduğu devlet kurumlarına eleman sızdırmak için açtığı çalışma evlerine ilişkin davada, “örgüt yöneticiliği” suçundan yargılanan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı olan sanık H.A, memur olduktan sonra Ankara’ya döndüğünü ve çalışma evlerine yeniden çağrıldığını, bu evlerde kalıp devlet kurumlarının düzenlediği sınavlara girildiğini belirtti.
FETÖ’nün ”nokta” taktiği
Sanık H.A, örgütün sınavlara ilişkin dikkati çekici stratejilerini şöyle anlattı:
”Ankara’da kaldığım evde bizden sorumlu C.G, Dışişleri Bakanlığı sınavına girmemi istedi. Gerekçe olarak da bu bakanlıkta örgüt mensuplarının sayısının az olduğu söylendi. Bakanlık sınavına hazırlanmaya başladık. Bir seneden fazla ders çalıştık. Dışişleri Bakanlığı sınavı, test ve yazılı sınavdan oluşuyordu. Sınava 1-2 gün kala, hem test hem de yazılı aşaması soru havuzu geldi. Bu havuzdaki soruların bir kısmı çıkıyordu. Bir kısmı aynı oluyordu, bir kısmı olmuyordu ama konu aynı sadece soruluş tarzı değişiyordu.
Bu noktada şunu belirtmek istiyorum. Dışişleri Bakanlığı’na giriş için düzenlenecek yazılı sınavdan önce bize ‘Soru kağıtlarının arkasına nokta ile işaret bırakmanız gerekiyor.’ denildi. Nokta ile işaret bıraktığımız zaman sınav kağıtlarını okuyanlar, bizim bu örgüt ile irtibatlı olduğumuzu bilecek ve daha yüksek not verecekti. Görünecek şekilde bıraktık. Ben sınavı bu şekilde kazandım. Bu şekilde de bakanlıkta örgütle ilişkisi olanların sayısı artıyordu.”
Sanık H.A, bakanlıktaki örgüte mensup bildiği isimleri de tek tek verip aynı evde kaldığı örgüt elemanların da teşhis etti. Sanık, verdiği isimlerden 3’nün kaymakam olduğunu kaydetti.
Dışişleri Bakanlığında çalışmaya başladıktan sonra örgütün bir evinde bu bakanlığın sınavına çalışanlara bakmakla görevlendirildiğini dile getiren sanık H.A, evdekilere öğrencilerden sorumlu olan şahıstan soru havuzunu alıp verdiğini de anlattı.