Yerli sanayide dijital dönüşüm 'Türkiye Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezi' ile hızlanacak
ANKARA (AA) – Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ve Dünya Ekonomi Forumu (WEF) iş birliğiyle kurulan Türkiye Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezinin açılış törenine videokonferans yöntemiyle katıldı.
MESS’in, Bakanlık öncülüğünde WEF Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezleri Ağı’na dahil olduğunu belirten Varank, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla dijital dönüşümün öneminin arttığına işaret etti. Varank, “İçinde yaşadığımız bu süreç, ülkelere pek çok risk ve fırsatı aynı anda getiriyor. Ülkeler kendilerine uygun yol haritalarını belirliyor ve iç dinamiklerine uygun yeni refleksler geliştiriyor. Pek çok ülkenin salgınla birlikte gündemine aldığı, yerlilik, millilik, teknolojik dönüşüm kavramlarını, biz zaten 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimizin merkezine koymuştuk.” dedi.
Stratejide belirlenen ana hedeflere değinen Varank, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin potansiyeli gerçekten çok büyük. Genç bir nüfusumuz, güçlü bir sanayi altyapımız var. Adeta sıfırdan inşa ettiğimiz Ar-Ge ve girişimcilik ekosistemimiz her geçen gün daha da gelişiyor. Artık yüksek teknoloji ve ileri tasarım becerileri gerektiren işlere imza atabiliyoruz. Türkiye’nin teknolojik dönüşümünü gerçekleştirecek, ülkemizi kritik teknolojilerin sadece pazarı değil, üreticisi haline getirecek yol haritalarımız hazır.”
“Güçlü uluslararası iş birliklerine ihtiyaç var”
Varank, dijital dönüşümün sağladığı rekabetçilik avantajından maksimum düzeyde faydalanabilmek için güçlü uluslararası iş birliklerine ihtiyaç olduğunu ifade ederek, Türkiye Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezinin bu noktada kilit bir rol oynayacağını söyledi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, MESS ve Dünya Ekonomi Forumu iş birliğiyle kurulan merkezin dünyadaki 9, Avrupa’daki 2 merkezden biri olduğuna dikkati çeken Varank, şu ifadeleri kullandı:
“Burada, kamu, özel sektör, üniversite ve STK iş birliğiyle başta sanayimiz olmak üzere dijital dönüşümü hızlandıracak politikalar ve projeler geliştireceğiz. Dünyadaki eğilimleri ilk elden takip ederek, önde gelen akademisyen, girişimci ve teknoloji şirketleriyle doğrudan bağlantı kuracağız. Merkezimiz hem Türkiye özelinde projeler tasarlayacak hem de yapacağı pilot uygulamalarla kamuya mevzuat önerilerinde bulunacak.”
“İlk aşama projelerimiz dahi 4. Sanayi Devrimi’ndeki rolümüze katkı sunacak”
Varank, KOBİ’lerin Dijital Dönüşümünü Hızlandıracak Endüstriyel Nesnelerin İnterneti Projesi’ni ekim ayında başlattıklarını belirterek, buna ilişkin bilgi verdi.
Hedeflerinin 2 bin KOBİ’nin dijitalleşme süreçlerinin tamamlamasını sağlamak olduğunu ifade eden Varank, projenin çıktılarını da destek ve teşvik sistemini geliştirirken kullanacaklarını dile getirdi.
Varank, Teknolojinin Sorumlu Kullanımı Projesi ile yapay zekanın etik kullanımı için temel prensipleri belirleyeceklerini, Sanayide Rekabetçilik İçin Verinin Doğru Paylaşımı Projesi ile de sanayiye yönelik verilerin doğru ve zamanlı kullanımıyla ilgili çalışmalar yürüteceklerini vurgulayarak, “Merkezimizde gerçekleştireceğimiz ilk aşama projeler dahi Türkiye’nin 4’üncü Sanayi Devrimi’ndeki rolüne büyük katkılar sunacak.” değerlendirmesinde bulundu.
“Merkezimiz çığır açıcı teknolojilerde Türkiye’yi marka yapacak”
Yeni dönemde planladıkları tüm adımları Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla attıklarına dikkati çeken Varank, şunları söyledi:
“Sanayimizin teknolojik dönüşümüne hizmet edecek politikaları, destek ve teşvik mekanizmalarını bu vizyonla kurguluyoruz. Kritik teknoloji ürünlerinin, yerli imkanlarla üretilmesi için Ar-Ge’den yatırıma kadar uçtan uca bir destek mekanizması olan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nı hayata geçirdik. Bu programla cari açık verdiğimiz ithal ürünleri yurt içinde üretebileceğiz.”
Varank, Sanayileşme İcra Komitesinin ve Yapay Zeka Enstitüsünün kurulması, MEXT Teknoloji Merkezinin açılışının gerçekleştirilmesi, Model Fabrika kurulması gibi çalışmaları hatırlatarak, tüm bunları gerçekleştirebilmek için insan kaynağının önemli olduğunu bildirdi.
Mevcut iş gücünü geleceğin mesleklerine yönlendirecek projeler yapmanın yanında, çocuk ve gençlerin teknolojik bilgi ve donanımına öncelik verdiklerini belirten Varank, 30 şehirde kurdukları “Deneyap Teknoloji Atölyeleri”nde, çocuklara kapsamlı eğitimler verdiklerinde, 2023’e kadar buralardan 50 bin teknoloji yıldızı yetiştireceklerini bildirdi.
Varank, önde gelen teknolojilerde yetkin ve nitelikli insan kaynağını da Türkiye’ye kazandırdıkları, Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı’nda gelecek yıl açılacak yeni çağrıyla en az 100 üst düzey araştırmacıyı daha ülkeye getirecekleri bilgisini verdi.
Geliştirilen Ar-Ge ve yenilikçilik ekosistemi, niteliği güçlendirilen insan kaynağı ve açılışı yapılan merkezlerle Türkiye’nin hedeflerine çok yakın olduğunu vurgulayan Varank, “Türkiye’yi 4’üncü Sanayi Devrimi’nin trendlerini belirleyen ülkelerden biri yapmakta kararlıyız. Çığır açıcı teknolojiler ve sanayinin dijital dönüşümünde Türkiye’yi marka ülke yapacak olan merkezimizin, ülkemize, milletimize, Türk sanayicisine, uluslararası ortaklarımıza hayırlı olmasını diliyorum.” dedi.
“Merkezin amacı kamu-özel sektör iş birliğini artırmak”
WEF Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Klaus Schwab da Dünya Ekonomik Forumu vasıtasıyla Türkiye ile uzun süreli çok iyi ilişkiler sürdürüldüğünü belirterek, “Bu merkezin kurulması benim de hayallerimden biriydi. Nihayet bunu hayata geçirdik.” diye konuştu.
Merkezin hayata geçirilmesinde önemli olan hususun kamu-özel sektör iş birliğinin artırılması olduğunu dile getiren Schwab, “Bu merkez, hükümetlerin şirketlerle ve özellikle sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliklerini artırmak için kullanılıyordu. İstanbul’daki merkez de bu iş birliğinin temsilcisi olacak ki bu da bizim forumumuzun varlık sebebi.” ifadelerini kullandı.
Schwab, Türkiye’nin de bu uluslararası girişim ağına girmesinin çok kıymetli olduğunu dile getirdi.
“4’üncü Sanayi Devrimi’ni doğru yöneten ülkeler diğerlerinden hızlı ilerleyecek”
Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezleri Ağı Genel Müdürü Murat Sönmez, yapay zekanın en önemli girdisinin veri olduğuna işaret ederek, verilerin aidiyeti ve kullanım amaçları ile ekonomik değerin kimler tarafından paylaşılacağının önemli olduğunu söyledi.
Veri ekonomisini “önemli bir fırsat” olarak niteleyen Sönmez, “Bunun gerçekleşmesi için ilk olarak insanların ve kurumların ellerindeki verileri güvenilir bir şekilde kullanımı ve paylaşımı gerekli. İkincisi, verilerin emtia borsası gibi şeffaf bir sistemle fiyatlandırılması gerekiyor.” dedi.
Sönmez, 4’üncü Sanayi Devrimi’ni doğru yöneten ülkelerin diğerlerinden çok daha hızlı ilerleme sağlayacağını dile getirerek şunları kaydetti:
“Bunun getirdiği fırsatlar ve sorunlar çok boyutlu gelişiyor. Getirdiği fırsatları hızlandırmak ve insan odaklı çözümleri sağlamak amacıyla Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezlerinin temelini 2017’de San Francisco’da attık. Türkiye’de bugün resmi açılışını yaptığımız merkez Avrupa’da 2’nci, dünyada da ilk 10 merkezimiz arasında.”
MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol da Türkiye’de ihracatın yüzde 40’ını gerçekleştirerek ekonomiye her yıl 60 milyar doların üzerinde katkı sağladıklarını belirtti. Akkol, “Ülke ekonomisinin temel direğini oluşturan kurumları temsil etmenin bize yüklediği sorumluluk büyük. MESS olarak bu sorumluluğun bilinciyle iş barışı için aktif sorumluluk alıyoruz.” diye konuştu.
MESS’in, WEF Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezleri Ağı’na katılmasıyla Türkiye’nin artık bu alanda fikir önderleri arasında yer aldığını söyleyen Akkol “Dijital dönüşümün küresel bilgi zincirinde, trenin vagonlarından biri değil, sürecin lokomotifi oluyoruz.” ifadesini kullandı.