Uzmanından Kovid-19 aşısıyla ilgili 'bilgi kirliliği' uyarısı
Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, etkin bir aşılanma olmadan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının önüne geçilmesinin zor olduğunu belirterek, “Aşıların içinde bulunan bazı maddeler hakkında hiçbir yetkinlik sahibi olunmadan gereksiz yorumlar yapılıyor. Bilinmelidir ki insana uygulanacak aşı dahil her ürünün standardı çok yüksektir. Halkımızın bu hikayelere kulak asmamasını rica ediyorum.” dedi.
Dünya genelinde yaklaşık bir yıldır etkili olan Kovid-19 ile mücadele kapsamında Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkede aşı ve ilaç çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.
Bu çerçevede güvenilirlik ve etkinlik açısından başarılı sonuçlara ulaşılan aşılardan bazılarının faz-3 çalışmalarında da önemli bir yol katetildi.
Uzmanlar, bu süreçte aşılara ilişkin özellikle sosyal medyadaki bilgi kirliliğinin sağlığı tehdit edebileceği uyarısında bulunuyor.
Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, AA muhabirine, yaşlılarda ağır seyretse de genç yaşlı demeden tüm insanlarda hastalık yapabilen ve ölüme yol açan bir virüsle karşı karşıya olunduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Hastalananlar, yoğun bakıma yatırılanlar, ölümler sayılarla-yüzdelerle ifade ediliyor ancak çok sevdiğiniz bir yakınınızı kaybettiğinizde bu istatistik sizin için yüzde 100’dür. O nedenle, bu hastalığa karşı kitlesel önlem almamız şart. Bu hastalığı kitlesel aşılamayla yenebiliriz. Kitlesel bağışıklık için de toplumun en az yüzde 70’inin aşılanması gerekir. Aşıların tarihine baktığımızda aşı sayesinde birçok bulaşıcı hastalığın tarih sahnesinden silindiğini görüyoruz; kızamık, kabakulak, çiçek, suçiçeği gibi. Tarihte de aşı uygulamasına bağlı olumsuz vakalar da bildirilmemiştir.
Aşı konusunda olumsuz olarak yazılan çizilen ve sosyal medyadan paylaşılan bilgileri işittikçe aklımın almadığını söylemek istiyorum. Aşılanmanın insan sağlığına zararlarından ziyade faydaları üzerinde durulmalıdır. Görülüyor ki etkin bir aşılanma olmadan bu salgının önüne geçilmesi zor. Aşıların içinde bulunan bazı maddeler hakkında hiçbir yetkinlik sahibi olunmadan gereksiz yorumlar yapılıyor. Bilinmelidir ki insana uygulanacak aşı dahil her ürünün standardı çok yüksektir. Halkımızın bu hikayelere kulak asmamasını rica ediyorum.”
“Vatandaşlarımız komplo teorileri konusunda dikkatli olsunlar ve aşıdan korkmasınlar”
Prof. Dr. Ahmet Aydın, Kovid-19 aşısına ilişkin özellikle sosyal medyada gündeme gelen bilgi kirliliğine yönelik, “Vatandaşımız tarih kitaplarına baksın, geçmişe bir baksın.” diyerek, aşının tarihte ilk defa kullanılmadığını söyledi.
Halkın ve vatandaşların bilim insanlarının verdiği bilgilere güvenmesi gerektiğini dile getiren Aydın, şöyle devam etti:
“Şu dönemde inanılmaz yazılarla karşılaşıyoruz. Komplo teorilerini birileri ortaya atıyor, bilim insanlarımız da halkımızı aydınlatmaya çalışıyor. Vatandaşlarımız komplo teorileri konusunda dikkatli olsunlar ve aşıdan korkmasınlar. Bu noktada yine Bakanlığımızı takdir etmek lazım, çünkü öncesinden aşı üretici firmayla angajman yaparak içinde bulunduğumuz günlerde aşıya erişim sağlanacak. İyi ki önceden bağlantı kurulmuş. Bu bağlantı kurulmamış olsaydı belki de biz bugün bu aşılara uzaktan bakacaktık ve gelmesini bekleyecektik. Bu nedenle ülkemizdeki testlerden sonra aşılama için birbirimize destek olmalıyız.”
“Endişe etmeden aşıyı kullanmamız ve bağışık insan sayısını hemen artırmamız gerekiyor”
Prof. Dr. Aydın, pandeminin önlenmesi için dünyada, şu an üretilmiş aşılara yönelik büyük talep olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Diğer aşı üreticileri örneğin BionTech, Pfizer ve Moderna daha üretim aşamasında birçok bağlantısı kurulmuş ve talepler almıştı. Bakanlığımız da Sinovac aşısı CoronaVac ile bağlantıyı dün kurmadı, çok önceden çıkıldı bu yola. Yeni verilmiş bir karar olsaydı CoronaVac’a da bu dönemde ulaşamazdık. Biliyorsunuz ki şu an bu aşı, ülkemizde 3 binin üzerinde gönüllüye uygulandı ve herhangi bir problemle karşılaşılmadı. Aşılar bugün, yarın geldiğinde Bakanlığımıza bağlı Halk Sağlığı Laboratuvarlarında üretilen aşının farmakopelere göre gerekli kabul testleri yapılacaktır ve uygun bulunması halinde de uygulanmaya başlayacaktır. Aşı geldiğinde, kullanıma hazırlandığı takdirde, endişe etmeden aşıyı kullanmamız ve bağışık insan sayısını hemen ciddi bir şekilde artırmamız gerekiyor.”
“Kovid-19 aşısının hızlı çıkmış olması güvensiz olduğunu göstermez”
Bir aşıdan beklenen standart özellikler olduğunu ifade eden Aydın, bunları aşının etkinliği, güvenilirliği, görünüşü, PH’sı, sterilitesi şeklinde sıraladı.
Prof. Dr. Aydın, Türkiye’ye gelen her aşının analizinin Halk Sağlığı Laboratuvarında yapıldığına işaret ederek, “Aşı dahil bir sağlık malzemesi geliştirmenin, en başından sonuna kadar tüm süreçlerinde bulunan bir insan olarak şunları söyleyebilirim. Bilim çok hızlı ilerliyor ve çalışmalar çok koordineli gerçekleşiyor. Şu an bizlere sunulmakta olan aşılar insanlara uygulanmadan önce taşıması gereken özelliklerin test edildiği klinik öncesi araştırmalar denilen testlerden geçer.” diye konuştu.
Aşılarda bu testlerde etkin ve güvenilir olduğu ispatlanırsa insan faz çalışmalarının başladığını ifade eden Aydın, şöyle devam etti:
“Faz-1 çalışmada az sayıda gönüllü, faz-2 çalışmasında yüzlerle ifade edilen gönüllü ve faz-3 çalışmasında ise binlerle ifade edilen gönüllülerde uygulama yapılır ve tüm etkinlik ve yan etki profili belirlenir. Bizlere ulaşmış olan şu anki aşılar bu süreçleri hızlı bir şekilde kateterek gelmiş aşılardır. Her biri en az 40 bin kişide denenmiş aşılardır. Daha neden korkulur anlaşılır gibi değil. Bir kafa karışıklığı da 9-10 ay gibi kısa sürede geliştirilmesi olabilir. Ancak pandemi şartları bunun neden hızlı olması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Bir ilaç geliştirme çalışması şöyle gerçekleşir. Önce laboratuvarda bilim insanları çalışır, şu hastalığa yönelik ilaç geliştireceğim diye hedefini belirler. Laboratuvarda önce 4-5 ay kadar çalışır. Bir hastalığa iyi geleceğini düşündüğü bir formülasyon geliştirdiğimiz zaman, endüstriye-ilaç firmalarına döner, elinde olan formülasyon için onlardan yatırım yapmasını ister. Yöntem budur. Ama nisanda biz bu işi duyduğumuz zaman, daha araştırmalar tüpteyken, çalışmalar bir aşıyı üretecek firmalarla birlikte eş zamanlı olarak yürütüldü. Bu bize inanılmaz hız kazandırır. Çünkü bilimsel çalışma ayrıdır, üretim boyutu ayrıdır. İkisi farklı zamanlarda yürür ama Kovid-19 aşısında yola beraber çıkıldı. Ayrıca bilgisayarlı modeller artık yolunuzu çok kısaltıyor. Hızlı ürün geliştirmek artık sürpriz değil. Kovid-19 aşısının hızlı çıkmış olması güvensiz olduğunu göstermez.”
“Ne mutlu bize ki hem ilaca hem de güvenli olduğu bildirilen aşıya erişiyoruz”
Prof. Dr. Ahmet Aydın, ilaca ve aşıya erişimin önemine de dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“İçinde bulunduğumuz durumda ne mutlu bize ki hem ilaca erişebiliyoruz hem de etkin ve güvenli olduğu bildirilen aşıya kavuşuyoruz. Burada endişelenecek bir durumun olmadığını, tam tersine gerekli ilaç ve aşıya ulaştığımız için mutlu olmamız gerektiğini düşünüyorum. Ancak şu da unutulmamalıdır. Evet aşılama işimizi çok kolaylaştıracak ancak hemen bugünden yarına iş bitecek anlamı çıkarılmamalıdır. Yine maske, temizlik ve mesafe kurallarına uymak zorundayız ki bu süreçten kısa sürede kurtulalım. Konunun uzmanları olmayan kişiler tarafından yapılan yorumlara kulak asmayalım ve mücadele gücümüzü zayıflatmayalım. Davranış tarzımızla, şu an canla başla çalışan sağlık çalışanlarına hangi katkıyı verdiğimizi düşünelim ve onların işini kolaylaştıracak her türlü adımı atmanın bir insanlık borcu olduğunu unutmayalım lütfen.”