Skolyoz hastaları için yerli fizik tedavi cihazı geliştirildi
KOCAELİ (AA) – Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde faaliyet gösteren bir Ar-Ge firması tarafından skolyoz hastaları için yerli fizik tedavi cihazı geliştirildi.
KOSGEB’in Ar-Ge ve İnovasyon Destek Programı kapsamında Kinetik Medikal firması tarafından 3 yıllık çalışma sonucu geliştirilen ve “Spinamot” adı verilen cihazla hastalara fizik tedavi protokollerinde yer alan, etkinliği kabul edilmiş skolyoz egzersizleri, terapistler tarafından daha fonksiyonel şekilde uygulanabiliyor.
Skolyoz hastalarında üç boyutlu egzersizleri içeren özel tedavi metotları uygulayarak klinik uygulamada görülen iki önemli soruna çözüm getiren cihaz, omurga üzerinde etkili kuvvet uygulama zorluğunun ortadan kalkması ve eğriliğin tipine göre uygun egzersiz seçilmesi konusunda kolaylık sağlıyor.
Mekanik düzenek ve yazılım destekli görsel yönlendirme sistemi olmak üzere 2 ana parçadan oluşan Spinamot sayesinde omurgaya üç boyutlu yapı üzerinde istenilen seviyede kuvvet uygulanabilirken hastalar da egzersizlerini doğru yönde yapabiliyor.
“Spinamot hastaya konforlu ortam sağlayarak, egzersizleri düzenli hale getirecek”
Kocaeli Üniversitesi Teknoparkı’nda faaliyet gösteren firmanın genel müdürü Birol Topçu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, firmayı 2010 yılında fizik tedavi cihazları alanında Ar-Ge çalışmaları yapmak amacıyla kurduklarını söyledi.
Klinik uygulamada zorluğu olan hastalıklara yöneldiklerini ve bu kapsamda 3 yıl önce skolyoz hastalarının tedavisindeki zorluklara çözüm getirmek için bir cihaz üzerinde çalışmaya başladıklarını anlatan Topçu, Spinamot’un, skolyoz hastalarının tedavisinde kullanılan mekanik bir sistem olduğunu ifade etti.
Topçu, skolyoz hastalarının klinik tedavilerinde son yıllarda üç boyutlu egzersizlerin uygulandığına işaret ederek geliştirdikleri ürünle bu hareketlerin yapılabilmesi için hastaya mekanik ortam sağladıklarını anlattı.
Klinik uygulamada iki güçlük olduğuna dikkati çeken Topçu, “Kocaeli Üniversitesinde yapılan kısa çalışmalarda hastalar üzerinde olumlu etkileri olduğu gözlemlendi. Mekanik olarak zaten skolyozda bazı uygulamalar kolaylaştırıldığında, etkisinin de olumlu olacağını düşünmekteyiz. Burada en büyük güçlük, hastaların egzersizlerini düzenli olarak yapabilmesi. Spinamot’un bu anlamda hastaya konforlu bir ortam sağlayarak, egzersizleri düzenli hale getireceğini düşünüyoruz.” diye konuştu.
“Yüzde 100 yerli olarak geliştirildi”
Topçu, Spinamot’un en önemli özelliğinin üç boyutlu eksende kuvvet uygulaması olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Mevcut durumda hastaların kendilerini belli bir yere dayamaları, yer çekimine doğru vücutlarını bükmeleri veya terapistin belli açılardan hastaya kuvvet uygulaması gibi düzensiz hareket eyleyicileri söz konusu. Bunu daha konforlu bir ortama aldık. Hastaya istediğimiz seviyeden kuvvet uygulayabilecek mekanik bir sistem oluşturduk. Hastayı kontrol altına aldık. Yani terapistin veya hastanın kafasının karışması söz konusu olmayacak. Cihaza skolyoz eğriliğinin yönünü girdikten sonra görsel yönlendirme sistemi hastaya uygun egzersizlerini otomatik olarak sürekli yaptıracak. Yani her gün hasta ‘hangi yöne egzersiz yapacağım’ gibi bir düşünce içerisine girmeyecek.”
Yüzde 100 yerli olarak geliştirdikleri cihazın dünyada bilinen bir örneği olmadığını söyleyen Topçu, “Cihazın klinik uygulamaya sokulması için bazı koşullardan geçmesi gerekiyor. Cihazımızdaki etkiyi gösterecek çalışmaların yapılması sonrasında dünya üzerinde etki oluşturacağını ve ihracatının söz konusu olacağını düşünüyoruz.” dedi.
“Egzersiz programından çıkan sonuçlar rapor haline dönüştürülebiliyor”
Projede görev alan mekatronik mühendisi Cengiz Murat Tekinbüğrü de dünyada sık görülen skolyoz hastalığının tedavisinde kullanılmak üzere yazılım destekli mekanik cihaz geliştirdiklerini kaydetti.
Cihazın temelde 2 ana parçadan oluştuğunu belirten Tekinbüğrü, şunları kaydetti:
“Cihazımızın mekanik düzeneğinin ortasında yer alan özel tasarım koltukta hastamız oturuyor ve hastamızı burada skolyozun tipine göre sabitliyoruz. Daha sonra hasta bilgilerini görsel yönlendirme sistemine girip ona göre egzersizler seçiyoruz ve bunları animasyon canlandırmasıyla hastaya gösteriyoruz. Daha sonra hasta bu gördüğü egzersizleri yaparken anlık olarak geri dönüşler veriyoruz, eklem noktaları doğru yerde mi değil mi şeklinde.”
Tekinbüğrü, uygulanan egzersiz programından çıkan sonuçların her seans için veya tüm seansların ortalaması alınarak bir rapor haline dönüştürülebildiğini aktararak böylece grafiğe aktarılan bilgilerle katedilen ilerlemenin rahatlıkla gözlemlenebileceğini sözlerine ekledi.