Türkiye’nin dolarla imtihanı (!)
Dolar hiç şüphesiz son günlerin en yoğun gündem maddesi. Kurlardaki durdurulamayan artış sonrası birçok yatırımcı dolardaki önlenemez bu artışın nerde duracağını merak ediyor !
Türkiye ekonomisinin dolarla imtihanı şüphesiz yeni bir konu değil. Yıllardır tartışma konusu olan bu durum son yıllarda kurlardaki ani dalgalanma sonrası tekrar gündemin ilk sırasına yerleşti.
Merkez Bankası yönetimindeki sürpriz değişiklikler ise kurların ateşine benzin döken bir durumu beraberinde getirdi. Son olarak dün gece yarısı Merkez Bankası yönetiminde üç kritik ismin görevden alınması sonrası zaten rekor seviyelerde bulunan doların daha da zirve noktalara çıkarak 9.18 ile tüm zamanların rekorunu kırmasına yol açtı.
Piyasa ekonomisinin temel yapı taşlarından birisi olan Merkez Bankasının bağımsızlığı son dönemde çok fazla tartışma konusu olmuş durumda olan bir durum. Bu ise doların ateşinin artmasına yol açan unsurlardan biri olarak ön plana çıkıyor.
01 Ocak 2021 yani yılbaşında 7,43 TL olan dolar kuru bugün gelinen noktada 9,18 TL. yani 9 ,5 ayda yaklaşık %30 değer kazanmış durumda. Bu durumu tam ters şekilde ifade edersek eğer Türk Lirası dolar karşısında %30 kan kaybetmiş. Yapılan araştırmalara göre Türk Lirası dolar karşında en fazla değer kaybeden para birimi olarak ilk sırada yer alıyor.
Son dönemde dile getirilen rekabetçi kur ise ihracat perspektifinden olaya baksa da Türkiye gibi yapısal sorunları olan bir ülke için çok fazla geçerli bir durum değil.
Kurlardaki bu önlenemez yükselişin ise en acı reçetelerinden biri enflasyon olarak karşımıza çıkıyor.
Üretim girdilerinde çok fazla dışa bağımlı olan ülkede kurlardaki ufak bir değişimin üretim maliyetlerine etkisi enflasyonun kontrolden çıkmasına yol açıyor.
Peki dolar tekrar eski seviyelerine döner mi?
Bu soruya olumlu cevap vermenin imkanı şu konjonktürde maalesef bulunmuyor. Çünkü Merkez Bankası başta olmak üzere düzenleyici ve denetleyici kurumlara duyulan piyasa güveni tarihin en kötü seviyelerinde.
Neden TL’ye talep yok? En büyük nedeni enflasyon hesaplarına güvensizlik yani toplum, yerli ve yabancı TL yatırımcısı parasının eridiği düşünüyor ve likit olarak anında paraya çevirebileceği doları bir güven unsuru olarak elinde tutuyor.
Yani aslında faizin çok daha fazla olması gerektiğini düşünüyorlar gerçek enflasyon için ev kiralarına bakalım, gıda fiyatlarına bakalım. Köprü ve otoyol fiyatlarına bakalım diyorlar… Sizce haksızlar mı?
Diğer taraftan dövizle kontrat yasak iken dövizle anlaşma yapılan köprü, otoyol vs her türlü kamu ihalesinde neden bu geçmişte çıkan kanun şartlarına uygun hale getirilip Türkiye İstatistik kurumu enflasyon hesabına bağlanmıyor. Ya da memur maaşları baz alınsın köprü, otoyol ve kamu ihalelerinin tümünde artış kriteri olarak bu neden yok?
Devlet ve devlet üzerinden iş yaparak para kazananlar TL’ye güvenmez ise vatandaş hiç güvenmeyecektir. Bu bu kadar açık.
Taahhütlerde sene sonu kuru baz alınırsa, sene sonuna doğru kuru yukarı itenler de çok olur. Bunun sonucu da dolar neden 10 oldu dememek lazım. Ne Merkez Bankası, ne BDDK, ne SPK kimse bir şey yapamaz.
Çözüm fedakarlıksa tüm kesimler bunu yapmalı sadece maaş artışı enflasyona bağlananlar değil. Bir ülkede kiralar 6 ayda yüzde 300 artıyorsa o ülkede insani değerlerde de bir sorun var demektir.
Fırsatçılık toplumun ana sorunu haline gelmiş ve tüm değer yargıları yok olmaya yüz tutmuştur.
Dibe vurmak bazen toplumların ayağa kalkması için bir çare olabilir ancak algısı zayıf insanlar bunu da anlayamayacaktır.
Ucuz ülke olmak bir avantaj olabilir ama insanımızın ucuz olmaması gerekiyor.
Borsa’ya gelince 1400 seviyelerinde bile kalabilmesi için artık paranın yetmediği bir hale gelmiş… Yeni gelen yok, giden çok. Bir çok şirket ederinin çok altında … Bazıları da çok çok üstünde….Herkes biri bir manipülasyon yapsa da ben de para kazansam derdinde
Bizleri twitter üzerinden takip ederek özel haberlere ilk siz ulaşabilirsiniz. Telegram kanalımıza üye olup anında şirket haberlerine ulaşabilirsiniz=> https://t.me/paraajansi
paraajansı Takip İçin üye olmayı unutmayın